| Konu: | Meclis Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanının 17-25 Aralık süreciyle ilgili verilen Meclis araştırması önergesiyle ilgili görüşlerini ifade ettiği için görevden alınmasının yanlış olduğuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.12.2015 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Aslında biraz sonra tabii bu konuda büyük bir tartışmaya gireceğimiz açık ama özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu milletvekili arkadaşlarımızın da dinlemesini, diğer partilerin de bunu dinlemesini istirham ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bizler daha geçen hafta, 17-25 Aralık süreciyle ilgili bir araştırma önergesi verdik, bu araştırma önergemizi Meclis Başkanı "yolsuzluk" ifadeleri, "hâkim ve savcıların sürülmesi" ifadeleri yer aldığı için kaba ve yaralayıcı sözle, Anayasa'nın 138'inci maddelerine yargı yetkisini kullanmayla ilgili iddiadan dolayı iade etti; onun üzerine bir tartışma oldu.
Şimdi, buradaki bütün kamu görevlileri, herkes, hiç kimse bunların siyasi görüşlerini bilmez ama Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği bu önergeyi iade ederken, Kanunlar Kararlardaki tecrübeli bir müdürün, bir kimsenin ne olduğunu bile bilmediğimiz, hepimizin karşı karşıya kaldığı ve onun uzmanlığına saygı gösterdiğimiz birisi "Bunun iade edilmesi doğru değildir, bu gerekçeleri sağlamıyor." dediği için görevden alınıyor. Bu nasıl bir zulümdür ya? Buradaki bir arkadaşın bizim önergemiz ya da sizin önergenizle ilgili bir görüş ifade ettiği için görevden alınması vicdana sığar mı? Bu nasıl vicdansızlıktır? Ali kıran baş kesen misin sen? Benim grubumun önergesi üzerinde hukuki olarak İç Tüzük ve Anayasa uyarınca görüşünü ifade ediyor; bu görüşünü ifade ettiği için görevden alıyor ya! Ne olacak, kavaslardan bir şey istediğimiz zaman getirdiği zaman da onları da mı görevden alacaksın? Benim bir önergemden dolayı bir insanın geleceğinden alıkonulması vicdanımı yaraladı be! Böyle bir rezalet olur mu arkadaşlar? Bununla ilgili Adalet ve Kalkınma Partisi dâhil olmak üzere içeride yaptığımız birçok şeyde zaman zaman bu görevliler farklı görüşler ifade edebiliyor. Biz de kızabiliyoruz. Gittik mi birilerine, "Bunu görevden al." dedik mi? Ama bu kadar insafsızlık olmaz ya! Yazıklar olsun! Bütün milletime şikâyet ediyorum. Ben şimdi bir önerge getirdim, burada bulunan Kanunlar ve Kararlarda oturan insanlar Anayasa ve İç Tüzük uyarınca kendi uzmanlıklarıyla mı görüş ifade edecekler yoksa iktidar ve muhalefet denklemi açısından mı meseleye bakacaklar? Böyle Parlamento yürütülmez, böyle Parlamento yönetilmez.
O bakımdan, Kanunlar ve Kararlarda yetişen herkes... İtirazımız olabilir, bütün bunları söyleyebiliriz ama biz, onların hukuk ve İç Tüzük çerçevesinde, Meclis teamülleri çerçevesinde görüşlerini ifade etme özgürlüğüne ve uzmanlığa sahip olduklarına inanmak istiyoruz.
Şimdi gazetelere de düştü, ne olacak? Kime güveneceğiz? Neymiş? Efendim, işte "Bu süre içerisinde hâkim ve savcılar...Bu, yargı yetkisine müdahale..." Bunun neresi müdahale? "Yolsuzluk batağına saplanmıştır... Kaba ve yara..." Onu koluna 800 milyarlık saati takan, milyon dolarlık rüşvetleri alan bakanlara söyleyeceksin sen. Ama gerçekten vicdanım sızladı ya, bir insanın bu kadar yıldır emekle geldiği bir noktadan sırf "MHP'nin önergesinin geri gönderilmesi İç Tüzük ve Anayasa çerçevesinde uygun değildir." diyerek objektif görüşünü ifade etti diye birisi alıyorsa biz hangi önergeyi vereceğiz ya da bizim önergemiz üzerinde hangi kamu görevlisi, objektif mahiyette, bulunduğu makamın saygınlığını ve uzmanlığını dikkate alarak görüş ifade edebilecek ve bunu dün Sayın Başkana ilettim, yanlış olduğunu ifade ettim, haksızlık olduğunu ifade ettim. Sayın Başkanla yaptığımız görüşmenin detayını burada açıklamak istemiyorum, ama değerli milletvekilleri, bu insanlar bizimle beraber uzman olmadı, bizim dönemimizde olmadı. Şimdi kime el atarsak... Berbere gitsek berberi de mi alacaksınız görevden? Ne yapacaksınız ya? Ne yapacaksınız Sayın Kahraman? Birlik Vakfı Başkanı olarak adaletten bahsediyorsun, bahsettin, biliyoruz ama bugün elinize gücü geçirdiğiniz zaman o insanı acımasızca kullanmak, ya bu kadar...
Bunların hepsi gelip geçici ya. Burada kavas olan arkadaşların hepsinin kadroya alınmasıyla ilgili bütün gruplar dedik ki: "Alalım." Bizimle ilgili değil ya "Burada bize hizmet ediyorlar, kadirşinas olalım, kıymetlerini bilelim, sorunlarını çözelim." dedik. Ama Milliyetçi Hareket Partisinin bir önergesinin İç Tüzük çerçevesinde iade edilmesiyle ilgili görüşünü ifade etti diye müdürlükten alınıyor ve siyasi amaçlı bu yaklaşım tarzı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kanunlar ve Kararların uzmanlığına ve parlamenter demokrasinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarına bir darbedir.
Biraz sonra tekrar bu konu gündeme gelecek, yine bir araştırma önergemiz, bugün verdiğimiz araştırma, birazdan bunu da tartışacağız, bu da iade ediliyor; "AKP hükûmetlerinde rüşvet ve yolsuzluk batağına saplandığına ilişkin ifadeler, kaba ve yaralayıcı..." Arkadaşlar "iddialar" diyoruz. O bakımdan, yani bilmiyorum, hukuk, hakkaniyet, liyakat, ehliyet nerede olacak ama ben bunu vicdansızca bir girişim olarak nitelendiriyorum ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna yapılmış bir hakaret, bir yok sayma olayı olarak da değerlendirdiğimi ifade etmek istiyorum.
Bunun için bundan sonra Kanunlar Kararlarda olan hiç kimse, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna gelmesin, aman, ne olur ne olmaz! Bilgi istedik, araştırma müdürleri, sakın ola ki bizim taleplerimize cevap vermeyin, olur ya "Olur mu canım, ne diye bunlara mı çalışıyorsun sen?" diye sizi görevden alabilirler arkadaşlar. Bizim yüzümüzden ekmeğinizden olmayın, çoluk çocuğunuza götürdüğünüz rızıktan olmayın. Kavas arkadaşlar, sizler de, biz kendi işimizi yaparız, ne olur ne olmaz... Olur ya Sakarya Valisini getirirler kavas olarak yaparlar, öyle yaparlar.
Teşekkür ederim.