GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:125
Tarih:27.06.2012

MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TÜBİTAK Başkanının görev süresini 4 yıla çıkaran bu maddeyle ilgili olarak önce bir şey hatırlatmak istiyorum, az önce konuşan arkadaşlarımız da söylediler. TÜBİTAK Başkanının görevi 1963'te 2 yıl, siz de göreve geldikten sonra bunu 31/7/2008'de değiştiriyorsunuz, 4 yıl süre veriyorsunuz, "2 kez seçilir." diyorsunuz. Sonra, 2011'de bir kez daha değiştiriyorsunuz, 4 yıldan 3 yıla indiriyorsunuz. Bugün bir önerge daha veriyorsunuz "3 yıldan 4 yıla çıkar." diyorsunuz. Şimdi, bir TÜBİTAK Başkanının görev süresinin bu kadar kısa sürede 3'e, 4'e, 4'ten 3'e, 2 kez? Bunların gerçekten izahı mümkün değil. Öncelikle bunun altını çizeyim, onun için bu önergeyi verdik, onu herkes bilsin.

İkincisi: Bu kanuna, torba yasaya bu şekilde TÜBİTAK yasasının girmesi çok üzüntü vericidir. Biz, Sayın Başkanı ziyaret ettik, TÜBİTAK'a verdiğimiz önemden dolayı Sanayi, Ticaret, Bilim, Enerji, Teknoloji Komisyonu olarak onunla uzun süre konuştuk, yarım gün bu konuları tartıştık. Buraya getirip bu kanunla ilgili düşünce ve görüşlerini torba yasaya sokmak yerine, yapması gereken bizim Komisyonda bunu tartıştırmaktı ve böyle bir değişikliğin, temel değişikliğin yani bilimi sanayiyle buluşturma, bilimi ticaretle buluşturma konusundaki çok önemli değişikliğin toplumun tüm kesimlerinden ve sanayiden gelecek taleplerle birlikte bir noktada tartışılıp bir kanun maddesiyle bunun getirilmesi en doğru şeydi, bunu yapmamış olması en temel eksikliktir, az önce Sayın Alim Işık'ın dediği gibi. Ama ayrıca başka şey de var.

Değerli arkadaşlar, biz 6'ncı maddede yani bilimin, buluşun ticari meta hâline dönüştürülmesine, bilim adamının, bulduğu ürünü ülke yararına kullanmasında kendi yetenekleri dışında girişimcinin, yatırımcının ortak şirketle onun bu buluşunu değerlendirip ülke ekonomisine kazandırılmasına her zaman okey çekeriz. Bu, yapılması gereken şeydir; TÜBİTAK'ın veya bilim adamının tozlu raflarında o buluşlar kalmamalı, ülke ekonomisine bir değer olarak katılmalıdır ama bunu yapan kuruluş TÜBİTAK gibi bir kuruluş olarak özerk olmak zorundadır. Verdiği kaynaklar hibedir,  birçoğu karşılıksızdır; böyle bir paranın kullanılmasının denetim mekanizması ve özerk bir kuruluş tarafından yapılması gerekli ve zorunluluktur. Şu an TÜBİTAK'ın döndüğü konum, Başbakanın ve Bakanın emrinde bilimsel özerkliği ve yönetsel özerkliği ortadan kalkmış, tamamen siyasi iktidarın siyasi tercihlerinin ticari alanlara yansıtılacağı bir noktaya gelmiştir. Bu kanunda böyle bir tehlike vardır ve böyle bir sakınca vardır. En yüce amacı, en iyi şeyi, en doğru kararı yanlış yöntemler ve yanlış insanlarla yaparsanız alacağınız sonuçlar doğru değildir. Katıldığımız amacın böyle bir kullanım nedeniyle çok ciddi şekilde sıkıntıları vardır.

Bizim TÜBİTAK Başkanı, Sayın Güneş'in dediği gibi, Kayserilinin okumuşu; Kayseri doğumlu, okumuş ama aynı zamanda okuyup bilim adamı olmayı değil, aynı zamanda tüccar olmayı da kafasına koymuş biri çünkü  CV'lerinde öyle bir niteliği var. Bu niteliklerine de bakıyorum, becerebilirse bütün hepsini, hem bilim adamı hem tüccar hem Kayserili olarak bunu yapabilirse güzel şeydir ama bunun altında kaldığınız zaman sizin ticari sermayeniz değil, bu ülkenin kaynakları ve bu ülkenin değerleri yok olur. Onun için, bunu çok iyi düşünmek, bunu çok iyi tartmak zorundasınız.

Değerli arkadaşlar, hepinize şunu söylemek istiyorum: Ülke kaynaklarını kullanırken doğru kullanmak ve hakkıyla kullanmak hepimizin görevidir. Bu Parlamentoya gelmiş, seçilmiş, yemin etmiş milletvekilleri olarak böyle düşünmek durumundayız.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Susam.