| Konu: | HDP Grubunun, 21/1/2015 tarihinde Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve arkadaşları tarafından, Türkiye'deki IŞİD terör örgütü faaliyetlerinin araştırılması ve engelleyecek politikaların belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 20.02.2015 |
NAZİM GÜR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, grubumuzun önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Esasında, IŞİD belası yeni bir bela değil. Biraz da bu Hükûmetin özellikle yanlış dış politikaları ve Suriye politikası nedeniyle gelişen, serpilen ve bütün dünya için, insanlık için bir tehdide dönüşen bir kara beladan söz ediyoruz. Bu konuda düşüncelerimizi sizlerle paylaşacağız.
IŞİD, geçmişte hiçbir örgütle karşılaştırılmayacak kadar, geçmişte yaşanmış hiçbir vahşetle karşılaştırılmayacak kadar vahşi yöntemler uygulayan ve insanlığı tehdit eden, insanlık değerlerini tehdit eden bir yapılanma, bir örgütlenme ve bir terörist örgüt ama gelin görün ki Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler, Cumhurbaşkanından Başbakanına ve kimi bakanlarına kadar, hâlâ IŞİD'e "terörist" dememektedirler. Bunu ısrarla ama ısrarla yapıyorlar. Bunu niye yaptıklarını birazdan hep birlikte değerlendirdiğimizde göreceksiniz. Oysaki Şengal'de soykırım yapan; Kürt kadınlarını, Ezidi kadınlarını alıp pazarda satan; Batılı gazetecilerin kellelerini uçuran, kesen; Ürdünlü pilotun cesedini vahşice yakan, canlıyken yakan bir örgütten, bir terörist örgütten söz ediyoruz. Böyle bir örgüte karşı hâlâ Türkiye'nin net bir tavır almaması, kendi müttefikleri öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyona katılmaması ve yaklaşık olarak bin kilometrelik sınırları boyunca Türkiye için bile büyük bir tehdit oluşturan bu örgüte karşı hâlâ önlem almaması, ne yazık ki IŞİD'i bugün bizim kapımıza kadar getirmiştir.
Değerli arkadaşlar, önceki gün gazetelerde çok ilginç bir yazı vardı, bir haber vardı; bu haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Millî İstihbarat Teşkilatı -MİT- yani bu ülkenin istihbarat örgütü Suriye'nin kuzeyindeki Kürt kenti Kobani'den çekilen Irak Şam İslam Devleti -IŞİD- militanlarının Türkiye'ye sızdığı uyarısında bulundu. Bu IŞİD'in önüne "terör" kavramının eklenmemesi de ayrı bir durumdur. Bu, MİT'in açıklamasıdır değerli arkadaşlar ve MİT şöyle devam ediyor; MİT, emniyet birimlerine 3 Şubat tarihinde bir mesaj göndererek "Kobani'den Türkiye'ye sızan cihatçı militanlar." diyor. Dikkat edelim, "cihatçı" diyor; burada da bir aklanma söz konusu. "Ankara ve İstanbul'daki diplomatik hedeflere silahlı ve bombalı eylem hazırlığında olduğu uyarısında bulundu." Kim bulundu? MİT bulundu, bu ülkenin istihbarat örgütü. Nasıl bir dil kullanıyor? Pozitif bir dil kullanıyor. Kime karşı? IŞİD'e karşı. Bu son derece düşündürücüdür.
Yine, MİT'in uyarı mesajına devam etmek istiyorum değerli arkadaşlar: "Ocak 2015 itibarıyla Suriye ve Irak'ta IŞİD için faaliyet gösteren yaklaşık 3 bin militanın kontrolsüz olarak bölgede bulunduğu..." Bu bölge, biliyorsunuz, Türkiye'ye bitişik bölgedir. 3 bin militandan söz ediyor. "...Suriye-Türkiye sınırı üzerinden Hatay, Adana, Ankara ve İstanbul gibi kentlere geçiş yapmak istediği, bazı militanların ise geçiş yaptığı belirtildi." Bunu biz söylemiyoruz. Ki defalarca söyledik, bu kürsülerde dile getirdik ama duymadı AKP, duymadı Dışişleri Bakanlığı ama şimdi sizin istihbarat örgütünüz bunu söylüyor, diyor ki: "3 bine yakın militan Türkiye'ye geçiş için hazırlık yapıyor."
MİT, bu kentlerde hücre evlerine yerleştirilen IŞİD militanları arasındaki bazı isimlerin diplomatik hedeflere eylem hazırlığında olduğu bilgisini verdi. Çok vahim bir durum değerli arkadaşlar. 3 binin üzerinde IŞİD militanı topraklarımıza sızmış durumda. Uyuyan hücreler hâlinde bulundukları bölgelerde sessizliklerini koruyorlar. Ne zaman uyanacaklarını ve Türkiye'yi nereden, nasıl vuracaklarını hiç kimse bilmiyor.
Değerli arkadaşlar, sizlerle başka bir belgeyi daha paylaşmak istiyorum, o da Amerika Birleşik Devletleri'nin saygın üniversitelerinden biri olan ve bu üniversite bünyesinde çalışmalarını sürdüren bir akademisyenin çalışmaları. Ve bu çalışmalar neticesinde Türkiye'nin IŞİD'i nasıl desteklediği 9 maddede sıralanıyor. Özetliyorum, ayrıntılarını vermeyeceğim.
