GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşları tarafından, gümrüklerde yaşanan sorunların ve gümrük antrepolarının denetimleriyle ilgili olarak yapılan mevzuat değişikliklerinin yarattığı sorunların araştırılması amacıyla 6/2/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 3 Mart 2015 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:68
Tarih:03.03.2015

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu önerge, tabii, önemli bir hususu gündeme getiriyor değerli arkadaşlar. Gümrüklerde son dönemlerde yaşanan birtakım olaylar daha fazla duyulmaya başlandı ama öncelikle gümrüklerimizin yol geçen hanına döndüğünü de böylece görmüş oluyoruz. Çünkü, bir tarafından sevindirici haber okuyoruz, diyor ki: "İşte, polisler şuraya operasyon yaptı, şu kadar kaçak sigara yakaladı, şu kadar kaçak bilmem ne malı yakaladı, bunu yakaladı." Güzel. Ben sonra merak ediyorum, bu kaçak şeyler nereden giriyor? Yani, her taraf yol geçen hanı mı olmuş? Yani, bu kara yoluyla, deniz yoluyla bir yerlerden geliyor. Yani, bu, garip bir şekilde artık sınırlarımızın kontrolünü kaybettiğimizi ya da gümrüklerin farklı şekilde kontrol dışına çıktığını gösteriyor. Yani, gümrüklerden geçiyorsa o zaman gümrüklerde başka bir şey var demektir. Hakikaten de sınırlarda kaçakçılığın belli bir noktaya geldiği böylece anlaşılmış oluyor.

Tabii, daha önce terör örgütü buradan birtakım kazançlar sağlıyordu. Şimdi bunlar ne noktadadır, bunlarla ilgili çalışmalar nerededir? Eskisi gibi bu raporları Emniyet Genel Müdürlüğü artık yayınlamıyor. Eskiden bazı verileri veriyordu, şimdi web sitesinde maalesef bu verilerin büyük bir kısmı kaldırılmış durumda; faaliyet raporları daha ayrıntılı şekilde yer alıyordu, şu anda bunların çoğunu göremiyoruz. Tabii, bütün bunların olması için öncelikle... Daha önce uzun süre burada tartıştığımız Mayın Kanunu'nda söylemiştik, hâlâ sınır fiziki güvenlik sistemi maalesef sınırlarımızda kurulabilmiş değil. Öncelikle kendi sınırlarımıza hâkim olmamız lazım ki buralardaki fiziki sistemi kurmuş olmamız lazım, sonra da gümrüklerden geçişini kontrollü bir şekilde yapmamız lazım, ancak o zaman bu kaçak geçişleri önleme şansımız olur. Dolayısıyla, bu kapsamda sadece gümrük kapılarının bazılarını yap-işlet-devretle yaptırmak işi çözmüyor, onun dışında sınırların da korunması gerekiyor, gümrüklerin dışındaki alanlarda da fiziki güvenlik sisteminin, sınır sisteminin tesis edilmesi gerekiyor.

Ancak, tabii, "kaçakçılık" ve "gümrük" deyince aklımıza başka şeyler geliyor, üzeri kapatılan birtakım gümrük usulsüzlükleri geliyor, aklımıza Rıza Sarraf'ın gümrükten sahte belgeyle uçan uçağı geliyor. Defalarca konuşmamıza rağmen, soru önergeleri vermemize rağmen, komisyonda ilgili bakana sormamıza rağmen maalesef bu konular havada kalıyor. Şimdi, ben sonrasında başka bilgilere de ulaştım bu konuda. Açıkçası, bunların bazılarını sizlerin bilgisine sunarak hafızanızı tazelemek ve bu konuda yapılanın ne kadar gayrihukuki olduğunu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle bir olay yaşanıyor: Burada 1,5 ton altın usulsüz bir şekilde, sahte bir evrakla Gana'dan İstanbul'a geliyor. Bu gelen, beyanda açıkçası "mineral numune" yazan ama içinde altın dolu bir uçak. Geliyorlar ve gümrükte bunu tespit ettikleri için naklini yapamıyor. Normalde, burada günlerce bekliyor. Sonrasında İran denirken yine sahte bir evrakla bu altının Gana'ya gönderilmesi sağlanıyor.

Şimdi, burada Sayın Bakana da sorduk, cevap veremedi. Eğer içinizde varsa açıklıkla cevap verebilecek olan... Normal şartlarda 3 ton altın planlanırken 1,5 ton altın geliyor ve uzun süre bekleme... Hani, o konuştuğumuz fezlekeler vardı, burada sizin akladığınız bakanlarımızdan Sayın Zafer Çağlayan'la ilgili olan. Bunların içerisinde bir tanesinde yapılan düzenleme, işte, sahte belgeyle o uçağın buradan uçmasına izin verilmesiydi. Nereye gidiyor? Sonra Gana'ya gidiyor, yine sahte belge düzenleniyor. Sonradan gümrük müfettişinin yapmış olduğu inceleme ve bilirkişi raporu sonucunda, bu arada altının bir kısmının da yine ya iç edildiği ya rüşvet olarak verildiği -uçuş bilgilerine bakıyorlar, sahte belge olmasına rağmen- 292 kilosunun kaybolduğu görülüyor.

