| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 22.12.2015 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, öncelikle, yeni görevinizde sizi kutluyorum. Siz sadece Kürt kadınlarının değil bütün kadınların vicdanı olarak bu kürsüdesiniz. Yıllarca sizinle Galatasaray Meydanı'nda Cumartesi Anneleri'yle beraber olduk. Bu vicdani tutumunuzu Meclis Başkan Vekilliğinde de sürdüreceğinizi biliyorum, başarılar diliyorum.
Ayrıca, yurttaşlarımızın kandilini de kutluyorum, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce... Yani burada, gerçekten de bilmediğiniz kadar Parlamento izleniyor, bilmediğiniz kadar, saniye saniye ama bu konuşmalar yurttaşlarımızı yaralıyor gerçekten. Büyük insani dramlar yaşanıyor, tahmin etmediğiniz, bilmediğiniz kadar büyük insani dramlar yaşanıyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, 7 kentin 18 ilçesinde 54 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi, 200 günden fazla sokağa çıkma yasağı ilan edildi, 211 gün bugün itibarıyla. Cizre'de bugün 9'uncu gün, Silopi'de 9'uncu gün, Nusaybin'de 9'uncu gün, Dargeçit'te 12'nci gün, Sur'da değerli arkadaşlar, Sur ilçesinde, bugün tam 21 gündür sokağa çıkma yasağı var, 21 gün değerli arkadaşlar. Sur, Diyarbakır'ın, bölgenin merkezi, kalbi, her şeyi neredeyse, ticari merkezi, tarihî merkezi, 21 gündür 5,5 kilometrekarelik alanda sokağa çıkma yasağı var ve insanlar özgürlüklerinden yoksun. Bunu burada izah eden, bunu anlayan, bu insani dramı anlayan birisi var mı acaba, yani gerçekten? İnsani olarak neredeyiz, insani olarak?
Dün ben Diyarbakır'daydım. Biraz sonra Sayın Bakana oradaki esnafın, yurttaşların taleplerini ileteceğim. Kulağımızın üstüne yatıyoruz değerli arkadaşlar. Nasıl bu konuya geldik, nasıl bu duruma geldik? Hiç kendimizi gözden geçiriyor muyuz gerçekten?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Bir CHP'yi gözden geçirelim ya.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Geçiriyor muyuz değerli arkadaşlar?
Değerli arkadaşlar...
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Nasıl bu duruma geldi? Seksen senedir bu duruma nasıl geldi?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bak, terbiyesizlik yapma, terbiyesizlik yapma!
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - El sallama, el sallama bana.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Terbiyesizlik yapma, terbiyesizlik yapma!
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - El sallama öyle! Pişkin pişkin konuşuyorsun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Geçen gün de aynı terbiyesizliği yaptın. Geçen gün de aynı terbiyesizliği yaptın, tamam mı?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Pişkin pişkin konuşma, sensin terbiyesiz!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Utanmaz!
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen siz Genel Kurula hitap ediniz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, işte, bakın, durum bu. Adalet ve Kalkınma Partisini izah eden tablo bu. Anlamayan, insani bir duruştan anlamayan tablo bu. Kürsüdeki vekile laf atan, insanların ölümüyle dalga geçen ve gülen anlayış bu değerli arkadaşlar. İnsani bir durumdan söz ediyorum ben, insani, sadece insani.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Kürsüde hakaret ediyorsun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Nasıl izah edeceksiniz değerli arkadaşlar bu durumu? Birisi, bir hukukçunuz çıksın, uygulanan bu durumun Anayasa'ya, Mahalli İdareler Yasası'na uygun olduğunu bana bir izah etsin gerçekten. Çok değerli hukukçular var, desinler ki: "Yirmi bir günlük sokağa çıkma yasağı Mahalli İdareler Yasası'nın şu maddesine göre Anayasa'ya uygundur." Elimizi vicdanımıza koyalım. İnsanlar bizi dinliyorlar gerçekten.
Evet, Türkiye'nin Kürt meselesini AKP icat etmedi, etmedi icat ama bu noktaya getiren sizlersiniz, sizin politikalarınızdır, siz bu noktaya getirdiniz, bu ölümlerden sorumlu sizlersiniz, sizin politikalarınızdır, böyledir.
Bakın, değerli arkadaşlar, çok şey var söyleyecek. Ben, sözü -beni günde bin kişi arıyor değerli arkadaşlar- Silopi'den bir yurttaşa vereceğim, o sizlerle konuşsun.
