GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gaziantep milletvekili Canan Candemir Çelik'in (6/1), (6/4), (6/5); İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca'nın (6/2), (6/3), (6/6) ve (6/7); İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan'ın, (6/8), (6/9) ve (6/10); İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'in (6/83) ve Aydın Milletvekili Deniz Depboylu'nun (6/93) sözlü soru önergelerini cevaplandırması münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:14
Tarih:15.12.2015

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Denizli) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, ben de size yeni görevinizde başarılar diliyorum.

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim, sağ olun.

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri ve sizlerin şahsınızda aziz milletimi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce Diyarbakır'daki şehit polislerimiz için Allah'tan rahmet, ailelerine sabır; yaralılarımız için acil şifalar diliyorum. Terörü lanetliyorum.

Sayın Profesör Doktor Aziz Sancar'ı da milletimizi gururlandıran Nobel Ödülü alması vesilesiyle buradan tebrik ediyorum.

Bugün bana verilen süre içerisinde sözlü soru önergelerimi cevaplandırmaya çalışacağım.

İlk soru önergesindeki, AK PARTİ Gaziantep Milletvekili Canan Candemir Çelik'in (6/1) esas numaralı sözlü soru önergesindeki 1'inci sorunun cevabı: Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa'da belirlenmiş sosyal devlet olma niteliğinin gereği olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çok kapsamlı sosyal hizmet ve sosyal yardım programları yürütülmektedir. Bu sosyal yardım ve hizmet programlarının kapsamında öncelikli olarak yoksul, muhtaç, kimsesiz vatandaşlarımız bulunmaktadır.

Bakanlığımızın, sosyal içermenin sağlanmasına yönelik olarak yürütülen proje ve çalışmaları şu başlıklar hâlinde belirtilmektedir:

Ulusal yoksullukla mücadele stratejisinin hazırlanması, vaka yönetim sistemi, sosyal risk uyum analizi çalışmaları, merkez risk tespit ve teftiş sistemi, aile araştırmaları, bütünleşik sosyal yardım sistemi, Türk Kızılayı ve yerel yönetimler ile sosyal yardım verilerinin paylaşımının sağlanmasına yönelik entegrasyon çalışmalarının tamamlanması, Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP), çocukların ailelerin yanında kalmasının sağlanması amacıyla yürütülen sosyal ekonomik destek programı, her türlü afet ve acil durumlardan etkilenenlere yönelik sosyal yardım ve psikososyal destek hizmetleri, Roman vatandaşlarımıza yönelik çalışmalar, madde bağımlılığıyla mücadeleye yönelik çalışmalar, şehit yakınları ve gazilere yönelik istihdam, mali destek ve ücretsiz seyahat imkânının sağlanması gibi çalışmalar.

Bu programların hukuki çerçevesinin ve kurumsal altyapısının oluşturulması yönünde mevzuatlar hazırlanarak, bu mevzuatlar doğrultusunda halkımıza hizmet veren kuruluşların hizmete açılması ve faaliyetlerini sürdürmesi çalışmaları yürütülmektedir.

Bakanlığımızın politika uygulamalarına ilişkin ayrıntılı bilgiler İnternet sitemizde yayınlanmaktadır.

2'nci sorunun cevabı: Toplumsal cinsiyet eşitliği için elverişli ortamın sağlanması adına Bakanlığımızca yürütülen sosyal yardım programlarından öncelikli olarak kadınların istifade etmesi sağlanmaktadır. Bu çerçevede, Bakanlığımız tarafından "politika", "mevzuat" ve "farkındalık" başlıkları altında çok sayıda çalışma yürütülmektedir.

3'üncü sorunun cevabı: Bakanlığımız bünyesinde yürütülen sosyal yardım programları maddeler hâlinde şunlardır:

Eşi vefat etmiş kadınlara yapılan yardımlar, muhtaç asker ailesi yardımı, şartlı eğitim ve sağlık yardımları, genel sağlık sigortası priminin devlet tarafından ödenen tutarları, 2022 engelli ve yaşlılık aylığı ödemeleri, evde bakım aylığı ödemeleri, engelli öğrencilerin taşınma ödemeleri, ağır engellilerin özel bakım merkezlerinde bakım ödemeleri, öksüz ve yetim yardımı, muhtaç asker çocuğu yardımı, doğum yardımı, gelir getirici projelere yapılan ödemeler ve yakacak yardımı.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca tarafından verilen (6/2) esas numaralı sözlü soru önergesindeki 1'inci sorunun cevabı: Sosyal yardımlardan, 2014 yılında 3 milyon 5 bin 898 hane ve 9 milyon 885 bin 637 hak sahibi yararlanmıştır; 2015 yılının ilk dokuz ayında ise 2 milyon 745 bin 213 hane ve 8 milyon 608 bin 968 hak sahibi yararlanmıştır.

2'nci sorunun cevabı: Bakanlığımıza bağlı 67 çocuk destek merkezi hizmet vermekte olup, bu merkezlerin 39 adedi suç mağduru çocuklara, 16 adedi suça sürüklenen çocuklara, 5 adedi sokakta yaşayan çocuklara ve 7 adedi de refakatsiz sığınmacı çocuklara hizmet vermekte ve refakatsiz sığınmacı çocukların korunma ve bakım altında bulunduğu merkezler haricindeki 60 çocuk destek merkezinde çocuk ve ailelere yönelik olarak Anka Psikososyal Destek ve Müdahale Programı uygulanmaktadır. Program kapsamında çocuk destek merkezine kabulü yapılan her çocuğa merkez müdürü tarafından bir meslek elemanı danışman olarak atanmaktadır. Danışman tarafından, ilk on gün içerisinde, çocuğa bireysel ihtiyaç ve risk değerlendirme formu doldurulmaktadır. Formda, çocuğun merkeze geliş şekli, geliş nedeni, çocuğun eğitim durumu, ailesinin ekonomik durumu, yaşadığı yer, arkadaş ilişkileri, fiziksel durumu, ruhsal durumu, madde kullanım durumu, istismar, suça sürüklenme, sokakta yaşam durumu, kişisel özellikleri, davranış sorunları ve ailevi özellikleri sorulmakta. Doldurulan form sonrası ortaya çıkan ihtiyaç ve risklere göre üçer aylık dönemde her bir çocuk için hedefler belirlenerek bu hedefler doğrultusunda çocuğa ve ailesine grup çalışmaları ve bireysel danışmanlık hizmetleri verilmektedir.

3'üncü sorunun cevabı: Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından vakıflar ve diğer kamu kurumları aracılığıyla yoksul ve engelli öğrencilere yönelik olarak çeşitli faaliyetler yürütülmektedir. Bunlar arasında eğitim materyali, şartlı eğitim yardımı, öğle yemeği, öğrenci taşıma, barınma ve iaşe yardımlarının yanı sıra ücretsiz ders kitabı, engelli öğrencilerin ücretsiz taşınması ve yurt yapım programları yer almaktadır.

4'üncü sorunun cevabı: Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü yoksul vatandaşlarımıza yönelik olarak yürüttüğü sosyal yardım programları ve proje destekleriyle ülkemizde yoksullukla mücadele alanındaki çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmaların bir yönünü de sosyal yardımların hizmet sunumunun geliştirilmesi oluşturmaktadır.

Sosyal Yardımlaşma Bilgi Sistemi (SOYBİS), Alo 144 Sosyal Yardım Hattı, E-Devlet Kapısı Sorgulama Hizmeti, Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi, Sosyal Yardım Mesaj Servisi ve Sosyal Yardım Kartı gibi uygulamalar hayata geçirilmiştir.

