GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 24 milletvekili tarafından, TBMM'de gerçekleri araştırma komisyonu Türkiye modeli oluşturma çalışmalarını yürütmek üzere Meclis araştırması açılması amacıyla 16/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 17 Mart 2015 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:17.03.2015

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Çözüm sürecinin lehinde, aleyhinde biraz önce burada konuşmalar yapıldı. Ama ortada olan bir gerçek var, o da şudur: Yılda ortalama 400 askerimiz şehit düşüyordu. İki yıldır devam eden çözüm süreci sayesinde 800 ocağa ateş düşmedi. Milletimiz için bundan daha büyük bir kazanç ne olabilir değerli milletvekilleri? İşte, çözüm süreci başladığından bu yana da iki seçim geçti, iki seçimde de bu süreci başlatan ve yürüten iktidarı, bu politikaları destekleyen siyasi iradeyi milletimiz sandıklarda açık ara destekledi.

Değerli milletvekilleri, CHP grup önerisiyle Türkiye'nin özellikle son çeyrek yüzyılında meydana gelen faili meçhuller, kayıplar, toplu infazlar, işkence, güç kullanılarak yerleşim yerlerinin boşaltılması ve zorunlu göç gibi ihlallerle karşı karşıya kaldığımız belirtilmekte, bu nedenle geçmişe yönelik objektif bir gerçeklik arayışına girilmesi, mağdurlarının yaşadıklarının tarihin kaydına geçirilmesi için benzer olayların yaşandığı bazı ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de gerçekleri araştırma komisyonu kurulması istenmektedir.

Önergenin gerekçesinde ifade edilen ve son çeyrek yüzyılda gerçekleşen olaylar, AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle birlikte temel insan hakları alanındaki ilerlemeler, demokratikleşmede sessiz devrim sayılabilecek adımlar sayesinde son bulmuştur.

Ülkemizde özellikle 2000'li yıllara kadar geçen dönem, faili meçhul cinayetlerin ve terör olaylarının zirveye çıktığı yıllar olarak tarihimize geçmiştir. O dönemde terör, faili meçhuller, demokrasi eksikliği ekonomimize de yansımış, bir taraftan cinayetler devam ederken diğer taraftan da hazinenin kasası boşaltılmış, bunun faturası da milletimize çıkarılmıştır. Toplumda kaos ve güvensizlik ortamı oluşturmak isteyenlerin ve demokrasi karşıtı hedeflerini gerçekleştirmek isteyen kirli odakların en önemli silahı olan faili meçhuller AK PARTİ iktidarıyla birlikte son bulmuştur. Güneydoğu'da yaşanan faili meçhul olaylarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalar bu dönemde açılmış, karanlıkta kalmış onlarca olay yargının önüne bu dönemde çıkarılmıştır.

2002 yılından itibaren kararlı bir şekilde uygulanan demokratikleşme adımlarının bir devamı olarak daha güçlü, demokratik, özgür ve huzurlu bir Türkiye için "çözüm süreci" olarak adlandırılan süreç başlatılmıştır. 2009 yılında başlatılan Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin devamı niteliğinde olan ve nihai hedefi terörün tamamen sonlandırılması olan çözüm süreci sayesinde ülkemizin özellikle Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri on yıllardır özledikleri normalleşme görüntülerine kavuşmaya başlamışlardır, bu bölgelerde gidilemeyen yerlere gidilir, çıkılamayan yerlere çıkılır olmuştur, bölgede ekonomi ve turizm canlanmaya, olağan manzaralar görülmeye başlamıştır. Çözüm sürecine çok geniş toplumsal kesimlerden ciddi bir destek verildiği ve toplumda sürece ilişkin olumlu bir beklentinin hâkim olduğu gözlenmektedir. Esasen giderek artan kamuoyu desteği bu sürecin başarıya ulaşmasının en önemli teminatıdır.

