GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 22 milletvekili tarafından, Mersin'in Yeşilovacık ve Akdere beldelerine yapılması planlanan termik santrallerin çevreye ve insanlara vereceği zararların belirlenmesi amacıyla 20/3/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Mart 2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:67
Tarih:02.03.2015

EROL KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisinin, Mersin'e termik santral kurulması, denize dolgu yapılması, Akdeniz foku, termik santralin kirliliği, turizme olumsuz etkileri gibi hususları ifade eden önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Tabii, ben, Ali Rıza Bey'i dinlerken "Acaba yanlış bir konuyla mı ilgili söz aldım?" diye de tekrar önergeyi okumak zorunda kaldım çünkü yaklaşık dokuz dakikaya yakın Mersin'deki havaalanı, organize sanayi bölgesi, AK PARTİ'nin icraatlarıyla ilgili bazı hususları gündeme getirdi ama ben müsaade ederseniz önergeyi ciddiye alıp bu konuyla ilgili hakikaten neler söylenmesi gerekiyorsa bunları ifade etmek istiyorum. Öncelikle doğal hayatın korunmasıyla ilgili Hükûmetin yaptığı birkaç hususu ifade edeyim. Tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması alanında son on yılda önemli çalışmalar yapılmış ve bunlardan bir tanesi de Akdeniz foklarıyla ilgili yapılandır. 14 deniz kaplumbağası üreme alanında 202 bin caretta yavrusuyla 166 bin deniz kaplumbağası denizle buluşturuldu. Ülkemizin bitki örtüsünün korunması, tabiat ve hayvan çeşitliğiyle ilgili diğer hususlarda ise Hükûmetin, Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı Projesi kapsamında 518 bin veri girişini yaptığını görmekteyiz. Dolayısıyla Hükûmetin gerek yaban hayatı gerekse bitki örtüsüyle ilgili üzerine düşeni yaptığına hep birlikte şahidiz.

Asıl önergenin konusunu oluşturan çevreye hassasiyeti ve enerjiyle ilgili, termik santralle ilgili ise birkaç hususun altını çizmek istiyorum. O da enerjinin kendi hayatımızdaki etkisidir. Doğan her çocuğumuz anne baba şefkati kadar, yemek kadar, teneffüs edeceği hava kadar enerjiye ihtiyaç duymakta. Hepimiz evimize girdiğimizde ısınmamızda, aydınlanmamızda, yeme içmemizde, iletişimimizde, ulaşımımızda ve sağlığımızda hatta eğitimimize varıncaya kadar her noktada enerjiye ihtiyaç duymaktayız. Bu paradigma doğru bir paradigma değil ancak acı bir gerçek, bugün enerjinin, üretiminden tüketimine kadar her noktada maalesef bizi esir aldığı hatta neredeyse köleleştirdiğini ifade etmemiz mümkün. İnanıyorum ki bu acı gerçek hepimizin kabul ettiği bir veridir.

Bir örnek verecek olursak: Bugün sordum, Türkiye Büyük Millet Meclisinin doğal gaz sarfiyatı 3 milyon metreküp, elektrik sarfiyatı ise 20 milyon kilovatsaattir. Dördüncü Yasama Yılında Parlamento 800 saat çalıştı. Bu çalışma esnasında bir günlük değil bir saatlik hatta bir anlık dahi elektrik kesintisine tahammülümüz söz konusu değil. Türkiye'nin enerji fotoğrafına baktığımızda ise ülkemizin enerji ihtiyacının maalesef dışa bağımlılığını hep birlikte bilmekteyiz. 60 milyar dolarlık bir enerji ithalatımız ya da enerjiye dönük ithalatımız söz konusudur. Ağırlıklı olarak ülkemiz hidroelektrik, doğal gaz, kömür ve rüzgâr gibi enerji üretim kaynaklarını kullanmakta. Sevindirici bir gelişme ise yenilenebilir enerjide Türkiye'nin yüzde 4,5'a yakın -hidroelektrik hariç- enerji ihtiyacını artık yenilenebilir enerjiden kullanmasıdır ya da kazanmasıdır.

Şimdi, önergenin ana konusu -hani, Cumhuriyet Halk Partisi pek ciddiye almadı ama ben ciddiye alarak devam etmek istiyorum- termik santrallerle ilgili, kömürle ilgili verilere baktığımızda, ülkemizin 14 milyar tonluk kömür rezervi ve 63 milyon tonluk da yıllık üretim kapasitesi söz konusu. Siyaset yapıyoruz, acaba partilerimiz Türkiye'nin enerji politikaları ve kömür rezervleriyle ilgili neler söylüyorlar diye ben merak ettim, bir bakayım dedim.

Milliyetçi Hareket Partisinin parti programına baktığımızda, sayfa 79'da, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, yerli kaynakların kullanılması, nükleer başta olmak üzere enerji çeşitliliğinin sağlanmasından bahsedilmekte.

