GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HARP AKADEMİLERİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:124
Tarih:26.06.2012

CHP GRUBU ADINA TURHAN TAYAN (Bursa) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 300 sıra sayılı Harp Akademileri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları iki bakanlığın adının başına "millî" kelimesi koyarak adlandırmış ve nitelemiştir: Millî Eğitim Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı. Evet, bu iki bakanlık cumhuriyetin aziz kurucuları tarafından farklı değerlendirilmiştir. Bu iki bakanlığı ilgilendiren yasaların ve değişikliklerin önemi, ısrarla Hükûmet tasarısı olarak gündeme getirilmesini gerektirir. Ne hazindir ki AKP İktidarında millî eğitimi ilgilendiren en temel konular yasa teklifi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmektedir.

Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim sistemini yok eden yasa teklifini hatırlayınız. Çocuklarımızın geleceğinin düzenlendiği bir eğitim sistemi, milletvekili teklifiyle apar topar, kavga dövüş, İç Tüzük katledilerek, müzakere edilmeden getirildi ve yasalaştırılmış oldu. Şimdi, yine AKP İktidarı, millî savunmayı, Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren Harp Akademileri Kanunu'nda önemli bir değişikliği 3 milletvekili imzasıyla yasa teklifi olarak gündeme getirmektedirler. Alelacele komisyon toplantısı bildirisi önce telefonla yapılmış, teklif metni bir gün önce dağıtılabilmiş. Komisyon toplantılarının Genel Kurul çalışmaları sebebiyle sık sık ara verildiği, gerçekten konuşmalarımızın boş sıralara yapılabildiği, ciddiyeti olmayan bir ortamda millî savunmayı ilgilendiren bir yasa teklifini görüşebildik.

Teklifi lütfen inceleyiniz, ne genel gerekçeden ne de madde gerekçelerinden açıkça bir şey anlayamazsınız. Teklif, beş değişik yasada değişiklik getiriyor. Yani bu teklif de bir torba yasadır. AKP yasa tekniğine yeni bir şekil getiriyor, torba yasa giderek yasa kodifikasyonuna, âdeta çorbaya dönüyor. Bu uygulamalar yanlıştır, hukuk düzenini arapsaçına çevirmektir. Hukuk çevreleri, uygulayıcılar, vatandaş, yasa ve değişikliklerini takip edememektedir.

Öte yandan, harp akademileri, Türk Silahlı Kuvvetlerine kurmay subay yetiştiren çok tarihî ve çok önemli bir kurumdur. Yarının ordu komutanları, kuvvet komutanları, genelkurmay başkanlarının yetiştirileceği yüksek askerî bir eğitim kurumudur. Böyle bir kurumun yasasında değişiklik yapılamaz mı? Pek tabii ki yapılır ancak buradan iktidar mensuplarına sormak istiyoruz: Aceleniz nedir? Niçin Hükûmet tasarısı olarak getirmiyorsunuz? Teklif basit bir değişiklik ise aceleniz niye? Önemli ise niye tasarı değil?

Sayın milletvekilleri, bu yasa teklifinin gündeme alınacağını bugün öğrendik; hem de temel yasa olarak görüşülmesi isteğiyle, parmak hesabıyla kabul edildi.

Arkadaşlar, bu tutum Türkiye Büyük Millet Meclisini, muhalefeti ve teklifin içeriğini hafife almaktır. Çoğunluğunuzla her istediğinizi istediğiniz gibi yapıyorsunuz, bu sizi şimdilik memnun, hatta muzaffer kılabilir. Ancak, zaman en iyi hakemdir. Bu tutum sizi sorumluluktan kurtaramaz. Demokrasi bu değildir. Halk, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bu gerçeği öğrenmek hakkına sahiptir. Beş yasada değişiklik öngören yasa nasıl temel yasa olur anlaşılır değildir. Bu değişiklik önemli ve acil ise Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı bu değişikliği tasarı olarak açık ve seçik gerekçelerle gündeme getirmeliydi.

