GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İç Tüzük'ün 13'üncü maddesi uyarınca daha önce yanlış yapıldığı iddia edilerek itiraz edilen oylamayla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı kararını vermeden 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam edilmemesi gerektiğine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:25.02.2015

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, biz İç Tüzük 13'üncü maddeye istinaden o gün sizlerin görev yaptığınız oturumda grupların söz hakkını, soru-cevap hakkını, birinci bölüm üzerindeki görüşmelerin ve önergelerimizle ilgili istediğimiz karar yeter sayısı ve yoklamanın uygulanmadığını şikâyet ediyoruz Başkanlık Divanına. İç Tüzük 13'üncü madde bu konuda çok açık; Diyor ki (2)'nci fıkrada: "Yanlışlık birleşimden sonra anlaşılmışsa..." Biz de birleşimden sonra anladık, tutanakları aldık ve başvurduk. Şimdi, bu başvuru Başkanlık Divanında. Çünkü hem Başkanlığınıza yaptığımız dilekçe var hem Başkanlık Divanına elden getirdiğimiz var hem CHP'nin hem MHP'nin var yani üç grubun var, ayrıca benim de var.

Şimdi, bu açık olan bir konuda dün Sayın Sadık Yakut da "Ben de ayrıca ara verip beş dakika, Başkanlık Divanına bildireceğim." dedi. Tutanaklarda var. Tutanaklarda da çok net olarak diyor ki Sayın Sadık Yakut "Sayın Cemil Çiçek'in önündedir dosya. Gelince görüşeceğiz." Dünkü ifadesi Başkan Vekilinin.

Şimdi, burada usulen bir sıkıntı yok Sayın Başkanım.

Açmamışsınız. Tabii, Elitaş gibi olmadığımız için, açıp da sesimizi...

Şimdi, Sayın Elitaş çok açık bir İç Tüzük hükmünü karmaşıklaştırmak ve hiç ilgisi olmayan konulara girerek, bu Mecliste herkesi kör, sağır, duymaz; kamera yok, tutanak yok, stenograf yok, fotoğraflar yok, hiçbir şey yokmuş gibi göstererek, bir de ayrıca grubumuza sanki saldırılar kendilerinden kaynaklanmıyormuş gibi çok haksız bir anlatıma girdiler. Sanki burada yuvarlanan milletvekilini, Ertuğrul Kürkcü'yü, Sayın Sebahat Tuncel ile Pervin Buldan'ı, yine buradaki diğer arkadaşları, Aykut Erdoğdu'yu, Musa Çam'ı, bütün bu arkadaşları AK PARTİ Grubu milletvekilleri darp etmemiş gibi -ki bu bizim İç Tüzük tartışmasının dışında bir konu ve konuşulmuştur- sanki onların hiçbirini yapmamış gibi bugün Başbakana da yanlış bilgi verip kendi grubunda "edep" diyor. Edep doğruyu söylemeyi gerektirir, edep yapılanlara İç Tüzük'ü uygulamayı gerektirir; edep, eğer bu Meclisin saygınlığına gölge düşürüyorsa kadınları dövmek, kadın milletvekillerini dövmeye kalkışmak, sonra milletvekillerini toplantıda dövmek, önünüzdeki merdivenlerden düşürmeye kalkmak...

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Dövmek diye bir şey yok canım. Ne dövmesi? Dövmek o kadar kolay mı?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, dövmeye kalkmak, şiddet uygulamak anlamında söylüyorum.

Bunları eğer iktidar partisi yapıyorsa, bunu da demokratik bir şekilde İç Tüzük hakkını kullanan muhalefete mal ediyorsa bu asla kabul edilemez bir davranıştır.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu, hem yönetiminizde hem Sayın Sadık Yakut'un yönetiminde her iki başkan vekili olarak gözlerinizin önünde cereyan etmesine rağmen, taleplerimiz olmasına rağmen İç Tüzük'e göre disiplin hükümleri uygulanmamıştır.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, bakın, söz isteyen başka milletvekilleri var ve taziyelerini bildirecekler şehitlerle ilgili.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bu 13'üncü madde... Tamam Sayın Başkan.

Sayın Elitaş 13'üncü maddeyle ilgili bizim şikâyet, talep konusunda...

BAŞKAN - Ben de sürenizi kısmıyorum ama iki dakikaya sığdırabilirseniz memnun olurum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bitiriyorum, bağlıyorum zaten.

Şimdi, Sayın Başkan, bugün ayın 25'i. İç Tüzük 13 "Başkanlık Divanı karar verir." diyor. Burada usulsüzlüğü yapan hem siz hem Sayın Yakut, ikinizin de Başkanlık Divanında görev alamayacağı şeklinde Başkanlık Divanının toplanıp bir karar vermesini bekliyoruz. Bunun zamana yayılacak lüksü yok, bir an önce bu kararın verilip bu ilk on maddenin görüşülmesi sırasındaki bu sakatlığın... Meclis iradesinin sakatlığı burada alınan kararlar butlan, yapılan oylamalar butlan ve alındığını söylediğiniz kararların hepsi keenlemyekündür. Çünkü muhalefeti susturan bir durum söz konusudur. Bunu gidermeden bu torba kanun üzerinde görüşmeyi sürdürmeniz mümkün değildir. Bir an önce Başkanlık Divanından karar bekliyoruz. Eğer kararı almazsanız belki de Başkanlık Divanın orada karar çıkana kadar da oturmaya devam ederim. Ne yapayım? Ne hakkım varsa kullanacağım sesimi çıkarmak için.

Teşekkür ediyorum.