GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:79
Tarih:18.03.2015

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 688 sıra sayılı Teklif'in 12'nci maddesinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın Başkanım, arkadaşlarımızın belki çok acil görüşmek istedikleri konular var ama ben o konuların dışında kendi anlatmak istediğimi dile getirmek istiyorum.

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil'i dinleyelim lütfen.

BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) - İsterlerse dışarda da herhâlde beraberce paylaşabilirler.

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil'i lütfen dinleyelim. Lütfen sessiz olalım.

Sürenizi baştan alıyorum.

Buyurun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bugün 18 Mart. 18 Martı ve 18 Mart ruhunu paylaşmayı, bu kürsüden bir milletvekili olarak, özellikle de bir kadın milletvekili olarak, kurtuluş mücadelesinin bayrağıyla Türk kadınının açmış olduğu bağımsızlık ve özgürlük ruhunu paylaşmayı kendime görev biliyorum.

18 Mart, tabii, dünya tarihine baktığımız zaman, hem bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi hem de birlik ve beraberlik içerisinde yapılmış büyük bir karşı duruşun yazmış olduğu bir destan olarak karşımızda ve bu destan yazılırken Çanakkale, şehit ve gazilerin kanlarıyla sulanarak, bir ulusun dirilişini ortaya koyduğu toprak olarak -varlığı- tarihte yer tutuyor.

Şimdi, bu zaferin 100'üncü yıl dönümünde, tarihten de ders alarak bundan sonraki barış dolu günleri dilerken, ben "Çanakkale geçilmez." dedirten Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve kahraman şehitlerimizi saygı ve şükranla anmak istiyorum. Bu sözleri söylerken, ne yazık ki, son dönemde, 18 Mart ruhunu paylaşırken Mustafa Kemal Atatürk'ü dikkate almayan söylemlerle karşı karşıya olmaktan da büyük üzüntü duyduğumu bildirmek istiyorum.

Bakın, Harp Mecmuası diye bir mecmua var Osmanlı Devleti'nin 1915 yılında basmış olduğu ve orada Seyit Onbaşı'yla beraber Mustafa Kemal Atatürk'ten övgüyle bahsediyor. Biz bugün hâlâ bu övgüyü dile getirmekten imtina edenlerle karşı karşıyayız. Unutulmamalı ki bu imtina edenler tarihin tozlu raflarında kalırken, Mustafa Kemal her zaman altın harflerle Türk tarihinde yerini tutacaktır.

Şimdi, bugünkü KDV istisnasıyla ilgili söylemek istediklerim de şunlar: Bakınız, bizim bir kanunumuz var ve bu kanun 1606 sayılı Kanun, bazı Dernek ve Kurumların Bazı Vergilerden, Bütün Harç ve Resimlerden Muaf Tutulmasına İlişkin Kanun. Bu kanun 3685 sayılı Kanun'la da değişikliğe uğramış ve orada da "Kızılay Derneği, Türk Hava Kurumu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Yardım Sevenler Derneği, Darüşşafaka, resmî darülaceze kurumları, sağlanan bütün gelirlerinden, vergi, resim ve harç olarak muaftır." diyor ve "Kendilerine terettüp eden vergi, harç ve resim mükellefiyetinin kurumlara ait olduğu hâllerde bütün vergilerden muaftır." diyor.

Şimdi, biz bakıyoruz, Yeşilay, Yeşilayın şimdi üretilen vakfı ve Kazılaya vergi istisnaları getiriliyor. Çok güzel, tabii ki Kızılay çok önemli işler yerine getiriyor, kan bağışlarını, kan bağışlarıyla ilgili çalışmaları hızlandırıyor, tüm Türkiye'ye ve dünyaya afet zamanı, olumsuz şartların yaşandığı her süreçte el uzatıyor ama biz, peki, burada tanımlanmış bir sürü kurum varken niye diğerlerini dışarıda bırakıyoruz?

Bakın, bir Darüşşüfaka var, Anadolu'nun toprağının her kısmında babasız çocuklara okul imkânı veriyor, onlara KDV istisnası tanımıyoruz. Geçen sene 3 milyon lira KDV ödemiş. Neye ödemiş? Aldığı defter, kitaba. "E, biz battaniyeye, çadıra KDV ödemeyelim ama bunlar ödesin." Artı, bir de Kızılay ve Yeşilaya bağış topladıkları zaman kurumlar vergisi matrahından tamamını düşürten bir uygulama ama bunlarda da matrahın yüzde 5'ini aşmayacak bir sınırlama. Böyle kurumlar veya yardım faaliyetleri arasında güçlendirecek çalışmaları niye birbirinden ayırıyoruz? Bunu ayırma ihtiyacı neden duyuluyor?

Bakınız, değerli arkadaşlar, bugün Darüşşafakayla ilgili talepler defalarca Komisyonda da dile getirildi, kabul edilmedi; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kabul edilmedi. LÖSEV... Lösemili çocuklarla ilgili hastane yapılıyor, niye bunlara istisna tanımıyoruz? Hepsinin eğer bir sosyal devlet sorumluluğunda düşünüyorsak bunların bütünüyle dikkate alınmasında fayda var diye düşünmek gerekiyor. Ama Kızılaya son dönemde bakıyoruz... Ha, şu: Kızılay Sağlık Bakanlığından Yeşilay gibi yardım da almamış. Kızılay da buraya dâhil edilmiş ki Yeşilay Vakfının yolu açılırken o da bir anahtar olsun, anahtar kelime olsun diye.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tamaylıgil.

BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) - Kızılay son dönemde -hani şu, biraz önce hocamız dile getirdi, bağışçıların hukukuyla ilgili, bazı bağışları aldı ama adı özellikle 17-25 Aralık sürecinde geçenlerin bağışlarını alırken onlarla ilgili bir "tweet"i sosyal medyada paylaştı diye, en başarılı, Türkiye 3'üncüsü, bölge 1'incisi kan merkezi müdürünü de görevden aldı.

Biraz da siyasi düşünmemek gerekir diyorum, Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)