GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konya Milletvekili Faruk Bal'ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:68
Tarih:03.03.2015

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; biraz önceki değerli konuşmacı "Sizin Hükûmetiniz hırsızlığın daniskasını yapmıştır." diye bir hüküm ifade etti.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Doğru, 4 bakan varsa işin içinde...

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bütünüyle bir hükûmete yönelik suçlamanın gerekçesi olarak geçmişteki tartışmaları hatırlarsınız. Burada ifade edilen suçlamanın muhakkak hukukta da bir karşılığı var, beyefendi kendisi de bilir. Herhâlde bu karşılık bakımından da gereği yerine getirilecektir.

FARUK BAL (Konya) - Elbette orada hesaplaşmak daha uygun olur.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - 2001'deki... Parlamentoda herkes birtakım sözler söyleyebilir, değerlendirmeler yapabilir, kendine göre hırsız, haklı, haksız, ifadeleri bu kürsüden hitap edebilir ama sonuçta bütün bunları dinleyen millet kararını verir. Asıl adil olan milletin kendisidir, bunu unutmayalım.

Geçmiş hükûmete ilişkin tartışmaları tekrar yapmak faydalı da değil. Geçmişte bu tartışmalar çok yapıldı, doğru mu yaptılar, yanlış mı yaptılar, hangi katkıyı getirdiler vesaire ama şunu biliyoruz: 2001'de bu ülke büyük bir kriz yaşadı, millet de bu krizin müsebbiplerini tarihin çöp sepetine attı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Cezalandırdı, sandığa gömdü!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Yani, milletin 2002'de vermiş olduğu karar son derece açıktır ve burada bizim yapacağımız akıl oyunlarından daha önemlidir, neticede siyaseti tayin eden milletin iradesidir. O yüzden milletin iradesine saygı 2002'deki karara da saygının gereğidir, bunu belirteyim.

Biraz önce Aytun Bey de millet iradesinin ne olduğuna ilişkin Rousseaucu görüşten mülhem tam egemen irade, tam yasa koyucuyu hatırlatır bir değerlendirme yaptı. Rousseau'nun bu görüşleri de çok eleştirilmiştir. Halk, çıkarları itibarıyla birbiriyle çelişen ama siyaseten ortak bir hedef istikametinde, ortak çıkarlar istikametinde bir araya getirilebilen bir yapıdır. Bu da Gramsci tanımıdır ve doğru bir tanımdır, haklı bir tanımdır. Zaten halkın çıkarları çeliştiği için de farklı siyasi partiler ortaya çıkar. Buradaki herkes elbette millet iradesinin bir parçasıdır. AK PARTİ yüzde 50'sini temsil ediyor, CHP yüzde 26'sını temsil ediyor, herkesin oranları vardır. Ancak demokrasi "Herkes hep beraber hükûmeti yürütür." demiyor. Çoğunluğu sağlayan yürütme gücünü üstlenir ve yaptıklarının da hesabını halka verir. Eğer halk uygun bulmaz ise yaptıklarını onun da defterini dürer, yerine başkalarını getirir. Oyunun kuralları çok açık. Eğer on üç yıldır halk AK PARTİ'ye güvenle destek veriyor ve sürekli oy oranını yukarıya çıkartıyorsa bundan en çok ders alması gereken de on üç yıldır muhalefette olanlardır. Lütfen bu dersi çıkartın.

Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)