| Konu: | Muhtarların sorunlarına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 88 |
| Tarih: | 01.04.2015 |
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; muhtarların sorunlarıyla ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, konuşmama başlamadan önce, Doğu Anadolu'nun sorunlarını gündeme getiren başta Veli Ağbaba'ya ve bütün arkadaşlara, hepinize çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar) CHP'nin getirmiş olduğu önerileri de desteklemenizi isterdim ama olmadı. İnşallah, gelecek dönemde Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak.
Değerli arkadaşlar, Elâzığ'da Beritan aşireti var. Beritan aşiretinin 30 üyesi var, 500 bin can koyunları var, bunlara 3 milyon lira para cezası gelmiş. Sizden, ilgililerden rica ediyorum, bu Beritan aşiretinin para cezasını lütfen kaldırsınlar yoksa hayvancılık bitiyor.
Değerli arkadaşlar, Ardahan, Kars illerinde, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşamak çok zor; kış ağır, iklim şartları ağır, yaşam şartları ağır; bu nedenle bizim bölgedeki esnafımızdan vergi alınmaması lazım. Esnaf siftah yapmadan dükkân kapatıyor, hakikaten vergisini ödeyemiyor, çekini ödeyemiyor, kirasını ödeyemiyor ve perişan bir durumda. Köylü daha da perişan durumda. Köylü bankadan 3 bin-5 bin kredi almak için gidiyor, banka kredi vermiyor. Bir de bankalardan rica ediyorum, buradan duysunlar: Bu, Ziraat Bankası ve diğer bankalar köylüden "dosya parası" adı altında para alıyorlar. Bu dosya paralarını almasınlar.
Değerli arkadaşlar, muhtarlara gelecek olursak, Türkiye genelinde 53 bin muhtarımız var. Bu muhtarların daha doğru dürüst bir kanunu yok. 1924'te çıkan, bir de 1944'te çıkan kanunlar var, bu kanunlarla muhtarlar idare ediyor. Muhtar, ölümümüzden doğumumuza kadar her şeyimize karışıyor, her şeyimizle ilgileniyor. O anlamda, muhtarların maaşlarının iyileştirilmesi lazım. Muhtarlar şu anda 870 lira civarında maaş alıyorlar, 400 lira civarında sosyal güvenlik primi ödüyorlar. Yani elinde 470 lira para kalıyor, bu adam nereye harcasın?
Şimdi, şehir muhtar ile köy muhtarını birbirinden ayırmak lazım. Şehir muhtarının geliri var, para alıyor ama köy muhtarı para alamıyor. Alamadığı zaman da köyden şehre gidip gelmesi için dolmuş parası, yemek parası, oradaki harcama, para adamın cebinden gidiyor. Onun için, devlet olarak biz... Muhtarlarımızın maaşlarının dışında sosyal güvenlik primlerini devletin ödemesi lazım. Niçin? Çünkü elinde beş kuruş parası kalsın. Yani 870 lira, 900 lira para alan muhtarımız hiç olmazsa bu parayla masraflarını giderir ama sosyal güvenlik primi olan 400 lira civarındaki parayı da devlet öderse muhtarlarımız daha iyi hizmet yapar.
Bu anlamda, bir de muhtarlarla ilgili bir teklifim var: Değerli arkadaşlar, emekli muhtarlarımız var. Daha önce muhtarlık yapmış bu insanların muhtarlık yaptığı dönemde BAĞ-KUR borçları var. Bunların BAĞ-KUR borçları silinsin ve devlet ödesin o eski muhtarların primlerini de. Ve onların da emekli olması sağlanırsa bir adalet sağlanır.
Adaletli bir şey daha söylüyorum: Şu anda bizim, milletvekillerinin, hepimizin emekli maaşı var ama muhtarlarımızın emekli maaşı yok. Emekli olan veya muhtarlığı bırakan muhtarlarımıza da emekli maaşı bağlansın az veya çok, hiç olmazsa, çünkü o da sonuçta muhtar, o da masraf ediyor, o da köyüne masraf ediyor. Şehirli ile köylüyü bir tutmamak gerekiyor diye düşünüyorum değerli arkadaşlar.
Bir de değerli arkadaşlar, bu dönem, hepimiz, mümkün mertebe milletin faydası, köylünün, çiftçinin faydası için konuştuk. Başta köylü olmak üzere, çiftçi, köylü, işçi, memur, esnaf, bütün herkesin sorunlarını tartıştık ama köylünün, çiftçinin sorunlarını, burada, kanun teklifleri getirmemize rağmen kabul etmediler.
Ben çiftçimize, köylümüze şuradan sesleniyorum ve diyorum ki... Bu şapkayı da başıma sembolik olarak takacağım. Evet, buradan selam veriyorum köylümüze, çiftçimize, esnafımıza. (CHP sıralarından alkışlar) Herkese diyorum ki: Gelin, 7 Haziranda Cumhuriyet Halk Partisini iktidar yapalım, köylümüzü milletin efendisi yapalım. Köylü milletin efendisi olursa Türkiye kalkınır, Türkiye'de çiftçi kalkınır.
Bu anlamda, herkese selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Allah'a ısmarladık, hoşça kalın ama köylüyü, çiftçiyi, işçiyi, esnafı, sanayiciyi unutmayın diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.