GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:69
Tarih:04.03.2015

MELDA ONUR (İstanbul) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, sayın vekiller; epeyce uzun bir mesai, dünden beri buradayız. Aslında "bugün" diye başlayacaktım söze ama bu saate geldiği için "dün" diyorum.

Biz burada bu yasaları konuşurken, dün hayatın gerçekleri bir adliye salonunda devam ediyordu. Belki çok fazla buraya yansımadı ama İstanbul'da adı "adliye sarayı" olan, "adalet sarayı" olan ama içeri girdiğinizde kendinizi bir kobay gibi hissedeceğiniz, yönünüzü bulamayacağınız bir adliye var, Kartal Adliyesi, orada Hasan Ferit Gedik davası sürüyordu. Bilmem hatırlar mısınız, 2013 yılında Hasan Ferit Gedik uyuşturucu çeteleri tarafından öldürüldü çünkü suçu, uyuşturucuya karşı savaşmaktı, uyuşturucuya karşı mücadele etmekti ve yaşadığı mahalleyi kentsel dönüşüm faciasından korumaya çalışmaktı. Her ne hikmetse, İstanbul'da nerede bir kentsel dönüşüm alanı var, orada uyuşturucu çeteleri türüyor.

Evet, Hasan Ferit Gedik öldükten sonra, kaybettikten sonra iki gün de cenazesini kaldırmak üzere mücadele verdik, derken duruşması başladı. İlk duruşmaya biz gittiğimizde, 4 milletvekili, mahkeme başkanının hedef göstermesiyle uyuşturucu çeteleri tarafından neredeyse salonda linç ediliyorduk arkadaşlar. Şimdi, bu güvenlik yasasına bakıyorum, mahkemelerin içerisinde mağdurlar, mağdurların yakınlarına yapılan muameleye bakıyorum, o uyuşturucu çetelerinin nasıl olup da polisleri, güvenliği aşarak mağdur insanlara saldırdıklarına bakıyorum, ben bu güvenlik yasasının hiç de bu sorunlara karşılık, cevap vermeyeceğini düşünüyorum. Bugün olan olayda yani dün olan olayda, ne yazık ki evladını kaybeden Nuray anne uyuşturucu çetelerinin yakınları tarafından tehdit edildi, resmen şöyle bir hareketle bir ölüm tehdidi aldı. Ama, bilmiyorum, erkekleri bıraktım, kadınlar ne kadar üzülür? Çünkü, bunun bir muadili bir evladını kaybeden anneyi eski Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı meydanlarda yuhalatmıştı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ne yazık ki öyle, ne yazık ki öyleydi. Bu bir hakaret değil, bir şey değil, bu bir gerçek, bu bir gerçek.

Sanıklar "Mağduruz." dediler, dört saatte iddianame okunmadı ve ortalık karıştı ve sanık yakınları gelen kişilere saldırarak kemerlerle, bıçaklar çıktı ortaya, gazlar girdi devreye, jandarma binanın içine gaz sıktı, müthiş bir arbede oldu, 2 kişi yaralandı ve bugün böyle geçti. Bakın, bu tür yasaları çıkarıyoruz ama bir taraftan da özellikle bu duruşmalarda güvenliği sağlayıcı başka bir güvenlik yasasına ihtiyacımız var bu güvenlik yasasında da biraz vatandaşı polisin orantısız şiddetinden ve polisin arkasına sığınan bu çetelerden korumak için. Bunun bir benzerini Çağlayan'da yaşıyoruz, bunun bir benzerini biz Kayseri'de Ali İsmail Korkmaz duruşmasında gördük. Ali İsmail Korkmaz duruşmasının içerisine biri silahla girmişti arkadaşlar, silahla girmişti ve o silahlı kişiyi apar topar götürdüler. Silah göründü, ben gördüm, ben kendi gözlerimle gördüm. Ama ne oldu? Hiçbir takibi olmadı.

Ben bu "iç güvenlik" adıyla anılan yasanın ne yazık ki vatandaşın güvenliğine bir karşılık gelmeyeceğine, bilakis güvensizlik yaratacağına inanıyorum. Ve belki de çok acil olarak vatandaşın sokakta, vatandaşın duruşma salonlarında ne yazık ki kolluk kuvvetlerinden, ne yazık ki katillerden, kolluk kuvvetlerinin kimi zaman arkasına saklanan katillerden -bunu üzülerek söylüyorum, buna tanık oluyoruz- koruyacak yeni bir belki de dış güvenlik yasasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Size son bir sahne anlatayım. Sivas davası sona erdiğinde yakınları yakılan mağdur insanlar ağlayarak dışarı çıktıklarında şurada, Ankara Adliyesinde, çıkar çıkmaz, öyle bir yoğun biber gazına tutuldular ki düşünün ki anneleri, babaları, kardeşleri yakılmış, dışarıda da neredeyse nefesleri yakıldı, ciğerleri yakıldı.

Onun için bu güvenlik yasasına külliyen karşı olduğumuz gibi, bambaşka demokratik yasaları getirmemiz umuduyla hepinize iyi sabahlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)