GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:87
Tarih:31.03.2015

CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, 654 sıra sayılı Tasarı'nın 7'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.

Artık bu yasa tasarısının da sonuna geldik, yürürlük maddesini konuşuyoruz. Yürürlük ve yürütme maddelerinde genel olarak kanuna bir kuş bakışı bakmak âdettendir ve bu kanunun neler getirdiğini, neler götürdüğünü, bizi nelerin beklediğini paylaşmak genelde âdettendir ve iyi de olur. Bütün tartışmalara bir kuş bakışı...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Hocam, bu âdeti siz icat ettiniz yani böyle bir âdet yoktu ama siz icat ettiniz; "kuş bakışı" bakışı. Öyle dediniz...

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Yakıştı mı size bu?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Hayır, sizin söylediğiniz "kuş bakışı..." Bu âdeti siz icat ettiniz. Asla yanlış anlamayın Aytuğ Hocam, sizi severim biliyorsunuz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, niye müdahale ediyorsunuz sayın hatibe? Lütfen...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Hayır, benim, Hocamla farklı bir şey... "Kuş bakışı" sözüne ben sadece... Yoksa, lütfen yanlış anlamayın.

BAŞKAN - Sayın Atıcı, buyurun.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Yeniden başlatın Sayın Başkan.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Yo, hayır, istemiyorum, süreyi başlatmasınlar.

Hakikaten, bazen burada bazı arkadaşlarımın karşısında onlara hitap etmekten utanıyorum, gerçekten utanıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Bu duyguyu niye yaşıyorsunuz? Oturun yerinize Sayın Atıcı.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Gecenin şu saati olmuş, üstüne alınanlar gayet haklılar, üstlerine alınmakta da haklılar. Gecenin şu saatinde memleketin yararına bir iş yapmaya çalışırken burada alaycı gülüşlerle, ipe sapa gelmez laflarla bir yasama yapmak gerçekten yakışmıyor, bunu yakıştıramıyorum. Yaş ortalamanıza bakıyorum, çocuk değilsiniz; zekâ ortalamanıza bakıyorum, fena değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, üslup mudur bu?

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Ne demek? Ona sen mi karar veriyorsun? Sen mi karar veriyorsun lan ona! Zekâ ortalamamıza bakıyorsun, sen kim oluyorsun!

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sizin seviyenize düşmeyeceğim.

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Edep yahu!

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sizin seviyenize düşmek de mümkün değil zaten.

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Edep yahu!

BAŞKAN - Sayın İdare Amiri...

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Benim zekâmı ölçecek Başkan ya! Böyle bir şey olur mu ya!

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ben sizin zekâ seviyenizin iyi olduğunu söylüyorum, itiraz ediyorsanız elbette ki doğaldır, siz... Ben zekâ seviyenizin iyi olduğunu söylüyorum, siz itiraz ediyorsanız o sizin bileceğiniz iştir.

ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Sen kendi zekâna bak!

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bu yasa tasarısıyla 2 vakıf üniversitesi kuruyorsunuz, bir de devlet üniversitesi görünümlü melez bir üniversite kuruyorsunuz.

Şimdi, vakıf üniversitelerini tartıştık, birazdan detaylarına gireceğim. Devlet üniversitesi görünümlü melez üniversiteyi daha önce denediniz, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde denediniz, tutmadı. Tutmadıkça sinirleriniz bozuluyor, biraz da hak veriyorum size. Siz devlet üniversitelerini kurarken Anayasa'nın size emrettiği şekilde bir tasarı hazırlamak mecburiyetindesiniz, Anayasa'ya muhalif olarak bir üniversite kuramazsınız. Ama, siz bu şartları zorlayarak bu üniversitelerin Anayasa Mahkemesinden dönmesine neden olacaksınız. O nedenle, devlet üniversitesi olarak danışma kurulunun olduğu bir başka üniversite de olmadığına göre, bu da Anayasa Mahkemesinden dönecek. Bu kadar saatlerdir yaptığınız çalışmaya, harap ettiğiniz sinirlerinize biraz yazık olacak. O yüzden, bu yanlıştan şimdiden dönmek lazım. Umarım kuş bakışının ne anlama geldiğini şimdi anlamışsınızdır.

Devam ediyoruz kuş bakışına. Bir üniversite, vakıf üniversitesi kuruyorsunuz, İbn Haldun Üniversitesi, TÜRGEV tarafından kuruluyor. Deminden beri şuracıkta oturup TÜRGEV'le ilgili eleştiriler yapılınca zıplayan milletvekillerini buradan görüyorum. Ben, sizi itham eden, TÜRGEV'i itham eden, TÜRGEV'in kurucularını itham eden ve size sataşan milletvekili arkadaşlarıma sataşmadan dolayı söz alıp şu kürsüyü kullanmanızı beklerdim.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Yok, çukur ifadeler karşısında susuyoruz.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - 7 Haziranı bekliyoruz, en güzel cevabı vereceğiz.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ama, siz yerinizden bağırıp çağırmayı bir marifet saydınız ve oradan bağırdınız ki kayıtlara girsin diye. "Kayıtlara girer, birileri bunu okur 'Aa, bu çok bağırmış, bunu bir daha milletvekili yapalım.' der." diye ümit ediyorsunuz. Eğer böyle milletvekili olunuyorsa sizin partinizde, bunu bilemiyorum.

