GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:19
Tarih:24.12.2015

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başta, görüşülmekte olan tasarının 5'inci maddesinin metinden çıkarılması gerekiyor. Nedeni de: Plan Bütçede ele alınması gereken bir madde değil Adalet Komisyonunda ele alınması gereken bir maddedir. Denetimli serbestlikle ilgili yaptığımız tartışmalarda şunu çok net ifade edebiliriz ki... Denetimli serbestliğin siyasi tutuklulara uygulanmasında yaşanan iki farklı durumu ifade edeceğim. Zaten cinsiyetçi bir yaklaşım başta kadınlara ilişkin. Siyasi kadın tutsakların denetimli serbestlikten yararlanmaları mümkün değil çünkü götürülebilecekleri herhangi bir alan yok. Erkek siyasi tutukluların da yararlanabilmesi için ya bir pişmanlık yasasından yararlanması ya da işte "tarafsızlık" adı altında bir belge imzalanarak yararlanması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu bir adaletsizliktir. Bunu, özellikle, kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bunun dışında, cezaevlerinde yaşanan şiddet, işkence ve hasta tutsaklar, aynı zamanda sürgünler, cezaevlerine sürgünler, bunların hepsini ele aldığımızda... Birkaç örnek vererek ifade etmeye çalışacağım: Fatma Gökhan, Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutuklu; doktora gittiğinde askerin yanında ve kelepçeli muayene olmak istemediğini ifade ettiği an itibarıyla askerler tarafından üçüncü kattan ringe kadar sürüklenerek götürülüyor.

İkincisi: Makbule Özbek, Diyarbakır'da 70 yaşında bir ana -hâlâ cezaevinde- şeker, tansiyon ve birçok hastalığı barındırmasına rağmen hâlâ cezaevi koşullarında bekletiliyor.

Üçüncüsü: Bunun dışında, hasta tutsaklar, hasta tutsakların yaşamları. "Kanser hastası olanların, Adli Tıp kararına göre, cezaevinde kalması sakıncalıdır." dendi; ölüm tehlikesi yaşayan hasta tutsaklar hâlâ cezaevlerinde tutuluyor. Adli Tıp kararıyla, hasta olduğu için dışarıda tedavi edilmesi gereken ve serbest bırakılan hasta tutsaklar ise ne yazık ki daha tedavileri bile tamamlanmadan bu süreç içerisinde tekrar cezaevlerine geri gönderiliyor. Yani cezaevleri gerçekten bir işkencehaneye dönüşmüştür Türkiye'de. Cezaevlerinde uygulanan işkenceleri gidip orada bizzat görebilirsiniz. Biz bunları defalarca ifade edip raporlarla söyledik.

Birkaç örnek vereceğim: Halil Güneş, kemik kanseri ve böbrek hastası, aynı zamanda akciğerlerinde problem var; cezaevinde kalması sakıncalıdır. Mehmet Emin Özkan, 70 yaşında, yine cezaevinde kalması ölüm riskini daha fazla artırmaktadır.

Sürgünlerden bahsetmek istiyoruz. Cezaevlerinde tutuklananlar aynı zamanda bir o cezaevine, bir diğer cezaevine hukuksuz uygulamalarla, ringlerle götürülerek bir işkenceye tabi tutuluyor. Yani bu sürgünler gerçekten had safhaya ulaştı. Diyarbakır'da belediye eş başkanları siyasi düşünceden ve parti yöneticileri, kadın aktivistlerimiz düşünce özgürlüğünden kaynaklı, basın açıklamalarına katılmalarından kaynaklı tutuklamalarla cezaevlerinde ve bulundukları alanlardan başka yerlere, ailelerinden uzak yerlere sürgün edilmektedirler ve yıllarca mahkeme önüne çıkamayan tutsaklar söz konusudur.

Yine, hakeza, gazeteciler... Gazeteciler bugün cezaevinde. Geçen hafta JINHA muhabirimizin tutuklanma gerekçesini "Basın çalışanı çok heyecanlıydı, o yüzden..." bu şekilde ifade ediyorlar.

Cezaevlerinde işkence, taciz ve çıplak aramalar... Kadınlara uygulanan cinsel taciz, çıplak arama ve işkencenin de had safhaya ulaştığını biz örneklerle söyleyebiliriz. Bunlar, özelde Urfa'da, Diyarbakır'da, Ağrı'da son dönemlerde gözaltına alınanların ya kaburgaları kırılıyor ya cinsel tacize ve cinsel işkenceye maruz kalıyorlar.

Bunların hepsinin aslında Adalet Komisyonunda görüşülmesi ve bunların yeniden ele alınarak yasal düzenlemelerle tekrar Meclis gündemine gelmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)