| Konu: | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 125 |
| Tarih: | 27.06.2012 |
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba kanunun 6'ncı maddesinde TÜBİTAK Yasası'nda bazı değişiklikler öneriliyor, inceledim. Kendim bir bilim adamıyım, emekli oldum üniversiteden, otuz yıla yakın süremi üniversitelerde verdim.
Şimdi, iki tane temeli var değişikliğin:
Bunlardan bir tanesi: Biliyorsunuz, TÜBİTAK çeşitli mali destekler veriyor araştırma -geliştirmeyi desteklemek amacıyla ve birtakım patent hakları doğuyor. Şimdi, bu patent haklarından doğan birtakım avantajları ticarete dönüştürmek istiyor. Yasadaki temel değişikliğin ruhu bu.
Öte yandan, bu doğrultuda da birtakım şirketlerin kurulmasına olanak sağlanmasını istiyor. Yani, TÜBİTAK, doğrudan patent sahibi olduğu birtakım ürünlerin yahut da buluşların mali gelirini sağlayabilmek amacıyla şirketler kuracak veya kurduracak veya ortak olacak.
Şimdi, biz bilim adamlarının bir tarafı vardır değerli arkadaşlar, biz bilimle uğraşırız fakat ticaret yapmayız. Bilim ve ticaret iki ayrı şeydir. Eğer bu ikisini bir araya koymaya kalkarsanız doğru olmaz. Yani iyi bilirsiniz, Kayseri'de bir laf vardır, "Baktık oğlanda iş yok, bundan tüccar olmayacak, bari okusun profesör olsun, dedik." derler. Dolayısıyla bu ikisi ayrı iştir. Bu ikisini eğer karıştırmaya kalkarsanız bilim bilim olmaktan çıkar, ticaret de bilim olmaya kalkışır ve beceremez. Burada işin ruhunda bir yanlışlık var.
Kaldı ki düzenlerken bir başka hata daha yapılmış. Üstünkörü yazılmış çizilmiş, "ortak olunabilir" demiş, şöyle demiş böyle demiş fakat bir şey belirtilmemiş: Ortaklığın biçimi ne olacak, ne kadar süreyle olacak, hangi kurallara bağlı olarak olacak? Bunlar asla ifade edilmemiş, serbest bırakılmış, "TÜBİTAK istediği gibi bunu yapabilir." denmiş. Bir farkla, bakandan izin alacak.
Şimdi, bakınız, anlamadığımız konulardan bir tanesi de budur: TÜBİTAK bir bilim kuruluşu ve ülkemizde araştırma-geliştirmeyi destekleyecek, fonlayacak. Doğru, güzel fakat TÜBİTAK'ın bir eksikliği var: TÜBİTAK eskiden Başbakanlığa bağlı bir kuruluştu ve Başbakanlığın ilgili kuruluşu sıfatıyla gidiyordu, bağlı değildi, ilgili kuruluştu. Sonra, bu kuruluş, bu Hükûmetin kuruluşu, son Hükûmetin kuruluşu arifesinde yeni bir teşkilatlanmayla beraber Sanayi Bakanlığına bağlandı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı oldu, oraya bağlandı, daha doğrusu ilgili kurum hâline geldi fakat şu değişmedi: TÜBİTAK özerk bir kurum olmadı, en can alıcı noktası orasıdır.
TÜBİTAK'ın başkanını Başbakan atar, TÜBİTAK'ın Bilim Kurulu üyelerini de aslen ve fiilen yine Başbakan atar. Yani TÜBA önerir, TOBB önerir -TÜBA'yı yine Başbakan belirler, diğerlerini de öyle- YÖK önerir, 2 katı sayı önerir yine Başbakan içinden uygun bulduğunu atar. Dolayısıyla, Başbakanın belirlediği bir TÜBİTAK bakanın uygun gördüğü şirketleşmeyi yapacak. Bu, Türkiye'de bilimin açıkçası katledilmesidir. Bilim siyasallaşmıştır, bu olmaması gereken bir şeydir ve mutlaka da düzeltilmesi gerekir.
Şimdi, dikkatimi çeken bir başka nokta daha var. TÜBİTAK'la ilgili bu Hükûmet çok övünüyordu, diyordu ki "Kaynaklarını çok artırdık." ARGE'nin harcamalarının, ARGE'nin millî gelir içindeki payının arttığını uluslararası kuruluşlara gittiklerinde sunum hâlinde Londra'da, New York'ta anlatıyorlardı. 2007'den bu yana ARGE harcamaları, TÜBİTAK'ın bütçesi düşmüş. Sabit fiyatlarla, baktım, o kesin düşmüş de, nominal fiyatlarla düşmesi karşısında şaşırdım. Yani şirketleşeceklerine aslında TÜBİTAK'ın kaynaklarını yeniden desteklese, bu Hükûmet çok daha doğru bir şey yapmış olacak. Baktım, hakikaten çalışan sayısında artış var ama üniversitelere dağıtımında baktığımız zaman gerçekten kaynaklar düşmüş. Uluslararası geri ödemeli, ödemesiz, 3 bin liranın üzerinde patent desteği başvurularında tatmin edici artış ne yazık ki son yıllarda yok.
Şimdi isterdim ki, arzu ederdim ki ilgili bakan burada olsun ve desin ki: "Biz şirketleşmeyi asla yapmayacağız, biz ticari işlere girmeyeceğiz. Ticaret özel sektörün işidir, kamunun işi ise sadece bilimi, araştırmayı desteklemektir. Biz bu ikisini asla karıştırmayacağız. Burada bir hata vardır ve bu hatayı düzelteceğiz." diyebilseydi ama ne yazık ki aramızda yok.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Güneş.