| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 31.03.2015 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 673 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma'nın 2'nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, nükleer kazalardan sonra, özellikle Çernobil'de ve Fukuşima'da meydana gelen nükleer kazalardan sonra bütün gözler nükleer güç santrallerine çevrildi bütün dünyada. Bir örnek vereceğim ve bu anlaşmayı niçin onaylamamanız gerektiğini anlatacağım size. Dünya Sağlık Örgütü sadece Çernobil kazasında ölümlerin sayısını 9 bin veriyor. Çernobil'de, sadece, Dünya Sağlık Örgütünün verdiği rakam 9 bin. 350 bin kişinin ise yerinden uzaklaştığını söylüyor Dünya Sağlık Örgütü.
Şimdi "Bizim başımıza gelmez." demeyin, inşallah gelmez ama çok benzer bir şekilde, dünyada hiç denenmemiş olan bir teknolojiyle yapılan ve gelip de Ecemiş fay hattının ta bağrına yapılan bu nükleer santralde de bir kaza, bir deprem meydana geldiğinde oluşacak olan felaketi size anlatmaya çalıştım. Bu anlaşmayla Japonya'ya diyorsunuz ki: "Gel, Sinop'a bir nükleer santral yap." "Kelin ilacı olsa başına sürer." diye bir laf var. Japonya Fukuşima kazasında kaç kişinin öldüğünü bilmiyor, hâlâ bilmiyor, kaç kişinin yaralandığını bilmiyor. Santral çevresindeki 30 kilometrelik yarıçaplı alanda 160 bin kişi evlerini boşalttı.
Şimdi, arkadaşlar, akıllı olmamız, aklımızı kullanmamız gerekiyor. Dünyada yaşanan bu felaketlerden bizim örnek almamız gerekiyor. Japonya'nın yüzde 8'lik alanı, sadece ve de sadece Fukuşima kazasından sonra tüm Japonya'nın yüzde 8'lik alanı rüzgârlarla sürüklenen radyoaktif maddelerle kirlendi. Fukuşima'dan yaklaşık 250 kilometre uzaktaki Tokyo'da bile aileler çocuklarını alıp kaçtılar. Yani, "Bu nükleer santralleri Sinop'a yapmakla, Mersin'e yapmakla bize bir şey olmaz." demeyin. Biz meteorolojik değişiklikleri inceledik, uzmanlara incelettik ve yorumladık. Mersin'de veya Sinop'ta meydana gelecek olan küçücük bir sızıntı, bulutların hareketiyle tüm Türkiye'ye yayılıyor. Kıbrıs, kardeşimiz, soydaşımız, nükleer santrallere bizden daha çok karşı çıkıyor çünkü onlar da hesapladılar ki bu rüzgâr bulutlarıyla, nükleer bulutlar rüzgârla onların üzerine gidiyor. Yunanistan yalvarıyor "Ne olur yapmayın nükleer santral." diye çünkü o da hesapladı ki nükleer bulutlar Yunanistan'ın da üzerine gidiyor. Sırf bu nedenle Fukuşima'dan sonra Japonya'da 54 nükleer reaktörün 53'ü susturuldu. Şimdi, arkadaşlar, Japonya bütün nükleer santrallerini kapatıyor yavaş yavaş, bir ara tekrar açma kararı aldı 1-2 tanesini, şimdi gene kapatma kararı aldı, gelgitler yaşıyor ve "Ben, nükleer santralden kurtulmak istiyorum. Ben, nükleer santralle hiçbir şekilde yaşayamam." diyor ve nükleer santrallere veda etmeye çalışıyor.
Peki, nükleer santrallere veda eden ülke sadece Japonya mı? Kendisi veda edip, gelip bize nükleer santral yapıyor. Bizim aklımız yok mu arkadaşlar? Bizim kafamız Japonlar kadar çalışmıyor mu? Bizim kafamız Almanlar kadar çalışmıyor mu? Bizim kafamız Kanadalılar ve Amerikalılar kadar çalışmıyor mu? Bakın, Kanada'da ve Amerika'da 1978, Almanya'da 1982 yılından bu yana yeni nükleer santral siparişi yok. Almanya, Kanada, Amerika'dan bahsediyorum değerli arkadaşlarım. Bunlar bizden daha mı akıllılar? Fransa 1997 yılından itibaren 2010 yılına kadar bütün nükleer programlarını askıya aldı ki Fransa nükleerin babası olarak tanınır. Avusturya, 1978'de nükleer santrali yaptırdı, anahtarını teslim aldı, anahtarı kilide sokup açamadı korkusundan çünkü kafasını çalıştırdı "Burada bir şey olursa bana zararı dokunur, evlatlarıma zararı dokunur." dedi.
Ne olur bunu o güzel Karadeniz'e, bu güzel Akdeniz'e layık görmeyelim ve bu nükleer santral anlaşmasını kabul etmeyelim, çocuklarımıza olan borcumuzu ödeyelim.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)