GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yargıtay Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:88
Tarih:01.04.2015

VELİ AĞBABA (Malatya) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Sayın Öztürk'ün bıraktığı yerden birazcık devam etmek istiyorum.

Tabii, belki 24'üncü Dönemin son konuşmasını yapıyoruz. Tarihe not düşmek amacıyla ve kayda geçmesi amacıyla, dün sonuçlanan Balyoz davasıyla ilgili ben de birkaç düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, öncelikle söylemek isterim ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak AKP'nin kendi muhaliflerini susturmaya dönük davaların tamamında yer aldık, hiç ayırmadık. Ergenekon'da, Balyoz'da, KCK'de, Oda TV'de, Devrimci Karargâhta, şike davalarını izledik ve buradaki hukuksuzlukları Türkiye kamuoyuyla paylaştık. Bu davalarda yaşanan kepazelikleri, bu davalarda yaşanan haksızlıkları hem bu Meclis kürsüsünde söyledik hem zaman zaman AKP'li milletvekillerine anlattık. Kamuoyunun yönlendirildiği bu davalara "siyasi" denildiği ve izleyenlere "darbeci" denildiği ve o davaları izlediği için o davalara yaklaştığı için darbeci ilan edildiği günlerde, kamuoyunun, basının etkilediği günlerde Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu davaların yanında olduk, onları izledik. Övünerek söylemek isterim ki buradan, bu davalarda en net tutumu alan tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir.

Değerli milletvekilleri, bakın Balyoz'la ilgili şimdi yan çizenler, "Kandırıldık." diyenler geçtiğimiz yıllarda basın aracılığıyla neler söylüyorlardı, basın neler yazıyordu? Bakın değerli milletvekilleri, daha yüzünüzü yıkamadan okuduğunuz, feyiz aldığınız, sizi yönlendiren bir gazetenin attığı manşet: "Fatih Camii bombalanacak, suikastlar düzenlenecek." Bunları kahvaltıdan önce, yüzünüzü yıkamadan okuyordunuz. Şimdi, kahvaltıda yumurta soyulurken okuduğunuz bir gazete -bakın, bunu görün, yumurta soyulurken, yumurtayı soyarken okuyordunuz- "Darbeciye ibret olsun." diyor. Bu sizin okuduğunuz bir gazete arkadaşlar, sizin yayın organınız, resmî yayın organınız sizin. Burada yazıyor, kahvaltıda yumurtayı soyduktan sonra okuyorlar bu gazeteyi. Şunu yüzlerini yıkamadan okuyorlar. Şimdi, bir haram medyası, kahvaltıda ikinci çayı içerken okuyorsunuz bunu, kahvaltıda ikinci çayı içerken bunu okuyorsunuz. Ardından, ne yazıyor? Evet, "Darbeye teşebbüs ettiler." yazıyor. Bu da aynı şekilde: "Balyoz'a adil diyemem." Sizin hocanız bu da, bunu tanıyorsunuz. Bu da kendi ordusuna komutanlık yapmış ama bu darbenin... Şimdi ne düşünüyor, utanıyor mu, bilmiyorum. Bu da Başbakanın "Hoca" dediği arkadaş. Şimdi, değerli arkadaşlar, bir de Hoca Efendi'ye yani Fetullah Hoca Efendi'ye "Sağlığı yerinde olsun. Allah uzun ömürler versin." diyordunuz bu gazeteyi okurken de. Hatırlayın, bunu, bütün belediyelerinizde, bütün devlet kurumlarında ücretsiz dağıtıyordunuz. Evet, bunları görün, varsa belki biraz alınırsınız, belki biraz utanırsınız arkadaşlar. Bakın, şuraya bakın, şuraya bakın.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Şimdi siz okuyorsunuz...

