| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 03.03.2015 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 38'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Böyle bir kanunun yasalaşması durumunda, Türkiye gibi keyfî uygulamaların oldukça sıkça görüldüğü bir ülkede yurttaşların her gün kaygı içerisinde yaşamasına sebebiyet verecek uygulamalar pervasızca yaygınlaşabilecektir. Suçun ortaya çıkmadan önlenmesi ile kişi hak ve özgürlüklerinin sınırlanması arasındaki ince çizginin Türkiye gibi insan haklarına saygıda alt sıralarda yer alan bir ülkede hak ve özgürlükler lehine korunması mümkün değildir. Son yıllarda AKP Hükûmetinin sözüm ona "özgürlükleri genişletme" adı altında yaptığı düzenlemelerin özgürlükleri daha da kısıtladığı gerçeği gibi, bu tasarı da hukuki olmaktan ziyade siyasi ve güvenlikçi gerekçelere dayanarak hak ve özgürlükler alanına vurulan yeni bir darbeyi sembolize etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı ayrıca, Türkiye'nin imzalayıp onayladığı ve uygulamakla yükümlü olduğu Avrupa İnsan Hakları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşmeleri tarafından güvenceye alınmış ve bu sözleşmelerin maddelerini kapsayan Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'nin 48'inci maddesini oluşturan masumiyet karinesine yani suçsuzluk ilkesine temelden aykırıdır.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin bu tasarısı bir yasa değil, açıkça taşıdığı zihniyetin de bir göstergesidir. Tıpkı 1925 tarihli Takrir-i Sükûn Yasası gibi bu yasa da yeni bir iktidar inşasının ürünüdür. İç güvenlik paketi ülkenin tamamında olağanüstü hâl ilan etmek anlamına gelecek, âdeta bir sıkıyönetim yasasıdır.
Değerli milletvekilleri, topluma ve yurttaşlara karşı mevcut fiilî ve hukuki şiddet bir üst seviyeye taşınarak yeniden kuruluyor ve haklar ve özgürlükler düzenini yeniden belirleyerek bir yeni iktidar inşasının yolu açılıyor. Halka karşı devlet şiddetini derinleştirmenin yasal zemini hazırlanıyor.
Tasarıda dikkat çeken noktalardan biri, polise herhangi bir yargı işlemine gerek kalmaksızın kırk sekiz saate kadar gözaltı kararı verilmesi yetkisidir ki bu durum, idareyi yargı benzeri bir kurum olarak yeniden yapılandırma sonucunu doğuracaktır. Türkiye'de yargı zaten idare benzeri bir kurumken daha da ileriye gidilerek idare yargılaşıyor. Benzer bir yöntemi İngiltere, Kuzey İrlanda nezdinde 10 no.lu Kararname'yle 1970'lerin başında uygulamaya koymuş ve toplum için tehlike oluşturan kişileri fişleme ve toplama kampı kurma çabası içine girmişti. Aynen 1970'lerin İngiltere'si gibi bu yasa tasarısı da ülkedeki herkesi çıplak şiddetin konusu hâline getiriyor ve yurttaşların muhalefetini bastırmak için her türlü gayrihukuki yöntemi mübah sayıyor. Bu tasarıyla zaten yeterince aşındırılmış olan hukuk düzeni yerini keyfî uygulamalar düzenine bırakıyor, bu tasarıyla artık tüm yurttaşlar potansiyel düşman hâline getiriliyor.
Değerli milletvekilleri, pakette yer alan bir başka trajik madde; atkı, poşu, gaz maskesi takmanın ceza artırımına konu yapılması ki bu hüküm Hükûmetin herhangi bir toplumsal olayda kişinin kendisini koruma reflekslerini harekete geçirmesini bile kriminalleştirerek âdeta insan doğasına karşı savaş ilan ediyor. Oysa modern hukuk, kişinin kendisini koruması gibi doğrudan insan doğasına ilişkin alana müdahale etmeme sınırını tanıyarak meşrulaştırmıştır. Bu yasayla, polis şiddetine karşı direnmenin ötesinde, gazdan korunmak bile suça dönüştürülüyor.
Bu doğrultuda Hükûmet, yönünü antidemokratik uygulamalar yerine çağdaş, evrensel hukuk normlarına ve uygulamalarına dönmelidir. Hükûmet yurttaşlardan korkmamalıdır, Hükûmet demokrasiden korkmamalıdır, Hükûmet eleştirilmekten korkmamalıdır çünkü demokrasilerde muhalefet iktidarın eleştirisi ve denetimi için vardır. Muhalefetsiz kalmış bir ülkenin varacağı nokta ise açıkça faşizmdir.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)