GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:125
Tarih:27.06.2012

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Erdoğan "4/C ile ilgili bir çalışma var mı bu çerçevede?" diye sordu. Yok. Tabii, bu mevcut düzenlemeler içinde ama Çalışma Bakanlığımız gerek bu konuda olsun gerek çalışma hayatımızı ilgilendiren diğer alanlarda olsun, birtakım çalışmalar yürütüyor, olgunlaştırdıkça hem Hükûmetimizin hem Meclisimizin gündemine getirecektir diye düşünüyorum.

"ÖTV konusunda belediyelerle ilgili yapılan düzenleme belediyelerin gelirlerinde bir gerilemeye yol açar mı?" diye baktığımızda, böyle bir şey söz konusu olmayacak Sayın Vekilim çünkü zaten hâlihazırda geçici maddeyle yapılan uygulama bu kanuni değişiklikle kalıcı bir hâle dönüştürülüyor.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Belediyelerin bu geliri artacak diye bekliyoruz.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Yani mevcut gelirlerinde herhangi bir geriye gidiş söz konusu olmayacak. Ayrıca, şunu da belirtmem lazım ki hükûmetlerimiz döneminde, AK PARTİ döneminde belediyelerin payları gerilememiştir, artmıştır; belediyelere olabildiğince olumlu bir yaklaşım sergilenmiştir.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Bu parayı niye kestiniz o zaman?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Burada, zaten hâlen uygulanan fiilî bir durum var, geçici maddeyle bu şekilde uygulanıyor zaten, o madde kalıcı hâle getirilmiş oluyor. Yani bunun dışında bir değişiklik, fiilen bir yansıması olmayacak bunun belediye gelirlerine.

Emeklilerle ilgili Sayın Sinan Bey'in bir sorusu olmuştu, Sayın Vekilimizin, "Fak Fuk Fon'a mı muhtaç ediyorsunuz?" diye.

SİNAN Oğan (Iğdır) - Sadece emeklileri değil; şehitlerimiz, gazilerimiz?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Diğer, evet, birtakım başka kesimlerle ilgili de söylediniz. Şimdi, böyle düşündüğümüz zaman insanlarımızın haklarını kısıtlayıcı bir yaklaşım geliştirmiş oluruz. Buradaki amaç, ailesini de düşünerek, aile bazında düşündüğünüzde elde ettiği gelirin belli bir seviyenin altına düşmesi hâlinde buna burada bir sosyal hak tanımaktır bu. Bunu fakirlik diye damgalarsak, böyle bakarsak bu olaya bu insanlarımızın bu haklarını teslim etmemiş oluruz, onları mağdur etmiş oluruz.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Fakir değilse niye sosyal yardım veriyorsunuz?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -  Burada tam aksine hem emeklilerimizin hem diğer kesimlerin lehine bir düzenleme?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Şehitlerimizin, gazilerimizin hakkını artıralım. Fak Fuk Fon'a muhtaç olmasınlar.

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Ya bunlar fakir değilse niye sosyal yardım veriyorsunuz?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -  Lehine bir düzenleme yapmış oluyoruz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Tam tersine daha ileri bir düzenleme yapalım.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -  Bu lehine düzenlemeyi birtakım tartışmalarla önüne geçersek bu insanlarımızı mağdur etmiş oluruz, onların lehine bir şey yapmış olmayız.

Buradaki hadise -dediğim gibi- tek başına birey olarak değil de bir aile olarak baktığınızda elde ettiği gelir belli bir seviyenin altına iniyorsa burada o insanlarımıza ilave destekler sağlamanın yolunu açmış oluyoruz. Bu, onların lehine bir durum. Fakat biz, işte, diğer siyasi tartışmalara bunları kurban edersek bu insanlarımızın lehine bir şey yapmış olmayız, onların aleyhine bir kamuoyu oluşturmuş oluruz. Dolayısıyla burada?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Bakanım, öyle derseniz yazık olur. "Şehit ve gazilerimize daha fazla hak tanıyalım." diyoruz.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -  İşte, hak tanıyoruz burada.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - "Fak Fuk Fon'a onları mecbur kılmayalım." diyoruz.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - "Fak Fuk Fon" dediğiniz sosyal yardımlaşma sonuçta bir fondur. Bu fondan değişik kesimleri faydalandırabilirsiniz.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Bakanım, siz bunu kabul edebiliyor musunuz?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Evet, fakat burada?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Vatan için canını vermiş bir insanın ailesinin Fakir Fukara Fonu'na muhtaç olmasını siz kabul edebiliyor musunuz?

