| Konu: | İsmet İnönü'nün 42'nci ve Mehmet Akif Ersoy'un 79'uncu ölüm yıl dönümlerine ve 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.12.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün İstiklal Savaşı'mızın kahramanı, cumhuriyetimizin kurucu önderlerinden 2'nci Cumhurbaşkanı ve değerli devlet adamı İsmet İnönü'yü vefatının yıl dönümü münasebetiyle minnetle, şükranla yâd ediyorum, anıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27 Aralık tarihi, aynı zamanda millî ruhun tercümanı vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un da ölüm yıl dönümüdür. Mehmet Akif Ersoy, elli dokuz yıllık ömrünü Türk ve İslam âleminin ve insanlığın sorunlarına adamış bir büyük fikir adamıdır, şairdir. Millî şairimiz, milletimizin en zor anlarında harekete geçmesi gereken cesaret ve kuvvete kutlu mısralarıyla hayat vermiştir. Akif Ersoy, Türk tarihinin en büyük hürriyet mücadelesinin manevi güç kaynağı olmuştur. O, karanlık bir dönemin umut ışığı, milletimizin hürriyet sevdasının gür sesidir. Türk milletinin gönlünde, fikrinde ve zikrinde yer bulmuştur. O İstiklal Marşı'yla Türk milletinin ezelden beri hür yaşadığını ve ebediyen hür yaşayacağını bütün dünyaya ilan etmiştir.
İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u rahmet ve minnetle anarken sözlerimi onun içten dua ve beklentisiyle anmak istiyorum: "Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmayı nasip etmesin."
Bu vesileyle, bugün 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftasının da son gününe rastlamaktadır. İki yıl önce bugün, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet iddiasıyla dönemin Başbakanı ve oğlunun da şüpheli olarak bulunduğu yeni bir soruşturma dosyası açılmıştı. 25 Aralıkta, İstanbul'daki operasyonda görev yapan 400 polis görevden alındı. Emniyette görev alacak polis kalmayınca dönemin İçişleri Bakanı kendi görevine son verdi. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı, bir televizyon canlı yayınında aynen şunları söyledi: "Her şey Başbakanın talimatıyla yapıldı, bana istifa baskısı yapılmasını kabul etmiyorum, gerekirse Başbakan istifa etsin." İki yıl sonra bugün, İranlı rüşvetçinin önüne yatanlar yattıkları yerden hâlâ kalkamadılar. İhalelere karıştırılan fesadın, rüşvetin, hayali ihracatın, kara paranın, altın kaçakçılığının, usulsüz imar düzenlemelerinin hesabı sorulamadı. Evlerdeki para kasaları, ayakkabı kutuları, sıfırlanamayan paralar faizleriyle birlikte iade edildi. İki yıl önce, failler "Bir şey çıkmaz." demişti. Gerçekten de bir şey çıkmadı. Olan bu ikisinin bakanlığına ve milletvekilliğine oldu. Rüşveti ve yolsuzluğu doğuran yapı, kurum ve kişiler hesapsız kitapsız varlığını devam ettiriyor.
Sonuç olarak, 17-25 Aralığa "kumpas ve darbe girişimi" diyenlere tekrar seslenmek istiyoruz. Eğer cesaretiniz ve ciğeriniz varsa, görüş ve düşüncelerinizin bu kadar arkasındaysanız ve samimiyseniz, sıfırlama konuşmaları yalansa ve aslında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Ek süre veriyoruz Sayın Akçay.
Buyurunuz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - ...yapılmamışsa, ayakkabı kutuları o evlere sonradan yerleştirilmişse, bakan çocuklarının evlerindeki para kasaları ve içlerindeki paralar, bu yaşananlar kumpassa, darbeyse, montajsa araştırma komisyonu kurmaktan neden kaçınılıyor? Kumpas ve darbeyi öğrenmek aziz milletimizin hakkıdır.
Teşekkür ederim.