GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:87
Tarih:31.03.2015

HDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Halkların Demokratik Partisi Grubu adına hepinizi selamlıyorum.

AK PARTİ Hükûmetine geçmiş olsun. Bugün, gerçekten, bütün Türkiye'de elektrikleri kesme becerisinin bir tek nedeni olabilir, o da Hükûmetin ampulünün sigorta atmasıdır. Ancak sigortası atarsa...

Bu sigorta niye atıyor, onu tabii ki sorgulayacağız çünkü eğitim için ışığa ihtiyaç var, elektriğe ihtiyaç var ve bu kamu kurumlarının bütçesi oluşturulurken bu çok önemli bir yer tutuyor. Hastaneler, sağlık için de bu son derece önemli. Bir düşünsenize arkadaşlar -kaç tane ameliyat yapılıyordu ülkemizde şu an- binlerce ameliyatta elektriklerin kesildiğini. Jeneratörler devreye girdi, asansörler var. Bu sıkıntılara biz gün boyu bir cevap bulamadık. İnanın, kaç tane arayan muhtar oldu. Soruyor, diyor ki: "Ya, bu elektrikler ne olacak?" "Vallahi bilmiyorum." dedim. 7 Haziranda Hükûmetin durumu ne olacak belirsizse bu da böyle bir şey.

Şimdi, bir şey biliyoruz ama kamuya ait iletim ağları için tahsil edilen bedelden yapılan indirim... Özel şirketlerin böyle bir rahatsızlığı varmış. Elektrik Mühendisleri Odası diyor ki: "İletim sisteminin çökmesi." Sistem niye çöktü bunun cevabı yok.

Kayıp kaçak bedelleriyle ilgili yasa... Yani ikide bir Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı kolayını bulmuştu: "Güneydoğu'da kaçak bedel bilmem ne kadar." O zaman bu yasayı niye herkes için çıkarıyorsunuz? Demek ki asıl kayıp kaçak bedeli metropollerdedir, sanayi merkezlerindedir.

Yine, kesintiler arasında, Meclis jeneratöründe, nükleer santral görüşmeleri yapıldı. Türkiye 3'üncü nükleer santralini İğneada'da yapmak üzere, Cumhurbaşkanı da açıklama yaptı, millî park, 3 tane longoz ormanı olan tek yer Türkiye'de.

Şimdi, bütün bunlara baktığımız zaman bu tartışmalar içinde -canlı yayın da yok yani saat yedide her ne kadar kesildiyse- ben buradan Bandırmalılara Onyedi Eylül Üniversitesinin, İskenderunlulara İskenderun Teknik Üniversitesinin, Alanyalılara da Alaaddin Keykubat Üniversitesinin hayırlı olmasını diliyorum. Orada özgür eğitim, bilim olsun, katkılar sunsun, öğrencilerimiz, gençlerimiz orada okusun ama bir şey daha diliyoruz: Türkiye'de en yüksek işsizlik oranı üniversite gençleri içindedir. Bu üniversite gençlerinin de mutlaka bir işi olsun. Okul açmak kolaydır fakat okuldan mezun edilen öğrencilerimize iş bulma sorunu vardır. Biz bugüne kadar Halkların Demokratik Partisi olarak, buraya gelen her okulun açılmasına, her üniversite kurulmasına "evet" dedik. Komisyonda yanlışlar varsa günlerce tartıştık, düzelttik. Örneğin, Bakanlık bir sağlık bilimleri üniversitesi kurmaya çalıştı, "Hükûmetin üniversitesi olmaz." dedik, onu düzelttirmiştik. Bizim burada okullara karşı... "Okulları açın, fakülte açın, üniversite açın." diyoruz ve sürekli de bunu diyoruz. Mesela demin Sayın Bakanla da konuştum "Ya kardeşim, bütün İç Anadolu'da, Doğu Anadolu'da ve güneydoğuda bir orman fakültesi yok." Bizim Şırnak'ta çok ciddi bir meşe ormanı var. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde diyor ki: "Ben Cizre'den, Hezak'tan gittim ve Deyrulumur'a gidene kadar gökyüzü ormandan ve ağaçlardan gözükmüyordu." Şimdi bodur meşelikler var, eğer korunursa çok ciddi bir alan. Cudi Dağı'nın millî park yapılması gündemde. Cudi Dağı'nın millî park olması durumunda da çok önemli bir alan. Gabar Dağı ve yine Kel Ahmet, Kel Mehmet bütün dağlar ormanlık alan. Şimdi, biz soruyoruz, evet Karadeniz'de var, en yakın orman fakültesi de Kahramanmaraş'ta, 750 kilometre Şırnak'tan uzak. "Bir orman fakültesi kurun." diyoruz. YÖK -demin sordum- temsilcisi olumsuz görüş bildirmiş. Niye? On iki tane orman fakültesi var. Diyoruz ki: "Ya, kardeşim Şırnak'a fakülte kurun." Sizden çok bir şey mi istiyoruz? Biz "Fakülte kurun, okul kurun." diyoruz, siz karakol kuruyorsunuz, kalekol kuruyorsunuz. Allah aşkına, nedir, birbirimizi niye anlayamıyoruz? "Okul kurun." diyoruz, "Fakülte kurun." diyoruz, "Yok, size karakol kuracağız, kalekol kuracağız..." Ya, böyle bir anlayış olur mu Allah aşkına? Bu koskoca coğrafyada bir orman fakültesinin faydaları ortada. On iki orman fakültesi var, bu da on üçüncü olur.