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sayın Recep Özel, buraya bak. Bunu ne yapıyordun sen? "Aman, Zaman gazetesi gözüksün." diye dışa dönük şekilde koltuğunun altında gezdiriyordun. Bu ne? Arkadaşlar, bunu okurken de Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a dua ediyorsunuz, "Allah seni başımızdan eksik etmesin, bizi milletvekili yaptın." diyorsunuz. Ve bakın, bunu da siz yaptınız, bu manşeti ben atmadım. Şimdi, arkadaşlar, geldik dönem dönem herkesi hedef gösteren bir başka gazeteye. "Rövanşı değil." diyorsunuz ya. "Muhtar bile olamaz."ın rövanşını nasıl almışsınız? Manşete baksanıza: "Artık onbaşı bile olamazlar." Şimdi, size arada telefonda ağlıyor ya, o da böyle bir manşet atmış bir başka gazetede, arada hapiste ağlayan, bunu da kahvaltıdan sonra kahve içerken okuyorsunuz. Şimdi, bir gazete daha var, "Yargıtay darbedir." diye başlık atmış, bunu da öğle yemeğine doğru okuyorsunuz, açlığınızı gideriyor herhâlde bu da. Bunu da biliyorsunuz, "Balyoz kararı emsal olacak." Sayın Bakan da belki görür.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu davaların tamamında anormal haksızlıklar vardı. Malumun ilamı gerçekleşti, Balyoz kumpasının başına bir balyoz indirildi. AKP'nin cemaatle birlikte oynadığı, birlikte kurduğu, birlikte ürettiği beş yıllık oyun son buldu, yalan rüzgârı bitti ama ben şunu da merak ediyorum, sizlere de huzurlarınızda sormak istiyorum, birazcık vicdanınız varsa vicdanınıza danışarak bu sorularıma lütfen cevap verin: Sadece bu kumpası kuranlar, bu kumpası destekleyenler, biz her kürsüye çıktığımızda bize "darbeci" diyenler acaba o insanlarla karşılaşınca utanacaklar mı?

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) - Sen utanacaksın!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Şimdi, bizim yüzümüze bakarak örneğin sen utanıyor musun, bilmiyorum, birazcık utanıyor musunuz, bilmiyorum. Hakikaten insan söylediği sözün... Beş yıldan beri Ergenekon'a, Balyoz'a "darbe" dediniz. Acaba sizde vicdan var mı? Birazcık bunları söylerken düşünüyor musunuz?

Bakın, değerli arkadaşlar, bugün mahkemenin "Sahte deliller." Dediği deliller hakkında, dönemin Başbakanı Erdoğan ne demişti? "CD'leri dinliyorum, şok oluyorum. YAŞ toplantılarında beraber olduğumuz bir arkadaş, yolculuklarımızın olduğu bir arkadaş ve ben bunu CD'deki sesinden dinleyince... İnanın, o CD'yi dinlemesem inanmayacağım ama CD'yi dinleyince şoklara giriyorum, 'Bu nasıl olur?' diyorum."

Değerli arkadaşlar, yine, sizin Bakanınız Sayın Bekir Bozdağ Balyoz davası kararı için ne demişti hatırlayalım: "Bu kararla şüpheler kanaate dönüştü." Şimdi, "Balyoz darbe planı şüphesi vardı, kanaat oluştu." diyor. Şimdi, değerli arkadaşlar, herkes beraat etti.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Ama başından sonuna herkes...

VELİ AĞBABA (Devamla) - Başından sonuna kadar gözleriniz kapalı.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bu şüpheler...

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sizler... Bakın, değerli arkadaşlar bu kürsü, bakın bu kürsü var ya, bu kürsü şahit buna.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Siz de keşke aynı hassasiyeti gösterseniz.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bu kürsü şahit, kimin ne dediğine şahit. Bu kürsü ne dediğine şehit, bak, senin dediğine de şahit.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Size de şahit, size de! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bizim Balyoz'la ilgili konuştuğumuza şahit, bu kürsü şahit, kim ne demiş yazıyor, şahit arkadaşlar. Bu kürsüde, Balyoz'a kim "darbe" demiş, sonra geçip askerlerin karşısına "Biz kandırıldık." kim demiş, bu kürsü şahit. (CHP sıralarından alkışlar)

CUMA İÇTEN (Diyarbakır) - Paralel yapı şahit olmasın diye...

VELİ AĞBABA (Devamla) - "Paralel yapı" diyor. Biraz önce Ali Rıza Bey söyledi, bunları demekte ustasınız. Ne diyorsunuz? Murat Karayılan'la görüşmeye "Kandil'le görüştük." diyorsunuz, sanki dağla görüşüyorsunuz. Öcalan'la görüşüyorsunuz, ne diyorsunuz "İmralı'yla görüştük." Şimdi...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Duble yolları bunlar yapıyor, Oslo görüşmesini devlet yapıyor.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Evet, duble yolları AKP yapıyor, Öcalan'la görüşmeyi devlet yapıyor, aynen öyle. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Şimdi, değerli arkadaşlar, geçmişte birlikte yiyip içtiğiniz, sizin iktidara gelmenizde çok emeği olan cemaate ne diyorsunuz, Fethullah Hoca Efendi'ye ne diyorsunuz?