Cumhuriyet Halk Partisinin parti programına baktığımızda, sayfa 196'da, sanayi politikasını destekleyen bir enerji politikasının inceleneceğinden bahsediliyor ve taş kömürü, linyit, rüzgâr ve güneş enerjisine öncelik verileceği, sayfa 241'de yerli kömür kaynaklarına öncelik verileceği, 251'de ise Türkiye Kömür İşletmelerinin yerli ve yabancı sermayeyle geliştirileceğinden bahsedilmekte.

AK PARTİ'nin parti programında ise, yerli kömüre dayalı, yeni teknolojilerle donanımlı, çevreye zararı olmayacak termik santrallerin özel sektör tarafından kurulmasından bahsedilmekte, dışa bağımlılık yerine ikame yatırımlarının yapılacağı, enerjide tek kaynağa bağımlılık yerine onun ortadan kaldırılacağı bir politikanın izleneceği ifade edilmektedir.

Yani, kısaca, Hükûmetin yaptığına baktığımızda, hem AK PARTİ'yi hem de muhalefet partilerini dikkate aldığını ifade etmek mümkün.

Şimdi, Hükûmetin dışa bağımlılığının azaltılacağı, yerli kaynakların önemseneceği ve alternatif kaynakların çoğaltılacağı bir politika izlediğinden dolayı, bütün partiler olarak, kendi parti programlarını da teyit ettiği için bence tebrik etmek gerekiyor.

Bir başka husus ise, Türkiye Büyük Millet Meclisinde takip edilmesi gereken konulardan önemli bir husus, acaba bu termik santraller geçmişte tasfiye edilmesi gereken termik santraller midir, yoksa yeni nesil teknolojiler mi kurulmasıdır? Bu önemli bir husus ve görüyoruz ki Hükûmetçe, burada, termik santrallerle ilgili de çevre hassasiyetinin dikkate alındığını ifade etmemiz mümkün.

Değerli arkadaşlar, yine, çevre faslı ya da çevreyle ilgili süreçte Avrupa Birliği çevre faslı bizim için önemli hususlardan bir tanesi. 2009'da açtığımız bu fasılla ilgili Hükûmetin ne yaptığına baktığımızda, mevzuat uyumlaştırmasını büyük oranda gerçekleştirdiğini, uygulamada ise merkezî yönetim ve yerel yönetim olarak, yaklaşık 58 milyar avroluk bir yatırımla ilgili, 2011 yılında merkezî yönetim ve yerel yönetim 4,2 milyar, 2012 yılında 4,9 milyar, 2013 yılında 6,5 milyar liralık çevre yatırımlarını gerçekleştirdiğini ve artarak bunun sürdüğünü görmekteyiz. Dolayısıyla, Türkiye'nin Avrupa Birliği uyum sürecinde ve kalkınma ile çevre arasında dengeyi korumada hassasiyetle hadiseyi takip ettiğini ifade etmemiz mümkün.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin kendi kaynaklarını kullanmasındaki önceliği tüm partilerimizin ittifak ettiği bir husustur. Hükûmetimizin uygulamalarında bunu teyit ettiğini de görmekteyiz.

Bu düşüncelerle, Sayın Ali Rıza Bey'in buna karşı olduğunu ifade edip "Kanal İstanbul ne zaman yapılacak? Üç katlı geçit bir yalan." ifadesiyle ilgili de birkaç şey söyleyeyim müsaade ederseniz. O da şudur değerli arkadaşlar...

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - "Palavra" dedim, "yalan" demedim ya.

EROL KAYA (Devamla) - İfadeniz zabıtlarda öyle Ali Rıza Bey, maalesef.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - "Palavra" dedim, "palavra."

EROL KAYA (Devamla) - "Palavra" mı dediniz?

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Evet.

EROL KAYA (Devamla) - O zaman kendi palavralarınızla baş başa kalmak gibi bir durum söz konusu.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ee ne oldu, hani ne oldu? Kanal İstanbul'dan bahset.

EROL KAYA (Devamla) - Üç katlı geçidin ne zaman yapılacağını Marmaray'a, yüz elli yıllık bir hayale bakarak görmeniz mümkün.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Yahu Kanal İstanbul'dan bahset bana. Önce geçmişte verdiğiniz sözü tutun.

EROL KAYA (Devamla) - Üçüncü Boğaz köprüsünü, İzmir Körfez geçişini, ORGİ havaalanını yani Ordu-Giresun havaalanını, Türkiye'nin tüm havaalanlarını, üniversitelerimizi...

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Beyefendi, önce geçen seçimde verdiğiniz sözü bana anlat.

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakan, siz gelmeden Marmaray'ın sözleşmesi yapılmıştı.

EROL KAYA (Devamla) - ...her şehirdeki üniversiteleri, duble yolları, hızlı trenleri ve bence, isterseniz şöyle bitirelim: Siz bizi izlemeye devam edin diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)