BAŞKAN -  Sayın Oğan?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Değerli Vekilim, burada bir fon söz konusu, bir kaynak söz konusu ve lehe yapılan bir düzenleme söz konusu. Bunu görmeyip başka tartışmalarla o haklarının önüne geçersek, o şehit yakınlarımıza fayda sağlamış olmayız.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Sayın Bakan, onu öyle bir etik çerçevede yapmak lazım ki şehitlerimizin yakınları vicdanen incinmesinler.

BAŞKAN -  Sayın Oğan, rica edebilir miyim? Sayın Oğan? Soru soruldu lütfen dinler misiniz? Lütfen?

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Öyle bir konu değil ki?

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Saptırılıyor, bizim sorduğumuz başka, gelen cevap başka.

BAŞKAN -  Doğru değil? Soru sordunuz cevap veriyor Sayın Bakan, dinleyin lütfen.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -  Sayın Tanal'ın torba kanunla ilgili değişik, çeşitli soruları oldu, çok sayıda sorusu oldu.

Tabii torba kanun düzenlemesi bugün  başlamış bir düzenleme değil, geçmişte de çok değişik hükûmetler döneminde, değişik parlamentolar döneminde yapılmış uygulamalar, bir ihtiyaca binaen yapılan uygulamalar. Değişik kanunlarda aynı anda bir değişiklik yapmak gerektiğinde, Meclisin zamanını da daha tasarruflu kullanmak adına, bu tür uygulamalar yapılabiliyor. Burada daha köklü bir çözüm arıyorsak belki İç Tüzük'ü yeniden masaya yatırıp tartışmamız lazım. Meclisimizin daha verimli, zamanını daha etkili kullanır bir şekilde bu düzenlemeleri yapması için İç Tüzük değişiklikleri bana göre de çok daha faydalı olur ama bunu yapamıyorsak, birçok kanunda aynı anda değişiklik yaptığımızda torba kanunları kullanmak bir realite. Bu realite geçmişte de vardı, bugün de bu realite var. Bunu tabii ki olabildiğince katılımcı bir şekilde tartışarak, konuşarak yapmak gerekiyor, orada hiçbir itirazım yok ama bu uygulama bizim yeni bulduğumuz, yeni getirdiğimiz bir uygulama değil. Dediğim gibi, biraz bunu genel İç Tüzük tartışmalarıyla bağlantılı değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum.

Sayın Çam Bakanlığımızı ilgilendiren bir madde olup olmadığını sordu. Doğrudan ilgilendiren bir madde yok Bakanlığımızı ama bir Bakan olarak, elbette Hükûmetin bir üyesi olarak, yine birçok konuyla ilgili olduğumuzu, dolaylı yoldan ilgili olduğumuzu belirtebilirim. Çeşitli kurullarda aldığımız görevlerle, çeşitli yaptığımız faaliyetlerle dolaylı olarak bizi de ilgilendiren maddeler var elbette.

Yine bir soru da ihracatla ilgili. Orta Doğu'ya ihracatımızın düştüğü, azaldığı, özellikle Orta Doğu'daki çatışmaların buna yol açtığı ifade edildi, "Savaş değil, barış istiyoruz." anlamında sözler söylendi. Elbette hiçbirimizin buna karşı çıkması mümkün değil, hepimiz barış istiyoruz, hepimiz daha huzurlu bir bölge istiyoruz. Orta Doğu'da refahın artması için, insanların daha müreffeh hâle gelmesi için şüphesiz ki Orta Doğu'da daha istikrarlı bir ortama ihtiyaç var. Ülkeler arasındaki sorunların giderilmesi kadar ülke içinde de yine daha demokratik, daha huzurlu bir ortam şüphesiz ekonomik açıdan da faydalıdır. Filistin-İsrail meselesinden tutun, Suriye'de yaşanan olaylara kadar biz de elbette ki Orta Doğu'yu daha huzurlu görmek isteriz ama bunlar Türkiye'nin oluşturduğu meseleler değil, Türkiye'nin neden olduğu şeyler değil, etkilerini hissettiği meseleler ve olabildiğince bu etkileri sınırlamaya  çalışıyoruz.