Örneğin, hâlihazırda Sosyal Yardım Kartı teslim edilen yaklaşık 2 milyon vatandaşımız mevcuttur. Sosyal yardım ödemelerini banka kuyruğuna girmeden, istedikleri zaman ATM'lerden çekebilmekte, istedikleri mağaza, market ve benzeri yerlerden gıda, giyim ve diğer ihtiyaçlarını karşılayabilmekte ve coğrafi koşullar, hava şartları, hastalık, yaşlılık, engellilik durumları gibi nedenlerle ödemelerini çekmeye gidemezlerse zamanında yardım ödemelerine erişebilmeleri için konutlarında ödemelerini alabilmektedirler.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca tarafından verilen (6/3) esas numaralı sözlü soru önergesindeki 1'inci sorunun cevabı: Çocuk Evleri Sitesi ve Çocuk Evleri, korunma ve bakım altında bulunan çocukların aile modeline benzer bir ortamda yetiştirilerek çocuklara temel güven duygusunun kazandırılması ve geliştirilmesi için oluşturulmuş kuruluşlardır. Çocuk evleri, illerin sosyal ve kültürel açıdan uygun yerlerinde, en az 5 en fazla 8 çocuğun kalabildiği, tercihen okullara ve hastanelere yakın, aile ortamına uygun apartman veya müstakil yapılardan oluşmaktadır. Çocuk evlerinde çocukların toplumun içinde, toplumun gerçeklerini yaşayarak yetiştirilmeleri ve topluma kazandırılmaları amaçlanmaktadır. Ayrıca, toplu yaşamın beraberinde getirdiği olumsuzlukların azaltılması, kendine güvenen ve geleceğe umutla bakabilen çocukların yetiştirilmesi, "arkadaşlık", "komşuluk", "mahalle" gibi kavramlar ile toplumsal örf ve âdetlerimizi, ahlak ve değerlerimizi yaşayarak toplumla iç içe yaşamın gereklerinin öğrenilmesi ve toplumsal hayata etkin katılımı hedeflenmektedir.

1.043 çocuk evinde fiilen 5.288 çocuğumuza, 88 çocuk evi sitesinde fiilen 4.882 çocuğumuza hizmet verilmektedir.

2'nci sorunun cevabı: Sokakta risk altındaki çocukların tespit edilmesi ve uygun sosyal hizmet modellerinden yararlandırılması amacıyla illerde valilerimiz veya görevlendireceği vali yardımcılarımız başkanlığında ve Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüğü sekreteryasında ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, yerel yönetimler ile üniversiteler ve bu alanda hizmet veren sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla bir komisyon oluşturularak, bu komisyonun takip ve denetiminde ilgili kurum temsilcilerinden oluşturulan ekipler tarafından alan taramaları yapılmaktadır.

Söz konusu çalışmalarda yapılan inceleme neticesinde, çocuk ve ailenin uygun bulunan sosyal hizmet ve yardımlara yönlendirilmesi temel hedef olmakla birlikte eğitim çağında olup okula devam etmeyen çocukların eğitim öğretim sistemine kazandırılması, eğitim çağını tamamlamış çocukların mesleki eğitime yönlendirilmesi, madde kullanan çocukların madde bağımlılığı tedavisine yönlendirilmesi, çocukların sokaktan çekilerek psikososyal destek hizmetlerinden yararlandırılması ve aile yanına döndürülmesine ilişkin çalışmalar ile çocukların ailelerine yönelik psikososyal destek ve bilinçlendirme çalışmaları yürütülmektedir.

Bakanlığımız sosyal destek programlarından birisi de Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetidir. Bu hizmet kapsamında sosyal ve ekonomik destek sağlanarak çocukların ailesi yanında bakımı sağlanmaktadır. Bu programdan 1 Ocak-30 Kasım 2015 tarihleri arasında 97.755 kişi yararlandırılmıştır.

Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmetinden hâlen yararlanan 74.063 kişiye Kasım 2014 ayında nakdî yardım ödemesi yapılmıştır. Çocukların korunması ve desteklenmesi amacıyla çocuk eksenli olarak yürütülen bu hizmet kapsamında ailelere veya çocuklara, ihtiyaç duydukları sosyal hizmet desteği olarak rehberlik ve destek hizmetleri de verilmektedir.

3'üncü soruya cevap: Engelli çocuğu bulunan kadın sigortalıların yıpranma paylarının yüksek olması göz önünde bulundurularak 2008 yılında 5510 sayılı Kanun'la getirilen hüküm doğrultusunda bu kişilerin ilgili kanun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki çalışmaları için emeklilik prim gün sayılarında ve yaş haddinde dörtte 1 indirim yapılmaktadır. Ayrıca, 2014 yılında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 72'nci maddesinde yapılan değişiklikle engelli yakını bulunan memurun yer değiştirme taleplerinin karşılanması için tedbir alınmasına yönelik düzenleme yapılmıştır. Ayrıca, yine 657 sayılı Kanun'un 104'üncü maddesine göre memurlara, en az yüzde 70 oranında engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun hastalanması hâlinde hastalık raporuna dayalı olarak ana veya babadan sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar mazeret izni verilir. 2010/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi uyarınca bakıma muhtaç engelli aile ferdinin günlük bakımı için çalışan memurların izin kullanımında gerekli kolaylık sağlanacak ve personel, mesai saatleri dışındaki nöbet görevinden ve gece vardiyasından muaf tutulacaktır.

4'üncü soruya cevap: Yüzde 40 ile 69 arasında engelli aylığı; 18 yaşından büyük ve 65 yaşından küçük olan, yüzde 40 ile yüzde 69 arasında engelli olan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış devamlı bir gelire sahip olmayan, hane içinde kişi başına düşen geliri 16 yaşından büyükler için belirlenmiş olan asgari ücretin aylık net tutarının 1/3'ünden az olan kişilere bağlanır. Aylık tutar 2015 Temmuz-Aralık dönemi için 303,48 TL'dir. Yüzde 70 ve üzeri engelli aylığı; 18 yaşından büyük olan, yüzde 70 ve üzeri engelli olan, sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir ve aylık hakkından yararlanmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan mevzuat gereği bağlanmış devamlı bir gelire sahip olmayan, hane içinde kişi başına düşen geliri 16 yaşından büyükler için belirlenmiş olan asgari ücretin aylık net tutarının 1/3'ünden az olan kişilere bağlanır. Aylık tutarı 2015 Temmuz-Aralık dönemi için 303,48 TL'dir.

AK PARTİ Gaziantep Milletvekili Canan Candemir Çelik'in (6/4) esas numaralı sözlü soru önergesi:

1'inci soruya cevap: Çocuk destek merkezine kabulü yapılan her çocuğa merkez müdürü tarafından bir meslek elemanı danışman olarak atanmaktadır. Danışman tarafından ilk on gün içerisinde çocuğa bireysel ihtiyaç ve risk değerlendirme formu doldurulmaktadır. Formda, çocuğun merkeze geliş şekli, geliş nedeni, çocuğun eğitim durumu, ailesinin ekonomik durumu, yaşadığı yer, arkadaş ilişkileri, fiziksel durumu, ruhsal durumu, madde kullanım durumu, istismar, suça sürüklenme, sokakta yaşam durumu, kişisel özellikleri, davranış sorunları ve ailevi özellikleri sorulmakta; doldurulan form sonrası ortaya çıkan ihtiyaç ve risklere göre üçer aylık dönemde ve her bir çocuk için hedefler belirlenerek bu hedefler doğrultusunda çocuğa ve ailesine grup çalışmaları ve bireysel danışmanlık hizmetleri verilmektedir.

2'nci soruya cevap: Ülkemize düzensiz göç yoluyla gelen ve uluslararası koruma talebinde bulunan refakatsiz çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'na göre, ilgili mahkeme tarafından hükmedilen koruyucu ve destekleyici tedbirler çerçevesinde hizmetler yürütülmektedir. Bakanlığımız tarafından refakatsiz sığınmacı çocukların korunma ve bakım altında bulunduğu 7 çocuk destek merkezi oluşturulmuş, merkezlerde bulunan refakatsiz sığınmacı çocuklara yönelik iş ve işlemler 20/10/2015 tarihinde yürürlüğe giren Refakatsiz Çocuklar Yönergesi çerçevesinde yürütülmektedir. Bir yetişkinin refakatinde bulunmadığı, özel ihtiyaç sahibi grubunda yer alan, refakatsiz çocuk olduğu tespit edilen Suriyeli çocuklara yönelik Adana Sarıçam Geçici Barınma Merkezi içinde çocuk koruma birimi oluşturulmuştur. Ailesi veya akrabasının yanında çadır, konteyner kentte bulunan çocuklar için de psikososyal destek hizmeti alabilecekleri kreş ve çocuk dostu alanlar oluşturulmuştur.

