GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:78
Tarih:17.03.2015

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 688 sıra sayılı Teklif'in 6'ncı maddesindeki önerge hakkında söz aldım. Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, önümüzde 5018 sayılı Kanun'a bir ekleme yapılıyor, tanım eklemesi yapılıyor. "5018 sayılı Kanun da ne anlatıyor?" dediğimizde, devletin bütçe düzenini, kamu düzenini ve mali yönetimini tanımlayan kanun. Bu kanun içerisinde kamunun para akışı ve mali yönetimi ve denetimi tanımlanmış. Şimdi getiriyoruz, bu kanunun içerisine... Biraz önce, gerek üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapmış olan arkadaşlarımızın bu tanımlanan sağlık bilimleri üniversitesi hakkındaki değerlendirmelerini de ortaya koyarak karşımıza çıkan tabloya bakıyoruz. Şimdi, diyor ki bu teklifi hazırlayan arkadaşlarım: "Bu bir devlet üniversitesi." Peki, devlet üniversitesiyse niye burada, ayrı bir tanımla ortaya koyuyorsunuz?

Bakın, devlet yönetimi çok ciddi bir iştir ve bu ciddiyetin farkında olup bu kanun içerisinde liste hazırlanırken de hazırlayanlar üç ayrı liste ortaya koymuştur: Bir, genel bütçeye tabi kurumlar ve bunun içinde bakanlıklar da var; ikincisi, baktığınızda, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, ileri teknoloji üniversiteleri, şimdi de siz bu sağlık bilimleri üniversitesini getiriyorsunuz; üçüncüsündeyse özel kanuna tabi olan özel bütçeli işletmeler.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bir hibrit üniversite yapısı karşımıza çıkıyor. Bir taraftan, bakıyorsunuz, devlet üniversitesi mi? Ya elimizde bir Anayasa var, üzerine yemin ettiğimiz, oradaki bütün maddelerini kabul ettiğimiz Anayasa var. Anayasa'nın 130, 132'nci maddeleri bir üniversite nasıl kurulur, tanımlamış. Devlet üniversitesi nasıl olur, vakıf üniversitesi nasıl olur, bunların kuruluşunu, idaresini, yönetimini tanımlamış. Devlet üniversite dediğiniz zaman, onun çalışma ilkelerinin kanuni açıdan açıklamasını yapmış.

Şimdi, karşımızda bir üniversite var, 59 tane eğitim ve araştırma hastanesini kanatları altına almış. Devlet üniversitesiyim diyor ama bakıyorsunuz, ne bağımsızlık, ne özerklik, üniversitede hiçbir şey yok. Mütevelli heyeti oluşturulup başına da Sağlık Bakanlığı Müsteşarı getirilmiş, gerisi zaten 5'te, hepsinin hâkimiyetinde. Üçüncüsü: Vakıf üniversitesi değil, e değil; zaten vakıf üniversitelerinde 7 tane mütevelli heyeti olması lazım, burada 5. Yani, adı ne, anlamı ne, tam bir hibrit, tam bir garabetle karşımıza çıkan üniversite yapılanımı. Hadi kurdunuz bu üniversiteyi, dediğim gibi, 59 tane eğitim araştırma hastanesi ve bu Bakanlığa bağlı olan, Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı olan hastanelerde bunun uygulama ve eğitim birimleri olacak. Üniversiteyle getiriyorsunuz, onca yıllık Marmara Üniversitesinin Hukuk ve Eczacılık Fakültelerinin eğitim verdiği binalara el koyarak bu yeni hibrit üniversiteye veriyorsunuz. Hak mı bu ya? Ben 1983'te İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini kazanmıştım. O zaman da bu ülkeyi darbeden sonraki zihniyet yönetiyordu ve benim fakülteme Rumeli Hisarı üstünde bir bina tahsis edilmişti. Ondan sonra, bazı üniversiteler gözünü koyunca, başta benim dekanım ve öğretim görevlileriyle, yağmur, çamur, okulun içinde sular akarken biz okulumuzu terk etmedik ve okulumuzun gasbedilmesine izin vermedik. Şimdi, siz Marmara Üniversitesinin binasını nasıl gasbedersiniz bu üniversite için? Marmara Üniversitesi eksik eğitim mi yapıyor? Suçu ne, cezası ne?

Tamamen 5018'in dâhilinde bulunmaması gereken, anayasal aykırılıkları bulunan, hatta üniversitenin eğitiminin nerede verileceği, internlerinin, hemşirelerinin nerede pratik yapacağı belli olmayan böyle bir tabela üniversitesinin kurulmasının son derece sakıncalı olduğunu dile getiriyorum ve bu sevdadan vazgeçilmesi gerektiğine tüm kalbimle inanıyorum, değerlendirmeyi de siz değerli, sayın milletvekillerine bırakıyorum.

Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)