Türkiye'nin genel ihracat performansını çok köklü bir şekilde etkiliyor mu diye baktığınızda, o kadar da, az önce çizildiği kadar karamsar bir tablo yok. Tabii ki olumsuz etkileri vardır, ama genel ihracat performansımıza baktığımız zaman, geçen yıla göre bu yıl ihracatımızın düşmediğini, arttığını görüyoruz. Aslında, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde de geçen sene 6,9, aşağı yukarı 7 milyar dolarlık bir ihracat söz konusuydu. Yeniden bu ihracatı yakalayacağımıza ben inanıyorum. Türkiye artık dünyaya bakan bir ülke. Bir pazarda bir sorun çıktığı zaman firmalarımız diğer pazarlara yönelebiliyorlar, ihracatımızı yine diğer alanlarda geliştirme yoluna gidiyorlar, bu esnekliğe sahibiz. Dolayısıyla ihracatımızın genelinde çok ciddi bir gerileme beklemiyoruz.

Sayın Tüzel Diyanetle ilgili bir soru sordu. Tabii, Diyanet şu anda anayasal bir kurumumuz ve onun da diğer kurumlar gibi kadrolarla ilgili düzenlemeleri zaman zaman Meclisimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bu diğer tartışmalara doğrusu ben şu aşamada girmek istemiyorum, belki Diyanetten sorumlu Bakanımız geldiğinde bu soruya daha etraflıca bir cevap verebilir.

Adliyeler ve makam arabaları karşılaştırması yaptı Sayın Ayhan. Yani burada, tabii ki kamuda her alanda tasarrufu artırmaya çalışmamız lazım, burada aynı fikirdeyiz. Ama ihtiyaç olan konularda da zaman zaman harcama yapmak da kamu için bir gereklilik, önemli olan bunun gerekli olup olmadığı, gerçekten ihtiyaç olup olmadığı. Bunun çalışmalarını ilgili idarelerin, Hükûmetin yapması lazım.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Efendim, makam araçlarından daha mı az önemli adalet hizmetleri? Kaynaklarınız sınırlı ise öncelik sıralaması yapmanız lazım.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Burada adliyelerle ilgili yapılan tasarruf tamamen ölçekle ilgilidir.

 EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Hangi ölçek? Bir haftada ölçek mi değişti?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Belli bir iş yükünün altında olan bölgelerde adliyeler kapatılarak, daha tasarruflu bir şekilde kamunun çalışması hedeflenmiştir. Bunun dışında bir amacı yoktur.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Doğruyu söylemiyorsunuz Sayın Bakan.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Adaletten tasarruf olur mu Sayın Bakan, adaletten tasarruf olur mu?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Adaletten tasarruf yapılmıyor, adalet yine tecelli ediyor. Bir 10 kilometre?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bakın, makam araçlarına verdiğiniz parayı meşrulaştırıyorsunuz, adalette tasarruf istiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Adalette tasarruf söz konusu değil. Bunu belediyelerde de geçmişte tartıştık, başka alanlarda da tartıştık.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Belediyelerle adalet hizmetini yan yana koyamazsınız Sayın Bakan.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Bakın, ölçek dediğimiz hadise vardır, bu özel sektörde de vardır, kamuda da vardır.

AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - 148 tanesini kapatmıştınız, 44 tanesini yeniden açtınız.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Belli, daha yakın bir alanda topluca hizmeti sunabileceğiniz bir imkân varsa o imkânı değerlendirirsiniz, daha tasarruflu bir şekilde?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Niye Başbakanlığa tasarruf uygulanmıyor?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Hizmeti daha tasarruflu bir şekilde sunarsınız. Bunun amacı budur.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, toparlarsanız, vaktiniz doluyor efendim.

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Doldu mu vaktimiz?

Bu öğretmen kadrolarıyla ilgili, müsaade ederseniz, son olarak ona da cevap vereyim. Bu yıl şubat ayında 17 bin, şimdi, önümüzdeki dönemde de 40 bin olmak üzere toplam 57 bin yeni öğretmen için bir imkân oluşturuldu. Bu gerçekten çok büyük bir rakam. Burada, tabii ki öğretmenlerimizin hem niceliğini hem niteliğini artırıcı yönde çalışmalar hep birlikte yapılmak durumunda. Elimizden gelen tüm imkânlarla biz eğitime öncelik veriyoruz. Yıllardır Millî Eğitimimiz bütçede bir numarada, bunun en önemli sebeplerinden biri de aslında bu öğretmen sayılarında yaptığımız artışlar. Önümüzdeki dönemlerde de yine belli bir plan dâhilinde bu çalışmalar yürütülecektir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Bakanım.