Son on üç yılda ülkemiz normalleşmiştir değerli milletvekilleri. İnsan hakları alanında alınan mesafeler sayesinde demokrasimizin standardı yükselmiş, bu gelişme ekonomiyi de olumlu etkileyerek Türkiye 4 kat büyümüş, dünyanın dev projelerine ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Türkiye'nin normalleşmesi, demokratik standartları yükselten yasal ve idari düzenlemelerin gerçekleştirilmesi sayesinde olmuştur. İktidara gelir gelmez yirmi yıldan bu yana Güneydoğu Anadolu Bölgemizde devam eden olağanüstü hâli uzatmayarak kaldıran iktidardır AK PARTİ iktidarı. Devlet güvenlik mahkemelerini kaldıran, özel yetkili mahkemeleri kaldıran, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkânını getiren iktidardır. Vatandaşlarımızı Avrupa mahkemelerinde sıra beklemekten kurtaran ve kendi ülkesinde hakkını arayabilme imkânını getiren iktidardır. Türkiye İnsan Hakları Kurumu gibi, insan hakları alanında birçok yeni kurumlar kuran ve düzenlemeler yapan iktidardır. Farklı dillerde yayına izin veren, yerleşim birimlerinin eski isimlerini iade eden, vatandaşlarımızın çocuklarına istedikleri ismi verme özgürlüğü getiren, özel okullarda ana dilde eğitim imkânını getiren iktidardır AK PARTİ. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla ana dillerinde görüşebilmeleri mümkün değildi ülkemizde. Ana dilde görüşebilmeyi, ana dilde savunma yapabilmeyi getiren iktidardır AK PARTİ. Bazı harflerin kullanılması yasaktı. Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda yapan siyasetçilerimiz hapse atılırdı bu ülkede. Yasak harflere serbestlik getiren, farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkânı getiren iktidardır AK PARTİ. Yayla ve meralarda yasakları kaldıran, üniversitelerde farklı dil ve lehçelerde enstitü kurulması ve akademik çalışma yapılabilmesini sağlayan iktidardır bu iktidar.

Araştırma önergesinde, bahsedilen, geçmişte meydana gelen ve ülkemize zaman kaybettiren, demokrasiyi sekteye uğratan karanlık dönemlerin arka planındaki gerçeklerle yüzleşmek için gerçekleri araştırma komisyonu kurulması istenmektedir.

Değerli milletvekilleri, araştırma önergesinde bahsedilen karanlık olaylar, ülkemizi 1960 darbesine, 1971 muhtırasına, 1980 darbesine, 28 Şubat sürecine sürükleyen olaylardır. Bu olayların arka planı AK PARTİ döneminde deşifre olmuştur ve ülkemiz bu karanlık olaylarla inşallah hiçbir zaman artık karşılaşmayacak bir toplumsal bilince de ulaşmıştır. Milletimiz bu olayların arka planını artık öğrenmiştir. Bu girişimlere fırsat vermeyeceğini de son on üç yılda gelişmeler karşısındaki tavrıyla göstermiştir, demokratik hakkını kullanırken de göstermiştir. Meclisimizde geçmiş dönemlerde faili meçhul olayların araştırılmasıyla ilgili komisyonlar kurulmuştur. Yine, bu yasama döneminde de darbe komisyonu olarak bilinen, Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar İle Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Tüm Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutlarıyla Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu da önemli tespitlerde bulunmuştur. Ülkemizin gerçeklerle yüzleşmesi adına bu komisyonun raporu da Meclis literatüründe yerini almıştır. Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu da yine AK PARTİ'nin öncülüğünde kurulmuş ve önemli tespitler yapmıştır. Meclis İnsan Hakları Komisyonumuzun da yine faali meçhul olaylarla ilgili şikâyetler üzerine yaptığı suç duyurularında yargı da bu konuda önemli çalışmalar yapmıştır. Aynı mahiyette geçmişte kurulmuş komisyonlar vardır ve raporları da önümüzdedir. Meclisin yasama döneminin bitmesine de iki hafta gibi bir kısa zaman var. Bu komisyonun kurulması ve iki hafta içerisinde çalışmalarını tamamlayamayacağı zaten hepimizin malumudur.

Bu duygu ve düşüncelerle önerinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)