| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 17.03.2015 |
ALİ ÖZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 688 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesiyle alakalı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Evet, bu torba yasa tasarısının içerisindeki 2'nci madde, daha önceden görmüş olduğu sağlık hizmeti dolayısıyla hastaneye borçlanmış, borcunu ödeyememiş insanların bir şekilde affını gündeme getiriyor.
Şimdi, şöyle bir düşünelim, bir insan hastaneye gider ve hastaneye niye borçlu kalır? Demek ki Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında kalmasını gerektiren bir durum var. Yani yeşil kartlı olabilir, borçlu kalmaz; BAĞ-KUR'lu olur, borçlu kalmaz; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre bir sosyal güvenlik kurumu kapsamındadır, borçlu kalmaz; borçlu kaldığına göre bu vatandaş zaten bu kapsamların dışındadır. Şimdi, buraya koymuş olduğunuz 1.000 TL, bunun da yüzde 50'sini affetseniz bile -ki genelde hastanede yatarak tedavi gören ve Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında olmayan birileri borçlu kalır- 500 TL'ye Türkiye'de hangi tedavi yapılıyor? Yani bir hastaneye bu affettiğiniz 500 liralık borcu olan vatandaş var mı? Yani bunun bir altyapısı olmaz mı, bunun bir incelemesi olmaz mı? Yani gerçekten büyük bir araştırma sonucunda Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında olmayan, gerçekten mağdur olan vatandaşların hastaneye ne kadar borçları var? Bu bir çıkartılmaz mı? Ona göre bu affın getirilmesi lazım. 1.000 TL koyduk, yüzde 50'sini affediyoruz, bundan çok fazla istifade edecek olan insan olmaz. Dolayısıyla, bu rakamın yükseltilmesi talebimizin gerekçesi bu.
Yani burada gerek Hükûmet gerekse Komisyon tabii ki, doğal olarak sizleri de etkiler, "Kabul etmiyoruz." diyeceksiniz siz de muhtemelen ama gerçekten hesabı doğru yaptığınızda bu kadar hastaneye yatmış olan bir insanın 500 lira borcu kalmaz zaten hastaneye, meblağ olarak mutlaka daha yüksek miktarda borç olur. Yani attığımız taşın ürküttüğümüz kurbağaya değmesi lazım. Bunu, madde içerisinde yer almış, ne amaçlandıysa çok da tutarlı olmayan bir af maddesi olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum.
Tabii ki, burada sağlık harcamalarındaki artışa da kısaca değinmek lazım. Özellikle özel hastanelerdeki durumun lütfen herkes farkında olsun. Yani burada, giden hekim arkadaşlarımız, tedavi amaçlı gittikleri doktorların büyük bir kısmı vatandaşlardan çok yüksek meblağlarda fark talep ediyorlar. Dolayısıyla, vatandaşlar bunu ödemekte zorlanıyorlar. Sizler de milletvekilisiniz, mutlaka size de bununla alakalı çok sayıda "Aman bir araya girin, görüşün." diye talepler geliyordur. Kendi kendimizi kandırmayalım. Yani "Vatandaşın cebinden doktor elini çeksin." derken vatandaşın tam böğrüne hançeri saplattıracak şekilde düzenlemeler yapıyoruz. Bunlardan lütfen haberdar olun.
Dolayısıyla, bunlarla alakalı, gerçekten bu hekimlerin özlük haklarında iyileşme ve maaşlarında artış sağlamadığınız sürece, hekim arkadaşlarımızı da zan altında bırakacak bir şekilde, bunların kurumlarından fatura bile kesmeksizin, haksız kazanç mı dersiniz -daha açık bir şekilde de ifade etmekten çekinmeyeceğim- vergi kaçırmak mı dersiniz, zoraki kendi elinizle bu insanları bunlara mahkûm hâle getirirsiniz.
Lütfen ülkemizde olanları tüm gerçekliğiyle değerlendirelim. Yani bu üniversitedeki gerek akademik kadro yetersizlikleri gerekse dışarıda, özel hastanelerde yapılan işlemlerden bihaber gibi durmayalım; gerçekte olanlar neyse, gerçekte yaşananlar, sıkıntılar neyse, bunların önlenmesi, bunların bir rayına girmesi lazım.
Ben şuna inanıyorum ki gerek iktidarda gerekse muhalefette bu konuların farkında olanlarla bir komisyonda oturup, enine boyuna tartışıp, bu sorunların çözümü için nelerin yapılması gerektiği noktasında ortak bir kanaat, ortak bir akıl oluşturup, vatandaşımızın bu konudaki mağduriyetini giderme noktasında birlikte bir çalışma yapabiliriz, ama bunları sürekli halının altına süpürerek, maalesef, bu gerçekleri kapatamayız.
Dolayısıyla, bu konuda ivedilikle bir pozisyon belirlemek, alınması gereken önlemleri almak, vatandaşı bu mağduriyetten gerçekten kurtarmak gerekiyor, çünkü bununla alakalı çok sayıda vatandaştan şikâyetler geliyor.
Öncelikle, tabii ki bu iktidarın görevi olsa gerek diye düşünüyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)