GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE İNSAN HAKLARI KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:122
Tarih:20.06.2012

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısı üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, Hakkâri'de hayatını kaybeden şehitlerimize Tanrı'dan rahmet diliyorum, ulusumuza başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlar, Parlamentonun içinde bulunduğu tabloyu daha önceki arkadaşlarımız anlattılar. Boş masalarda insan haklarını konuşuyoruz. Biraz önce Sayın Başbakan Yardımcısını dinledik, AKP'den çok Değerli Milletvekili Arkadaşımız Sayın Zeynep Karahan'ı dinlerken, içimden şöyle bir duygu geçti: Keşke, Zeynep Hanım'ı, elinden tutup, dün Komisyon Başkanımızla birlikte gittiğimiz Şanlıurfa Cezaevine bir kere götürebilseydim.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Memleketine?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Orada canı yanan insanları, 13 insanın kendisini diri diri nasıl yaktığını, dışarıdaki ailelerin, annelerin feryadını bir kere duymuş olabilseydiniz diye düşünüyorum.

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Bu feryatları sizden daha iyi duyuyoruz, gereğini yapıyoruz, yapmaya da çaba gösteriyoruz. Siz söylediğiniz için değil, böyle?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Keşke, Sayın Milletvekilim, iki hafta önce gittiğimiz Mardin Cezaevine sizi götürebilmiş olsaydım da Mardin Cezaevindeki dramı gözünüzle görebilseydiniz. Eğer vicdanınız varsa gelip o zaman bu kürsüden bu kadar rahatlıkla konuşamazdınız.

Değerli milletvekilleri, Mardin Cezaevinde 20 kişilik koğuşlarda 62 kadın kalıyor.

Sayın Milletvekili, 20 kişilik koğuşta 60 kadın kalıyor!

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Bir yıl içinde Urfa'da iki yeni cezaevi daha hizmete girecek, önce bunu bilin.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Dicle Üniversitesinden tutulmuş, getirilmiş kız öğrenciler var, ev kadınları var, altmış beş-yetmiş yaşının üstünde?

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Gereğini yaptığımızı itiraf edin, ondan sonra konuşun.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - ?5 kadın Mardin Cezaevindeydiler ve oradaki tutuklu 5 kadın, yasa dışı terör örgütü üyesi olmak iddiasıyla yargılanıyorlar.

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Yani siz sadece konuşuyorsunuz ama biz iş üretiyoruz, çözüm üretiyoruz çünkü biz gerçekten acı hissediyoruz, dilimizle değil, kalbimizle, aklımızla.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Sayın Milletvekili, Türkiye'nin tablosunu anlatmak istiyorum, bir hanımefendi nezaketiyle dinlemeni rica ediyorum.

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Biz dinliyoruz ama siz gerçeği anlatmıyorsunuz, gerçekleri çarpıtıyorsunuz, güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorsunuz.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Türkiye'nin tablosu senin anlattığın gibi değil, Sayın Başbakan Yardımcısının anlattığı gibi değil. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlarım, bu kürsüde her şeyi konuşabiliriz, enflasyon değerlerini konuşabiliriz, hayat pahalılığını konuşabiliriz, yoksulluğu tartışabiliriz. Kendi pencerenizden baktığınızda haklı olduğunuz tablo olabilir ama bu iktidarın insan hakları konusunda konuşmaya hakkı yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - En fazla bu iktidarın var.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Eğer bu ülkede siz, biz, sokaktaki insan "Telefonum dinleniyor." diye korkuyorsak, eğer bu ülkede yaşayan her yurttaş, yarın hangi davanın sanığı olacağından korkuyorsa, isimsiz ihbar mektubu, gizli tanık ifadeleriyle yarın mahkeme huzuruna çıkacağından korkuyorsa, bu ülkede adaletten, hukuktan bahsetmenin olanağı yoktur. Zaman zaman geçmişte hepimiz adaletsizliğe uğramış olabiliriz, karakollarda kötü muamele görmüş olabiliriz, devlet dairelerinde haksızlığa uğramış olabiliriz ama içimizde bir duygu vardı "Mahkemeye gidersem adalet yerini bulur ve hak ettiğimizi alırız." diyorduk.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Siz diyordunuz, biz demiyorduk.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Bugün, sizin yarattığınız bu tabloda adalete güven kalmamıştır. Devlet, adalet dağıtmaktan uzak, tam tersine, adaletsizlik dağıtan bir organ hâline gelmiştir. Bu tablodan övünmeniz değil, utanmanız gerekiyor. Bu ülkede, ilk önce, broşür dağıtan öğrencileri "Parasız eğitim istiyoruz." diyen öğrencileri terör örgütü üyesi yaptınız, ev kadınlarını yaptınız. Mardin Cezaevinde yetmiş yaşındaki Cemile Yaşar'ı terör örgütünün yöneticisi yaptınız. Yetmedi, eski kuvvet komutanları yasa dışı terör örgütünün üyesi yapıldı, eski Genelkurmay Başkanı yasa dışı terör örgütünün üyesi yapıldı. Allah'tan korkun, böyle bir anlayış, böyle bir mantık Türkiye'de almış başını gidiyorken hiçbir sağduyulu insanın çıkıp bu kürsüde insan haklarından, demokrasiden, ileri demokrasiden söz etmeye hakkı ve haddi yoktur.

