GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:75
Tarih:12.03.2015

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu maddede de valilerin ceza verme yetkisini genişleten birtakım değişiklikler öneriliyor. Sahil Güvenlik, Jandarma...

Sayın milletvekilleri, bizim Hatay'da bunların hepsi var. Denizimiz var, Sahil Güvenliğimiz var, Jandarmamız var fakat huzurumuz yok. Yani, bunlara kanun çıkarmayla Türkiye'nin huzurunu temin edemiyoruz çünkü zaten mevcut yetkileri kullanmıyoruz. Ambulanslar geliyor, harıl harıl Suriye'den yaralı militanları taşıyor; El Nusra, El Kaide. Şimdi, buna insani vazife diyoruz, doğrudur, yapalım ama bu insani vazifeyse karşı tarafa da aynı insani vazifeyi yapmıyoruz. O zaman insanlıktan çıkıyor bu iş, taraf olmaya geliyor.

Bir diğeri, ambulansların içi el bombası dolu. Ambulansta hasta bakıcı kız hamile; bir bakıyor, el bombası yere düşüyor. Şimdi, düşünebiliyor musunuz sayın milletvekilleri, bunlardan bir tanesi bizim eşimiz, kızımız, yeğenimiz olamaz mı? Yani güvenliğin, vatandaş güvenliğinin, kendi vatandaşının güvenliğinin bu kadar geri plana atıldığı... Hani, bunun çok çeşitli yolları var; bir seyyar hastane kurarsınız oraya, acil müdahale edecek bir imkân sağlarsınız. Yani, Allah saklasın, iyi ki olmuyor ama bir ambulansın içinde birdenbire bir el bombasının patladığını düşünebiliyor musunuz? Bunun hesabını gene siz vereceksiniz, iktidar verecek. Yani, her şey birbirine karışmış, sanki Türkiye güllük gülistanlık, sanki mevcut kanunlar uygulanıyor, bir bu kalmış.

Biz burada, bu Mecliste aylar evvel Halep'in düşeceğini, rejim güçlerinin Halep'i alacağını, bu konuda tedbir alınması gerektiğini defalarca söyledik; yaz başında da söyledim. Bakın, bahar geldi, yaz geliyor, seçim olacak, ne yapıldı? Yeni Sayın Başbakanımız açıklıyor, Sayın Davutoğlu... Biz diyorduk ki: Yahu, bir hazırlık yapın, bir göç dalgası olabilir, tedbir alın. Gelen sadece halk değil, militanlar da gelecek. Yani, affedersiniz, at izi it izine karışacak, kimin nereye girdiği çıktığı belli olmayacak. Daha yeni, Sayın Başbakanımız açıklıyor: "Halep düşebilir, bir göç dalgası bekliyoruz." Peki, ne oluyor, hangi hazırlık var? Yani, yeni bir olayla mı karşılaşalım?

Kabul ediyorum, sorun çok. Hatta bu sorunların önemli bir bölümünün de müsebbibi Hükûmetin yanlış tutumları, Hükûmetin yanlışları. En başta, dört sene evvel bu Mecliste söyledik, bu Suriye politikası bizi boğazımıza kadar pisliğe batıracak dedik, dedik, dedik, inandıramadık. Bugün içinde bulunduğumuz durum, Orta Doğu'nun en önemli 3 ülkesinden -biri Suriye, biri İsrail, biri Mısır- 3'ünde de büyükelçimiz yok, temsilciliğimiz yok. Maşallah, bugün Katar Devlet Başkanı Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretine gelmiş, Katar'la askerî anlaşma yapıyoruz. Yahu, kökü başı 300 bin nüfusu var bunun. Anlaşma yapsak ne olur, yapmasak ne olur? Bunlar bizim muhatabımız bile olamaz ya, bırakın. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, bu çok ciddi bir konu.

MUHARREM VARLI (Adana) - Umurlarında bile değil, umurlarında.

MEVLÜT DUDU (Hatay) - Ama para var, para.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Son olarak şunu ifade ediyorum: Rejim güçleri Türkmen Dağı'na dayanmış Suriye'de, şu anda El Nusra'yla savaşıyor, önemli stratejik tepeleri aldı. Henüz Türkmen'e ilişmiyor, iliştiği an Türkmen'in bir haftadan fazla dayanacak ekmeği, suyu, cephanesi yok. Hani, paralel gitti, her şey gitti, nerede bu TIR'lar? Nerede bu yardım? Allah rızası için şu meseleye Hükûmet olarak bir el koyun ve Türkiye'yi, Türk milletini orada bir Türkmen katliamıyla, bunun utancıyla yüz yüze bırakmayın.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)