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Terörist.

VELİ AĞBABA (Devamla) - "Paralel yapı", "terörist" diyorlar.

Bu konuda müthişsiniz arkadaşlar, onlar çeteyse kusura bakma Recep Özel, siz de çetesiniz.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Yok canım, hadi oradan!

VELİ AĞBABA (Devamla) - O çeteyse siz de çetesiniz, siz duble çetesiniz arkadaşlar.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Şimdi, beş sene önce bunları söyledik, bakın beş sene önce araştırma önergeleri verdik, beş sene önce...

Bakın, bir kitap var arkadaşlar, AKP'nin sayesinde, sizin sayenizde bu Meclis 3-4 tane yazar çıkardı: Özgür Özel, Nurettin Demir, Muharrem Işık, bendeniz Veli Ağbaba. Bu kitabı kim yazdı? Bu kitabı vallahi biz yazmadık, bu kitabı siz yazdınız, AKP yazdı. (CHP sıralarından alkışlar) Sayenizde yazar olduk. Bu "Balyoz Kumpası"nı hepinize gönderdik, biriniz kapağını açıp okumadınız, okusaydınız buna daha önce hâkim olacaktınız.

Değerli arkadaşlar, bakın, biz bu Balyoz davasındaki yaşanan hukuksuzluğu her yerde söyledik. Bu davada insanlar katledildi. Şimdi, kenara geçip "Ben bir şey bilmiyordum." deyip oturamazsınız. Bu davada Tarık Akça isminde bir emekli albay gururuna yediremedi, intihar etti; Halil Yıldız intihar etti...

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Ali Tatar.

VELİ AĞBABA (Devamla) - ...Murat Özenalp, bu davalar, bu kumpas -sizin söyleminizle kumpas- ortaya çıktıktan sonra Mamak Cezaevinde kalp krizinden öldü.

Ayrıca, bu ailelerin yaşadığı dramları sizin huzurunuzda söylemek istiyorum.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Aldatıldılar ama.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, Murat Özenalp'in eşi Sema Özenalp işsiz bırakıldı. Balyoz darbesinden yargılandığı için subayların çocukları okullardan atıldı, özel okullardan atıldı. Balyoz davasından mağdur edilmiş eşleri, kadınlar işlerinden edildi. Birazcık sizde vicdan varsa... Geçtiğimiz günlerde Akif Hamzaçebi de buraya getirdi "Balyoz'dan ceza yemiş insanların haklarını iade edin." diye... Eğer buna "kumpas" diyorsanız, biraz vicdan varsa, biraz insanlık varsa Balyoz davasında mağdur edilmiş insanların haklarını iade edersiniz arkadaşlar.

Bakın, bu davada, değerli arkadaşlar, çok şey yaşandı. Bu davada, bizim Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu olarak hiç ayırmadan gitmediğimiz yer kalmadı. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

Burada Sayın Özgür Özel, birileri utanabilir, bunların başında da silah arkadaşlarına sahip çıkmayan askerler gelir, alınmaları normaldir. Geçmişte birlikte silah arkadaşlığı yapan insanlar utanabilir, utanması da normaldir, utanması da normaldir çünkü utanacaklar onlar. Sadece siyaset için, bir yere gelmek için arkadaşını satanlar, makama gelmek için arkadaşını satanlar utanacaktır, utanmalıdır değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, sizin en büyük hatanız sürekli Erdoğan'a inanmak, Cumhurbaşkanına inanmak. O ne dedi? "Kabataş var." dedi, izlemeden inandınız.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Kılıçdaroğlu'na mı inanacağız yani?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Size ne dedi? "Balyoz yok, kumpas var." dedi, okumadan inandınız. Bakın, şimdi ne diyor? "400 milletvekili istiyorum." diyor. Aslında onun istediği 400 tane beyin değil, 400 tane milletvekili değil, 400 tane parmak.

HALİDE İNCEKARA (İstanbul) - Hadi oradan!

VELİ AĞBABA (Devamla) - 400 tane o parmağı çıkarırsa bilin ki sizin de kıymetiniz olmayacak, siz de sadece parmaktan ibaret olacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Devamla) - Ben, bu Balyoz davasını kim desteklemişse, kim göz yummuşsa hepsinin yargılanacağı günlerin yakın olduğunu söylemek istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.