3'üncü soruya cevap: Çocuk Koruma Hizmetlerinde Koordinasyon Strateji Belgesi yaklaşık beş yıl süren ve birbirini takip eden önemli ve çok sektörlü çalışmalar neticesinde son şekli verilerek 27/11/2013 tarihli 12. Merkezî Koordinasyon Toplantısı Kararı'yla kabul edilmiş ve çocuk koruma alanında 2019 yılına kadar izlenecek ulusal stratejik hedefleri belirtmiştir. Belirlenen stratejik hedeflere ulaşım yolları ise uygulama planıyla ortaya konulmaktadır. Strateji Belgesi'nde 10 temel stratejik amaç ve bu amaçlara ulaşmak için belirlenmiş hedefler yer almaktadır. Tüm çalışmalarda amaç, öncelikle çocuk üzerindeki risk faktörlerinin istenmeyen sonuçlar oluşmadan fark edilip bertaraf edilmesi, riskin gerçekleştiği durumlarda erken ve etkin müdahalelerin gerçekleştirilerek çocuğun korunması, hak ve esenliğinin sağlanması olarak özetlenebilir. Ayrıca, çocuk koruma hizmetlerinde koordinasyonu sağlamak üzere hem hizmetler hem disiplinler hem de çalışanlar arasında iş birliği ve eş güdümü sağlama hedefini gerçekleştirmek üzere yapılması gereken faaliyetler belirtilmektedir. Strateji Belgesi'ne ek olarak hazırlanan Uygulama Planı'nda hedeflerin gerçekleştirilme aşamaları, bu aşamalara ilişkin faaliyetler, sorumlu kurumlar ve belirlenen süreçler yer almaktadır.

AK PARTİ Gaziantep Milletvekili Canan Candemir Çelik tarafından (6/5) esas numaralı sözlü soru önergesi:

1'inci sorunun cevabı: Koruyucu aileyle ilgili iş ve işlemler Koruyucu Aile Yönetmeliği'ne göre yürütülmektedir. Koruyucu aile hizmetinden korunma altına alınan, öz ailesi yanında bakılamayan ve evlat edindirilemeyen çocuklar yararlanmaktadır. Hizmet, çocuğun kendi ailesiyle bağlarının korunması esasına dayandığından sadece yurt içinde uygulanmakta olup özellikle çocuğun yakın çevresinde olan akrabalar, komşular ya da aile dostları tercih edilmektedir. Koruyucu aile hizmeti kapsamında aile yanına yerleştirilen çocuklar için yönetmelikle belirlenen destekler sağlanmaktadır. Koruyucu ailelere bakım sorumluluğunu paylaştıkları her çocuk için çocukların bakım, eğitim ve yetiştirme harcamalarına yönelik aylık ücret ödenmektedir. Çocukların sağlık giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındadır. Koruyucu aile hizmetinden yararlandırılan çocuk sayısı artırılırken profesyonel koruyucu aile sistemine geçişin vazgeçilemez bir unsuru olarak öngörülen eğitimlere büyük önem verilmektedir. Bu eğitimler Bakanlık tarafından hizmete özel bir içerikte hazırlanmış olduğundan il müdürlükleri koruyucu aile birimlerinde görev yapan ve uygulayıcı eğitim almış olan sosyal çalışma görevlileri tarafından verilmektedir. Süreçte koruyucu aile birinci kademe eğitim programı kapsamında ülke genelinde 30 ilde 1.200 koruyucu ailenin birinci kademe eğitim alması sağlanmıştır. Koruyucu ailelerin eğitimden çok iyi faydalandıkları ve birçok konuda farkındalık sağladıklarına dair geri bildirimler alınmıştır. Hâlen 3.764 koruyucu ailemiz yanında 4.580 çocuğumuz bulunmaktadır. Bugüne kadar 8.585 çocuğumuz koruyucu aileler yanına yerleştirilerek bu hizmetten yararlandırılmıştır.

2'inci soruya cevap: Şartlı eğitim yardım programlarından yararlananların sayısı 2014 yılında 2 milyon 359 bin 843, 2015 Eylül ayı itibarıyla ise 2 milyon 44 bin 533'tür. Şartlı sağlık programından yararlanan kişi sayısı 2014 yılında 1 milyon 12 bin 663 kişi, 2015 Eylül ayı itibarıyla 1 milyon 22 bin 309 kişidir.

3'üncü soruya cevap: Bakanlığımıza bağlı kuruluşlarda korunma ve bakım altında olup ilkokula giden 2.659, ortaokula giden 4.004, liseye giden 3.471 çocuğumuz bulunmaktadır. Her yıl il müdürlüklerimizce yerelde sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştirilmekle birlikte Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzce voleybol, futbol, basketbol, halter, güreş, judo, eskrim, badminton, jimnastik, masa tenisi, yüzme, satranç gibi spor dallarında müsabakalar düzenlenmektedir. Ayrıca çocuklarımızın daha sistemli, düzenli ve disiplinli spor yapmalarının sağlanması amacıyla genel müdürlüğümüzce Gençlik ve Spor Bakanlığıyla güreş, satranç, eskrim ve futbol federasyonlarıyla da iş birliği protokolleri imzalanmıştır.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca'nın (6/6) esas numaralı sözlü soru önergesinin 1'inci ve 2'nci sorusunun cevapları: Bakanlığımız kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, töre ve namus cinayetlerinin kabul edilemez olduğuna dair inançla çalışmalarını çok geniş bir yelpazede tüm tarafların kapsamlı iş birliğiyle kararlılıkla sürdürmektedir. Bu kapsamda öncelikli başlıklarımız, kadına yönelik şiddetle mücadelede mevzuat çalışmaları, eğitim ve farkındalık artırma çalışmaları, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonu artırmayı, şiddet mağduru kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesine yönelik çalışmalardır.

Yasal çalışmalara bakıldığında, ülkemiz, Avrupa Konseyi Dönem Başkanlığımız döneminde İstanbul'da imzaya açılan, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi yani İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ülkeler arasında yer almış olup 24 Kasım 2011 tarihinde Parlamentoda diğer ülkelerden önce onaylamış ve 14 Mart 2012 tarihinde onay belgesini Avrupa Konseyi Sekretaryasına ileten ilk ülke olmuştur. İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanmasıyla birlikte, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesi kapsamında, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un hazırlanması sürecinde sözleşmeyle getirilen yükümlülüklerin karşılanmasına özellikle önem verilmiştir. 6284 sayılı Kanun'un söz konusu sözleşme hükümleri çerçevesinde yürürlüğe girmesi yasal altyapının güçlendirildiğini ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin bir üst seviyeye taşındığının en önemli göstergesidir.

Yasal altyapının yanı sıra kadına yönelik şiddetle mücadelede kurumsal hizmet birimlerinin geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atılmıştır. Şiddet önleme ve izleme merkezleri yani ŞÖNİM, şiddet olgusunun nedenleri, varlığı ve sonuçlarıyla tek elden ve çok yönlü mücadele edebilmek için 14 pilot ilde hizmete açılan, hâlihazırda 40 ilde hizmet veren şiddet önleme ve izleme merkezlerinin 81 ilde yaygınlaştırılması 2016 yılı sonuna kadar sağlanacaktır. Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici hizmetlerin vazgeçilmezleri olan kadın konukevleri kapsamında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu kapsamda, 2011 yılında 43 olan kamuya bağlı kadın konukevi sayısı yoğun çalışmalar sonucunda 2015 yılı Aralık ayı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 100 kadın konukevi, 2.636 kapasite; yerel yönetimlere bağlı 31 kadın konukevi, 723 kapasite; sivil toplum kuruluşlarına bağlı 4 kadın konukevi, 45 kapasite olmak üzere toplam 135 kadın konukevi ve 3.404 kapasiteyle hizmet vermektedir. Bunun yanı sıra, barınma ihtiyacı bulunan şiddet mağduru kadınların ilk gözlemlerinin yapıldığı, psikososyal ve ekonomik durumlarının incelendiği 25 ilk kabul birimi hizmet vermektedir.

Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında temel politika önceliklerini ortaya koyan 2012-2015 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nın uygulama süresinin dolması sebebiyle Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı 2016-2019'un hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Yeni eylem planının ilgili kurumlarımız açısından daha güçlü sorumluluklar içeren ve bağlayıcı gücü daha yüksek bir politika uygulama belgesi olması ve tüm kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayacak etkin bir izleme ve değerlendirme mekanizmasını içermesi planlanmaktadır. Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında çeşitli projeler yürütülmektedir. 2008 yılında ilki gerçekleştiren Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddet araştırması 2014 yılında tekrarlanarak son beş yıl içerisinde yürütülen politika ve programların etkilerinin değerlendirilmesi yoluyla şiddet yaygınlığındaki farklılaşmanın anlaşılması amaçlanmıştır. Araştırmanın sonuçları 30 Aralık 2014 tarihinde kamuoyuyla paylaşılmıştır.

6284 sayılı Kanun'un etkinliğinin analiz edilebilmesi amacıyla 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un uygulanmasına yönelik etki analizi araştırması yürütülmüştür. Araştırma sonuçları çerçevesinde, 6284 sayılı Kanun'un uygulanmasında karşılaşılan sorunların giderilmesine yönelik kapsamlı bir yol haritası hazırlanarak ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliğinde gerekli çalışmalar yapılacaktır.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede mağdurların etkin korunmasını sağlamak üzere teknik yöntemle takip pilot uygulamaları gerçekleştirilmektedir. İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle Bursa ve Adana illerinde güvenlik butonu cihazlarının kullanıldığı elektronik destek sistemi pilot uygulaması yürütülmüştür.

Ayrıca, 8 Mart 2015'te Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kapsamında Teknik Yöntemlerle Takip Sistemlerinin Kullanılmasına Yönelik Pilot Uygulama İşbirliği Protokolü'yle Ankara ve İzmir illerinde başlatılan yeni uygulama ile şiddet mağduru ve şiddet uygulayanın aynı anda izlendiği etkin bir teknik takip sistemi pilot uygulamasına geçilmiştir.

Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi, 2014-2016 yılları arasında yürütülmekte olan projeyle şiddete maruz kalan kadınlara sağlanacak destek hizmetlerinin kurulması ya da geliştirilmesi yoluyla 26 ilde şiddete karşı korumayı artırmak hedeflenmektedir. Bu kapsamda toplam 1.275 kişiye eğitici eğitim verilecektir. Alan eğitimleriyle 35 bin sağlık çalışanına ve 140 bin emniyet personeline ulaşılması hedeflenmektedir. Proje illerinde yapılan durum analizi ve eğitim ihtiyaç değerlendirmelerinin ardından 26 il için il eylem planları geliştirilecektir. Daha etkili yönlendirme ve bakım olanağı sağlamak için konukevlerine ilişin koordinasyon, denetim ve izleme sistemleri geliştirilerek hizmetlerde standardizasyon sağlanacaktır. Projenin hibe programı bileşeni kapsamında yerel ve ulusal düzeyde sivil toplum kuruluşlarının kadına karşı şiddete yönelik kapasitelerinin güçlendirilmesi için 11 ilde 19 projeye hibe verilmektedir.

"Alo 183" çağrı hattımız şiddete uğrayan kadın ve çocuklara ilişkin ihbarları değerlendirmekte ve acil durumları ilgili kurumlara bildirmekte, ihtiyaca göre rehberlik ve danışma hizmeti vermektedir. Bunun yanı sıra ülke genelinde kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta olan personele ve üniversite öğrencilerine yönelik "kadın erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddet" konulu eğitim ve seminerler gerçekleştirilmekte olup eğitimlerinin devamlılığının sağlanması için, Adalet, İçişleri, Sağlık ve Millî Savunma Bakanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında protokoller imzalanmıştır.

İçişleri, Sağlık, Adalet Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında imzalanan eğitim protokolüyle bugüne kadar 71 bin polis, 65 bin sağlık personeli, 47.600 din görevlisine ulaşılmıştır. 326 aile mahkemesi hâkimi ve cumhuriyet savcısının katılımlarıyla seminerler düzenlenmiştir. Millî Savunma Bakanlığıyla yapılan protokol kapsamında ise 3.764 Bakanlık personeliyle 169.598 erbaş ve ere yönelik eğitimler tamamlanmıştır. Söz konusu eğitimlerin sürekliliği, her yıl silah altına alınan yaklaşık 450 bin erbaş ve ere yönelik eğitimlerle sağlanacaktır.

3'üncü sorunun cevabı: Şehit yakınları ve gazilere yönelik sosyal hizmet faaliyetleri için gerekli kaynak Bakanlığımız tarafından 1111 sayılı Bedelli Askerlik Fonu'ndan karşılanmaktadır. Bu kaynaktan tahsis edilen kaynaklarla Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlükleri tarafından şehit yakınları ve gazilerimize yönelik programlar düzenlenmektedir. Dinî ve millî bayramlar, 19 Eylül Gaziler Günü, 18 Mart Şehitler Günü, Anneler Günü gibi özel günlerde etkinlikler düzenlenmekte, ev ziyaretleri yapılmakta ve geziler düzenlenmektedir. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca şehit yakınları ve gazilerimizin katılımlarıyla çeşitli organizasyonlar yapılmaktadır. 2015 yılında "Şehit Yakınları ve Gazilerimizin Kıbrıs Buluşması", "Yalnız Değilsiniz", "Türkiye'nin En Büyük Ailesi", "Türkiye'den Bosna Hersek'e Gönül Köprüsü", "Gazilerin Çanakkale Buluşması", "18 Mart Şehitler Günü" ve "Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü Yıl Dönümünde Evlatları Ecdadıyla Çanakkale'de Buluşuyor" etkinlikleri düzenlenmiştir.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca'nın önerdiği (6/7) esas numaralı sözlü soru önergesinin 1'inci sorusunun 1'inci cevabını okuyorum: Sağlık Bakanlığınca madde kullanımının tıbbî tedavisi ve tıbbî rehabilitasyonu tamamlanan madde bağımlısı çocuklardan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereği bakım tedbir kararı verilenlerin sosyal uyumlarının sağlanması amacıyla çocuk destek merkezlerine kabulleri sağlanmaktadır. Bu merkezlerimiz çocukların temel gereksinmelerini karşılamak, fiziksel, duygusal, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını belirleyerek gerekli müdahaleleri gerçekleştirmek, aile ve yakın çevrelerine dönmelerini veya diğer sosyal hizmet modellerine hazır hâle gelmelerini sağlamak üzere hizmet vermektedir. Çocuk destek merkezlerinde kalan çocuklara ve ailelerine yönelik psikososyal destek ve müdahale içeren Anka Çocuk Destek Programı geliştirilmiştir. Program içeriğinde kişilik gelişiminin sağlanması, suç ve madde bağımlılığıyla ilgili davranış değişikliğinin oluşturulması ve kurallı yaşam beceresinin kazandırılmasıyla ilgili modüller bulunmakta olup bu modüller bağımlı çocuklara uygulanmaktadır. Ülkemizde özellikle gençlerimizi etkileyen uyuşturucu sorununun çözümü amacıyla Uyuşturucuyla Mücadele Yüksek Kurulu, Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu, Uyuşturucuyla Mücadele Teknik Kurulu oluşturulmuştur. Uyuşturucuyla Mücadele Teknik Kuruluna Bakanlığımızdan katılım sağlanmaktadır. 13 Kasım 2014 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan uyuşturucuyla mücadele konulu Başbakanlık genelgesi ile uyuşturucuyla mücadele çalışmalarına yön vermek amacıyla hazırlanmış olan 2013-2018 Ulusal Uyuşturucu Politika ve Strateji Belgesi'yle 2013-2015 Ulusal Uyuşturucu Eylem Planı'nda yer alan hedef, strateji ve faaliyetler günümüz şartlarına göre güncellenerek Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı ve Ulusal Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi'nde yayınlanmıştır. Hazırlanan Uyuşturucuyla Mücadele Acil Eylem Planı ve Ulusal Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi kapsamında Bakanlığımız üç temel alan üzerinde çalışmaktadır.

1) Madde bağımlılığı alanında araştırmalar yürütme, veri sağlama: Madde bağımlılığı alanında araştırmalar yürütme veri sağlamaya ilişkin olarak Avrupa okullarında alkol ve uyuşturucu bağımlılığı taraması ESPAD çalışması doğrultusunda Türkiye'de 14-19 yaş eğitimine devam eden öğrencilerde bağımlılık araştırması çalışmaları ve üniversite eğitimine devam eden 30 yaş altı gençlerde bağımlılık etüt çalışmasının yapılması hedeflenmektedir.

2) Eğitim: Bakanlığımız bağımlılık konusunda aile eğitimi üzerine çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bu kapsamda ailelerin eğitimi hedeflenmiş olup aile eğitim programı çerçevesinde ebeveynlere ve ergenlere yönelik yeni bir modül olarak konuya ilişkin uzmanlar ve akademisyenlerce "Madde Kullanım Riski ve Madde Bağımlılığından Korunma" kitabı hazırlanıp basılmış ve bu kitap seksen bir il valiliğine iletilmiştir. AEP kapsamında başlatılan söz konusu kitap dijital ortamda da ailelere sunulmaktadır. Ayrıca bu modül kapsamında Kasım 2015 itibarıyla 31.370 kişiye madde bağımlılığından korunma eğitimi verilmiştir.

Yine, Acil Eylem Planı çerçevesinde, yine aile odaklı bir yaklaşımla farkındalık artırıcı faaliyetler ile gençlerimizin madde kullanımlarının önüne geçilecektir. Bu alanda tüm paydaşlarla sıkı bir iş birliği sağlanacak, diğer devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları desteklenecektir. Ağustos 2014 yılında gerçekleştirilen ve madde bağımlığına yönelik çalışmalar yürüten STK'lara verilen proje hazırlama eğitimi de bu iş birliğinin başlangıcıdır.

Uyuşturucu ile Mücadele Acil Eylem Planı'nın "6. Uyuşturucu Bağımlılarının Kısa ve Uzun Süreli Tedavi Sonrası Sosyal Uyumun Sağlanması" başlığı doğrultusunda sosyal uyum sürecinde olan bağımlıların topluma uyumunu sağlamaya yönelik olarak bir sosyal uyum modelinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yetişkinlerin kısa ve uzun süreli tedavileri sonrası sosyal uyumuna ilişkin uzman görüşleri almak ve bakanlığımızın etkinliğini artırmak amacıyla 18 Kasım 2014 tarihinde bir danışma toplantısı ve 13 Ocak 2015 tarihinde bir çalıştay düzenlenmiştir. Söz konusu toplantı ve çalıştay sonrasında sosyal uyuma yönelik bir model çıkarılması için konunun uzmanları tarafından bir etüt araştırması yapılmasına karar verilmiş olup etüt araştırması yapılmış ve bu araştırmanın raporu hazırlanmıştır. Rapor şu anda basım aşamasındadır.

2'nci soruya cevap: Bu kapsamdaki çalışmalar Millî Eğitim Bakanlığımız tarafından ilgili kurumlarla iş birliği sağlanarak yürütülmektedir. Bu kapsamda Bakanlık Suriyelilere yönelik yürütülen faaliyetlerin kapsamını ve kapasitesini artırabilmek amacıyla mevzuat güncellemesi yapmış ve 2014/21 sayılı Genelge 2014 Ekim ayında yayınlanmıştır. Ayrıca, Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği revize edilerek Suriyelilerin de halk eğitimi faaliyetlerinden faydalanabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmıştır.

Bakanlık Türkiye'de geçici koruma altında bulunan Suriyelilere yönelik olarak iki ana yaklaşım üzerinden faaliyetlerini yürütmektedir. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış olarak yaşamlarını sürdüren Suriyelilerin Türk vatandaşlarıyla birlikte mevcut eğitim sistemine dâhil edilerek hizmetlere erişimlerini sağlamaktır. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ve özel okullarda öğrenimlerine devam etmesi öngörülen öğrenci sayısının öğretim yılı sonuna kadar 80 binin üzerine çıkması hedeflenmektedir. İkinci yaklaşım ise Suriyelilerin çok yoğun bir şekilde ve bir arada yaşadığı şehirlerimizde ve onlar için oluşturulmuş geçici barınma merkezlerinde -kamplar- onlara özel olarak hazırlanmış bir program ile kendi dillerinde ve kendi öğretmenlerinin desteğiyle yürütülen faaliyetlerdir. 2014/21 sayılı Genelge kapsamında geçici barınma merkezinde ve Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde geçici eğitim merkezi açılmaktadır. 2015-2016 öğretim yılının başlamasıyla birlikte kamplarda oluşturulmuş geçici eğitim merkezlerinde yaklaşık 80 bin, şehirlerde oluşturulmuş geçici eğitim merkezlerinde ise yaklaşık 125 bin Suriyeli öğrenci öğrenimlerine başlamıştır. Başbakanlık AFAD ile iş birliği içerisinde uluslararası fonlardan da yararlanarak 70'in üzerinde prefabrik, çelik konstrüksiyon ve betonarme okul inşa edilmiş, yaklaşık 150 okul binası yarı zamanlı olarak tahsis edilmiş, ayrıca 60 kadar da müstakil bina belediyeler veya sivil toplum kuruluşları desteğiyle geçici eğitim merkezine dönüştürülmüştür.

3'üncü soruya cevap: Reşit oluncaya kadar korunma ve bakım altında yetişen çocuklar 2828 sayılı Kanun'un Ek 1'inci maddesi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmektedir.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan'ın (6/8) esas numaralı sözlü soru önergesinin 1'inci cevabı: Ülkemizde sosyal yardım faaliyetlerini yürüten kurum, kuruluşların toplam sosyal yardım tutarının GSYH'ye oranı 2014 yılı için yüzde 1,31 olarak hesaplanmış olup 2015 yılı için ise yüzde 1,31 olarak tahmin edilmektedir.

2'nci soruya cevap: 1/1/2015-30/9/2015 tarihleri arasında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan eğitim transferlerine aktarılan kaynak 1 milyar 313 milyon 556 bin TL olarak gerçekleşmiştir. Eğitim transferlerine aktarılan toplam tutar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'nun yüzde 35'ini oluşturmaktadır.

3'üncü soruya cevap: 2014 yılı içerisinde Bakanlığımızca sosyal harcamalar için yaklaşık 20 milyar Türk lirası kaynak aktarılmıştır.

4'üncü soruya cevap: Bakanlığımız tarafından ihtiyaç sahibi ailelere uygulanan yardım programları niteliklerine göre şu şekilde gruplandırılabilir:

Aile yardımları; gıda yardımları, barınma yardımları, sosyal konut projesi, yakacak yardımları, eşi vefat etmiş kadınlara yapılan yardımlar, muhtaç asker ailelerine yapılan yardımlar, muhtaç asker çocuğu yardımı, öksüz ve yetim yardımı ve doğum yardımı.

