GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan, kamuoyunda "2 Mart darbesi" olarak adlandırılan, DEP Milletvekilleri Orhan Doğan ve Hatip Dicle'nin 2 Mart 1994'te Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkışta sivil polisler tarafından yaka paça gözaltına alınması, aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilleri Orhan Doğan, Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak'ın dokunulmazlıklarının kaldırılarak tutuklanmaları olayının araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/751) ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 3 Mart 2015 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:68
Tarih:03.03.2015

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Araştırma önergesi, 2012 yılında BDP milletvekillerinin verdiği bir önerge. Bu önergenin bugünkü gündemde görüşülmesi isteniyor.

Önergenin gerekçesine baktığımızda, 1991 yılında SHP'yle ittifak yaparak 18 milletvekiliyle Meclise giren HEP'in 1993 yılında kapatılmasıyla DEP'e geçen milletvekillerinin 2 Mart 1994 tarihinde dokunulmazlıklarının kaldırılarak Meclisten atılması ve ardından da tutuklanarak cezaevine konulmalarıyla ilgili olayların Meclis iradesine bir darbe girişimi olduğu, bu olayların araştırılması için Mecliste bir araştırma komisyonu kurulması istenmektedir. O dönemde yaşanan antidemokratik olayları tasvip etmemiz mümkün değildir. Meclisten milletvekillerinin yaka paça, polis zoruyla alınıp cezaevine konulmasını bu çatı altında savunacak bu dönemde hiçbir kimse yoktur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Savunmuyorsunuz da korumayın kollamayın, koruma kollama da olmasın.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar devam eden 1990'lı yıllar ülkemizin her açıdan zor yılları olmuştur. 1990'lı yıllar boyunca ülkemiz, maalesef, siyasi krizlerle, ekonomik krizlerle, gazeteci ve aydın cinayetleriyle, faili meçhullerle, zirveye çıkan terör olaylarıyla, millî iradeye antidemokratik müdahalelerle, banka hortumlamalarıyla, koalisyonlarla ve istikrarsız yönetimlerle hafızalarımıza kazınmıştır.

Araştırma önergesinde bahsedilen olaylar da 1990'lı yılların ülkemizde yaşattığı olaylardan birkaçıdır. Araştırma önergesinde parti kapatmalardan, HEP'in, DEP'in ve HADEP'in kapatılmasından bahsedilmektedir. 1990'lı yıllar sadece Kürt sorununu dile getiren bu partilerin değil, üniversitelerde kılık kıyafet özgürlüğünü savunan partilerin, Refah Partisinin de, Fazilet Partisinin de kapatılmasına neden olmuştur.

2002 yılında milletimiz bir karar vermiştir değerli milletvekilleri; ülkemizi siyasi krizlerden kurtaracak, antidemokratik girişimlere son verecek, ekonomiyi düzeltecek kadroların Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK PARTİ'de olduğunu görmüş ve ilk seçimde tek başına iktidara getirmiştir. "Karanlığa kapalı, aydınlığa açık" sloganıyla yola çıkan AK PARTİ, "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." diyerek ülkemizin 1990'lı yıllarda yaşadığı olumsuzluklara son vereceğini ve yeni bir dönemin başlayacağını müjdelemiştir. 2002 yılından bu yana ülkemiz büyük bir kalkınma hamlesine sahne olmuş, bir taraftan demokrasi çıtamızı yükselten demokratikleşme hamleleri peş peşe gelmiş, diğer taraftan ülkemiz ekonomide 4 kat büyümüş, Türkiye'nin bütün bölgeleri, 81 vilayetimiz hayal dahi edilemeyen yatırımlara sahne olmuştur. Artık, Türkiye, dünyanın dev projelerine imza atan bir ülke olarak bütün dünyanın dikkatini çeken bir ülke olmuştur.

