| Konu: | Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 24.12.2015 |
CHP GRUBU ADINA YAKUP AKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesiyle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle bu yasanın usulü hakkında bir hatırlatmada bulunmak istiyorum izninizle. Gördüğünüz gibi söz konusu yasa tasarısı yine bir torba kanun içinde geliyor.
Sayın Başbakan Davutoğlu göreve başladığı ilk günlerde, bundan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisine torba kanun şeklinde bir düzenleme getirmeyeceklerini söylemişti ama ne yazık ki o söylemden bugüne kadar, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde torba kanunun içinde birçok kanun geliyor ve gelmeye de devam ediyor.
Buradan şunu anlıyoruz: Sayın Başbakanın bile sözünün AKP Grubu tarafından dinlenmediği bir Türkiye Büyük Millet Meclisiyle karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilli arkadaşlarım, bu kanun tasarısının 6'ncı maddesi 2016 yılının Ocak ayından itibaren işçi ve esnaf emeklilerinin hak sahiplerine bağlanmış olan gelir aylıklarına kanun gereği yapılacak olan zammın dışında seyyanen yapılması planlanan 100 TL'lik zamla ilgilidir.
Değerli milletvekilleri, bir toplumun demokratikleşmesinin ve gelişmişliğinin en önemli göstergelerinden biri kuşkusuz o toplumun yaşlılara verdiği değer ve aldığı koruyucu önlemlerdir. Sosyal devlet olmanın en temel gereksinimlerinden biri emeklilerin hayatlarını kolaylaştırmak ve korumaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur." sözleriyle yaşlılara ve emeklilere neden önem verilmesi gerektiğini başka bir söze ihtiyaç duymadan açıklamıştır, anlatmıştır. Ancak, bugün gelinen noktada emeklilerimiz ne yazık ki bu koruma ilkesinin çok uzağındadırlar ve açlık sınırının altında bir gelirle insani ihtiyaçlarını dahi karşılamaktan uzak yaşamaya, hayata tutunmaya çalışmaktadırlar.
Türkiye'de açlık sınırı 2015 Kasım ayı itibarıyla 1.390 TL'dir. 6 milyon 752 bin 319 işçi emeklisi, 1 milyon 992 bin 633 memur emeklisi, 2 milyon 534 bin 804 esnaf emeklimiz olmak üzere toplamda 11 milyon 279 bin 756 emeklimiz bulunmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada, geçtiğimiz ay itibarıyla Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olan en düşük işçi emekliği aylığı 1.010 lira, Sosyal Sigortalar tarım kolundan emekli olanların en düşük aylığı 911 lira, BAĞ-KUR emeklisi en düşük aylık 819 lira, BAĞ-KUR tarımdan emekli olanların almış olduğu aylık 611 liradır. Yaklaşık 12 milyon emeklinin ağırlıklı olarak bu maaşları aldıklarını buradan bilginize sunmak isterim.
Dün Maliye Bakanımız da, bugün de konuşmalarında emeklilere ne kadar çok değer verdiklerini ve onları enflasyon karşısında ezdirmediklerini burada çok güzel anlatıyorlar ama geldiğimiz noktanın da, geldiğimiz tablonun da emeklilerin çoğunluğunun açlık sınırının altında ücrete mahkûm edildiğinin de bir tablosu olduğunu görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla getirilen 100 TL ek seyyanen zam düzenlemesi yeterli değildir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz 7 Haziran öncesinde, hatırlayın, seçimlerden önce bu alandaki emekli dernekleriyle ve sivil toplum örgütleriyle oturduk, onlarla birlikte sorunlarını tartıştık. Bu çerçevede, en düşük emekli aylığının 1.500 TL olması ve emeklilerimize yılda 2 maaş tutarında emekli ikramiyesi verilmesiyle ilgili bir politika oluşturduk. O zaman AKP sözcüleri -şunu söylüyorlardı- "Bunlar popülist yaklaşımlar, kaynak nerede?" diye itiraz ediyorlardı. Bunu, biz asgari ücrete ilişkin düşüncelerimizi ve vaatlerimizi açıkladığımızda da yapmıştınız. Sonra ne oldu da 1 Kasım seçimleri öncesinde çıktınız, kopyala yapıştır anlamıyla bizim vaatlerimize benzer vaatleri halkımızın önüne sundunuz? Bu şunu gösteriyor: 7 Haziran öncesi bizi alayla televizyon karşısında ya da basınla dalga geçer gibi konuştuğunuz rakamların gerçekçi rakamlar olduğunu ancak 1 Kasım öncesinde anladınız.
Değerli arkadaşlar, biz yapacağımız, vadettiğimiz her şeyin kaynağını da bulduk, o zaman bunu da söyledik. Örneğin, emekli maaşlarına sizin yapacağınız bu 100 TL'lik zammın -bizim yeterli görmediğimiz- maliyeti tahminî olarak aylık 990 milyon, yıllık da 11 milyar TL'dir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim emekliye yılda 2 ikramiye önerisinin maliyeti ise 24,5 milyar TL'dir. Peki, "Kaynak nerede?" mi diyorsunuz?
