GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:72
Tarih:09.03.2015

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Komisyonumuzun Sayın Başkanı değerli meslektaşım Mehmet Ersoy neye katılıp katılmadığını bilmeden "Katılmıyoruz." dedi.

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Sataşma kabul etmiyorum.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Bizden ne gelirse gelsin kabul etmiyorsunuz ama milletin hayrına olan bir yasa çalışması yapmıyorsunuz. Sayın Bakanımıza görevinde başarılar diliyoruz, hayırlı uğurlu olsun. İnşallah, önceki bakanların yaptığı yanlışlara düşmez. Bunu gönülden duygularla temenni ediyoruz.

Sayın milletvekilleri, Hazreti Peygamber "Allah sizin suretinize ve mallarınıza değil, kalplerinize ve amellerinize bakar." diyor. Yunus Emre "Bir kez gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil." deyip ilave ediyor: "Her kim gönül yıkar ise iki cihan bedbahtıdır."

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Laiklik elden gitti!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Onu söyleyecek son adam sensin Sayın Bülent Turan.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Niye Sayın Başkan?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Sen bir yandan Mekke'deyken bir yandan Mecliste bulunan bir adamsın.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Yalancı ne olsun?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Senin dosyan burada, senin dosyan.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Yalancı ne olsun?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Burada senin dosyan.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Kocaman valilik yaptınız.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Burada görüşüldü. Ayşe Nur Bahçekapılı'nın oturumunda görüşüldü, pusulalar okundu, görüşüldü.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Yalancı ne olsun?

BAŞKAN - Sayın Turan, lütfen... Sayın Turan, lütfen...

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Bunu temizlemek sana düşer.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hakaret ediyor.

BAŞKAN - Anladım da... Sonra sataşmadan söz alırsınız. Ne olur, uzamasın.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Kendisi söylüyor, cevap veriyorum.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bülent Turan değildi o, yanlış hatırlıyorsun.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Hazreti Mevlâna "Bir kez gönül yıktın ise..."

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Yakışmadı size! Yalancı ne olsun?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Efendim, sana yakışmadı.

Bir arkadaşımız Rize'deyken burada görüldü, bir arkadaşımız Mekke'deyken Mecliste görüldü, çoğunluğun sağlanmadığı anlaşıldı.

BAŞKAN - Sayın Öner, siz de Genel Kurula hitap edin lütfen.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Kâbe'yi...

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Ayıp ya!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Bu Bülent Turan her zaman, her yerde böyle konuşur.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hiç alakası yok!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Efendim, Meclisin en çok laf atan adamıdır, sicili kapkara birisidir.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hiç öyle değilim, tertemizim. Siz kendi sicilinize bakın.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Bir kez gönül yıkmak, Kâbe'yi yıkmaktan daha kötüdür.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hadi oradan ya!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Çünkü Kâbe'yi Hazreti İbrahim yaptı, gönlü ise Allah yarattı.

AHMET YENİ (Samsun) - Gönlünü yıktın, düzelt!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Sayın Yeni, sizin söyledikleriniz de çok eskide kaldı. Her konuşmama laf atıyorsunuz, bir gün çıkıp cevap vermiyorsunuz, bu sefer de bekliyoruz.

AHMET YENİ (Samsun) - Gönül yıktın, gönül! Gönlünü yıktın!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Hele bu kırılan salih bir mümin kalbi ise.

Erzurumlu İbrahim Hakkı da "Kalp de Kâbe gibidir, Allah'ın evidir, kırmayın." diyor.

Niye bunları söylüyorum? Polis Kolejini bu yasayla kapattınız. Polis Kolejindeki çocukları kapı dışarı ediyorsunuz. Polis Kolejine gönderilen çocuklar, annelerin, babaların, velilerin istihdam garantisi olduğunu düşünerek Polis Kolejine gönderdiği çocuklar. Günü geldiğinde hırsızları, yalancıları, suç teşkil eden fiillere karışanları yakalayıp adalete teslim etsinler diye bunu yapıyorlar.

Eğitim öğretim sınıfında yer alan öğretmenler için de "gayri Millî Eğitim Bakanlığı" konumuna düşmüş Bakanlık uygun bir yer bulacakmış. Aynı şekilde, 44'üncü maddeyle Güvenlik Bilimleri Akademisini de kapatıp onları iktisadi ve idari bilimler fakültelerine nasıl aktaracaksınız, bilmiyorum. İktisadi ve idari bilimlerin durumu da belli. Buna hangi vicdan elveriyor? Suç yok, ceza var. Mademki Polis Kolejinde öğrenci, o takdirde atılmalı. 1.000 öğrenciden 1 tanesi mi düzgün değil? Hangi vicdanla el kaldırıyorsunuz "Atılsın, gitsin." diyorsunuz? Bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Gerçi, işsizlik şu anda yüzde 9,9 görünüyor ama yüksek tahsillilerde 2 mislinden fazla. İstatistik hocamız "Üç türlü yalan var; yalan, kuyruklu yalan, istatistiki yalan." derdi. Çocuklar velilerinin umutlarını gerçekleştirmek üzere okurken bir de bakıyorsun, onları atıveriyorlar. Bunlar günahsız 10-18 yaşlarında çocuklar. Bunların günahını nasıl üstlenebileceksiniz?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Üstlenirler, üstlenirler!

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Gözünüzü kapatıp, vicdanlarınızı mühürleyip Polis Kolejlerinin kapatılması için insafsızca el kaldırıyorsunuz. 29'uncu maddeyi kabul ederek hangi veballeri üstlenip kazanılmış hangi hakları ihlal ettiğinizin farkına varabiliyor musunuz?

Değerli milletvekilleri, bu yasayla suç işlemeyenler cezalandırılmakta, kul hakkı yenmektedir. Kul hakkı yemeyenlere saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)