| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 26.02.2015 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, kanunun bu maddesinin tasarı metninden çıkarılması yönünde verdiğimiz önerge üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP iktidarı bu on üç yılda neler yapmış, önce bunu kısa bir özet geçmek istiyorum: Kumpasa destek vererek kendi Silahlı Kuvvetlerinin şerefli komutanlarının, subaylarının itibarını zayıflatmıştır. Adaleti yok etmiş, ülkenin kıymetli aydınlarını hapislerde çürütmüştür. Tarım ve hayvancılığı çökertmiştir. Güneydoğuyu terör örgütüne teslim etmiştir. Tüm özgürlükleri birer birer yok etmeye başlamıştır. Büyük başarı sağlayarak uyuşturucu kullanan sayısını yüzde 250 artırmıştır. Atatürk ve cumhuriyeti unutturmaya çalışmıştır. Millî eğitimi çökertmiştir. Sağlık sistemini paralı hâle getirerek hastaları özel hastanelerin insafına terk etmiştir. Ülkeyi komşularıyla düşman hâle getirmiştir. Cumhuriyetin bütün eserlerini değerlerinin çok altında fiyatla satarak yandaşlara peşkeş çekmiştir. Yandaşlarını milyarder, çocuklarını gemicik sahibi yapmıştır. Vatan topraklarının bir parçası sayılan Süleyman Şah Türbesi'ni bir gecede koşar adım terk etmiştir.
Peki, niçin bu iktidar bu yasaya ihtiyaç duymaktadır? İşte, bu sebeplerle ihtiyaç duymaktadır; halk bunları görmesin, duymasın ve tepki vermesin.
Değerli arkadaşlar, hiçbir iktidar döneminde bu denli partizanlık yaşanmamıştır. Valiler, kaymakamlar, rektörler, yargı üyeleri, bakanlık birimleri bu kadar iktidar yanlısı ve görevlisi olmamıştır.
Peki, bu, nasıl sağlanmıştır? Çoğunlukla siyasal İslam'ın zemininde, cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı kadrolar yetiştirilerek tabii ki. Yıllardır sürdürülen örtülü bir yapılanmayla valiler, kaymakamlar, yargıçlar, polis ve askerler yetiştirilmiştir. Hak, hukuk, adalet demeden, sahte sınavlarla, çalınan sorularla, torpillerle yükselmiştir birçoğu. Bunu ben söylemiyorum, sizler söylüyorsunuz. AKP-cemaat el ele, sayısız kumpasla ve nihayetinde, korku imparatorluğu dönemleri yaşatılmıştır. Aydınlar, askerler, gazeteciler, yazarlar uydurma delillerle zindanlara atılmıştır. Şimdi bu birliktelik bozulmuştur, iktidar da kendini korumak için böyle bir yasaya ihtiyaç duymaktadır. Bu yasanın çıkarılış sebebi budur, bu çırpınışlar ve bu yüce Mecliste terör estirmeleri de bu yüzdendir.
Bugün, valilerin çoğu AKP il başkanı, kaymakamlar ilçe başkanı gibi çalışmaktadır. Daha geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanından aldığı ilhamla bir vali, süt programı etkinliğinde bir okulda kara tahtaya Arapça "Sağlıklı süt için." diye yazmıştır. Bu ülkede Harf Devrimi rafa mı kalktı arkadaşlar? Ya, İzmir Valiliğinden Birleşik Haziran Hareketinin laik ve bilimsel eğitim talep eden boykot eylemine getirilen yasağa ne demeli? Neymiş efendim, "Birleşik Haziran Hareketi" isimli yapılanmanın izleyeceği yol ile mücadele yöntemi, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ile AK PARTİ politikalarına karşıymış! 77 milyonun hepsi sizin gibi düşünmek zorunda mı? Demokratik bir sisteme karşı Valiliğin, AKP sözcülüğüne bürünmesini nasıl bir devlet anlayışı olarak görüyorsunuz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; daha yasa çıkmadan güvenlik güçleri makul şüphe gerekçesiyle halkı gözaltına almaya başlamıştır, gözaltı sırasında ölüm vakaları yaşanmaktadır. AKP iktidarı, iç güvenlik yasasının provasını geçtiğimiz günlerde bu yüce Mecliste yapmıştır, kan dökerek yapmıştır. Trafik polisleri bile durumdan vazife çıkararak aynı eylemi trafik kontrolleri sırasında yapmış ve ölüme sebebiyet vermişlerdir. Cizre'de, Hakkâri'de, Şanlıurfa'da güvenlik güçleri benzer uygulamaları halkın üzerinde yapmıştır, Erzincan'da Hasan Sınırtaş'ın tutuklanması olayında Erzincan polisi yapmıştır; Türkiye Büyük Millet Meclisinde tokmak, milletvekilinin başına indirilerek yapılmıştır. Bu yasadan sonra aynı tokmak, milletin başına inecektir, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Kaçak saraydan gelen talimatlarla "Derhâl çıksın." denilen bu yasayı demokrasi ve insan hakları karnesi çok zayıf olan bu iktidar döve döve çıkarmaya çalışmaktadır. Bu iktidar, iç güvenliği tekmeyle tokatla sağlamaya çalışmaktadır. Bu yasa seçim için çıkarılmak istenen koyu bir sıkıyönetim yasasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CELAL DİNÇER (Devamla) - İşte yukarıda açıkladığımız gerekçelerle biz bu yasaya karşıyız ve bu yasanın geri çekilmesini talep ediyoruz. Yapılmak istenen düzenlemeler toplumsal barışa hizmet etmeyecek, ülkemizi içinden çıkılmaz bir kaos ortamına sürükleyecektir.
Tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)