Size 2013 ve 2014 yılları Sayıştay raporlarını okumanızı tavsiye ederim. Örneğin, Sayıştayın 2013 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu inceleme raporuna göre 2004 yılı öncesine ait 2,9 milyar TL'lik kurum alacağı tahsil edilememiştir. Yine, gelir idaresine bildirilen ancak Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen sigortalılar nedeniyle kurum 2,2 milyar TL zarar etmiştir. Şimdi sormazlar mı adama, on yıllık zaman aşımına girmiş devlet alacağı olur mu diye? Tam tamına 3 milyar TL'ye yakın, 2,9 milyar TL zaman aşımına sokulmuş. Şimdi soruyorum: Bu alacaklar neden alınmadı? Bu şirketler kimlerin şirketidir biz merak ediyoruz. Bu kürsüden, sözlü olarak, Çalışma Bakanından bu zaman aşımına giren prim alacaklarının hangi şirketlerden olduğunun açıklanmasını da huzurunuzda talep ediyorum. Yine, bazı şirketler çalıştırdığı işçilerin vergisini verip sigortaya bildirmemişler. Buradan da 2,2 milyar TL kayıp.
Değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekmek istiyorum, bir başka trajik olay, 2014 yılı itibarıyla Sosyal Güvenlik Kurumunun alması gereken fakat alamadığı prim toplamı 67 milyar TL. Sayıştay diyor ki: "Her yıl bu tahsil edilemeyen prim alacağı büyümektedir." Yani, bunlar eğer doğru yönetimle yapılmış olsaydı, doğru yönetilseydi bu kaynak rahatlıkla bulunabilir ve emeklilerimize hak ettikleri ücretler verilebilirdi.
Evet, siz bu ülkeyi yönetemiyorsunuz ne yazık ki. İşte, torba yasalarla bu ülkeyi yönetmeye çalıştığınız zaman, ihtisas komisyonlarına bu yasa tasarısını getirmediğiniz zaman sonuçta karşınıza bunlar çıkıyor ve belki bir ay sonra bir başka torba yasayla bu yanlıştan dönmeye çalışıyorsunuz ama ne yazık ki zararı ülkemiz görüyor, emeklilerimiz görüyor, çalışanlar görüyor.
Değerli milletvekilleri, emeklilerin sadece bununla mı ilgili sorunu var? Hayır, bir sürü sorunu var, bunlar artık yapısal hâle gelmiş. "Sosyal güvenlik destek primi" adı altında harçlar var, intibak sorunu var, en önemlisi, tabii ki sağlık sorunları var. Bu sağlık sorunlarıyla hastaneye gittikleri zaman karşılaştıkları neler var, bakın: Hasta ile ilaç arasında paradan örülen katılım payları var. İlaç, muayene, reçete, eş değer ilaç, kutu başına ek ücret, özel hastane ücreti, tetkik ücreti, erken muayene ücreti, öncelikli tetkik ücreti, istisnai hizmet ücreti ve en garibi telefonla bir hasta randevu aldığı zaman bile 4 TL randevu ücreti ödüyor. Gelin, emeklilerimiz hastaneye gittikleri zaman ödemek zorunda kaldıkları katılım paylarını ortadan kaldıralım. Gelin, emeklilere gerçek bir örgütlenme hakkı tanıyalım. Gelin -hani o 2010 yılında Anayasa referandumunda toplu pazarlık hakkını kullanabileceklerini ifade ettiğiniz ancak 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nda yapılan değişiklikle memurlara verilen zamların Emekli Sandığı emeklilerine de resen uygulanacağını öğrenmiş ve çark etmiştiniz- toplu pazarlık hakkını bunlara da verelim, işçilere de verelim. Gelin, emeklilerin ulaşım hizmetlerinden ücretsiz yararlanmalarını sağlayalım. Gelin, emeklilerin toplumsal yaşama daha kolay ve daha ucuz katılabilmeleri için yerel yönetimlerle birlikte ne tür düzenlemeler yapabileceğimizi tartışalım.
Değerli milletvekilleri, bu bizim sadece Anayasa'nın 60'ıncı maddesinde sayılan bir görevimiz değil, aynı zamanda yıllarca bu ülkeyi kalkındırmak için dişiyle, tırnağıyla çalışmış bu kişilere karşı da bir vefa borcumuzdur.
Son söz olarak şunları söylemek istiyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Bir tamamlayabilir miyim efendim?
BAŞKAN - Tabii ki tamamlayınız lütfen.
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Teşekkür ederim.
Biliyorum, bu konuşmalar sizin açınızdan suya yazılmış yazılar gibi, sizi doğrudan ilgilendirmiyor. Onun için, milyonlarca emeklinin sorunlarını göz ardı edeceksiniz. En azından, gelin, bu Genel Kurulda şunu yapalım: 2015 yılında memur emeklilerine yönelik yapılan düzenleme memur emeklilerinin maaşlarına yapılan ek zam yürürlük tarihini Eylül 2015 tarihine çekmiştir. Gelin, 1 Ocaktan itibaren uygulanması istenen 100 TL'lik seyyanen zam uygulamasını 2015 Eylül ayına çekelim. İşçi memur ayrımı bu arada yapmayalım. Tabii, emeklilerimizin promosyon sorunları da var ve çalışırken kural değiştirildiği için sosyal haklarından mahrum olan, yaşa takılanların da sorunları var. Emeklilerimizin sorunlarını sadece maaşa indirgemeyelim. Zaten verilen, önerilen maaş yeterli bir maaş değildir. Gelin, emeklilerin sorunlarını bir bütün olarak burada, bu yüce Mecliste değerlendirelim, hayata geçirelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla) - Hiç olmazsa emeklilerimiz de rahat bir nefes alsınlar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)