| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 01.03.2012 |
KAZIM KURT (Eskişehir) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; yıllardır Türk emeklilerinin beklediği ve gündeme Cumhuriyet Halk Partisinin genel seçimlerdeki kırk bir sözünden biri olarak giren intibakla ilgili, Hükûmetin ve Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın birleştirilerek gündeme getirdiği yasa tasarısı görüşülmekte ve bu tasarının 6'ncı maddesinde, BAĞ-KUR'lularla ilgili bir bölümde söz hakkımı kullanmaktayım.
Öncelikle bunun beklenen intibak olmadığının, Cumhuriyet Halk Partisinin arzuladığı ve çıkarmak istediği intibak yasası olmadığının bilinmesinde yarar var.
Türkiye'de 5 milyon 600 bin civarında SSK emeklisini, 1 milyon 850 bin civarında Emekli Sandığı emeklisini ve 2 milyon 250 bin civarında BAĞ-KUR emeklisini ilgilendiren ve onların uzun süre bekleyişini karşılamayan bu yasa, toplamda 10 milyon civarındaki emeklimizi memnun etmeyecektir. Özellikle BAĞ-KUR'lu emeklilerimizden, 2 milyon 250 bin civarındaki emeklimizden sadece 12 binini, o da sadece bir düzenleme yapmak suretiyle değerlendirmektedir. Oysa bizim anladığımız anlamda intibak, emekli maaşları arasındaki eşitsizliği gideren ve aylık bağlamanın tabanını birleştiren oranda bir eşitlik sağlayan bir düzenleme olması gerekirdi.
Şu anda değerlendirmekte olduğumuz BAĞ-KUR'lularla ilgili bölümde hiçbir BAĞ-KUR'luyu tatmin etme şansımız söz konusu değildir çünkü hâlâ BAĞ-KUR'lu 520 lira emekli maaşı alacak, hâlâ 700 lira emekli maaşı alacaktır. Oysa Türkiye'de bir hafta önce Türk-İş'in tespit etmiş olduğu açlık sınırı ve yoksulluk sınırı açıklanmıştır. Buna göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 974 lira, yoksulluk sınırı 3.171 liradır ve siz emeklinize hâlâ "520 lira veriyorum ve buna 10 lira zam yaptım." diye intibak yasasını gündeme getirirseniz, burada hiç kimseyi tatmin etme şansımız olmaz.
Özellikle BAĞ-KUR'luların sanki örgütü olmadığı için sahibi yok. İşçi Emeklileri Cemiyeti ve dernekleri ciddi anlamda kulis yaptı, ciddi anlamda bu konuda baskılar yaptı, ancak BAĞ-KUR'lularla ilgili hiçbir kurum ve kuruluş ses getirmedi. Oysa 2,5 milyon civarındaki BAĞ-KUR'lunun sesi Cumhuriyet Halk Partisinin önerdiği intibak yasası idi.
Şimdi, bu düzenlenen yasa sadece 2000 yılına kadar olan emeklilerde bir düzenleme getirerek 1 milyon 900 bin civarındaki Sosyal Sigortalar emeklisini memnun eder mi, onu uygulamada göreceğiz çünkü gerçekten eşit işe eşit ücret ve eşit pirime, eşit çalışmaya eşit ücret mantığı burada söz konusu değil ve daha çok prim ödeyen, daha az maaş almaya devam edecek. Bizim anladığımız anlamdaki intibak bu olamaz ve olmayacaktır.
Şimdi, "İntibak yasası nedir? Emekli maaşı nasıl hesaplanacak?" diye yazar ve Google'a girerseniz, karşınıza çıkacak yazıda "Fikir nereden çıktı, kimden çıktı?" diye bir soru geliyor ve aşağıdaki açıklama çıkıyor: "Kemal Kılıçdaroğlu -noktalı virgül- çok prim ödeyenin az, az prim ödeyenin çok aylık aldığı bir düzen fikri ile çalışmalara başlandı. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk tarafından gündeme getirildi." diyor. Demek ki sabahki oturumlarda konuşulan bu 358intibakın patenti gerçekten Cumhuriyet Halk Partisinde ve bunun tespitini de yapmış.
Şimdi, Sayın Bakanın Komisyondaki açıklamaları ve buradaki açıklamalarını da dinlediğimiz zaman şunu sorduk, dedik ki: Neden Ali İhsan Köktürk'ün teklifindeki rakamlar değil, neden Süleyman Çelebi'nin teklifindeki rakamlar değil de bu rakamlar ortaya çıkıyor? Bu söylenen, o miktarların çok yüksek olduğu ve bütçe imkânlarının buna elverişli olmadığı gerekçesi. Oysa bütçe imkânlarını sağlamak on yıldır ezici bir çoğunlukla iktidar olan AKP'nin görevi iken bu yerine getirilmemiştir.
Değerli arkadaşlarım, biraz önce konuşmacılardan birisi söyledi, Türkiye'deki bu intibakla ilgili ortaya çıkan rakamın bir yıllık miktarı 2,7 milyar lira. Oysa Sayın Ali İhsan Köktürk'ün önergesiyle gerçekleşecek olursa 11 milyar lira ve bunun hem SGK bütçesindeki orantısı hem Türkiye bütçesindeki orantısı dikkate alındığında AKP'nin emeklileri için kafasında hayal ettiği, tahayyül ettiği geçim standardının bütçenin binde 5'i civarında olduğu konusundaki hesabın tekrar dikkate alınmasında yarar olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü bu intibak yasası sosyal güvenlikle ilgili bir yasadır, sosyal güvenlikle ilgili bir yasa olduğu için öncelikle sosyal devletin dikkate alınması gerekir. Anayasa'mız sosyal devlet olmayı bize yükümlemiş ve ona göre de kurallar koymamız gerektiğini ortaya koymuştur.
Şimdi, siz bunu sigorta primi ve karşılığındaki ödeme gücü olarak değerlendirirseniz yanlış yapmış olursunuz, tüccar mantığıyla bakmış olursunuz ve nitekim buradaki konuşmaların bazılarında müşteri memnuniyetinden söz edildi. Oysa devletin görevi müşteri memnuniyetiyle ilgili değil, sosyal devlet olarak asgari geçim standartlarını sağlama görevidir. Bu da açlık sınırı ve yoksulluk sınırı olarak açıklanan rakamların uygulamaya konulması ve değerlendirilmesiyle olur.
Şimdi, bizim önerilerimizi, bizim önerilerimiz doğrultusunda bir değerlendirmeyi yapmadığımız sürece emeklilerimiz, gençliğinde çalışan, üreten, alın teri döken bu ülkeye vergi veren emeklilerimiz maalesef düşündükleri hayat standardını yakalayamayacaklardır. Bunu yakalayabilmek için Cumhuriyet Halk Partisi gibi sosyal demokrasiyi gündeme oturtacak olan ve sosyal devleti savunan bir iktidarın gelmesi gerekir. Bu doğrultuda, şu andaki uygulamanın hiç kimseyi tatmin etmeyen bir intibak yasası olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Her ne kadar bizim önerilerimiz dikkate alınmıyor ise de çok küçük de olsa emeklilerimiz için cüzi artışları değerlendirmek ve bu konuda destek vermek istiyoruz ama bu yasanın yetmediğini, bu yasanın genişletilerek tekrar gündeme getirilmesi gerektiğini ve özellikle de Cumhuriyet Halk Partisinin 41 Sözü'ndeki intibakın mantığının, mantalitesinin bu sosyal güvenlik sisteminin içine oturması gerektiğini düşünüyorum.
Bu nedenlerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kurt.