Türkiye, 1990'lı yılların koalisyon partilerinin yönetiminde uğradığı hasarı, son on üç yılda AK PARTİ iktidarıyla tamir etmiştir. Demokratikleşme alanında art arda gelen reformlarla temel hak ve özgürlükler genişletilmiştir.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Ya, sen bu konuşmayı daha önce de yaptın.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Özgürlüklerin genişletilmesi, basının tek tip olmaktan çıkarak çok sesli hâle gelmesi, kadın erkek, ırk renk, din dil, insanlarımız arasındaki her türlü ayrımcılığın sona erdirilmesi birilerini rahatsız etmiş olabilir.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Daha önce aynı konuşmayı yaptın.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Evet, hâlâ rahatsız oluyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Hep aynı şeyleri söylüyorsun. Hiç bu kadar yolsuzluk görülmedi, on üç senede 13 bin defa arttı.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Niye bana sataşıyorsun ya?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Ülkemizi siz ne kadar farklı göstermeye çalışırsanız çalışın, milletimiz, Türk halkı, Türk milleti, Türkiye, bu özgürlükleri, hem demokratik özgürlükleri hem ekonomik özgürlükleri iliklerine kadar yaşamaktadır. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Hangi özgürlükten söz ediyorsun? Kaç kişi öldürdünüz, kaç kişinin katilisiniz, kaç trilyon çaldınız, niye kaçak saraylara kaçtınız?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Ve yaşadığı için de 9 seçimde tercihini AK PARTİ'den yana kullanmıştır. Sen istediğin kadar bağır.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Türk milleti var mı Türk milleti?

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sen çok bağırıyorsun ben konuşurken, ben konuşurken senden çok bağıran yok.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Araştırma önergesinde bahsedilen partilerin kapatılmasını zorlaştıran mevzuat düzenlemelerini AK PARTİ hayata geçirmiştir.

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Aynı konuşmayı yaptın ya sen, böyle bir şey olmaz.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Kaç suret bastın o konuşmayı?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Aslında parti kapatmayı ülkemiz gündeminden tamamen çıkarmak istedik. Ancak, keşke bu araştırma önergesini veren siyasi parti de destek verseydi, bunu da gerçekleştirseydik.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sen aklama yolsuzluğunun onaycısı değil misin Yılmaz Tunç? O kadar derini göremedin mi, makul şüpheyi göremedin mi, gözlerini mi kapatmıştın?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 2010 yılında parti kapatmayı zorlaştıran ve dava açılmasını Meclisin iznine bağlayan Anayasa değişikliği paketinin 8'inci maddesi referandum için gerekli olan 330 kabul oyu bulamadığı için paketten düşmüştür.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Makul şüphe görünmüyor, kuvvetli şüphe görünmüyor, kasa görünmüyor, para sayma makinesi görünmüyor. Beş türlü görmüyorsun, çıkıp konuşuyorsun.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - İlk tur oylamada 337 kabul oyu vardır, 5 BDP'li milletvekili ilk turda oy kullanmıştır ama daha sonra ikinci turda BDP milletvekilleri oy kullanmamıştır ve 330 referandumun sınırının altında kaldığı için parti kapatmaları siyasi tarihimizden tamamen ortadan kaldıracak, hukuki zeminini sağlayacak bu düzenlemeye BDP milletvekilleri destek vermediği için bu madde paketten düşmüştür.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Yolsuzluk dosyası senin sicilin için yeterli.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Parti kapatmayı zorlaştıran ve 1990'lı yılları unutturan reformlarla ülkemiz artık çok daha demokratik bir ülke değerli milletvekilleri.