Türkiye son yıllarda üst üste çok ciddi terör olayları, çok ciddi dış politika krizleri yaşıyor. Dağlıca'da 8 şehit, 16 ağır yaralımız var. Üzüntümüz, acımız sonsuz. Dağlıca'daki acı ikinci defa yaşanıyor. Karakollarımızı âdeta koruyamaz hâle gelmişiz. Gönül ister ki harp akademileri bu spesifik olaylar üzerinde taktik tez araştırsın, teröristle mücadelede konsept geliştirsin, eğitim sistem ve yöntemleri oluştursun ama Harp Akademileri Kanunu'nda değişiklik öngören yasa teklifinde harp akademilerinin bu misyonunu içeren bir ifade, bir değişiklik göremiyoruz. İşte, aciliyet söz konusu ise asıl ihtiyaç budur, halk bizden bunları bekliyor. Halk, karakollarımızın bile korunamamasından şikâyetçidir, üzgündür, yutkunmaktadır, incitmekten çekinmektedir. Kahraman ordumuz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz moralsizdir, kırgındır, üzgündür, değerli mensupları şu anda tutukludur. 26'ncı Genelkurmay Başkanı izah edilemez gerekçe ve iddialarla terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanarak tutuklanmıştır.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak hukuk devletinden yanayız, demokrasiden yanayız; "Kimin suçu varsa, yargılansın." diyoruz. Ancak masumiyet ilkesine de uyulmalıdır. Yargı siyasal etkilerden uzak tutulmalıdır. Peki, hâl böyle midir? Maalesef, hukukun başı gözü yarılmıştır. Silivri'de yaşananları vicdan sahibi kimse savunamaz. 30 Ağustos terfi dönemi geliyor. Terfi sırası gelmiş onlarca general, kurmay subay ve subay şu anda tutukludur. Durumları ne olacaktır? Haksızlık, hukuksuzluk kapıdadır. Acil olan konular bunlardır. Bu subayların durumu ne olacaktır? Bunların mağduriyetlerini önleyecek yasal önlemler düşünüyor musunuz? Genelkurmay Başkanlığından, Millî Savunma Bakanlığından bu sorunlara çözüm bekliyoruz, cevap bekliyoruz. Yoksa, yargılaması devam eden personel hakkında zamanı ve yargılama sonucuna bakılmaksızın ayırma işlemi mi yapacaksınız? Sicil uygulama emirlerini merak ediyoruz. Bu hatayı yapanları tarih affetmeyecektir.

Genelkurmay Başkanını ağlatacak olaylar yaşıyoruz. Suriye uçağımızı alçakça vuruyor. 2 pilotumuz denizin 1.300 metre derinliğinde şehittirler. Bu şartlarda Harp Akademileri Yasası'ndan da önemli yasal değişiklikler gereklidir. Askerlerimizin başına Irak'ta çuval geçirildi. Mavi Marmara gemisinde 9 vatandaşımız hunharca öldürüldüler. Bütün bunlar Amerika Birleşik Devletleri'nin ve İsrail'in yanına kâr kaldı. Bu kadar önemli olayları içimiz kan ağlayarak yaşarken Türkiye Büyük Millet Meclisinde ne Sayın Başbakanı ne ilgili bakanları göremiyor, gelişmeler hakkında bilgi alamıyoruz. Oysa millî konularda millî politikalar, millî çözümler Türkiye Büyük Millet Meclisinde oluşur.

Sayın Başbakanın Suriye'nin uçağımızı düşürmesiyle ilgili en önemli gördükleri açıklamayı Adalet ve Kalkınma Partisi grubunda yapmasını, devlet ciddiyetiyle, parlamenter demokrasiyle bağdaştıramıyorum. Unutmayınız güç ve çare, Türkiye Büyük Millet Meclisindedir. Yetki de bu yüce Meclistedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri çok önemli, çok ciddi, hassas bir kurumdur. Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerini sistemli, programlı ve maksatlı bir şekilde itibarsızlaştırma, yıpratma gayretleri vardır. Hukuk çiğnenerek, sapla samanı birbirine karıştırarak sürdürülen olumsuz davranışlar sürerken içerde terör belası, dışarıda başarısız ve acemi dış politikanın yarattığı ateş çemberinin içindeyiz.

