GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:62
Tarih:23.02.2015

NAZMİ GÜR (Van) - Yani işe yaramıyor gerçekten.

Günaydın herkese.

Sayın Başkan... Aslında "Sayın Başkan" da diyerek hitap etmemek lazım. Bilmiyorum yani gerçekten, saat yedi, insanın içinden konuşmak da gelmiyor böyle bir durumda. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Konuşma o zaman.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Ama şunu söylemekte fayda var: Sayın Başkan, hukukçu olduğunuzu söylediniz ama gerçekten, hukuk tanımayan, Anayasa tanımayan, bu İç Tüzük'ü tanımayan, hiçe sayan, bu Meclisin bütün teamüllerini hiçe sayan tutumunuzu, sizin ve AKP'nin tutumunu protesto ediyorum ve kınıyorum. Neden hukuk tanımayan? Çünkü Sayın Başkan, siz bir hukukçusunuz. Bu kürsüde sık sık hukukçu olduğunuzu dile getiriyorsunuz ve gerçekten güler yüzünüzle, insanî yaklaşımlarınızla, zaman zaman herkesi okşayacak tarzdaki konuşmalarınızla bizden saygıyı hak ediyordunuz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - O geride kaldı, dünde kaldı.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - O darbeden önceydi. 21 Şubat darbesinden önceydi o.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - O darbeden önceydi. 21 Şubat Başkanlık Divanı darbesi oldu.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gür.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Ama ne zaman ki bu Meclis darbesine tarafsız olmak zorunda olmanıza rağmen taraf oldunuz, o zaman bizim de saygımızı kaybettiniz. Yani bir hukukçu olarak, bir kadın olarak... Gerçekten bu konuda söylenecek bir şey bulamıyorum.

Şu Anayasa'yı hiçe sayıyorsunuz. Nasıl olsa talimatı almışsınız. Öyle ya şimdi 400'le geleceksiniz, böyle bir Anayasa'nın, beş general tarafından yazılan bir anayasanın geçerliliği sizin açınızdan yok, niye olsun ki?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Rüyalarında görürler, rüyalarında.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 274'ü bulsunlar da...

NAZMİ GÜR (Devamla) - İlga etmişsiniz Anayasa'yı, uymuyorsunuz Anayasa'ya. Niye uyasınız ki nasıl olsa yenisini yazacaksınız, kendinize uygun, yenisini yazacaksınız. Şimdiden uymamazlık ediyorsunuz bu Anayasa'ya. Anayasa'yı tanımıyorsunuz ve Anayasa'nın amir hükümlerini açıkça çiğniyorsunuz.

İç Tüzük, bütün bu Meclisteki yasama faaliyetlerini, tek tek her milletvekilini, bütün parti gruplarını ve özellikle bu Meclis kürsüsünü tarafsız biçimde yöneteceğine söz veren Meclis Başkanı olmak üzere, bütün Meclis başkan vekillerini bağlıyor değil mi Başkan? Bu sizi bağlıyor, bununla gitmek zorundasınız. "Ben istediğimi yaparım, ben sizi duymam." Burada milletvekillerini aşağılayarak, dalga geçerek...

BAŞKAN - Estağfurullah.

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Kendini aşağılıyor, kendini.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yarın tutanakları bir oku da kendini gör.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Gerçekten böyle yapıyorsunuz.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Tarih yazacak, tarih.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Bizim de haklarımız var hem size karşı hem Hükûmete karşı hem de AKP Grubuna karşı. Biz, bu hak, hukuk mücadelesini bütün gücümüzle, cesaretimizle sonuna kadar sürdüreceğiz.

Geçirebilirsiniz, gerçekten geçirebilirsiniz; bu tasarıyı, bu ülkeye faşizm getirecek bu tasarıyı, bu ülkeyi uçuruma götürecek bir tasarıyı geçirebilirsiniz, parmak sayısıyla geçirebilirsiniz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Kendileri uçuruma gidecek.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Ama, değerli arkadaşlar, bak, beğenmediğiniz bu Kenan Evren Anayasası'nda ne yazıyor biliyor musunuz? "Angarya yasaktır, işkence yasaktır." diyor. Hem angaryayı size yaptırıyorlar, siz de hırsınızı muhalefetten çıkarıyorsunuz ama biz çok sabırlıyız, emin olun çok sabırlıyız, bekleriz, sonuna kadar da bekleriz. Sizden daha güçlüyüz biz, bunu bilin. Bizim gücümüz sayıyla değil. Biz gerçekten parmak otomatı değiliz, böyle parmak kaldırıp indirmiyoruz.

Değerli arkadaşlar, siz bu halka karşı sorumlusunuz, siz tarihe karşı sorumlusunuz, siz topluma karşı sorumlusunuz.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - O yüzden kanun çıkarmaya çalışıyoruz.

BAŞKAN - Sayın Can, lütfen...

NAZMİ GÜR (Devamla) - Faşizmi dayatarak, ülkede demokrasiyi rafa kaldırarak bu ülkede bir yere varamazsınız, gerçekten varamazsınız. Bu ülkenin itibarını yok ediyorsunuz, farkında değil misiniz?

Kıytırık da olsa bir demokrasimiz var, küçük de olsa bir demokrasimiz var; geliştirmemiz gereken, radikal bir biçimde reformlar yapmamız gereken bir demokrasimiz var, onu da yok ediyorsunuz çünkü biz biliyoruz, AKP demokrat değil, demokrasiden anlamıyor, demokrasiyle hiç ilgisi yok, alakası yok.

Bu Meclisin teamüllerini de yerle bir ettiniz. Ben eminim ki, bu Meclisin güzel gelenekleri var. Bu kürsüde, biliyoruz ki, kan da döküldü, kafa da kırıldı. Ben önceki dönemleri hatırlatarak söylüyorum, burada, bir milletvekilinin Meclis içinde öldüğünü hepiniz biliyorsunuz. Benden çok daha yaşlılar var.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hepsi senden yaşlı!

NAZMİ GÜR (Devamla) - Bu Mecliste belki o dönemde bulunan arkadaşlarımız var. Bu kürsüde aşağı doğru 15 merdiven giden bir arkadaşımızı gördük.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

NAZMİ GÜR (Devamla) - Biraz önce de o korkuyu yaşadım, biraz önce de aynı korkuyu yaşadım, aynı korkuyu yaşadık. Bu kötülüğü bu ülkeye yapmaya hakkınız yok. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)