TÜRGEV'le ilgili yapılan bağışları, kimlerin ne bağış yaptığını görünce, duyunca benim kanım dondu, sizler de oturduğunuz yerden sürekli bu insanları savunmaya kalktınız. Yani, bu insanları savunmaya kalkmak yerine acaba "Ya, bu insanlar doğru mu söylüyor?" diye bir kere düşünmenizi istirham ederim ben sizlerden. Eminim ki bizim iktidarımızda böyle bir vakıf olsaydı ve bu kadar şaibeli bağışlar yapılsaydı çok daha fazla bir şekilde tepki gösterirdiniz çünkü çocuklar bile, bunları duyduğu zaman "Olmaz böyle şey." diyor. Tek amacı kâr olan bazı iş adamları neden acaba bağış yaparlar, neden, niye TÜRGEV'e bağış yaparlar? Eskiden okul yaparlardı, isimlerini verirlerdi, anlardım. Şimdi, tek amacı kâr olan, hatta içlerinde milletin anasına küfreden iş adamları gelip TÜRGEV'e bağış yapmak zorunda kalıyorlar. Ya, çıkın deyin ki: "Bu yanlıştır." Çünkü, hakikaten yanlıştır. Yani yanlışa "yanlış" demek de gerçekten bir nezaket gerektirir. O nedenle, bu terbiyesizce konuşan iş adamlarının "tape"lere düşürdüğü şekliyle, "Ulan, kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi?" lafının ne kadar doğru olduğunu söylüyor, "Bağış yap, ihaleyi kap." mantığının ne kadar doğru olduğunu bize gösteriyor. Keşke böyle olmasaydı, keşke bu bağışlar TÜRGEV'e değil de diğer vakıflara da yapılabilseydi yani bir Türk Eğitim Vakfına yapılabilseydi veya Sosyal Demokrasi Vakfına yapılabilseydi veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine yapılabilseydi. Benzer bir dağılımı oralarda görürseniz o zaman haklısınız ama Hükûmetle doğrudan bağlantılı bir vakfa bağış yapılması, yüksek meblağlarda bağış yapılması hiç sizde bir soru işareti uyandırmıyor mu, hiç mi uyandırmıyor?

HAMZA DAĞ (İzmir) - Uyandırmıyor kardeşim, uyandırmıyor, işine bak ya.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sizde bir şey uyandırmıyor olabilir, ben kendi vicdanımda bu dönemi burada yaşadığım için sorumluluk hissediyorum.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Bir dahaki dönem yok musunuz?

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Gelelim, İstinye Üniversitesine. Hani şu "Medical Park" adıyla kurulan, sonra içinde "Park" olduğu için, "Medical Park" olduğu için Sayın Millî Eğitim Bakanını rahatsız eden ve geri gönderdiği, adına "İstinye" denilen üniversite var ya, hani adı "İstinye" olunca, içindeki "Medical Park" çıkınca vicdanları rahatlatan üniversite: Şimdi, bu Medical Park Hastanesine bakıyorum, bu Medical Park Hastanesi üniversiteye 50 milyon lira bağış yapıyor yani 50 trilyon. Yani, bir hastane bir üniversiteye 50 trilyon bağış nasıl yapar, niye yapar?

MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Senin aklın almaz!

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ve "Her yıl 5 milyon TL bağış yapmaya da devam edeceğim." diyor. Şimdi, bu paralar nereden geliyor bakalım? Yani "Benim aklım almaz." diyorsunuz da aklım alır, üstelik rakamla konuşurum, sizin aklınız alır mı bilmem.

Söylüyorum rakamları: 2012 yılı özel hastanelerin yatak kapasitesi Türkiye'de 28 bin. 2002 ile 2012'yi mukayese ettiğim zaman, özel hastanelerin yatak oranlarında artış oranı 2,2 kat, mantıklı görünüyor. Peki, Medical Park özelinde yatak artışına baktığımız zaman 2002-2012; 2002 ne olmuş biliyor musunuz, 2,2 kat ne olmuş biliyor musunuz? 22 kat. Aklınız aldı mı?

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Tamam, ne var? Niye almasın?

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Güzel, aklınız aldıysa mesele yok.

Bütün diğer özel hastaneler 2,2 kat artış yaparken sizin bu meşhur Medical Parkta olmuş 22 kat artış.

SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Acıbadem ne kadar olmuş?

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Medical Parkın 2005 cirosu 40 trilyon, 2012 cirosu olmuş 1 katrilyon. E, bu adamcağız 50 trilyon para verse dokunur mu? Dokunmaz. Niye? Çünkü gerisi geliyor, gerisi geliyor. Nasıl geliyor? Aynı Medical Park mantığıyla 3 harfli bir hastaneler zinciri gene kuruyor, bakanlarımız da gidiyor o hastaneye, çok iyi biliyorum. O nedenle, Türkiye'yi nereye götürdüğünüze dikkat edin.

İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kuruyorsunuz; 7 fakülte, 3 enstitü. 10 kurumu var. 1 profesör, 3 doçent, 5 yardımcı doçent yani 10 kuruma 9 öğretim üyesi koyuyorsunuz, bunun neresinde mantık var? Allah aşkına uyanın, Allah aşkına düşünün, Allah aşkına vicdanlarınıza bir sorun "Doğru mu yapıyoruz biz?" diye. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Sana acıyarak bakıyorum!

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sana cevap vermeye bile tenezzül etmiyorum!