Diplomasiyle askerî gücü birbirinden ayıramazsınız. Bunlar birbirini tamamlar. Bu gerçeği kimse inkâr edemez. Yasa teklifinin 5'inci maddesiyle 3563 sayılı Kanun'un 11'inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, aynı fıkranın (d) bendi değiştirilmektedir. Yapılan değişiklikle harp akademileriyle komutanlık ve karargâh subaylığı öğrenimine girişe engel hâllerinden eşinin tutum ve davranışları çıkarılmıştır. Bu, çok yanlış bir tekliftir.

Harp okullarına ve tüm askerî okullara, harp akademilerine girişte, generalliğe terfide adayların yüksek niteliklere sahip olması kaçınılmaz olarak aranır ve değerlendirilir. Harp akademilerinden ordu komutanları, kuvvet komutanları, genelkurmay başkanları yetişmektedir. Bu seçkin kadro, Türkiye'yi gelecekte tüm dünyada temsil edecektir. Temsil kabiliyeti her yönden önemlidir. Subay eşi olmak ayrıcalıktır. Subay eşi sabırlı olacak, ketum olacak, vefalı olacak, ciddi olacak ve sadık olacaktır. Bütün bunlar görevin gereğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde yakın zamana kadar yabancılarla evlilik ihraç sebebiydi. Generalliğe terfi edecek subayın her hâl ve yaşantısı ve de özeli değerlendirilmektedir. Bu husus herkesçe bilinir. Hâl böyleyken, eşinin iffetsiz yaşantısı, kumar düşkünlüğü, alkol iptilası, lüks düşkünlüğü, güvenlik açısından sakıncalı çevrelerle ölçüsüz ilişkiler, vesaire o subayın kurmaylık yolunu tabii ki kapamalıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri sıradan bir ordu değildir. Türk askeri disipliniyle, şan ve şerefiyle, ciddi bir aile yaşantısıyla Atatürk ilkelerine bağlılığıyla köklü bir ocaktır. Bu ocak çürütülmemelidir. Böyle alelacele kurumları delmek vebal getirir.

Bu yasa değişikliğiyle, başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili birimlerince yasamaya gerekli bilgi verilmemiştir. Millî Savunma Bakanımızın "Katılıyoruz" ifadesi teklife sahip çıkmaya yeterli sayılmıştır. Katıldığımız maddelerle katılmadığımız maddeler aynı torbada mütalaa edilmiştir. Bunları yanlış buluyoruz. Bu yanlışlar böyle kritik dönemlerde hiç yapılmamalıdır. Türkiye, sıfır sorunla başladığı dış politika serüvenini ateş yumağına çevirmiştir. Türkiye, bölgesel inanırlığını kaybetmiştir. Türkiye, Suriye'yle ilişkilerini ani virajla bozmuş, Suriye'yle ilişkiler kontrolümüzden çıkmıştır, yalnızlığa itilmişizdir. Oyun kurucu, bölgesel liderlik savurmaları yok olmuştur. Suriye konusu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine götürülememiştir. Aylardır Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, dış politikada yaşanan sorunlarla ilgili Dışişleri Bakanı hakkında Meclis denetimi istiyoruz, iktidar grubu olarak parmak çoğunluğuyla Meclisi devre dışı bırakıyorsunuz. Ancak gerçeklerden kaçmanız mümkün değildir. İşte böyle bir ortamda, böyle bir durumda Türk Silahlı Kuvvetlerinin temel kurumlarıyla, temel uygulamalarıyla birtakım değişikliklere yönelmenin yanlış olduğu konusundaki görüşlerimi yüce Meclisle paylaşıyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tayan.