GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:16.12.2015

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Diyarbakır, Suruç, Ankara katliamının tüm çıplaklığıyla açığa çıkarılmasını bence demokratik hukuk devleti olan ülkelerde herkesin desteklemesi lazım. Eğer gerçekten bir katliamın ortaya çıkmasını istemeyen kesimler varsa... Suça bulaşmış olan kesimler istemez. Yani eğer gerçekten adınız gibi ak iseniz buyurun tüm aklığıyla ortaya çıksın, gerçekten burada kim suça bulaştı, kim bulaşmadı. Ben tek bir örnek vereceğim, tek bir örnek. Siyasi parti olan AKP'nin, hukuk dışına çıkmış olan AKP iktidarının, hukukla bir ilgisi olmayan iktidarın, terör örgütleriyle iş birliği yapan iktidarın Cilvegözü dosyasını çıkarın ortaya. Dosya çekiyorum ben size, Cilvegözü dosyasını. (CHP sıralarından alkışlar) Cilvegözü dosyasında, o patlamadan önce SIM kartlarını alıp, o teröristlere teslim edip katliamı yaptıktan sonra Türkiye'den sınır dışına kaçan teröristlere ondan sonra tekrar SIM kartını teslim eden görevli kim? Bunu açıklayın arkadaşlar.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Yenimahalle'de olmasın, Yenimahalle'de?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Şimdi, yani siyasi partiyi, iktidarı bununla ilişkilendiriyorsunuz.

Değerli meslektaşım... Hukukçu meslektaşım olduğun için meslektaşım diyorum, milletvekilliği meslektaşlık değil. Bakın, Cilvegözü dosyasını çıkarın, siyasi partiyi... O dönem kim iktidardaydı? Adalet ve Kalkınma Partisi. Orada gerçekten göreceksiniz, Allah'a inandığımız gibi o belgeleri biliyoruz, orada o SIM kartlarını veren görevlilerdir değerli kardeşim. Ha, bunun bakanınızla ilgisi var mı, yok mu; sizin denetim görevinizdir. Yani, burada kasten mi yapıldı, ihmalen mi yapıldı, görev kötüye mi kullanıldı, bunlar ancak bu araştırma önergeleriyle ortaya çıkabilir. Bu araştırma önergesinin aleyhinde olmak ve netice itibarıyla bunu kapatmak ne olur, kimin işine yarar? Suç işleyenlerin işine yarar, katliam yapanların işine yarar. Burada örneklere biz devam edecek olursak...

"Büyük devlet" diyorsunuz. Allah rızası için ya, büyük devlet olan ülke Fransa ne yaptı? Paris'te katliam yapıldı, hemen IŞİD'e saldırılar düzenledi. Siz ne yaptınız? IŞİD'den korktunuz, korktunuz. IŞİD'den korktuğunuz için Rusya uçağını düşürdünüz. O bir mesajdı IŞİD'e aslında.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Moral verdiler IŞİD'e, moral!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Rusya uçağının düşürülmesindeki amaçların bir tanesi de şuydu: Bakın "Aman IŞİD, sen bize katliam yapma, bize dokunma. Bak, Rusya size saldırıda bulunuyor, ben Rusya uçağını düşürüyorum." dediniz. Ne yaptınız, sonuç ne oldu? Yani, netice itibarıyla, büyüklükle falan hiç kendinizi ölçmeyin. Fransa, IŞİD terör örgütüyle ilgili gereken cevabı verdi. "Büyük ülkeyiz." diyorsunuz. Keşke büyük ülke olabilsek. Bununla övünürüz, sizi de takdir ederiz büyük ülke olsak.

Musul Konsolosluğumuz ne durumda, kimin işgalinde? IŞİD'in işgalinde değil midir? Süleyman Şah Türbesi... Bir ülkenin namusu, haysiyeti, şerefi, o ülkenin toprağıdır. Ne yaptık biz?

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Gece kaçırdık.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Süleyman Şah Türbesi'ni, mülkiyeti Türkiye Cumhuriyeti devletinin olan yeri terk ettik, bize en yakın olan bir yere gittik.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - PYD'yle iş birliği yapıp kaçırdılar hem de, PYD'yle!

MAHMUT TANAL (Devamla) - Netice itibarıyla, biz orada işgalci konumundayız. Bir devlet işgalci olur mu? Kendi mülkiyetinde olan yeri koruyamayacaksın, "Ne fark eder? Ben sizin işte filan yerdeki yeri terk ettim, bir başka yere yerleşiyorum." Değerli arkadaşlar, geçmişte bu hadiseler olduğu zaman o ülkenin muvafakati ve rızasıyla olmuştu.

Netice itibarıyla, burada bizim amacımız, gayemiz ülkemizin gerçekten hak ettiği mertebeye yükselmesidir. Bizim amacımız, gayemiz hukuk dışına çıkmış olan siyasi iktidarı hukukun zemini ve kalıplarının içerisine çekmektir. Yani, burada, hukukun dışına çıkan bir siyasi iktidarın terör örgütlerinden farkı olmaz, çok ciddi ve samimi olarak söylüyoruz bunu. Netice itibarıyla, Ankara katliamı... Ankara katliamından önce orada barış mitingini düzenleyenler katliamdan üç gün önce niçin gözaltına alındı, sebep neydi? Bir sefer bunun açığa çıkması lazım. Ankara katliamında, orada TOMA'larla, biber gazı ve suyla saldırılması... Bu, delillerin süpürülmesi anlamında değil midir? Bu, delillerin yok edilmesi anlamında değil midir? Bu, delillerin tahrifi anlamında değil midir?

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Hepsini söyleme canım.