Birileri istediği kadar diktatörlükten bahsetsin, istedikleri kadar "baskıcı yönetim" desin, bu ülke insanı AK PARTİ iktidarıyla temel hak ve özgürlüklerini, ekonomik özgürlüklerini daha geniş yaşamaya başlamıştır. 1994'te Meclisten yaka paça atılan milletvekillerinin olduğu bir Türkiye'den, bugün bu yanlışlığı vurgulayan ve bütün siyasi partilerin de bunun yanlış olduğunu ifade ettiği özgür bir Türkiye ortamına gelinmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Son on üç yılda parti kapatmalarını zorlaştıran düzenlemelerin yanı sıra yıllar süren olağanüstü hâl kaldırılmış, devlet güvenlik mahkemeleri ve özel yetkili mahkemeler kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkânı getirilerek insan hakları alanında büyük bir reform gerçekleştirilmiştir. Türkiye İnsan Hakları Kurumu kurulmuş, Bilgi Edinme Kanunu çıkarılmış, yerinden yönetimi güçlendiren düzenlemeler yapılmıştır. Toplantı ve gösteri hakkının kapsamı genişletilmiş, ifade ve basın özgürlüğü güçlendirilmiştir. Kapatılan vakıfların yeniden açılması sağlanmış, azınlık vakıflarının mallarının iadesi sağlanmıştır. Kadın ve çocuk haklarını güvence altına alan düzenlemeler yapılmış, kamuda ve eğitimde kılık kıyafet özgürlüğü sağlanmış, üniversite sınavlarındaki katsayı adaletsizliği giderilmiştir. Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi başlatılmış, farklı dillerde yayına izin verilmiş, yerleşim birimlerinin eski isimleri iade edilmiş, vatandaşlarımızın çocuklarına istedikleri ismi verme özgürlüğü getirilmiştir. Özel okullarda ana dilde eğitim imkânı getirilmiş, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla ana dillerinde görüşebilmeleri mümkün hâle getirilmiş, ana dilde savunma hakkı getirilmiştir. Yasak harflere serbestlik getirilmiş, farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkânı getirilmiş, kamuda Kürtçe tercüman ve çağrı merkezi uygulaması başlatılmıştır. Yıllar süren terör belasından ülkemizin kurtarılması için çözüm süreci başlatılmıştır. Yayla ve meralarda yasaklar kaldırılmış, üniversitelerde farklı dil ve lehçelerde enstitü kurulması ve akademik çalışma yapılabilmesi sağlanmıştır.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Bir de sokaklara hendek kazmayı yasaklasanız...

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Eğitim sistemi demokratikleştirilmiş, farklı dil ve lehçelerde seçmeli ders imkânı getirilmiştir. Siyasi partilere yardımın kapsamı genişletilmiş, devlet yardımı alabilmek için oy şartı yüzde 7'den yüzde 3'e indirilmiştir. Miting ve gösteri hakları genişletilmiş, siyasi partilerin teşkilatlanma zorunluluğu hafifletilmiştir. Askerî vesayete son verilmiş, Millî Güvenlik Kurulunun yapısı yeniden düzenlenmiş, Yüksek Askerî Şûra kararlarına karşı yargı yolu açılmış, askerî yargının alanı daraltılmış, bazı kamu kurum ve kuruluşlarında askerî üye uygulamasına son verilmiştir. EMASYA Protokolü kaldırılmış, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması sağlanmış, darbelerin dayanağı olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesi değiştirilmiştir.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - 4 generalin yerine tek mareşal getirdiniz.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - 28 Şubat mağdurlarının işe geri dönüş imkânı sağlanmıştır. Meclis gündeminde bulunan iç güvenlik kanun tasarısı da özgürlük, güvenlik dengesi açısından...

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Peh, peh, peh!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - ...çok önemli düzenlemeler içermektedir.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Vay, vay, vay, vay!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bu paket özgürlüklerin korunması ve güvenliğin sağlanması paketidir.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - O paket sizin başınızı yiyecek.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Biraz önce HDP adına konuşan değerli milletvekilimiz, burada, 1990'lı yılların olumsuzluklarından bahsetti, o olumsuzlukların sebeplerini anlatmaya çalıştı. İşte tam bu paketten bahsediyor aslında. Neden karşı çıktığını anlamak mümkün değil. Burada demokratikleşme anlamında en önemli adım olan. Jandarmanın güvenlik açısından da, özlük ve atama bakımından da İçişleri Bakanlığına bağlanmasından daha büyük demokratik adım olabilir mi? Neden karşı çıkıyorsunuz, anlayamıyoruz. Burada "Molotof zaten yasak." diyorsunuz. Ee, karşı çıktığınız o zaman tek bir madde kalıyor, o da Jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanması. Bundan niye korkuyorsunuz? Darbeleri Araştırma Komisyonunda hepiniz "Bunun olması lazım, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından bu önemlidir." dediniz. Ee, pakette başka karşı çıktığınız ne olabilir ki?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, hayır; yasaklayıcı rejime karşıyız.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Her şey var, sen daha bilmiyor musun?

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - İşte, o nedenle bu grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)