İktidara geldiğiniz dönemlerde cezaevlerinde toplam 49 bin tutuklu ve hükümlü vardı, şimdi 138 bin kişi oldu. Rakamı düzeltiyorsunuz, en son çıkardığınız şartlı salıvermeyle cezaevlerindeki rakamlar şu anda 126 bin.

Sayın Milletvekili, dün, 13 tane çocuğun öldüğü koğuşa girdik, hâlâ yangın yeri, tütüyor orası. 3 kişi için kurulmuş bir koğuşta, önce 6 kişi, şimdi 18 kişi kalıyor. Bu nasıl insan hakkı? Bu nasıl demokrasi?

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Ya 2 tane yeni cezaevi yapıyoruz, nasıl bu fenomeni isnat edersiniz?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Bu nasıl anlayış?

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - 2 tane yeni cezaevi yapıyoruz sorunu çözmek için.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Cezaevi yapmayın, şartları düzeltin.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Bu tabloyu siz yarattınız, siz!

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - İhalesi yapıldı, 2013'te hizmete girecek.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Bu ülkeyi kim yönetiyor, kim?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Bu ülkeyi yöneten sizsiniz Sayın Başbakan Yardımcısı...

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Böyle bir iradeyi nasıl göz ardı edersiniz?

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Milletvekili, Türkiye'yi kim yönetiyor?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Başka konularda konuşabilirsin ama insan hakları konusunda?

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - AKP'nin konuşmaya hakkı yoktur.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Allah o cezaevlerini size de nasip etsin!

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - 2 tane modern cezaevi yapıyoruz biri Urfa'da, biri Siverek'te.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Ya neyi savunuyorsunuz? Hayret ya!

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Ve özel yetkili mahkemeler, Türkiye'de, sizi eleştiren "Gözünüzün üstünde kaşınız var." diyen herkesi potansiyel suçlu ilan etti.

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Sadece çamur atmak için konuşuyor, konuşuyor ve konuşuyorsunuz!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ya bu kadar rahatsa Cenabıallah size de nasip etsin inşallah! Ne yapalım yani.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Şimdi, Komisyon Başkanımız burada. Sayın Milletvekili, ben, geçen dönem de İnsan Hakları Komisyonu üyesiydim. Bugüne kadar 30 tane cezaevi gezdik. 30 tane cezaevi gezdik, gittiğimiz her cezaevinde, kapasitenin 3 katı tutuklu ve hükümlü var. Pozantı Cezaevini 2010 yılında ziyaret etmişiz. Sadece ben ziyaret etmedim, AKP'li milletvekilleriyle beraber ziyaret ettik. "O koğuşlarda cinsel taciz, her türlü kötü muamele olabilir." dedik, dikkate almadınız. Ne zaman ki orada çocuklara tecavüz kamuoyunda patladı, apar topar bu cezaevini kapattınız.