Bu akademisyenin 1'inci iddiası şu: "Türkiye, IŞİD'e askerî teçhizat veriyor." Ve bu iddiasını kanıtlamak üzere de şöyle söylüyor: "Bir IŞİD komutanı, 12 Ağustos 2012'de, Washington Post'ta 'Bize savaşın başında katılan savaşçıların çoğunun yanı sıra teçhizatımız ve tedarikimiz Türkiye üzerinden geldi.' diyor." Bunu kim söylüyor? Bir IŞİD militanı söylüyor, uluslararası bir gazeteye söylüyor.
Yine bu iddia bitmiyor değerli arkadaşlar, 2'nci iddiası şöyle: "Türkiye, IŞİD savaşçılarına ulaşım ve lojistik destek sağlıyor." İddiasını destekleyecek birçok maddede ayrıntı veriyor ama bir tanesini size söylemekte fayda var. Özellikle Urfa'nın ilçelerinden, Hatay'ın ilçelerinden ve sınıra bitişik bölgelerinden IŞİD'in ciddi biçimde hem lojistik aldığı hem de savaşçı geçişinin sağlandığı artık bir sır değil. Özellikle Avrupa'dan, dünyanın değişik yerlerinden gelen militanların bu sınırları kullanarak geçtiğini bütün dünya biliyor.
Bu akademisyenin 3'üncü iddiası şu: "Türkiye, IŞİD savaşçılarını eğitti." diyor. Şimdi eğit-donat yapıyorsunuz, biliyoruz. Bunların yarın öbür gün size nasıl döneceğini bilemeyiz çünkü IŞİD bir bumerang, şimdi dönüp geldi, sizi vuracak ya da bizi, hepimizi vuracak. Onun için bunları söylüyorum. IŞİD savaşçılarını eğittiği... Geçmişte "El Nusra" adı altında, "radikal İslami gruplar" adı altında, "Sünni İslami gruplar" adı altında ya da "Müslüman Kardeşler" adı altında Türkiye'deki kimi askerî eğitim yerlerinde IŞİD militanlarının eğitildiğini artık bütün dünya biliyor.
Değerli arkadaşlar, bitmiyor tabii, 4'üncü önemli iddia şu: "Türkiye, IŞİD savaşçılarına tıbbi yardım sağlıyor." Artık bu bir sır değil, özellikle Urfa'daki ve bölgedeki kimi hastanelerde IŞİD yaralılarının nasıl tedavi edildiğini hepimiz biliyoruz.
5'inci iddia şu: "Türkiye, petrol alarak IŞİD'e mali destek veriyor." Bu da ayyuka çıkmış bir iddia, yine Batı basınında genişçe yer aldı.
6'ncı iddia şu: "Türkiye, IŞİD'in militan toplamasına yardım ediyor." En vahim iddialarından birisi bu. Hem Türkiye'nin içinden hem de dışarıdan Türkiye'ye gelen birçok militanın Türkiye üzerinden IŞİD'e katıldığını artık biliyoruz, bizler de biliyoruz, sizler de biliyorsunuz. Zaten başta MİT'in bu uyarısının bu anlama geldiğini hepiniz anlamış durumdasınız.
7'nci iddia şu: "Türk askerleri IŞİD'le birlikte savaşıyor." En ağır iddialarından birisi de budur. Bu son derece önemli bir iddiadır. Bunu biz dile getirmiyoruz, Batı basınındaki iddialar, değerli bir akademisyenin söylediği bir iddiadır ve bu iddiaya gerçekten Hükûmetin cevap vermesi gerekiyor. Nerede, ne zaman IŞİD'le birlikte savaştınız? Yoksa, angajman kuralları çerçevesinde açtığınız ateşler aslında IŞİD'e bir ateş desteği miydi, bu sorunun da cevabını soruyoruz ve arıyoruz.
Yine, değerli arkadaşlar, önemli bir iddia daha: "Türkiye IŞİD'e Kobani'de yardım etti." Bunu artık saklamaya gerek yok çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı Gaziantep'te "Düştü, ha düşecek." diyerek aslında IŞİD'e psikolojik destek, politik destek, diplomatik destek vermişti ve bu konuda da özellikle Kürt halkının bulunduğu her yerde IŞİD'in Kobani'yi almaması için -çünkü Kobani'nin alınması aynı zamanda Antep'in, Urfa'nın, Diyarbakır'ın düşmesi anlamına gelecekti- halk sokaklara döküldü ve duyarlılığını gösterdi.
Yine, önemli bir iddia değerli arkadaşlar: "Türkiye ve IŞİD aynı dünya görüşünü paylaşıyor." iddiası. Bu da aynı zamanda ideolojik olarak AKP'nin Sünni İslam üzerinden çizdiği ideolojik politik hattın IŞİD ideolojisiyle nasıl örtüştüğüne dair bir iddiaydı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, özellikle bu birkaç gündür Türkiye'deki birçok gazete, birçok önemli gazeteci Türkiye'nin IŞİD tehdidiyle artık karşı karşıya olduğunu kabul ediyor, IŞİD'in Türkiye'ye kesinlikle sızdığını, aramıza karıştığını söylüyor. Biz Hükûmeti bir kez daha buradan uyarıyoruz: IŞİD bir bumerang gibi size dönmeye başladı, Türkiye'yi vurmaya başladı. Belki siz zarar görmeyebilirsiniz ama Türkiye halkları ve Türkiye barışı zarar görecektir. Onun için, şimdiden alınması gereken bütün önlemleri alarak IŞİD'e karşı her türlü tedbirin alınmasını öneriyoruz. Bizim önergemizin de bu yönüyle desteklenmesi çağrısında, talebinde bulunuyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)