GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümüne ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:79
Tarih:18.03.2015

SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüz yıl önce emperyalizme karşı, geri dönmeyeceklerini bile bile koşarak cepheye gidenlerin aziz hatırasına:

"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın."

Akif'in muhteşem dizeleriyle ifade ettiği ve "Bedir'in arslanları"na benzetme yaptığı bir varoluş mücadelesinin adıdır Çanakkale.

Çanakkale Zaferi'miz ile İstiklal Marşı'mızın Mehmet Akif üzerinden derin bir bağlantısı da vardır; "Çanakkale Şehitlerine" şiirinde İstiklal Marşı'nın izlerini görmek mümkündür. Daha doğru bir ifadeyle, İstiklal Marşı'mızın arka planında Çanakkale Zaferi'miz de vardır.

Çanakkale Zaferi'nin 100'üncü yılını kutluyoruz. Bu zafer elbette tarihimizdeki tek zafer değildir ama bugüne tesirleri olan, geleceğimizin savaşı ve zaferidir Çanakkale.

İstanbul'u ve sığındığımız son limanımız olan Anadolu'muzu korumak için bundan tam yüz yıl önce yedi düvele karşı "Çanakkale geçilmez." diyerek yazılan destanın adıdır Çanakkale.

İlayikelimetullah, din-i mübin-i İslam, nizamıâlem, bayrak ve istiklal uğruna, önündeki arkadaşının şehit olduğunu gördüğü hâlde gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içmek için mevzilere koşan Mehmetçiklerin destanıdır Çanakkale.

Müslüman Türk milletinin haysiyet ve onuruna halel getirmemek, mabetlerimize namahrem eli değdirmemek, ezanlarımızın sedasını dindirmemek için göğüslerini siper edenlerin yazdığı şiirin adıdır Çanakkale.

Değerli milletvekilleri, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı direncinin nüvesidir. Çanakkale'deki direnç fidanı, Millî Mücadele'de dal budak salmıştır. Çanakkale bizim için azmin fark edildiği, Sakarya ise azmin zafere dönüştüğü cephedir.

Çanakkale, Azerbaycanlı Meşhed Ali'nin, Afganistanlı Ali Arrat'ın, Batumlu İlyas'ın, Bosnalı Yakup'un, Bitlisli Mehmet'in, Gümüşhaneli Hüseyin Zihni'nin, Diyarbakırlı Memduh'un, Giritli Rauf'un, Muğlalı Hacı İbrahim'in, Manisalı Hasan'ın, Ankaralı Halil'in "Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." düsturunca koyun koyuna yattıkları dünyanın en büyük şehitliğinin adıdır.

Değerli milletvekilleri, Balkanlarda küçük devletlere mağlup olan, kısa zamanda Avrupa'daki topraklarını kaybeden Osmanlı, Çanakkale'yle âdeta yeniden dirilmiş ve kendine biçilen kefeni parçalayarak ilelebet yaşayacağını ve gücün sadece silahta olmadığını dünyaya göstermiştir.

Churchill daha savaş başlamadan "Bir elimizi arkamıza bağlar, bir elimizle ezer geçeriz." diyordu Çanakkale için. Hiçbir direnmeyle karşılaşmadan İstanbul'a gireceklerini hayal ediyordu. Türk milleti, Churchill ve müttefiklerinin hayallerini ve bu topraklar üzerindeki hesaplarını Çanakkale'nin serin sularına gömmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Eğer Çanakkale'de mağlup olsaydık, Birinci Dünya Savaşı'nın sonuçları bizim için daha acı olacak ve belki de Anadolu topraklarını tamamen kaybetmiş olacaktık. Türkiye Cumhuriyeti, bu topraklar üzerinde hevesi ve hesabı olanlar için hâlâ Osmanlı Devleti'dir. Dün Çanakkale'de bizi boğmaya çalışanlar ile bugün Orta Doğu'yu ve Afrika'yı kan gölüne çevirenler aynı güçlerdir. Bu coğrafya üzerinde hesabı ve hevesi olanların oyunları hâlâ devam etmektedir. Biz, geleceğe dair bütün planlarımızı bu hesapları bozmak üzerine kurmalı, yaşananları Çanakkale'deki inanmışlıkla ve adanmışlıkla değerlendirmeliyiz.

Bu çerçevede, Çanakkale Zaferi'nin bugüne uzanan ve bütün Türk milletine yüz binlerce şehit üzerinden verdiği mesajı iyi anlamalıyız. Çanakkale'de şehit olan ecdat, bize bir ruh armağan etti. Bu ruhun adı Çanakkale ruhudur. Bu ruh, bizi aynı ülküde, aynı iman mihverinde, aynı irfanda birleşmeye çağırıyor; birlik olunca hangi destanların yazılabileceğini bütün bir dünyayı dize getiren bir zaferle bize gösteriyor.

Millet olarak hepimize düşen, Çanakkale'de yatan şehitlerimizin yaşadığı kardeşlik ruhunu, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle, doğusuyla batısıyla yaşamaktır; geleceğimiz olan gençlerimizi Çanakkale ruhuyla yetiştirmektir; şehitlerimizin uğruna can verdikleri değerlere sahip çıkmak ve bu değerlerin yaşaması için çaba sarf etmektir.

Çanakkale'de yeşeren birlik ve beraberlik ruhunu diri tuttuğumuz sürece ulaşamayacağımız hiçbir hedef ve üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur.

Değerli milletvekilleri, bu aziz beldede yatan 250 bin şehit hâlâ orada nöbet tutmaya devam ediyor. Biz, şehitlerin ölmediğine inanan bir medeniyetin çocuklarıyız. Onlar mahiyetini bilmediğimiz bir hayatla diridirler. Onlar şehadet şerbetini içerek bize mukaddes bir vatan hediye etmişlerdir. Bu emaneti korumak, her taşını Çanakkale bilmek görevimizdir.

Çanakkale'deki Osmanlı orduları Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya, Cevat ve Esat Paşa'ya, Çanakkale Savaşı'nda yarbay olan cumhuriyetimizin kurucusu -banisi- Gazi Mustafa Kemal'e, binlerce komutana ve öğrenci olarak cepheye gidip bir daha geri dönmeyen öğrencilere, aziz şehitlerimize: Şundan emin olun ki bize emanet ettiğiniz vatan her taşıyla korunacaktır. Sizin çiğnetmediğiniz vatan toprağı kıyamete kadar hiçbir güce çiğnetilmeyecektir. Çanakkale'de mayaladığınız millî ruh kılavuzumuzdur. Vatanın her karış toprağı bizim için Çanakkale'dir.

Zaferimizin 100'üncü yılı kutlu olsun. Saygılar sunuyorum. Allah'a emanet olun. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)