Eğitim yardımları; eğitim materyali yardımları, şartlı eğitim yardımları, öğle yemeği yardımı, ücretsiz ders kitabı, öğrenci taşıma, barınma ve iaşe yardımı, engelli öğrencilerin ücretsiz taşınması, yurt yapımı.

Sağlık yardımları; şartlı sağlık yardımları, sağlık ve gebelik takipleri, engelli ihtiyaç yardımları, genel sağlık sigortası.

Özel amaçlı yardımlar; aşevleri, afet yardımları.

2022 sayılı Kanun'a göre yapılan yardımlar; yaşlılık aylığı, engelli aylığı, engelli yakını aylığı 18 yaşından küçük engelliler için, silikozis hastalarına yapılan ödemeler, evde bakım aylığı.

Proje destekleri; gelir getirici projeler, kırsal alanda sosyal destek projesi, istihdam, eğitim projeleri, sosyal hizmet projeleri, geçici istihdam projeleri.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan'ın (6/9) esas numaralı sözlü soru önergesinin 1'inci cevabı: 2828 sayılı Kanun'un Ek 7'nci maddesi kapsamında 2015 Eylül ayı itibarıyla engellilere yönelik evde bakım yardımından faydalanan kişi sayısı 467.778'dir.

2'nci cevap: Türk Medeni Kanunu'nun 2002 yılında revize edilerek yürürlüğe girmesiyle 305-320'nci maddeler arasında yer verilen evlat edinmeye ilişkin hükümler çocuk odağında düzenlenmiştir. Lahey Ülkelerarası Evlat Edinme Sözleşmesi imzalanarak 2004 yılında Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Ülkelerarası evlat edinme işlemleri merkezî makam yetkisiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından çocuğun yüksek yararı odağında yürütülmektedir. Türk Medeni Kanunu'nun 320'nci maddesi gereği yürürlüğe giren Küçüklerin Evlat Edinilmesine Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük'le evlat edinme işlemlerini yürütmekten sorumlu aracı kurum yetkili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Evlat Edinme Yönetmeliği hazırlanarak yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir.

Evlat edinmek üzere başvuran ailelere yönelik evlat edinme mevzuatı, işleyişi ve sıklıkla sorulan sorular ile çocuğa evlat edinildiğinin söylenmesi konularında basılı yayınlar hazırlanmıştır. Evlat edinme kayıtlarının tutulduğu yönetim bilişim sistemi aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan yasal düzenlemelerle Bakanlığımız ulusal ve uluslararası tüm evlat edinme işlemlerini yürütmekten sorumlu kurum olarak çocuk odağında hizmet vermektedir.

3'üncü soruya cevap: Engelli bireylerin sosyal yaşama katılımlarının desteklenmesi Bakanlığımızın öncelikleri arasında yer almakta olup bu amaçla engelli vatandaşlarımızın erişilebilirlik, istihdam, eğitim, sağlık, sosyal hayata uyumları ve bakımları konularında politika oluşturulmakta, hizmet verilmekte ve projeler üretilmektedir.

Ayrıca engelli bireylere son yıllarda -bilindiği üzere- şehir içi toplu taşıma hizmetleri ve şehirlerarası demir yolları ve deniz yolları toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkı getirilmiştir. Ayrıca şehirlerarası kara yolu taşımacılığında yüzde 30 indirim hakları bulunmaktadır. Müzelerde, devlet tiyatrolarında ücretsiz giriş hakkı bulunmakta olup ayrıca, Türk Hava Yollarıyla yapılan yolculuklarda indirim uygulanmaktadır.

Bunun dışında erişilebilirlik çalışmaları hız kesmeden devam ettirilerek 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un geçici 3'üncü maddesinde 2012 yılında yapılan düzenlemeyle erişilebilirliğin izlenmesi ve denetlenmesi görevi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilmiştir. Kanuna istinaden hazırlanan Erişilebilirlik, İzleme ve Denetleme Yönetmeliği 20/7/2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin uygulanması için illerde valilikler bünyesinde erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonları kurulmuştur. Binalar ve açık alanlarla ilgili standartlar revize edilerek yapılması gerekli erişilebilirlik düzenlemelerinin engellilerin ihtiyacına cevap vermesi için ilkeler geliştirilmiştir. Görme engelliler için hissedilebilir yüzey standardı ve toplu taşımada erişilebilirliğin sağlanması standardı oluşturulmuştur.

5378 sayılı Kanun kapsamına giren binaların, açık alanların ve toplu taşıma araçlarına erişilebilirlik durumuna ilişkin Türkiye erişilebilirlik envanteri oluşturulması amacıyla Ulusal Erişilebilirlik İzleme Sistemi (ERİS) oluşturulmuştur.

Ulaşılabilirlik Destek Projeleri (UDEP) Kalkınma Bakanlığına yapılan proje başvurusu sonucu Bakanlığın sağladığı ödenekle yürütülmektedir. UDEP'le örnek uygulamalar yapılarak erişebilirliğin kentin tanımına ve diğer kentlere yaygınlaştırılması amaçlanmaktır.

Projelerde pilot alan ve model uygulama olarak engellilerin toplumsal yaşama katılımında büyük önem taşıyan kaldırımlar, yaya geçitleri, parklar, çocuk oyun alanları, genel kullanıma açık tuvaletler, açık otoparklar, toplu taşıma durakları gibi açık alanlarda kamu tarafından yoğun kullanılan il müdürlükleri, belediye hizmet binaları, valilik binaları, müzeler, sağlık ocakları, hastaneler, okullar gibi binalarda ve yerel koşullara özgü diğer kullanımlarda erişilebilirliğin sağlanmasına yönelik düzenlemeler Bakanlığımızın teknik bilgi desteğiyle yapılmaktadır. 2012 ve 2013 yıllarında yürütülen UDEP'lerde yerel yönetimlere proje desteği verilmiş, 2014 yılı UDEP için 79 ilde Millî Eğitim Bakanlığına bağlı 81 pilot okulun bilimsel ölçütlere ve Türk Standartları Enstitüsü standartlarına uygun olarak ulaşılabilir hâle getirilmesi, valilikler aracılığıyla desteklenmesi amaçlanmıştır.

4'üncü soruya cevap: Ülkemizde ilk olarak 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Kanunu ve bu kanuna dayanılarak hazırlanan Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik'le gündeme gelen korumalı iş yerlerinin kurulabilmesi amacıyla 6518 sayılı Kanun'la gerekli teşvik düzenlemeleri hayata geçirilmiştir. Bu kapsamda ülkemizde de korumalı iş yerlerinin kurulabilmesi amacıyla getirilen yeni destek hükümleriyle korumalı iş yerleri için gelir ve kurumlar vergisinden indirim yapılması, çevre temizlik vergisinden muaf tutulması, korumalı iş yerlerinde çalışacak engellilerin maaşlarının bir kısmının ve işverenlerinin işsizlik sigorta primlerinin hazineden karşılanması sağlanmıştır. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye'de destekli istihdam modelinin geliştirilmesine yönelik "İşe Katıl Hayata Atıl Projesi" uygulanmaktadır. Projeyle mesleki eğitim almış engelli birey için hem onun bireysel özelliklerine uygun hem de yerel düzeyde iş dünyasının ihtiyacını karşılayan iş gücüne katılımı sağlayacak mesleki ve ilgili becerilerin gerçek iş ortamlarında kazandırılması amaçlanmaktadır. Söz konusu proje 2016 yılında da devam edecek olup pilot uygulamayı kapsayan bu çalışmayla destekli istihdam modelinin ülkemizde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan'ın (6/10) esas numaralı sözlü soru önergesine 1'inci cevabım: Engelli ve yaşlı bireylerin sosyal yaşama katılmalarının desteklenmesi Genel Müdürlüğümüzün öncelikleri arasında yer almakta olup bu amaçla doğuştan sahip oldukları insan onuruna saygının güçlendirilerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması için erişilebilirlik, istihdam, eğitim, sağlık, sosyal hayata uyumları ve bakımları konularında politikalar oluşturulmakta, hizmet verilmekte ve projeler üretilmektedir.

