GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:84
Tarih:26.03.2015

HDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, demek ki Mecliste bazen dört parti grubu birleşerek yurttaşın hayrına olan, çıkarlarını gözeten yasaları yapabilirmiş fakat çok az örnek maalesef bu. Grup Başkan Vekilimiz Sayın İdris Baluken ve diğer parti grup başkan vekilleri bir araya geldiğinde bir hukukçu olarak da bana sordukları zaman şöyle düşündüm ilkin: Taş kömürü havzasının hazineye tescili yapılıyor. Hazineye tescil edilen araziler, bakın, dikkat edin, hazineye tescil edilen araziler iktisap edilemiyor. Zilyetlik de, istersen elli yıl orayı kullan, orada dur. Bir de ta Osmanlı dönemine giden birtakım yasalar, mevzuatlar falan filan eklenince tezkereyisamiye'den gele gele bugüne kadar 21'inci yüzyıla geldik. 19'uncu yüzyıldan, bir yüzyıl geçmiş aradan, 20'nci yüzyıl, 21'inci yüzyıla geldik. Düşünün, evleri orada, bahçeleri orada, tarlaları orada ve o taş kömürü farklı şirketlere kiralanabiliyor, taşeron işçiler gelebiliyor, binlerce işçi orada bir yaşam alanı sürdürüyor ve onca üretim ilişkisi içinde düşük ücret ve sosyal güvencesi olmadan yaşayan bu insanların barındıkları evleri dahi kendi adlarına tapulanamıyor.

Yani, bugün sadece Hükûmetin Antalya'da... Antalya milletvekilleri burada, hepsi susuyor, niye susuyor, anlamıyorum. Göcek Koyu'nu 1 milyon liraya...

ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Orası Muğla'da.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Muğla'da mı?

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Göcek Koyu Antalya'da değil.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Muğla'da mı?

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bizde değil, Antalya'da değil.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Şimdi, 1 milyon liraya yirmi dokuz yıllığına kiraya verildi. Ormanlar, kıyılar kırk dokuz yıllığına çok rahatlıkla kiraya verilebiliyor. Yap-işlet-devret modeliyle devletin hazinesi, ormanı, limanları, köprüleri çok rahatlıkla özelleştirilebiliyor. Devletin bütün mal varlığı sermayeye, parası olanlara çok rahat verilebiliyor. Ama Zonguldak'ta 19.300 yurttaşımız barındıkları evin tapusu için kıyameti koparıyor ve senelerdir uğraşıyor. Gelinen nokta, 2 bin kişiye tapu tahsis belgesi -Sayın Hamzaçebi açıkladı- ve 60-65 kişiye de tapu verilmiş. Bu Meclis, kardeşim, bu kadar yurttaşının bunca senedir kapı kapı dolaştığı, her gün bakanına anlattığı, her gün hükûmetine anlattığı, her seçim döneminde gündeme gelen bu konuyu niye bu kadar zaman öteledi, getirdi bu noktaya?

Devletin hazinesini, ormanını -Antalya'da, Muğla'da, Marmaris'te, Bodrum'da- kıyılarını, hepsini ucuz ucuz insanlara veriyorsunuz ve gidip 5 katlı, 6 katlı oteller dikiyorlar, hem de 100 metre kıyı şeridine. Sonra Reisicumhur tekneyle geziyor, önlerinden geçiyor, sinirleniyor, diyor ki: "Niye bu beton binaları kıyı şeridine yapıyorsunuz?" Ama Zonguldaklı işçi, emekçi yaşadığı o topraklarda elli yıl, belki yüz yıl -babadan bu yana- bir evde, bir tapu sahibi olamıyor. Bu ne adaletsizlik! Bu adil bölüşümdeki adaletsizlik var ya... Emekçiden yana, çalışandan yana, yoksuldan yana bu Meclis ne zaman güçlü kararlar alacak? Bizim bütün umudumuz ona yöneldi, biliyor musunuz? Bu Meclis bugüne kadar hep patronlara çalıştı, hep şirketlere çalıştı, hep sermayeye çalıştı. İşte, arada bir vicdanlar azıcık tıngırdıyor, 4 parti grubu bir araya gelebiliyor.

