GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; iş kazaları resmî rakamlara baktığımızda her geçen yıl daha da artıyor, özellikle son on yılda neredeyse 11 bine yakın insanımızı iş kazası sonucu kaybetmişiz. Bu, yılda ortalama 1.100, ayda 100, günde ise 3-4 kişinin iş kazası sonucu ölümü demektir. Bu tablo övünülecek bir tablo değildir. Bazı bakanların, milletvekillerinin ve bürokratların söylemlerinden bu tabloyla övündüklerine ne yazık ki tanık oluyoruz.

Hatırlayınız, ne demişlerdi? "Ne güzel öldüler. Kader, mukadderat." diyenlere tanık olduk. Bu şartlar içerisinde tabii ki mukadderattan başka bir şey olmaz.

İş kazası sonucu hayatlarını kaybeden işçilerimizin cesetlerine ulaşılamayan kazaların bile mevcut olduğu ülkemizde, sorumlular kıllarını bile kıpırdatmadan duyarsızlık örnekleri sergilemeye devam ediyorlar. Olacak şey değil. Yaklaşımlar insanın kanını donduracak aymazlıktan başka bir şey değildir.

Son yıllarda ölümle sonuçlanan iş kazalarına bakacak olursak, ülkemizde gerçekleşen iş kazalarındaki vahim tabloyu daha iyi anlamış oluruz.

Bakınız, 11 Şubat 2011'de Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde meydana gelen kömür sahasındaki toprak kayması sonucu 10 işçimiz yaşamını yitirmiş ve hâlen göçük altındaki işçilerimizin cesetleri çıkarılmamıştır.

Kahramanmaraş kot kumlama fabrikasında meydana gelen patlama sonucu 4 işçi ölmüş, 9 işçi yaralanmıştır.

2008 yılında İstanbul'da kaçak bir iş yerinde meydana gelen patlama sonucu 23 işçi ölmüş, İstanbul Esenyurt'ta bir alışveriş merkezi inşaatında çalışan 11 işçi inşaat alanında kaldıkları çadırda uyku hâlinde iken yangında yanarak can vermiştir.

Elazığ'da meydana gelen iş kazasında 5 işçi ölmüş, 2011 yılında Ankara OSTİM sanayi bölgesinde kazan patlaması sonucu 20 işçi hayatını kaybetmiştir.

Tuzla tersanelerinde üst üste yaşanan ve sonu gelmeyen ölümlerle sonuçlanan iş kazaları hız kesmeden devam etmektedir. Maden ocaklarında meydana gelen iş kazaları da aynı şekilde devam ediyor. Kimilerine göre artık bu ölümler normal bir olay olarak karşılanmaya başlamıştır.

Bu korkunç ve ciddiye alınması gereken, yürekleri sızlatan tablo ne yazık ki AKP İktidarının aymaz politikaları ve uygulamaları sonucu olmuştur. Her geçen gün artarak devam eden, iş güvenliğini hiçe sayan kuralsız çalışma koşulları, kayıtsız çalışma ve çalışma sürelerinin uzunluğu iş kazalarının ölümcül olmasını hızlandıran etkenlerin başında gelmektedir.  Son yıllarda yoğunlaşan taşeronluk uygulamaları da iş kazalarına âdeta davetiye çıkarmaktadır. İş kazaları göz göre göre, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları hiçe sayılarak ucuz, kuralsız ve güvencesiz işçi çalıştırmanın sonucu cinayete dönüşmektedir.

Hâl böyleyken işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili önlemlerin alınmaması, yeteri kadar denetim ve yaptırım uygulamalarının yapılmaması bu cinayetlerin artmasına neden olmaktadır.

AKP, denetlemek, önlem almak yerine, özellikle son yıllarda ölümlerle sonuçlanan Tuzla'da tersanelerin ruhsat alımlarını kaldırmıştır. Gerekçe olarak da gemi inşa sanayisinde uluslararası rekabeti koruma ve işverenlerin desteklenmesini göstermektedir.

Bu uygulamalara benzer uygulamaları madencilik ve inşaat sektöründe de görmekteyiz. Bu sektörlerdeki iş kazalarında ülkemiz başı çekmektedir. Çalışma Bakanlığı, bu sektörlerde meydana gelen iş kazalarına karşı önlem almak, iş yerlerini müfettişler aracılığı ile denetlemek yerine, bu uygulamayı ortadan kaldırmaktadır.

Ülkemizdeki meslek hastalıklarına baktığımızda durumun pek iyi olmadığını, yürekler acısı tabloyu görmekteyiz. İşçi sağlığı ve güvenliğinin önemli bir konusu olan meslek hastalıklarındaki rakamsal görüntüler bizi yanıltmasın çünkü henüz ülkemizde meslek hastalıkları ciddiye alınmayarak geniş çaplı bir kayıt sistemi tutulmamaktadır. Söz konusu iş kazaları ve meslek hastalıkları, insan kaybımızın yanında, ülke ekonomimize de her yıl trilyonlarca liraya mal olmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Dünyada kabul görmüş birçok meslek hastalığı ülkemiz tarafından genel kabul görmemiştir. Meslek hastalıklarıyla etkin bir şekilde  mücadele etmek için öncelikle tıbbi   imkânların sağlanarak sağlık tesislerinin açılması gerekirken AKP Hükûmeti ne yapıyor? Meslek hastalıklarına yönelik hizmet veren Ankara ve İstanbul'daki hastanelerin kaynaklarını kesiyor. Meslek hastalıklarına teşhis koyma görevini elinden alıyor, âdeta "Meslek hastalıklarını teşhis etmeyin." diyor.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.