Genel Müdürlüğümüz tarafından engelli ve yaşlı bireylere 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu kapsamında bakım hizmeti sunulmaktadır. Bu kapsamda 2015 yılı Ekim ayı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 87 yatılı bakım ve rehabilitasyon merkezinde 6.176 engelliye, 106 umut evinde 586 engelliye hizmet sunulmakta, 156 özel bakım merkezinde bakılan 10.839 engelli birey için yaklaşık 2 asgari ücret tutarında ödeme yapılmaktadır. Ayrıca, 5 gündüzlü bakım ve rehabilitasyon merkezinde 422 engelliye de gündüzlü hizmet sunulmaktadır.

Yine, Bakanlığımıza bağlı 130 huzurevinde 12.202 yaşlımıza, 41 yaşamevinde 157 yaşlımıza hizmet verilmektedir.

2'nci soruya cevabım: Bakanlığımız tarafından ilgili tüm sektörlerin katılımıyla hazırlanmış olan ve 2013-2017 yıllarını kapsayan Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın "Erken yaşta evliliklerin önlenmesine ilişkin etkin, yasal ve idari tedbirler alınacaktır." hedefi altında yer alan, "Özellikle kız çocuklarının eğitim sistemi içinde kalması ve eğitim sistemi dışında kalan kız çocuklarının tespiti, takibi ve eğitime devamını sağlamak için gerekli tedbirler alınacaktır." kapsamındaki faaliyetler İçişleri Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı sorumluluğunda yürütülmektedir. Konuyla ilgili olarak Bakanlığımızca yürütülen çalışmalar ise, okul sosyal hizmeti projesi kapsamında çocuk koruma hizmetlerini sunmaktan sorumlu ve iş birliği yapılacak kurumlar arasında koordinasyonun sağlanması görevi 2011 yılından bu yana Bakanlığımızca yürütülmektedir. Bu amaçla Bakanlığımız koordinesinde ilgili tarafların katılımıyla yürütülen merkezî koordinasyon toplantılarında "çocukların üstün yararı" ilkesi gözetilerek ihtiyaçları ve ilgili kurumların birbirini desteklemesi yönünde kararlar alınmaktadır.

Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nda -2013-2017- yer alan okul sosyal hizmetinin 2016 yılına kadar okullarda hayata geçirilmesi yönündeki hedefinin uygulamaya geçirilmesi değerlendirilmiş, mevzuata uygunluk açısından öncelikli olarak rehberlik ve araştırma merkezlerine uygulanması, buradan okullara destek verilmesi, 2017 yılına kadar uygulamanın gerçekleştirilmesi yönünde çalışma yapılması, okullara yaygınlaştırılmasının değerlendirilmesi, okul sosyal hizmetine ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde proje hazırlanması kararı alınmış olup çalışmalar başlatılmıştır.

3'üncü soruya cevabım: 6637 sayılı Kanun'un 16'ncı maddesinde doğum yardımı düzenlenmiştir. Buna göre, Türk vatandaşlarına canlı doğan 1'inci çocuğu için 300 Türk lirası, 2'nci çocuğu için 400 Türk lirası, 3'üncü ve sonraki çocukları için 600 Türk lirası doğum yardımı yapılmaktadır. Bu yardım Türk vatandaşı olan anne veya babaya, her ikisi de Türk vatandaşıysa anneye yapılır. Doğum yardımı, Bakanlıkça belirlenen zorunlu hâllerde babaya ödenebilir. Bu yardım kapsamında, 23/05/2015 tarih ve 29364 sayılı Resmî Gazete'de yönetmelik yayımlanmış olup, uygulama esasları ve benzeri gibi unsurlar da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Yardım, başvuru esaslı olup Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il müdürlükleri ile sosyal hizmet merkezleri tarafından yürütülmektedir.

4'üncü soruya cevap: "Eğitim ailede başlar." ilkesinden hareketle, Bakanlığımız tarafından toplumun dikkatinin ailenin önemine dikkat çekilmesi, aile bireylerinin karşılaştıkları sorunları en aza indirebilmeleri ve sorunların aile odağında çözülmesine yönelik olarak Aile Eğitim Programı hazırlanmıştır. Aile Eğitim Programı, aileleri bilgilendirmeyi ve bilinçlendirerek yaşam kalitelerini artırmaya dönük önemli bir adımdır. Bu program, aile üyesi bireylerin çağın gerektirdiği temel aile yaşam becerilerine yönelik bilgi, beceri ve tutumları kapsamlı olarak edinebilmeleri için gündelik yaşamın bütününü kuşatan eğitim ve iletişim, hukuk, iktisat, medya ve sağlık alanlarında olmak üzere 26 kitaptan oluşmaktadır. Türkiye genelinde formatörlerimiz ve eğitimcilerimiz aracılığıyla halka yönelik eğitimlerimiz devam etmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının eğitim ve danışmanlık hizmetleri kapsamında geliştirmiş olduğu programlardan bir tanesi de Evlilik Öncesi Eğitim Programı'dır. Evlilik Öncesi Eğitim Programı'yla, evlilik çağına gelmiş ve aile kurmak için bir araya gelen çiftlerin evlilik hayatına hazırlanması amaçlanmaktadır. Evlilik Öncesi Eğitim Programı, sadece evlenmek üzere gelen çiftlere değil, silah altındaki er ve erbaşlara, polis okulları ve üniversitelerin son sınıf öğrencilerine de verilmektedir. Aile Eğitim Programı'nın 4 alanını içeren 21 modeli ile Evlilik Öncesi Eğitim Programı'nın dijital ortamda da aile üyelerinin İnternet üzerinden erişimlerini sağlayan uygulama da başlatılmıştır. Bu hizmet, 81 ilde Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlükleri ve sosyal hizmet merkezlerindeki uzman personel aracılığıyla boşanma öncesi danışmanlık hizmeti, boşanma sürecinde danışmanlık hizmeti ve boşanma sonrası danışmanlık hizmeti olarak da üç aşamalı olarak verilmektedir.

Onuncu Kalkınma Planı'nda yer verilen Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı'yla Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere dinamik nüfus yapısının korunması ile aile kurumunun güçlendirilmesi ve böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin artırılması amaçlanmaktadır. Program kapsamında aile refahının korunması, evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlık hizmetlerini etkinleştirmesi, sosyal yardım ve hizmetlerin aile temelli sunulması, genç nüfusun yarattığı demografik fırsat penceresinden azami derecede faydalanılması öngörülmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili Arzu Erdem'in (6/83) esas numaralı sözlü önergesinin cevabı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, bir saniye efendim.

Konuşmanızı tamamlamanız için size ek süre veriyorum efendim.

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Çocuk bakım kuruluşları ve çocuk evlerinde hizmet yapan bakım elemanlarının standartları konusunda bu görevi yapacak kişilerin sağlık meslek liselerinin hemşirelik veya acil tıp teknisyeni bölümü mezunu, kız meslek liselerinin çocuk gelişimi, çocuk gelişimi ve eğitimi, ev ekonomisi, sosyal hizmet veya dengi bölüm mezunu ile bu bölümlerin ön lisans, lisans mezunu olma şartı aranır. Ayrıca, bunların dışında herhangi bir liseden mezun olmaları veya lisans, ön lisans mezunlarından Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün programları içerisinde çocuk gelişimi ve eğitimi veya çocuk bakım elemanı modülünde yer alan çocuk bakımı konusunda eğitim almış olması şartı aranmakta ve bununla birlikte 14 Şubat 2011 tarihli (2011/2) Sayılı Çocuk Evleri Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Uygulanması Hakkında Genelge'de yer alan genelgenin 2'nci madde (c) bendinde "Bakım elemanlarına, bakıcı annelere göreve başlamasıyla birlikte oryantasyon eğitimi, temizlik, sağlık, beslenme, çocuk eğitimi, ilk yardım konularında toplam kalite yönetimi sistem dokümanları ve diğer kaynaklardan yararlanarak eğitim verilir. Altı ayda bir hizmet içi eğitime tabi tutulur." hükmü yer alırken Minimum Standartlar İzleme ve Değerlendirme Programının Uygulanmasına Dair Yönergesi 16'ncı maddesinde ise personelin hizmet içi eğitimle desteklenmesi hususu ele alınmış olup bu kapsamda ek 7 kuruluş bünyesinde hizmet içi eğitim, durum ve ihtiyaç analizi kılavuzunun kullanılması öngörülmüştür.