(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmesi)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Alo! Dinliyor musun Yusuf bizi? Bak, hitap eder misin sana zahmet, hitap eder misin. (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Şov yapma, şov! Şov yapma!
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Aşağı tut Sezgin Bey, aşağı tut.
LEVENT GÖK (Ankara) - Sezgin Bey, mikrofonu aşağı tut.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Devam, devam.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkanım, böyle bir usul yok. Kürsüde çıkar, hatip konuşur. Böyle bir usul yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dinleyin, dinleyin! Dinleyin, bakın, dinleyin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkanım, mâni olun lütfen.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ben bu duyguyla anlatamam.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Böyle bir usul yok. Sayın Başkanım, lütfen müdahale edin.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, İç Tüzük'ümüzde ve teamüllerimizde böyle bir uygulama yoktur.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ben bu duyguyla anlatamam. Yurttaşın sesini dinleyin. Ben bu duyguyla anlatamam. (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Böyle bir usul yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dinleyin arkadaşlar, dinleyin.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, dinleyin, dinleyin, bir dakika dinleyin.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bir dakika tahammülünüz yok, bir dakika tahammülünüz yok. İnsanların hangi dramı yaşadığını, hangi insani dramı yaşadığını...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Vatandaşı dinlemeye tahammülleri yok.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Hayır, tahammül meselesi değil, böyle bir usul yok.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Şov yapma! Şov yapma!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, dünden beri...
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkanım, lütfen müdahale edin, lütfen...
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, kürsüden sayın milletvekillerinin Genel Kurula hitap ederek konuşma yapması gerekmektedir.
LEVENT GÖK (Ankara) - Siz hitap edin artık Sezgin Bey.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sayın Başkan, usulü biliyorum, usulü biliyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - İç Tüzük'ümüzde ve teamüllerimizde böyle bir uygulama bulunmamaktadır.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - O zaman böyle birden çok bağlantı yaparız. Böyle bir usul yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Var, böyle bir usul de var. Çünkü dinlemiyorsunuz, yurttaşları dinlemiyorsunuz, hiç kimseyi dinlemiyorsunuz, hiç kimseyi. (AK PARTİ sıralarından "Rusya'dan bağlanmışsındır." sesi)
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Şov yapma, şov!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Utanmazlık yapmayın! Utanmazlık yapmayın! (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Hakaret etme!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Haddinizi bilin!
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Sabahtan beri hakaret ediyorsun!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Haddinizi bilin! Haddinizi bilin, tamam mı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu dille mi çözeceksin?
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, gerçekten, dün, ateş altında Diyarbakır Ticaret Odasına gittim, ateş altında; ateşlerin altında gittim, silah sesleri altında gittim değerli arkadaşlar. Bir Diyarbakırlı olarak son derece, son derece üzgünüm bu noktaya geldiği için ve burada konuşulamadığı için. Sonra Sur esnafıyla görüştüm, inisiyatif almışlar, bin esnaf bir araya gelmiş, 20 kişilik bir komite kurmuşlar, Diyarbakır Mali Müşavirler Odasında kendilerini dinledim değerli arkadaşlar.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Partini değiştir, partini değiştir.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Sonra Diyarbakır Barosuna gittim, Diyarbakır Barosunda arkadaşlarımı dinledim.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Partini değiştir. HDP'den ol, HDP'den.
BAŞKAN - Lütfen hatibi dinleyelim sayın vekiller.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Terbiyesizsiniz ya, hakikaten terbiyesizsiniz ya! Gerçekten terbiyesizsiniz ya, hakikaten terbiyesizsiniz ya, gerçekten ya! (AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bütün hepsini dinledim, raporları burada değerli arkadaşlar.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Bir de hukukçusun, sabahtan beri hakaret ediyorsun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Tahammülsüz, kimseyi dinlemeyen, tahammül edemeyen... Bana bile tahammül edemiyorsanız müstahaksınız her şeye!
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Hakaret ediyorsun, sen hakaret ediyorsun, sen hukukçusun bir de.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bana bile tahammül edemiyorsanız bu kürsüde, müstahaksınız!
BAŞKAN - Lütfen sözlerinize dikkat edin Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, dinledim tümünü. Bakın, talepleri burada ama tek talepleri var her şeyden önce: "Bizim, tamam, ekonomimiz bozuldu, bir sürü zarara uğradık, zarara uğramaya devam ediyoruz ama bizim meselemiz öncelikle Türkiye'nin Kürt meselesinin çözülmesidir, önceliğimiz budur."
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu dille mi çözeceksin?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - "Evet, zarara uğradık, zarara uğramaya devam ediyoruz, bir sürü insani dram yaşanıyor ama ilk önce siz bu meseleyi çözün." O nedenle söylüyoruz.