Sayın Adalet Bakanı burada olsa soracağım: Van M Tipi Cezaevine gitmişiz. 20-21 Nisan 2009 tarihinde, AKP'li milletvekilleriyle beraber gittik. Burada yazıyor: "Koğuşlar farklı tipte olup 18 adet koğuş bulunmaktadır. Kurumun kapasitesi 375 kişidir. 2007 yılında bazı ranzalar üç kata dönüştürülmüş ve şartlar zorlanmak suretiyle kapasite 520'ye çıkarılmıştır. Nisan 2009'da -yani gittiğimiz tarihte- kurumun mevcudu 716 kişidir." Ve yine bu raporda var, demişiz ki: "Van bir deprem bölgesi. Bu cezaevi çok kötü koşullarda, derhâl yıkılması lazım." ama Adalet Bakanlığı kılını kıpırdatmamış. Ne zaman ki Van'da o deprem olayı yaşandı -gazetelerden takip ediyoruz- cezaevinin duvarı yıkılmış, cezaevinden 200'ün üzerinde tutuklu ve hükümlü kaçmış. Şimdi, Sayın Bakana soruyorum: O tarihte cezaevinden kaçanların bir kısmının kendi iradesiyle geri döndükleri yine basında ifade ediliyor. Peki, dönmeyen kaç kişi var? Hâlâ firarda olan, Van M Tipi Cezaevinden firar etmiş kaç kişi var? Sayın Başbakan Yardımcısı, bunu öğrenmek istiyorum.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Haberi yok.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Yine, Gaziantep E Tipi Cezaevine gittik. 550 kişi kapasiteli cezaevinde 1.650 kişi kalıyor. Komisyon Başkanımız orada oturuyor. Bu rakamlar benim çarpıttığım rakamlar değil, AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın da bu raporda imzaları var.

Osmaniye Cezaevine gittik. 650 kişilik cezaevinde 1.212 kişi kalıyor. Cezaevlerinde keyfî muameleden geçilmiyor. Cezaevine giren herkes çırılçıplak soyuluyor, bu cezaevinde kıç muayenesi yapılıyor bu çağda. Bu tablodan eğer utanmıyorsanız, bu tabloya rağmen çıkıp burada insan hakları nutku atıyorsanız kendinize saygınız yok demektir değerli arkadaşlarım.

Şimdi, Urfa'daki tabloyu anlatmak için saatlerce konuşmak lazım. Gerekçesi ne olursa olsun, 13 tane genç insan kendi hayatına kıydılar. Cezaevlerinde bulunan her insanın, suçu ne olursa olsun, can güvenliği devlete ve hükûmete emanettir. Sayın Başbakan Yardımcısı, eğer size emanet edilen 13 canı koruyamadıysanız bundan daha büyük bir istifa gerekçesi olabilir mi? O koğuşları gördüğümde Madımak katliamı aklıma geldi. Hâlâ dumanlar tütüyordu. Madımak'ta da 35 insan sekiz saat boyunca -belki siz iktidar değildiniz ama- devleti aradılar. Eğer bir ülkede devlet adalet dağıtamıyorsa, alın geri kalan hizmetlerin hepsini başınıza çalın!  (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir anlayış olmaz! 

Bir ülkede insanları birlikte, bir arada tutan şey adalet duygusudur, adalet. Eğer bu duyguyu  insanlar, toplum kaybetmişse o ülkede kalkınmadan, o ülkede bölünmüş yoldan, o ülkede ekonomiden bahsetmenin hiçbir anlamı yoktur ve -açıkça söylüyorum- bugün yarattığınız adaletsizliğin en son kurbanı siz olacaksınız.

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Hâlâ tehdit ediyorsunuz.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Özel yetkili mahkemeleri eğer cemaatin bileğini büküp de kapatamazsanız -bu kürsüden söylüyorum- özel yetkili mahkemelerin en son sanığı Sayın Başbakan ve siz olacaksınız, o zaman sizi savunan hiç kimse kalmayacak bu memlekette. O nedenle?

HAMZA DAĞ (İzmir) - Suçumuz varsa yargılanmaya hazırız. 

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Tehdit ediyorsun!

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Ben burada adalet istiyorum. Ben tehdit etmiyorum, gelecek tabloyu sana gösteriyorum.

OSMAN ÇAKIR (Düzce) - Biz bu adaleti korumaya çalışıyoruz.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Özel yetkili mahkemeleri bugün kaldırmazsanız, onların en son yargıladığı sanıklar Sayın Başbakan olacak, siz olacaksınız.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sevinirsiniz, mutlu olursunuz.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Devamla) - Gücünüzün yetmediğini biliyorum. Sizi bir kere daha Türkiye'deki hukuksuzluğu, adaletsizliği son buldurmaya, son verdirmeye çağırıyorum.

Bu tasarı, Sayın Başkan, şimdiye kadar kurulmuş olan kurumlardan farklı olmayacaktır. Bu, Parlamento sıralarından  belli. Bu kanun teklifine bu yapısıyla, karşı olduğumuzu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum.