| Konu: | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 17.12.2015 |
SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 2'nci maddesiyle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, size de tekrar hayırlı uğurlu olsun diyorum.
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; konuşmama başlarken önce bu yüce Mecliste görev yapan siz değerli milletvekillerinin bildiği gerçekleri hatırlatmakla başlamak istiyorum. Haziran 2015 seçimlerinden sonra halkın hür iradesinin sonuçları AKP iktidarının ve Sayın Cumhurbaşkanının hoşuna gitmemiştir. AKP Hükûmeti ve Sayın Cumhurbaşkanı iktidarı kaybetmiş olmanın kâbusuyla ekonomik koşulların tüm yetersizliğine rağmen ülkeyi yeni bir seçime sürüklemiştir. Hazirandan bugüne kadar yaşanılan bu süreç sonucunda Türkiye bir geçici bütçe yapmak zorunda kalmıştır. İşte, bu bütçenin görüşmelerini gerçekleştiriyoruz şu anda.
Değerli milletvekilleri, bütçe yapılmasının amacı, eğer ülkenin kaynaklarının ve gelirinin hakkaniyetli dağıtımıysa, bu bütçenin herhangi bir denetleme mekanizması işletilmeden yapılmasını yüce Meclisin takdirine bırakıyorum.
Sayın Bakan Komisyonda sunuş konuşmasını yaparken Türkiye ekonomisini değerlendirmiş, kişi başına millî geliri 3 kata yakın artırdıklarını, ülkemizin refah düzeyini yükselttiklerini, gelir dağılımını iyileştirdiklerini, yoksulluğu azalttıklarını söylemişlerdir. Sanıyorum Sayın Bakan başka bir Türkiye'de yaşamaktadır ya da içinde bulunduğumuz gerçekleri değil, olmasını istediklerini anlatmıştır. On üç yılda Türkiye'nin ekonomide, demokraside, insan haklarında, eğitimde geldiği durum ve gerçekler bambaşkadır.
Resmî işsizlik oranı yüzde 10,3'tür, işsiz sayısıysa 3 milyon 103 bindir; gerçek rakamlar bunlardır. Umutsuzluktan iş aramaktan vazgeçenlerle birlikte işsizlik oranı yüzde 18,4'tür. İşsiz sayısı 5 milyon 779 bine çıkmıştır; her 3 gençten 1'i işsizdir.
Yoksul sayısı 20 milyonu aşmıştır. Yardımlarla yaşamaya muhtaç milyonlarca aile yaratılmıştır.
Büyüme hızı da 2,9'a düşmüştür.
Tarım ihracatçısı Türkiye, AKP iktidarıyla tarım ithalatçısı hâline gelmiştir. Dünya gıda fiyatları düşmüştür, Türkiye'de artmıştır. On iki yıllık ihmal ve yanlış politikalar hem üreticiyi hem tüketiciyi perişan etmiştir.
Hayvancılık can çekişmektedir. Son göstergelere göre kişi başına düşen millî gelir de 9 bin doların altına düşmüştür.
Kısacası, Sayın Bakanın söylediği iyi bir ekonomiden bahsetmek mümkün değildir. Türkiye ekonomisi bir enkaza doğru sürüklenmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben asıl olarak konuşmamda günlük hayatımızda karşılaştığımız çoğu sorunun çözüm merkezi ve halkımızın hizmetle buluştuğu ilk kapılardan biri olan yerel yönetimler üzerinde durmak istiyorum.
Sağlığımızdan yaşadığımız çevrenin gelişmesine, içtiğimiz sudan ödediğimiz vergilere kadar birinci derecede muhatap belediyelerdir. Yerel bazda karşılaştığımız tüm sorunların çözüm yeri de belediyelerdir. Halka hizmet götürme noktasında yapılacak yatırımların uygulayıcısı konumundaki yerel yönetimler bu nedenle büyük bir önem arz etmektedir.
AKP hükûmetleri yerel yönetim kanunlarında önemli değişiklikler yapmıştır. Anayasa'ya aykırı olan bu değişikliklere biraz değinmek istiyorum.
İl özel idareleri, köyler ve belde belediyeleri anayasal temeli düşünülmeden kapatılmış ve kaldırılmıştır. İlçe belediyeleri, büyükşehir ilçe belediyesi hâline dönüştürülmüştür. Oysa Anayasa özel yönetim biçimlerinin kurulmasına büyük iller için değil, ancak büyük yerleşim merkezleri için izin vermiştir. Birbirinden 80-90 kilometre uzakta olan yerleşim yerlerinin yerleşim merkezi oldukları söylenemez. Kaldı ki nüfusu 100 bini bile aşmayan il merkezlerinin birer büyük yerleşim merkezi oldukları da iddia edilemez.
5393 sayılı Kanun'un uygulanabilirliği sağlanmamışken yeni bir modelle iller büyükşehir yapılmıştır. Bildiğiniz gibi, iki başlı bir yönetim söz konusudur belediyelerde ve bu da halkımızın hizmet alması noktasında maalesef hizmetten uzakta kalması ve hizmete ulaşamaması gibi sorunları doğurmaktadır.
Dünyadaki belediye sayısı her bir ülkede 5 binin, 10 binin üzerindeyken maalesef ülkemizdeki 3.300 belediye 1.397'ye düşmüştür. Vatandaş hangi belediyeden hizmet alacağı konusunda kararsız kalmıştır. Ayrıca, vergi toplamada ve topladığı vergiyi vatandaşımıza hizmet olarak sunma noktasında da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYİT TORUN (Devamla) - ...ilçe ve il belediyeleri arasında, büyükşehir belediyeleri arasında büyük bir karmaşıklık söz konusudur.
Aslında, büyükşehir konusunda konuşulacak çok şey var ama süremiz yeterli değil ama şunu söylemek istiyorum: Bugün yerel yönetimler iki başlı yönetilmektedir ve vatandaşlarımız hizmet almakta ciddi sorun yaşamaktadır. Birbirine sınır 2 ilde farklı uygulamalar yapılmaktadır.
Hepinize çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)