GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:17.12.2015

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

26'ncı Dönemin Türk milletine ve dünya insanlığına faydalı olmasını temenni ediyorum.

Değerli milletvekilleri, saat 14.00'ten bu tarafa yapmış olduğumuz çalışmaları dikkatle takip ediyorum ama ne yazık ki etnisite üzerinden ve kimlikler üzerinden bir kayıkçı kavgası yaşanıyor. Bursa Valiliği yaptığı dönemde Ahmed Vefik Paşa bir gün tebdili kıyafetle Bursa'yı teftişe çıkar ve esnafla oturur. Oturduktan sonra der ki: "Gelin bir tanışalım." Birisi gelir der ki: "Ben Ermeni'yim." Diğeri gelir der ki: "Ben Rum'um." Öbürkü gelir "Ben Arnavut'um." der. Daha sonra köşede oturan bir vatandaş kısık sesle "Ben de Türk'üm." der. Ahmed Vefik Paşa der ki: "Peki, niye kısık sesle söyledin? Ben Bursa'nın Valisiyim, niye kısık sesle söyledin?"

Değerli milletvekilleri, Sayın Başkanım; Türkiye Cumhuriyeti devleti, Osmanlı'nın çöküş döneminde Ahmet Vefik Paşa'nın yaşadığı günleri mi yaşıyor? Kürsüye her çıkan elhamdülillah Kürt, kürdistan, Kürt illeri, Roman, Arnavut! Hepimizin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ferdi olmaktan gurur duymamız lazım, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olmaktan gurur duymamız lazım. Bu ülkede yaşayan insanların her birini ayrıştırırsak bu ülkeyi geleceğe taşıyamayız. Geleceğe taşımamız için el birliğiyle hareket etmemiz lazım. Kim kimlikler üzerinden siyaset yapıyorsa, kim kandan ve göz yaşından besleniyorsa ona lanet olsun. Bu ülkede -bugün benim doğum günüm, 17 Aralık- doğum günümü söylemeye utanıyorum, doğum günümü söylemeye utanıyorum değerli arkadaşlar.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Utanma güzel bir gün, doğum günün kutlu olsun, doğum günün kutlu olsun. Doğum gününü kutluyoruz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Bugün ben güzel şeyler konuşmak isterdim. On üç yıldır ülkeyi tek başına yöneten bir Hükûmetin bugün Türkiye'de güzel şeyler konuşmasını isterdim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim efendim.

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Sayın Bakan burada, Sayın Millî Eğitim Bakanı burada. Ben her şeyi hep açıklıkla konuşuyorum. 7 Haziranla 1 Kasım arasında Bayburt'ta Sayın Bakan geçici kadroyla kaç tane insanı işe aldı? Millî Eğitim Bakanı 7 Haziranla 1 Kasımla arasındaki süreçte kaç tane insana kadro verdi? Seçim yatırımı mı yapıldı? Gerçekten 2 tane hademe çalıştıran okullara 6 tane hademe gönderme ihtiyacı mı hasıl oldu değerli arkadaşlar?

Onun için, Türkiye'de yaşanan olayları hepimiz görüyoruz, hepimiz izliyoruz, hepimizin daha sorumlu davranması lazım. Hepimiz bu ülkenin bir ferdiyiz. Benim gönlüm isterdi ki 1 tane AKP milletvekili kürsüye çıksın ve şunları söylesin: "Ayakkabı kutularının içerisinde legal para olmaz." desin değerli arkadaşlar. "Valizlerin içerisinde legal para olmaz." desin. "750 bin liralık saatin parası otel odasında parşömen kâğıdına yazılarak ödenmez." desin.

Ekonomi Bakanının sorumluluğu vardır, Maliye Bakanının sorumluluğu vardır, bu paraları kayıt altına almak zorundadır. "Kumpas" dendi, "Telefon dinlendi.", hepsine katılıyorum, hepsinin doğru olduğunu kabul ediyorum, empati yapıyorum. Hepsi doğru da değerli arkadaşlar, paraları polislerin koyduğu söylendi, peki bu paralar niye polislere iade edilmedi? Bu paraların faiziyle beraber kimlere iade edildiğini herkes biliyor.

Onun için, Türkiye'nin kaybedecek zamanı olmadığını düşünüyorum. Yüce Meclisin de daha verimli çalışmasına, daha üretken olmasına... Kaybedilen zamanın Türkiye'nin aleyhine olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin birinci önceliği terörü çözmektir, terörün kökünü kazımaktır. Türkiye'de terör çözülmeden ne işsizlik ne ekonomi ne sosyal adalet çözülemeyecektir. On üç yıldır "Türkiye büyüyor, istikrar sürüyor." denildi. 1960 yılında Mardin'in Savur ilçesinin bir köyünde okuyup bugün kimya dalında Nobel Ödülü alan Aziz Sancar'ın yaşadığı bölgeye bugün öğretmen gönderemiyoruz değerli hemşehrilerim. Sayın milletvekilleri, öğretmen gönderemiyoruz. O bölgede...

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - MHP'yi de gönderemiyoruz!

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Siz de gidemiyorsunuz bugün. Geçmişte "Sivas'ın ötesine MHP gidemiyor." diyordunuz, bugün siz de gidemiyorsunuz.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Her yerde varız biz.

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Gelinen nokta bu.

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Mardin'de milletvekilimiz var bizim.

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Onun için Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi "Bu ülkenin ne 1 tane insanından ne 1 metrekare toprağından vazgeçmeyeceğiz. Hepsini kucaklayacağız."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HALİS DALKILIÇ (İstanbul) - Mardin milletvekilimiz var bizim.

BAKİ ŞİMŞEK (Devamla) - Ben Mersin'de yaşıyorum. Doğulu kardeşlerimle iç içe yaşıyorum. Onların cenazeleri sebebiyle memleketlerine gidemediklerinde nasıl acı çektiklerini hissediyorum. Yalnız, onların da 15 yaşındaki çocukların ellerine molotof vererek, silah vererek askere, polise kurşun sıktırmalarını, bunu kınamamalarını eleştiriyorum buradan.

Onun için, ben Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir milletvekili olarak, Milliyetçi Hareket Partisinin bir üyesi olarak, bu ülkenin yararına olan her olayda Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek olacağımızı, yanlış olan her şeyin de karşısında olacağımızı belirtiyorum ve sormuş olduğumuz, özellikle Bayburt ve Mersin'le ilgili sorulara da, ne kadar geçici işçi alındığı konusundaki sorulara da Sayın Bakanımızın cevap vermesini istiyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)