Yine, "Ziraatla ilgili sıkıntılar var." diyorlar. Üç sene önce "Ziraat fakültesi açın." diyoruz öteleye öteleye bu sene son dakikada açıyorsunuz, öğrenciler oranın adresini bilmiyor. Yalnız şunu söyleyeyim: Orta Doğu'da Irak'tan çok ciddi bir öğrenci talebi var.

Sayın Bakan, Şırnak Üniversitesine, geçmişte, bizden, Bağdat'ta, Süleymaniye'de, Erbil'deki üniversitelere akış vardı, şu an Zaho'dan, Duhok'tan, Erbil'den, Süleymaniye'den, hatta yakın yerlerden, Kerkük'ten çok ciddi bir şekilde Şırnak'ta üniversite okumaya bir talep artışı var. Niye talep artışı var? Şimdi bu talep artışını koyduğumuz zaman, yakın mesafede, yarım saat mesafede, bir saat mesafede uçak var, havaalanı var. Şimdi Orta Doğu'da, Kerkük petrol hatlarını biliyoruz Yumurtalık'ın, Türkiye'nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle ilgili doğal gaz, petrol anlaşmalarını da biliyoruz, en son Kandil'de ruhsat aldığını da biliyoruz. Peki, petrolle ilgili, petrol ürünleriyle ilgili, yani bu alanda eğitim kurumlarının olması, bu petrol endüstrisi ve bununla ilgili olarak, işte, jeolojiden tutun da petrolle ilgili bütün alanlarda, fizik mühendislerinden, şimdi bu tür konularda bu tür okulların olması bölgede ve Orta Doğu'ya açılan bir üniversite olması elbette ki son derece hayırlı olacaktır.

Biz bunlar yapılırken birer barakadan öteye de gitmesi gerektiğini düşünüyoruz. Üniversiteler gerçekten yıllara, zamana yayılmamalıdır ve öncelikle, YÖK'ün 12 Eylül kurumu yapılanmasından, merkezî yapılanmasından rektörlerinin atanmasına... Öncelikle bir rektörlerinin seçilmesinde, birinci gelen rektörlerin yerine ikinci, üçüncü sıradaki rektörlerin ideolojik akrabalık nedeniyle atanmasının çok doğru bir yöntem olmadığını en son İstanbul Üniversitesinde gördük.

Buradan şöyle bir çağrıda bulunuyorum Sayın Bakana: Sayın Bakan, çözüm süreci ve barış sürecinin de geldiği aşama itibarıyla şunu söylüyorum: Üniversitelerde, ara sıra basın açıklamaları nedeniyle üniversiteden atılmış, disiplin cezası almış çok fazla sayıda öğrenci var ve bir öğrencinin üniversite okuması, emekçi, yoksul bir aile için çok pahalıya mal oluyor. Bunların okulla ilişikleri kesiliyor. Üniversitelerde olaylar çıkıyor bazı yerlerde, birçok üniversite örneği sayabilirim ama şunu açık söyleyeyim; hiçbir insan, hiçbir parti, hiçbir kimse şunu diyemez: "Farklı düşüncede diye, farklı kimlik ve inanışta diye, Şırnak'ta okuyan bir tek öğrencinin burnu kanamıştır, bir teki oradan göçe zorlanmıştır, bir tek öğretim üyesi baskı altına alınmıştır."

Bizim bu hoşgörümüzü dikkate almanız ve bu mağdur edilen, bir basın açıklaması nedeniyle son sınıfta üniversiteden atılan öğrencilerin, düşüncesi, görüşü ne olursa olsun, bir daha gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve buradan, tekrar, Halkların Demokratik Partisi olarak, Bandırma'ya, İskenderun'a ve Alanya'ya hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (HDP sıralarından alkışlar)