GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Yasama Yılı:5
Birleşim:80
Tarih:19.03.2015

CHP GRUBU ADINA ERDAL AKSÜNGER (İzmir) - Şimdi, Erişim Sağlayıcıları Birliğiyle ilgili konuda biraz önce de ifade ettim. Aslında, Türkiye'de gerçekten bu kadar çok erişim sağlayıcı yok zaten. Normalde bir tane erişim sağlayıcı, bir kişi var zaten, aslında hâkim olan o zaten. Bütün altyapının Türkiye'deki sahibi TÜRK TELEKOM. Bunu 50 kere anlattık. TÜRK TELEKOM, Türkiye'deki tüm İnternet altyapısının ve iletişim altyapısının yüzde 90'ından fazlasına sahip. Doğrudur, diğer çoğu taşeron olarak çalışıyor ama bunun adını neden "TÜRK" olarak daha hâlâ tutuyorsunuz? Onu 50 kere söyledik, hâlâ onu değiştirtmemekte ısrar ediyorlar. "TÜRK TELEKOM" diye bir kurum Türk'ün değil artık, başkasının, Arap'ın, onun, bunun. Yani aslında senin altyapının hepsi orada.

Şimdi, geri kalan erişim sağlayıcılarının çoğu TÜRK TELEKOM'dan taşeron hizmeti alıyor. İşte, birkaç tane GSM operatörü hariç bunların hepsi oraya bağlı zaten.

Ama şöyle bir durum var: Bence bu maddeyi getirerek hülle yapmaya çalışıyorsunuz, araya koyarak. Neden hülle yapıyorsunuz? Artık "Erişim Sağlayıcıları Birliği" diye bir birlik yok. Niye yok? Bu ayın başında Danıştay, tüzüğünü iptal etti oranın. Neden iptal etti? Biz bunu bu kürsüden de anlattık, şundan iptal etti: Siz, Erişim Sağlayıcıları Birliğini BTK'yla birlikte kurarken, TÜRK TELEKOM'un başını çektiği 12 tane hâkim sağlayıcıyla birlikte bir tüzük yazdınız. Bu tüzüğü aldınız, BTK'yla birlikte onayladınız, devlet eliyle, iktidar eliyle -devlet demeyeceğim artık bu işe, siz kendinizi devlet zannettiğiniz için öyle oluyor- bu tüzüğü geçirttiniz ama geri kalan -112'ydi o zaman, sonra 116'ya çıktı- bu erişim sağlayıcıları bir araya geldiler, bir tüzük hazırladılar, bu tüzüğü götürüp BTK'ya da verdiler ama buna rağmen siz bu birliği, bu 12 kişinin dediği şekilde yaptınız, kabul ettiniz.

TELKODER bunu aldı, Danıştaya gitti, itiraz etti. Danıştaya gidip itiraz edince ne oldu? Çok uzun bir süre geçti ama bu ayın, 3'üncü ayın 9'unda Danıştay bunun tüzüğünü iptal etti yani artık Erişim Sağlayıcıları Birliği diye bir birlik yok. Bunu yaparken ne yapmaya çalışıyorsunuz? Orada 40-50 kişiyi acaba oyundan düşürür müyüz ya da kaç kişiyse, 100 kişi mi düşürürsek, çoğunluğu sağlarsak, buradan yeni bir tüzük yaparsak, bununla birlikte, biraz önce ifade ettiğim, Avrupa'ya veya gelişmiş ülkelerin bizi eleştirmesine karşılık şunu söyleyeceksiniz: "Ya, biz söylemiyoruz bunların kapatılmasını." "Kim söylüyor?" "İşte, burada oluşan Erişim Sağlayıcıları Birliği söylüyor." diyeceksiniz. Bu mümkün değil, bunu yapamazsınız. Şu anda bu kanun yasalaşsa bile biz Anayasa Mahkemesine bunu zaten götüreceğiz, hiç şansı yok. Eğer bu Anayasa Mahkemesi aynı maddelerden bunu iptal etmiyorsa oranın "yasa"yla bir alakası olmayacak, "ana" tarafını bilmiyorum. Anlatabiliyor muyum? Çünkü, aynı gerekçeler geçerli.

Şimdi, madem, bu yasalaşsa bile siz bunu uygulayamazsınız. Neden uygulayamazsınız? Artık sizin bahsettiğiniz, Erişim Sağlayıcıları Birliği diye bir birlik yok, bunu uygulayamayacaksınız, öyle bir birlik de yok. Demek ki böyle bir birliği yeniden oluşturmanız gerekiyor. Bu gelen, bu yeni maddeyle ilgili konunun temeli şu: Siz alelacele, hemen, acilen bu oyunculardan kaç tanesini bu oyunun dışına iteleyebiliriz, taca atabiliriz, ona bakıyorsunuz. Ama şunu açıkça söylüyorum: Bu, kesinlikle bu millete kan kusturacak bir kanundur. Zaten bütün dünyanın da Türkiye'ye bakışı, yeni yayınlanan raporda gördük ki, daha dün değil evvelsi gün geldi, Amerika'da sivil toplum kuruluşlarının yayınladığı raporlar, Türkiye'nin aslında cinnet geçirdiğini iddia ediyorlar bu konuyla ilgili. Yine aynısını söylüyorum, Türk Ceza Kanunu'nda bunun karşılığı varken böyle kanun getirmenin temeli bence sadece önümüzdeki süreçte başınıza gelecekleri engellemektir, başka bir şey değildir zaten, bunun başka bir anlamı da yoktur. Ben, bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunu Anayasa Mahkemesine götüreceğimizi buradan da yine söyleyeyim. Zaten siz bunu aslında kanunlaştıramazsınız diyorum, uygulayamazsınız diyorum ve Anayasa'ya aykırıdır diyorum. Daha önce götürdüğümüz ve Anayasa Mahkemesinin de gerekçeleri aynı ve daha da ağırlaştırılmış bir şekilde yaptığını düşünürsek bunu biz Anayasa Mahkemesine götürürüz.