Şimdi, ben, Zonguldak'taki kardeşlerimizin sorununun benzerini 2002 seçimlerinde İstanbul 2'nci bölgeden milletvekili adayıyken Okmeydanı'nda yaşamıştım. Okmeydanı'nda bana anlattılar, dediler: "Elli yıldır, altmış yıldır bu apartman dairelerinde kalıyoruz. Biz depremde geldik buraya ama tapularımız yok." Tapusu yok, iştirak hisse var, müşterek hâlinde mülkiyet var, kadastro giremiyor. Kadastro giriyor, "Hazinedir." diyor, hazine karşısına çıkıyor veya "Ormandır." diyor, bu sefer 2/B'ye yöneliyor. Yani, vatandaşın barındığı evine bir çözüm bulmakta bu Meclis çalışamıyor. Çalışsaydı bu bugüne gelmezdi arkadaşlar, bugüne gelmezdi.

Bakın, buna örnek... Şu an Türkiye'de herkes kendi iline şöyle bir göz gezdirsin, benzer birçok örnek var.

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Ceylânpınar... Ceylânpınar...

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ceylânpınar'da da inşallah Zonguldak modeli bir çözüm bulacağız. Zonguldak modeli...

ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa) - Ondan önce getirmiştik.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Çözümü size öğreteceğiz. Böyle seçim dönemine denk getirip böyle belediyelerinize falan peşkeş çekecek önergeler getirmeyin önümüze. Vallahi, sizi teşhir de ederiz, rezil rüsva da ederiz. Getirin doğru dürüst, doğru kararlar getirin, sonuna kadar destek oluruz. Ceylânpınar için bir önerge getirdiler, biliyor musunuz, bu Zonguldak önergesini konuştuğumuzda? Ceylânpınar'daki bu tapu, tahsis, dağıtım işleri için yetkiyi kime veriyorlar, biliyor musunuz? Belediyeye. Devletin kadastrosu, hazinesi, millî emlaki dururken belediyesine verecek, belediyesi de seçim öncesi bunu seçim propagandası yapacak, "Gel." diyecek, istediğine verecek, istemediğine vermeyecek. Buna takoz koyduk. Böyle kimseye peşkeş çektirtmeyiz ha! Böyle siyasi çıkarlara alet ettirmeyiz ha! Bilesiniz, Halkların Demokratik Partisi adaletin yanındadır, hakkın yanındadır ama böyle köylü kurnazlığının da, böyle küçük kurnazlıkların da karşısındadır. Hiç yemeyiz, yutmayız, ona dikkat ederiz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ama sorun çözülsün diyoruz.

HASİP KAPLAN (Devamla) - Ama biz çözülsün diye, çözmek için gereğini yapacağız. Çözülsün ve çözmek için, çözülmesi için...

Şimdi, burada Zonguldaklı kardeşlerimizin bu sorununu çözerken akçeli işlerde bence biraz daha lehe davranılması gerekirdi. O harç konusu ve diğer konularda biraz daha pratik bir yolun bulunması gerekirdi. Biz bu tür konularda çağırıyoruz, maliye bürokrasisi karşımıza çıkıyor. Vatandaş gidip tapusunu alacaksa illa cebinden para çıkacak, para çıkmadan evinin tapusunu alamıyor, illa bir para yatıracak. Ceylânpınar'da da istiyorlar, Zonguldak'ta da istiyorlar. Ya, kırk senedir, elli senedir babasından, dedesinden kalan evde yaşıyorsa, şunu parasız, harçsız hurçsuz "Al kardeşim, doğrudur, senin evindir, senin olsun..." Bir de bunun üstüne haraç huruç almasanız olmaz mı? İnşallah, onları da zamanla yaparız, buna da geliriz.

Biz Halkların Demokratik Partisi olarak vatandaşın lehine olacak her konuda yapıcı, demokratik muhalefetimizi sürdüreceğiz. Zonguldaklı kardeşlerimiz bilsin ki kömür neyse Zonguldak'ta, Şırnak'ta da odur. Biz sizin dertlerinizi çok iyi biliriz. Halkların Demokratik Partisi işçinin, emekçinin, maden işçisinin sorunlarını en iyi bilen, en iyi takip eden, yerinde olan bir partidir. Biz bu konularda sizlerin çok daha fazlasını hak ettiğinizi düşünüyoruz. İnşallah, bu uzlaşma kültürünü genişletiriz.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)