GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:02.04.2015

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bu 1'inci madde, çalışan temsilcisiyle ilgili bir düzenleme değil, iş güvenliği uzmanıyla ilgili yapılan bir düzenleme, onun yetki ve sorumluluklarını düzenliyor ve orada sekiz aylık tazminatın yanında, görevini yaptığı için, iş güvenliği uzmanının acil ve tehlikeli hâlleri Bakanlığa bildirme zorunluluğu var. Bunu bildirecek ki ani teftişler gerçekleşsin ve orada bir iş kazasının oluşmamasına aracılık etmiş olsun. Şimdi, bu konuda bir yıllık ilave bir tazminat söz konusu oluyor. Dolayısıyla, iş güvenliği uzmanı görevini yaptı diye bir işveren işinden alır ise asgari yirmi aylık bir tazminat ödemekle karşı karşıya kalacak. Bu, bir anlamda "Ücretini işverenden alıyor." denen iş güvenliği uzmanının bir güvenceye kavuşması anlamında önemli bir düzenleme.

Bir diğer konu: Sendika, grev ve Birleşik Metal-İş'le ilgili bir soru geldi. Konu yargıda. O süreçler devam ediyor. Yargının vereceği karara göre Bakanlar Kurulunun almış olduğu o karar o zaman bir değerlendirmeye tabi tutulabilir.

FENİŞ çalışanlarıyla ilgili olarak da -ifade ettiğiniz gibi- gerçekten samimi olarak arkadaşları dinledik, ilgilendik. Ama, mevcut mevzuatımız, kıdem tazminatının her yıl on iki ay çalışma karşılığında bir aylık brüt maaşın işverende kalmasını gerekli kılıyor. İşveren işçinin parasını kullanmaya devam ediyor. Bu sistemin değişmesi gerektiğini ben defalarca ifade ettim. Ama, inanıyorum ki 25'inci Dönem Parlamentosunda artık işçinin aleyhine çalışan bu düzenin değişmesi konusunda bir irade teşekkül edecektir.

Gelir testi yaptırmayan vatandaşlarımızla ilgili çok ciddi bir rakamla karşı karşıyayız. Genel sağlık sigortası uygulamasına geçildi 1/1/2012 tarihinde. O günden bugüne yani yaklaşık iki yılı aşkın süredir gelir testini yaptırmayanlarla ilgili bu düzenlemede diyoruz ki: "Geliniz, gelir testine giriniz. Eğer kamu tarafından sağlık hizmetleriniz karşılanacaksa o ortaya çıkacak, değilse primlerinizi ödemeye devam edeceksiniz. Geriye kalan borçlarınızla ilgili de, oluşan borçlarınızla ilgili de "Eğer sağlığınız kamu tarafından karşılanacaksa borçlar silinecek. Hayır, böyle değil, belli bir oranda teste tabiyseniz faizlerinizi ortadan kaldıracağız." diye bu düzenlemeyi getiriyoruz ve köklü bir çözüme ulaşıyor.

Rahmetli Cumhuriyet Savcısıyla ilgili ifadelerinizi tabii ki benim şu andaki bilgimle cevaplandırmak mümkün değil, doğru da değil. İlgili arkadaşlarımızın mutlaka bununla ilgili konuyu ayrıntılı bir şekilde, bilgiye dayalı, belgeye dayalı bir şekilde cevaplamaları yerinde olur. Ben bu soruyu da kendilerine ileteceğimi ifade ediyorum.

Bunun yanında, az önce sorulan sorulardan bu seyyanen yardımlarla ilgili, seyyanen ücret artışlarıyla ilgili; 2003 yılında 75 TL ile 100 TL arasında seyyanen emeklilere zam yapıldı, 2010 ve 2011 yıllarında 60 TL seyyanen zam yapıldı. 2003 yılında SSK aylığında yüzde 30, BAĞ-KUR esnaf aylığında yüzde 67, BAĞ-KUR tarım aylığında yüzde 151'lik artışlar yapıldı. Dolayısıyla, 2003 yılından bugüne bizim emeklileri enflasyona ezdirmemenin yanında, enflasyon üzerinde artış sağlamanın yanında, seyyanen yaptığımız artışlarla da alt gelir gruplarını yukarı taşıma ve buradaki gelir makasını daraltma konusunda çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdürüyoruz.

Bir diğer konu, burada, emekli olan BAĞ-KUR'luların değil, aktif çalışan BAĞ-KUR'luların yanında çalıştırdıklarıyla ilgili bir düşük beyan söz konusu. Orası karışık bir şekilde ifade edildi.

Bir önemli konu soruldu, o da 4447 sayılı Kanun'un geçici 6'ncı maddesi gereği "GAP'a aktarılan 11,5 milyar TL'nin geri dönüşleri Yüksek Planlama Kurulu tarafından sağlanacaktır." diye yasal düzenlemeyi yaptık. Henüz bu anlamda fona bir dönüşün olmadığını da ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.