Söz konusu kuruluşlarımızda her türlü güvenlik önlemleri alınmakta olup mevzuat doğrultusunda güvenlik personeli istihdam edilmektedir.

2'nci soruya cevabım: Çalışan çocuk sayısının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına alınmasının uygun olacağı, ayrıca sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik koruyucu önleyici hizmetler ile ailelerine yönelik psikososyal destek ve bilinçlendirme çalışmaları, çocuk ve gençlik merkezlerince yürütülmekte olup gündüzlü çocuk ve gençlik merkezleri sosyal hizmet merkezleri bünyesinde hizmet verdiğinden Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğünce cevaplandırılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

3'üncü soruya cevabım: Ülkemizde 2015 Aralık ayı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 100, yerel yönetimlere bağlı 31 ve sivil toplum örgütlerine bağlı 4 olmak üzere toplam 135 kadın konukevi, 3.404 kapasiteyle hizmet vermektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi Aydın Milletvekili Deniz Depboylu'nun (6/93) esas numaralı sözlü soru önergesine 1'inci cevabım: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın sosyal ve kültürel dokudaki aşınmalara karşı aile yapısının ve değerlerinin korunarak gelecek nesillere sağlıklı biçimde aktarılmasını sağlamak üzere ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, aile bütünlüğünün korunması ve aile refahının artırılmasına yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, ayrıca çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmek üzere ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, çocuklara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek yükümlülükleri bulunmaktadır. Ailenin günümüzde geçirdiği büyük değişim ve karşılaştığı ağır sorunlar bilgi ve eğitim alanında yeni çalışmaları zorunlu kılmakta, ailenin çok yönlü programlar yoluyla desteklenmesini gerektirmektedir. Bu gerçekten hareketle ailelere dönük koruyucu ve önleyici bir sosyal politika hedefi olarak Bakanlığımız aile kurumuyla ilgili faaliyetleri başlarken, devam ederken, sonlandırırken olmak üzere üç başlık altında yapılandırmaktadır. Bunun içinde aileler için aile eğitim programı, evlenecek çiftlere yönelik evlilik öncesi eğitim programı, boşanma sorunu olan aileler için boşanma süreci danışmanlığı programları başlatılmıştır. Bu kapsamda, dezavantajlı aileler başta olmak üzere çeşitli sosyal kesimlere dönük sosyal hizmet çalışmaları yürütülmektedir. Ayrıca Bakanlığımız bünyesinde ilgili kamu kurumları ve STK'ların katılımını sağlayarak görüşlerini ilettiği bir dizi toplantı gerçekleştirilerek Onuncu Kalkınma Planı çerçevesinde Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı oluşturulmuştur. Bu program, gerek hedeflenen kamu politikaları gerekse doğrudan uygulamaya yönelik yapısı noktasında aile birliğinin devamını sağlamaya yöneliktir.

2'nci sorunun cevabı: Aile bireylerinin karşılaştıkları sorunları en aza indirebilmeleri ve sorunların aile odağında çözülmesine yönelik olarak Aile Eğitim Programı hazırlanmıştır. Aile Eğitim Programı, sağlıklı, mutlu ve müreffeh ailelerin oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla önleyicilik, bilgilendiricilik ve eğiticilik yönü ön planda olan ve 2009-2011 arasında hazırlanan bir programdır. Aile Eğitim Programı, yaşam döngüsü içinde aile bireylerinin karşılaşabileceği her türlü soruna cevap veren 5 temel alan, aile eğitimi ve iletişimi, iktisat, hukuk, medya, sağlık; 26 modül ve 198 üniteden oluşan modüler bir eğitim programıdır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının eğitim ve danışmanlık hizmetleri kapsamında geliştirmiş olduğu programlarından bir tanesi de Evlilik Öncesi Eğitim Programı'dır. Evlilik Öncesi Eğitim Programı'yla evlilik çağına gelmiş ve aile kurmak için bir araya gelen çiftlerin evlilik hayatına hazırlanmaları amaçlanmaktadır. Evlilik uyumunda eşlerin evlilik öncesi hazırlığının ve evlilik problemlerinin henüz ortaya çıkmadan eğitim almalarının önemi bütün dünyada bilimsel çalışmalarla da ortaya konulmaktadır.

Evlilik öncesi eğitimin ülke çapına yaygınlaştırılması amacıyla, 1 Eylül 2012 tarihinde, Bakanlığımız ile Türkiye Belediyeler Birliği arasında bir iş birliği protokolü yapılmıştır. Toplam 9 bölgede 1.453 kişinin katılımıyla eğitici eğitimleri ülke çapında tamamlanmıştır.

Evlilik Öncesi Eğitim Programı, sadece evlenmek üzere olan çiftlere değil, silah altındaki er ve erbaşlara, polis okulları ve üniversitelerin son sınıf öğrencilerine de verilmektedir.

Evliliğin kuruluş ve işleyişinde çiftlerin muhtemel sorunlarına çözüm üretebilmeleri evlilik başarısında önemli olmasından hareketle Bakanlığımıza bağlı 81 ilimizdeki Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüklerimizde ve sosyal hizmet merkezlerimizde ücretsiz olarak aile ve boşanma süreci danışmanlığı hizmetimiz sunulmaktadır. Aile içi problem yaşayan, boşanma düşüncesinde ya da boşanma sürecinde olan çiftlerin bu süreci sağlıklı yönetebilmeleri amacıyla sunulan danışmanlık hizmetine "Aile ve boşanma süreci danışmanlığı" denilmektedir. Söz konusu hizmetimiz, Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlükleri ve sosyal hizmet merkezlerimizde ücretsiz olarak halka sunulmaktadır.

Aile ve boşanma süreci danışmanlığı hizmetinin başlaması amacıyla Ankara, Burdur, İzmir, Kırıkkale ve Karabük pilot uygulama illeri olarak belirlenmiş, 2012'de yapılan pilot uygulama sonunda ilgili merkezlere başvuru ve yönlendirmeyle gelen 450 çifte uygulanan 6-20 seans danışmanlık hizmeti sonucunda yaklaşık 75, yüzde 16,6 çiftin evlilik birlikteliğini devam ettirme yönünde karar verdiği görülmüştür.

BAŞKAN - Sayın Bakan, toparlar mısınız efendim...

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI SEMA RAMAZANOĞLU (Devamla) - Peki.

3'üncü soruya cevap: Aile Eğitim Programı Evlilik Öncesi Eğitim Programı kapsamında 81 il genelinde 183 formatör, 7.188 aile eğitim eğiticisi ve 3.197 evlilik öncesi eğitim eğiticisi tarafından eğitici eğitimleri ve halk eğitimleri devam etmektedir.

4'üncü soruya cevap: Aile Eğitim Programı'mız kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının web adresinden çekilen rapora göre, 2012 yılından itibaren bugüne değin yapılan 232 eğitici eğitimi neticesinde 7.188 kişi eğitici yapılmış ve onlar tarafından yapılan 6.596 halk eğitimiyle toplam 405.419 kişiye ulaşılmıştır.

5'inci soruya cevap: Bakanlığımız tarafından yürütülen Aile Eğitim Programı Evlilik Öncesi Eğitim Programı'nın daha etkin devam edebilmesi için mevcut eğitici ve formatör sayıları artırılacak ve bu sayede daha çok kişiye ulaşacak şekilde halk eğitimleri düzenlenecektir.

Sayın Başkan, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)