Başka bir şey daha söyleyeceğim. Daha önce TİB Başkanına yetki veriliyordu, şimdi Bakana ve Başbakana veriliyor. Şimdi Erişim Sağlayıcıları Birliği yok. Bu Bakan ile Başbakan milyonlarca başvuruyu nasıl ayıklayacakmış, bana bir anlatsın birisi ya, nasıl ayıklayacakmış buradan? Tabii, nasıl ayıklayacak? Yukarıdan bir yerden, herhangi bir, size zeval getirecek, siyasi ikbalinize sıkıntı getirecek olanları ayıklayabilir. Geri kalanı nasıl ayıklayacakmış? Şimdi, ben de 50 bin, 100 binin üzerinde takipçisi olan bir adamım, bana da günde, her gün birileri garip bir şekilde bir şeyler yazıyorlar. Taciz edenler var, hakaret edenler var, tamam ama belli boyuta kadar ama inanın, hiçbirisi hakkında benim kanuni bir işlem yapmak gibi bir derdim de yok. Neden yok? Baş edilmez ki böyle bir konuyla. Engelliyorum geçiyorum bunu yani. Ne yapayım yani, bunların hepsiyle mi uğraşayım? Böyle bir şey olamaz zaten. Ama ben uğraşmak istediğim zaman, kanunda, nizamda yeri var zaten. Zaten TÜRK TELEKOM veya TİB biliyor bunun ne olduğunu. Ben zaten öyle bir şey yapacaksam dava açarım bunların hepsine. Açmıyorum, böyle bir şeye gitmiyorum, engelliyorum, geçiyorum gidiyorum. Onunla mı uğraşacağım ben? Ama uğraşanlar başka bir konuda var.

Bakın, insanların özel hayatıyla ilgili olan konuda zerre kadar -herkesle hemfikirim- bir tereddüdüm yok. Özel hayatla ilgili, hakaretin çok daha üzerinde iftiralarla ilgili konular; bunlarda hiçbir tereddüdümüz yok. Şimdi, İnternet dediğiniz zaman sadece sosyal medyadan bahsetmiyoruz. İşte, çocuk pornosu diyorlar, terör diyorlar. Ya, bunları koymadınız ki içine, yok ki bunlar. Zaten kanunda yeri var ama burada yok, maniple etmesinler bu konuyu. Dünyanın her yerinde çocuk pornosu yasak zaten, her yerinde yasak. Burada hemfikir olmayan hiçbir adam yoktur zaten. Varsa da alçaktır, başka bir şey denmez ona. Ne denilebilir ki başka türlü? Ya, bunları bahane etmeyin yani, bunlar değil bu konu, bunlar olamaz da konu yani. O yüzden, bir an önce bu işi... Tabii, şöyle olacak yani: Biz yine Anayasa Mahkemesine götürsek bile... Götüreceğiz, bence iptal edecek. Eğer edemezse zaten ona Anayasa Mahkemesi denmez. Edecek de siz bunu yine üç ay bekleteceksiniz, Resmî Gazete'de yayınlatmayacaksınız, seçim geçecek, ondan sonra yürürlüğe girecek. E, ne olacak? Tren, at, neyse, alan nereye gidiyorsa oraya gitmiş olacak. Sorun buradan kaynaklanıyor.

Beş dakika dedim, yedi buçuk dakika oldu ama şunu da söyleyeyim, burada herkes bilsin: Biz bunların hepsini Anayasa Mahkemesine götürürüz. Ama şu da var: Hak ihlalleri konusunda insanlar... Bakın, bu Erişim Sağlayıcıları Birliğiyle ilgili, arkadaş, şunu söyleyeyim size: 50 bin ile 500 bin lira arasında adamlara ceza konusu getiriyorsunuz, adam ödemezse diyorsunuz ki: "Hapis cezasına kadar gider, bunu da paraya çevireceğiz." Hiçbir yabancı Türkiye'ye yatırım yapmaz, yapmayacak da. İsterseniz gelin, hepsini çağıralım, bunu bir konuşalım. Kimse yapmaz. Bu sosyal medya meselesini bir kenara bırakırsak, İnternet önümüzdeki, ekonominin aslında bel kemiği, borsa da öyle, İnternet olmasa duracak zaten bir vesileyle. Her yer öyle de İnternet bel kemiği ama yeni bilgi ekonomisinde İnternet'in üzerine koyacağınız bu balta gibi, hançer gibi yasalarla adam buraya gelmek istemiyor, gerçekten istemiyor. Bununla ilgili bir sürü belgeler bizde var. Belki önümüzdeki süreçte imkân olursa onları da açıklarız.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)