GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, Türkiye'de askerin siyasete dâhil olmasının önüne geçilmesi amacıyla 23/3/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 25 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:83
Tarih:25.03.2015

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Halkların Demokratik Partisi Grubu adına öncelikle sizleri selamlıyorum.

Türkiye'de asker-siyaset ilişkisi ve demokrasisi çok önemli bir konu çünkü bu konu yine sıcak gündemimize oturdu. Bunu niye söylüyoruz? Roboski katliamını biliyorsunuz arkadaşlar. 34 canımızın savaş uçaklarıyla paramparça edildiği Roboski katliamının, şu an Anayasa Mahkemesinde ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Mahkemesinde devam ediyor adalet mücadelesi. Şu gördüğünüz kaçakçı olarak vurulan Roboskili kardeşlerimizin -çoğu çocuk- resimleri. "Niye?" diyeceksiniz. Şu resimlerde bu paramparça canları taşıyan katırları görüyorsunuz. Maalesef, bir haftadır Roboski'de insan katliamından katır katliamına geçilmiş durumda. Şu resimlere iyi bakınız, Roboski'nin karşı yakası hemen Türkiye sınırları içinde ve askerin açtığı ateş sonucu öldürülen katırlar. 9 tanesi sadece dün, geçen hafta da öldürüldü birkaç tane. Köylüler bu konuda direniş haklarını kullandılar, gösteri yaptılar, valiliğe, Hükûmete durumu aksettirdik.

Ancak, şu resimlere gerçekten iyi bakmanızı öneriyorum. Şimdi, bir katırın sınırı aşmasının hukuki cezası... Bir katır sınırı aşmanın suç olup olmadığını mı bilir? Bir katır köyde dolaştığı zaman, asker "Dur!" dediği zaman, durması gerektiğinin mi farkındadır? Böyle, bir canlıyı gözünü kırpmadan, birçoğunu sırf yöre halkını provoke etmek için öldürmek ve bunu güvenlik adına yapmak, "sınır ticareti" deyip "Ben kaçakçılar nedeniyle bunları vuruyorum." demek, bize aslında geçmişteki "33 kurşun olayı"nı anlatıyor.

Şimdi, buradan Hükûmete sesleniyoruz, defalarca bunu dile getirdik: Sizin politikanız sonucu mu bu Hükûmetiniz valiliğe ve oradaki komutana emir verdi ve bunun sonucu mu bu katliamlar... Katır katliamını, insan katliamından sonra katır katliamını hangi kişi emretti? Siz ne yapmak istiyorsunuz Roboski'de? Gerçekten sormak istiyoruz. Roboski'de ve şu an köyde, asker, sivil araçlarla, plakasız araçlarla halkın içinde dolaşıp provoke ediyor insanları. 34 canın hesabını vermeyenler, orada yaşayan insanların, resimde gördüğünüz gibi, katırlarını da katlederek tarihe dünyada hiçbir örneği olmayan bir şekilde geçiyor.

Burada ben bunu niye söyledim? Çünkü, gördüğünüz resimler gerçekten dehşet verici. Tabii, burada ben hayvan hakları savunucularına da seslenmek istiyorum: Siz neredesiniz? Yani, burada konuşmak çok kolay ama bu konuda maalesef bir tek çabanın da olmadığını görüyoruz. Bunu niye ifade ettik? Son zamanlarda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çözüm sürecinden bu yana tam 30 tane basın açıklaması olmuş arkadaşlar, çözüm sürecinden sonra ve öyle konuşmalar yapıyor ki, öyle açıklamalar yapıyor ki sanki Hükûmet Türk Silahlı Kuvvetlerinin emri altındaymış gibi; sanki Genelkurmay Başkanı Başbakana değil, Başbakan Genelkurmay Başkanına bağlı; sanki Türk Silahlı Kuvvetleri Millî Savunma Bakanlığına bağlı değil, Millî Savunma Bakanlığı onlara bağlıymış gibi. "Niye?" diyeceksiniz. Çünkü, çözüm sürecinin getirdiği çalışmaların içinde bir Eşme ruhu bizi Orta Doğu'da, Türkiye'de bin yıldır yaşanmış beraberliğin IŞİD zulmüne karşı, cellatlarına, barbarlığına karşı, orada kahramanca Kobani direnişini, savaşını, destanını yazan YPG'nin, YPJ'nin Kobani'yi IŞİD'den kurtarmasından sonra Süleyman Şah operasyonunda da YPG güçleri burada sorumluluk almıştır ve Eşme'de Süleyman Şah Türbesi'nin yine Kobani, Rojava Kürdistan toprakları içine konulması sağlıklı bir şekilde yapılmıştır.