Şimdi, merak ediyoruz, bu acaba rüşvet olarak bırakılan kısım mı eğer sahte belge düzenlendiyse diye? Sayın Bakana sorduk yukarıda, buraya geldiğinde de sorduk; gümrüklerden sorumlu Bakanımıza, Gümrük ve Ticaret Bakanına -kendisi de burada grup başkan vekilliği yaptı- dedik ki: Sayın Bakan, tamam "Bunlar doğru." diyorsun, güzel de neden o zaman sahte belgeyi düzenlediği iddia edilen kişinin soruşturulmasına izin vermiyorsun? Burada tutanaklara yeniden baktım, dedi ki: "Efendim, biz gerekli şeyi yapmışız, savcılığa duyuruda bulunduk." Peki, kim o? Sizin elemanınız.

Sizde bir düzensizlik varsa, herhangi bir şirkette bir hata varsa, onunla ilgili bir soruşturma açmaz mısınız veya bunun soruşturulmasına izin vermez misiniz? Kim kapattı üstünü? Burada çok gülmüştük, "Vali kapattı, bizim alakamız yok." dedi. Yani "Benim valim, devletin valisi kömür kamyonuna çıkacak." derken bir anda "Valiyle alakamız yok." Doğru yani çünkü burada "MİT Müsteşarı da devletin görevlisi, Hükûmeti ilgilendirmiyor, müzakereyi o yapıyor." gibi de konularla muhatap olmuştuk biliyorsunuz.

Onun için, çok yadırgamıyoruz ama hakikaten işin garip tarafı şu: "Sahte beyan olduğu tespit edilmiş, gerekli para cezası kesilmiş, biz görevimizi yapmışız." diyor. Gerekli idari para cezasının kesilmesi ne demek? Burada bir usulsüzlük var demek. Para cezasını -gümrüklerle ilgili para cezasını- ödeyince, vın, uçak uçmuş.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Buradaki işlem ne olacaktı?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Peki, şimdi ne olacak yani? Söyle o zaman, niye izin vermedin Sayın Kacır? Niye izin vermediniz diyorum?

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bunların hepsi burada konuşuldu.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Kaçakçılık, gümrük, bununla ilgili bu laçkalık... Bu kafayla gitmez, onun için anlatıyorum.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Laçkalık sizin...

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Siz, sahte belge düzenleyen, daha doğrusu düzenlettirilen... Çünkü arkasından kimin çıkacağını biliyorsunuz, o belgenin arkasından kimin çıkacağını biliyorsunuz da onun için. Burada ilgili Bakanın soruşturulmasına da izin vermediniz, Yüce Divana gitmesine de izin vermediniz. Kendiniz tespit etmişsiniz, idari para cezası kesilmiş. İdari para cezası demek, sahte evrak düzenlendi demek, kaçakçılık yapıldı demek. Savcılığa göndermek yetmiyor, kendi evrakınızdaki sahtekârlığı kendi Bakanlığınız niye incelemiyor? Niye izin vermiyor da üstünü örtüyor?

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yok öyle bir şey, yok.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Ucu bir yere dokunur diye korkuyorlar işte, ucu hırsızlar imparatoruna gider diye korkuyorlar.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Mademki masum, bir şeyi yoksa... Eğer siz her gümrük kaçakçılığının, sahte belge düzenlenmesinin üstünü kapatırsanız bunu nasıl çözeceksiniz, anlamıyorum.

Ya, bu bir örnek, en önemli örnek. Diyorum, bakın, 292 kilo altın uçmuş havaya, yok; arada sahte uçanlar hariç. Şimdi, bunu merak etmiyor musunuz? Kim aldı, içinizden birisi aldı mı, nereye gitti, nasıl oldu, bu altının yolu nerede kesişti?

Onun için, eğer bu usulsüzlüklerin üstü örtülürse herkes buradan kaçırmaya devam eder, sadece Rıza Sarraf'ın uçağı değil. Bu, bizim soruşturma sırasında ortaya çıkan, sizin de itiraf ettiğiniz ama "Uçak gelmiş, uçmuş, bizi ilgilendirmez." diye Sayın Bakanın da pişkin pişkin söylediği bir şey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nereye uçmuş? Neyle uçmuş?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ama, sahte belgeyle uçmuş yine.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İçinde ne varmış?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani, altınların bir kısmı gitmiş ama 292 kilosu kaybolmuş.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Çalmışlar mı?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Bilmiyoruz artık, rüşvet mi verdiler, çalındı mı, yoksa yolda bıraktılar mı...

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Şıracı, bozacı.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Mesele o değil, mesele, bakın arkadaşlar, böyle bir iddia değil, gümrük müfettişlerinin raporuyla, bilirkişi raporuyla tespit edilen bir şeyi soruşturmak zorundayız. Bunun üstü kapatılırsa bizim bundan şüphelenmemizden daha doğal bir şey olamaz. Onun için, gelin, bunları önlemek istiyorsanız bu önlemlere bakalım. Bakın, burada da söyledi arkadaşlarımız, sadece gümrük müşavirlerinin yetkisini elinden alıp buraya koymakla olmaz. Gümrüklerde yaşanan diğer sorunlarımız var, dâhilde işleme rejimiyle ilgili yine gümrük sorunlarımız var. Bunların hepsinin oturulup birçok şeylere gelmesi lazım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 5 bin tonluk gemiye 50 bin ton buğday yükleyenler var, var da var.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Tabii, yani 5 bin tonluk gemiye 150 bin ton fatura kesenler de vardı.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Var, değil mi?

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Dolayısıyla, bunların üstü kapatılırsa gümrüklerdeki bu sorunları çözemeyiz.

Bu vesileyle, bu araştırma önergesini desteklemenizi ve bu konuların araştırılmasını sağlamanızı bekliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)