Evet, hendekle çözülmez Türkiye'nin Kürt meselesi, barikatla çözülmez ama tankla, topla da çözülmez. Üçüncü bir yol mümkündür, o da bu Parlamentodur. İşte, bunda yoksunuz, bunda. Geçtiğimiz dönem verdiğimiz hangi yasa teklifine evet dediniz, bir adıma niye evet demediniz? Şimdi, hâlen karşısındasınız, hâlen. Gelin, başlayalım burada diyoruz ya. Onlara bir inanç yaratalım, "Başka bir yol mümkündür." diyelim bu arkadaşlarımıza, dostlarımıza, bizi dinleyenlere.
Yirmi bir gündür Diyarbakır'da, dokuz gündür Silopi'de, Cizre'de, on dört gündür Dargeçit'te yaşayan insanlara bir tek bir şey söyleyelim ya: "Biz sizin yanınızdayız." Yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu vazgeçilmişlik duygusu yaşıyorlar.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Siz PKK'ya bir şey söyleyin o kürsüden.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bizden bu devlet vazgeçmiş duygusu yaşıyorlar. Bunlara iyi bir şey verelim. Bir tane bakanınız yirmi gündür Diyarbakır'a gitti mi, bir bakan, bir tek bakan? Gidenler askerler sadece.
Bakın, ilkokulda modern matematik kümelerle başlar, ortaokulda kümelerle başlar, lisede kümelerle başlar.
OKTAY ÇANAK (Ordu) - Ya bir de PKK'ya söyle kardeşim, PKK'ya söyle bir de. PKK'ya da bir şey söyle, PKK'ya da söyle.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dön dolaş aynı kümeleri oku, sar başa kümeler. Otuz yıl sonra geldiğimiz nokta, yeniden savaş, yeniden güvenlik politikaları. Ne zaman konuşacağız? Nerede konuşacağız? Nasıl yapacağız bütün bu meseleleri?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Silahla konuşulmaz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, o nedenle, bakın, yol yanlış. Bu yol Türkiye'yi yıkıma götürüyor, bu yol Türkiye'yi başka bir yol ayrımına götürüyor. Bu kürsüde ben üzerime düşeni söylüyorum, söylemeye devam edeceğim sorumluluğumla ama sizler de kulağınızı açın.
FARUK ÖZLÜ (Düzce) - PKK'ya da söyle!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu Parlamentoda oluşturabileceğimiz mekanizmalar var, o mekanizmaları oluşturmaya çalışalım.
FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Günaydın!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - 2013'te önerdiğimiz yönteme "Hayır." dediniz. Biz hep şunu söyledik: "Evet, siyasette ve çözümde aktörlerin rolü önemlidir ama aktörlerle olmaz. O nedenle, Parlamento hukuku çerçevesinde bir mekanizma başlatalım." dedik. "Yok." dediniz. Geçen hafta itibarıyla bir daha verdik. Gelin, başlayalım bir yerden. "Bizim önerdiğimiz yöntem bu sorunu çözer." demiyoruz ama bir yol açar, yurttaşlarımıza bir inanç veririz, bir güven veririz. Evet, bu Parlamento artık birbirini dinliyor bu sorun konusunda ama kavga ediyoruz. Bana bile tahammülünüz yok ya, bana bile yok!
SALİH CORA (Trabzon) - Ya "terbiyesiz" diyorsun!
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Milletvekillerine "terbiyesiz" diyorsun terbiyesiz herif! İki saattir dinliyoruz seni!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadşalar bakın, bir sürü insani dram yaşanıyor, 200 binden fazla yurttaşımız kendi topraklarında mülteci oldu, sığınmacı oldu. 54 çocuk öldü, 54 çocuk, bu dönem içerisinde. 191 sivil ölüm var, 191. Bu sokağa çıkma yasakları döneminde 191 insan öldü. 400'e yakın insan, asker, polis yaşamını yitirdi, şehit edildi. Bunlara sessiz mi kalacak bu Parlamento, sessiz mi kalacağız?
FARUK ÖZLÜ (Düzce) - Bunları PKK'ya söyle.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Dolayısıyla, burada Hükûmetin uyguladığı yol dışında başka yol, başka mekanizma, başka yöntemleri bulabilmeliyiz, bir araya gelebilmeliyiz.
Benim sözlerim bu kadar. Umarım dediklerimden bir şey çıkarmışsınızdır. Umarım...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu dille bir şey olmaz Sayın Başkan.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)