Şimdi, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel çıkıyor, açıklama yapıyor daha dün, diyor ki: "Suriye'nin PYD kolu meşrulaşıyor." Ya, Genelkurmay Başkanı, sen IŞİD'in savunucusu musun? Kafa kesen, kadınları köle pazarında satan, Tuzhurmatu'da Türkmenleri katleden, Kerkük'te, Şengal'de Kürt, Türk, Süryani, Asuri, Ezidi demeden saldıran bu barbar örgütün; türbeleri yakan, tarihî kültürü yok eden bu barbar örgütün meşrulaşmasını mı istiyorsunuz? Elbette ki o kahraman kız savaşçılar bu barbarları yendiler, kovdular Kobani'den, Kobani'yi özgürleştirdiler. (HDP sıralarından alkışlar) Ve elbette ki o kahraman savaşçılar üniformalarıyla -Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayında Nesrin Abdullah, Asya Abdullah- gittiler Cumhurbaşkanlığında kabul gördüler ve bütün Avrupa ülkelerinde, bütün çağdaş demokrasilerde kabul görüyorlar.

Yine, Irak'ta IŞİD barbarlığına karşı Kürdistan Bölgesel Yönetimi, PKK gerillaları Mahmur'da savaşıyor. Mahmur'da 15 bin Şırnak Botan bölgesinden mülteci insan yaşıyor, biliyor musunuz yurttaşınız? IŞİD'in ilk saldırdığı yer orasıydı. Şengal'e saldırdı, Tuzhurmatu'ya saldırdı, Kerkük'e saldırdı, Türkmenleri katlediyor. Bu Genelkurmay Başkanının ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin IŞİD'in yanında mı olması gerekiyor, IŞİD'e karşı mücadele eden, bu kahramanlık destanını yazan, Orta Doğu halklarının, kadim halkların kardeşliğini, barışını ve demokratik çözümünü savunanların yanında mı yer almalı? Tarih yanlış yerde duranları asla affetmiyor arkadaşlar. Onun için söylüyoruz "Savaş tehlikesi var." diye. "Taburda özel harekât komando birlikleri kuracağız; iki tane kurduk, bir tane daha kuracağız." diyor Genelkurmay Başkanı. Bunu Roboski'de mi şimdi denemek istiyorsunuz? Zaten 317 tane sınır karakolu var ve bunu tek merkezî komutanlığa bağlamak istediklerini söylüyor. Peki, Hükûmetin yaptığı yüksek stratejik anlaşmalar ne oldu Irak'la, Suriye'yle? Peki, Hükûmetin Orta Doğu'da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle yaptığı petrol anlaşmaları ne oldu? Suriye'de, Irak'ta, Orta Doğu'da 40 milyon Kürt yaşıyor, bunun 20 milyonu Türkiye'de, siz tarihî makastasınız, diyoruz Hükûmete ve askerin yanlış yönelimi altındasınız. Bu makas, bin yıl daha Orta Doğu'da Türk ve Kürt halkının birlikteliğidir doğru olan. Eğer IŞİD'e doğru birileri yönelecekse, destek verecekse şu muhabbet resimlerini göstermek istiyorum, askerin IŞİD'le şu muhabbetini ve şunu söylemek istiyorum: Bu askerler Hükûmete rağmen yanlış yoldadırlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASİP KAPLAN (Devamla) - Bunun araştırılması bu Mecliste son derece yararlı olacaktır diyorum, hepinizi sağduyuya davet ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)