GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, İç Tüzük'ün 58'inci maddesine göre söz isteyen Hasip Kaplan'a söz vermemesine yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
Yasama Yılı:5
Birleşim:60
Tarih:21.02.2015

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, 58'inci madde "Bir milletvekili veya bakan kendisine ait olup geçen birleşim tutanağında yer alan bir beyanın düzeltilmesi hakkında söz isterse, Başkan, beş dakikayı geçmemek üzere söz verir." diyor. Dolayısıyla, bu her milletvekilinin hakkı. Yani, burada biz sürekli olarak Tüzük'ün uygulanması gerektiğini söylüyoruz. Tüzük tam olarak uygulandığı takdirde zaten bu problemlerin olacağını düşünmüyoruz; çatışmaların, kavgaların olacağını da düşünmüyoruz. Dolayısıyla, bir milletvekili eğer söz istiyorsa, birine verip birine vermemek, zannediyorum ki asıl çatışmanın veya kargaşanın veya itirazların temel sebebinin bu olduğu ortaya çıkıyor.

Şimdi, burada tabii ki lehinde diye söz aldım ama ben neyin lehinde söz aldım? Tüzük'ün 58'inci maddesinin lehinde söz aldım. Dolayısıyla, 58'inci madde neyi gerektiriyorsa... Milletvekillerinin taleplerini, düzeltmek istedikleri konuyu burada açıkça düzeltmelerinde büyük bir fayda vardır. Bu da aslında daha iyi, Millet Meclisimiz için daha iyi. Çünkü, hem Meclisin onuru açısından hem milletvekillerinin onuru açısından hem de kamuoyuna bu gibi konularda verilmiş yanlış beyanlar veya anlaşılmalar varsa bunların düzeltilmesi açısından son derece önemli bir madde diye düşünüyorum 58'inci maddeyi.

Bu bakımdan, Sayın Başkan, bu gibi konularda mesela usul tartışmaları açılıyor. İşte "Onu düşünürüm." Hayır, düşünme imkânınız yok Tüzük'e göre, bunu vermek durumundasınız. Eğer usul tartışması açılıyorsa usul tartışmasının gereği yerine getirildiğinde, sanıyorum, kaybedilecek zamandan daha az bir zaman içerisinde problemlerin çözümlenmesi daha kolay olur. Yani, veriyorduk vermiyorduk, onun tartışmaları aslında Meclisi daha fazla meşgul ediyor, daha büyük zaman kayıplarına sebep oluyor. Bu gibi konularda hassasiyetimizi sürdürmemiz gerekir.

Değerli arkadaşlar, zaman zaman her milletvekilinin yapmış olduğu konuşmalarda yanlış anlaşılmalar söz konusu olabilir yani sizin hedefiniz farklı bir şeydir, anlatmak istediğiniz farklı bir şeydir fakat ifadeler başka anlamlara da gelebilir. Yani, Türkçenin böyle bir durumu da söz konusudur, çok geniş bir anlama yayabilirsiniz Türkçe kelimeleri. Bundan dolayı onların yeniden açıklanma zarureti doğabilir. Bu zaruretin yerine getirilmesini sağlamak tabii ki Meclisin doğru işlemesi konusunda da en önemli etkenlerden birisidir. Bu bakımdan, ben bu tür taleplerin yerine getirilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesinin uygun olduğunu düşünüyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)