MAHMUT TANAL (Devamla) - Netice itibarıyla, değerli arkadaşlar, bakın, terör örgütleriyle mücadeleyi hep birlikte, buyurun, omuz omuza verelim, destek desteğe verelim. Allah rızası için, Oslo'da gidip gizli görüşme yapmadınız mı? Oslo'daki gizli görüşmeleriniz, "tape"leriniz düştüğü zaman...

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Devlet yaptı, devlet.

MAHMUT TANAL (Devamla) - ...o dönemdeki yetkilileriniz ne diyordu? "Sizin şehirlere nasıl yığınak yaptığınızı biliyoruz." Peki, Oslo'daki görüşmede sizden talep neydi? "Efendim, bu valilerinizi, üstümüze gelen Emniyet mensuplarınızı geri çekin." deniliyordu. Siz ne yaptınız? Valilere gayet rahat talimatları verdiniz, "Lütfen PKK'nın gidişini görmezlikten gelin, şehirlerin yığınak hâline getirilmesinde..."

Ya, biraz da siyasi parti disiplininizden ayrılın, vicdanen bir hesaplaşın kendinizle; o dönem görmezlikten gelindi mi, gelinmedi mi? Peki, teröre yardım ve yataklıktan dolayı, bunu görmezlikten gelmekten dolayı günün birinde o dönemin bakanlarının, Emniyet müdürlerinin, valilerinin yargılanmayacağını mı zannediyorsunuz? Arkadaşlar, suçlu ne kadar kaçarsa kaçsın mutlaka iz bırakır. Ve gerçekten, bu dönem burada, netice itibarıyla, mesela Suruç'taki katliamdan, Ankara'daki katliamdan Diyarbakır'ı, Reyhanlı'yı, Cilvegözü'nü tutun...

Şu anda Türkiye'nin terörle mücadelede göz bebeği neresidir? İstihbarat örgütleridir. Ankara istihbarat örgütü, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ankara istihbarat örgütü şu anda Hasdal Cezaevinde, İstanbul Hasdal Cezaevinde; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Adana istihbarat örgütü mensupları İstanbul Hasdal Cezaevinde; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Hatay istihbarat örgütleri şu anda Hasdal Cezaevinde. Peki, bu istihbarat örgütlerini siz niçin cezaevine tıktınız, sebep neydi? Bunlar cezaevine alındıktan sonra gayet rahat terör örgütleri bölgede cirit atıyor.

O bölgede ne deniliyor IŞİD'e? "Gündüz külahlı, gece silahlı." deniliyor. E, bunlar kimin sayesinde oldu arkadaşlar? Gerçekten ortada bir zafiyet var, ortada görevi kötüye kullanma var, ortada bilerek ve isteyerek IŞİD terör örgütüne bir destek var değerli arkadaşlar. Yani, bunu siz ne kadar kapatmaya çalışsanız da mümkün değil. Mesela MİT tırlarıyla ilgili değerli arkadaşımız bahsetti, MİT tırlarıyla ilgili devlet suç işlemez, devlet suç işlememelidir. "MİT tırları içerisinde yardım vardı..." E, külliyen yalan, yardım yoktu; hepsi silahtı, mühimmattı. Devlet işlediği suçu devlet sırrı olarak kapatamaz, devletin suç işleme özgürlüğü yoktur. O tırların içerisinde insan cesetleri olsaydı "Bu, devlet sırrıdır, bunun üstüne bakılmaz, bunun böyle geçmesi gerekir." mi diyecektik biz? Dünyanın hiçbir ülkesinde suç, devlet sırrı kabul edilmemiştir. Eğer biz suçu devlet sırrı kabul edebilirsek o zaman faili meçhul cinayetlerin tamamına "devlet sırrı" denilecek ve o şekilde kapatılacak.

Bakın, şu anda ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sokağa çıkma yasağı var. Sokağa çıkma yasağı... Bana "Gerekli güvenlik tedbirlerini alır." demeyin. Anayasa'nın 15'inci maddesi "Bu insan hakları ihlali ancak olağanüstü dönemlerde kanunla düzenlenebilir." diyor, 13'üncü madde de "Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamaz." diyor. İçinizde kaç tane hukukçu var, Allah rızası için biriniz gelin "Ya, valiye ve kaymakama şu yetki verilmiştir." deyin, ben bugün milletvekilliğinden istifa edeyim, açık ve net. Ve bu valiler... Geçmişte nasıl Zekeriya Öz'e zırhlı araçlar verdiniz, nasıl o dönem kumpasları kurdunuz, bugün de aynı şekilde o valilerle bu kumpasları kuruyorsunuz, bu kaymakamlarla bu kumpasları kuruyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu kaymakamlar ve valiler... Nasıl Zekeriya Öz yurt dışına kaçtıysa günün birinde bunlar da bu hesabı vermek zorunda.

BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Vali değil onlar, parti militanı, ne valisi? Öyle vali mi olur?

MAHMUT TANAL (Devamla) - Devletin suç işleme özgürlüğü yok. Valilerin, bir siyasi partinin, bir iktidarın il başkanı gibi görev yapma hakkı da yok.

AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Sizin CHP'de var o, CHP tarihinde var.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - İl başkanlarınızı nasıl idare ettiğinizi...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Torunları sizde milletvekili, torunları... Torunları sizde milletvekili arkadaşlar, tek parti dönemine laf etmeyin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Bu devlet, netice itibarıyla hukukun içerisinde kalmak zorunda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Bilgisi olan, fikri olan, zikri olan, sayın grup başkan vekiliniz gibi söz alırsınız, gelirsiniz burada konuşursunuz.

Saygılarımı sunuyorum.