GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:22
Tarih:30.12.2015

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi bu yeni yasama yılında 3'üncü kanunu görüştük, üç haftadır aslında benzer şeyleri yaşıyoruz. Ben hemen bir argüman olarak şunu söylemek istiyorum: Maalesef Hükûmet, bir hafta sonrayı göremiyor. "Niye bir hafta sonrayı göremiyor?" diyeceksiniz. Yeri gelince "2023", yeri gelince "2053", yeri gelince "2071" -hızını alamayıp- diyenler -bu tarihlere hiçbir itirazımız yok, hepsi bizim de önem verdiğimiz tarihlerdir ancak bunları söylemek kolay da- şu bir hafta sonrayı keşke bir görüp de bu kanunları, bu düzenlemeleri, bu kanun tekliflerini, tasarılarını, bunları dikkate alarak buralara getirmiş olsa.

Niye böyle diyorum? Vergi kanunlarıyla ilgili geçen hafta bir torba görüştük. O torbada da bu kanunda olduğu gibi geçici maddeleri uzatan hükümler vardı. Arkadaşlar iyi çalışmadığından oraya yetiştiremediler veya oraya koyamadıklarını veya atladıklarını bugün bir kanun teklifiyle bu maddenin içerisine koydular. Yani, bu, kanun yaparken kurumlarımızın ve Hükûmetin ne kadar ciddi çalıştığına ilişkin önemli bir gösterge ama daha önemlisi dün akşam yaşadığımız bir husus; burada asgari ücretle ilgili bir önerge bu kanuna eklenmeye çalışıldı, sonucunda olmadı.

Önce Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu asgari ücret konusuna bakış açımızı bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Biliyorsunuz, bizim seçim beyannamemizde 1.400 lira net asgari ücret öngörmüştük. Burada dün akşamki o kanuna bir madde eklenmesine -aslında İç Tüzük'e çok uygun olmamakla birlikte- destek vermemizin arkasındaki neden de biz, işverenlerimizin rekabet gücünün olumsuz etkilenmemesi, kayıt dışı istihdama ve işçi çıkarmalarına neden olunmaması dikkate alınarak asgari ücretin artışından gelecek bir yükün devlet tarafından karşılanmasının uygun olacağını söyledik. Ancak daha önemlisi arkadaşlar, bu geçici bütçe kanunu görüşülürken ben hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem de Genel Kurulda bu konuyu sordum. Bakın, tutanaklardan okuyacağım, geçici bütçe kanununun Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi esnasında -çünkü gerekçeler yetersiz, ne olduğu belli değil- usulden söz alıp şunu söylemişim: "Geçici bütçe yasasında asgari ücret konusunda bir devlet katkısı olacak mı, olmayacak mı? Bu konuda bizim ve kamuoyunun bir fikir sahibi olması lazım. Bakın, bu uygulama 1 Ocak tarihi itibarıyla başlayacak, şu anda bilmiyoruz, belki Hükûmet de bilmiyor ama Hükûmetin bunun bir an evvel kararını verip buraya bugün de bu bilgiyle gelmesi lazım." diye Plan ve Bütçe Komisyonunda söylemişim. Tekrar geneli üzerinde görüşülürken "Sabahleyin sordum, cevabını alamadığım için şimdi tekrar soruyorum: Bu 1.300 lira olan asgari -ve Bakanımız da aynı Bakanımızdı, Sayın Maliye Bakanıydı- ücretin bu dengelere yansımış kısmı nedir? Çünkü bütçe konuşuyoruz, üç aylık ödenek veriyoruz. Bunun içerisinde bir devlet katkısı var mı, yok mu, bunu bana söyle." diyorum Maliye Bakanına. "Az önce 'Asgari ücreti artıracağız.' dediniz diye..." Neyse, uzatmışız, şimdi vaktimi fazla şey yapmamak için...

Genel Kurulda -buradaki bir sürü arkadaşımızın bunu dinlemiş olması lazım- burada da sormuşum, şöyle demişim: "Şimdi, ben soruyorum: Asgari ücret bu bütçeye nasıl yansıtıldı? İşverenlerimiz üzerindeki bu yükün bir kısmını devlet üstlenecek mi, üstlenmeyecek mi? Bu konuda bize bilgi verilmesi gerekir." Yani sanki taşa söyledik, hiçbir bilgi verilmedi. Çünkü kanunlar çalışılmadan getiriliyor, bütçeler çalışılmadan getiriliyor, ciddi tutarsızlıklar ve kötü iş yapma yerleşti maalesef Türk bürokrasisine ve maalesef, Meclis de buna alet ediliyor.

Bakın, burada ben sayın milletvekillerimize Genel Kurulda hitap ederek dedim ki... Mesela, bir örnek daha vereyim, ondan sonra söyleyeyim bunu. Tutarsızlıklar var diyorum, Sayın Başbakan dışarıda 64'üncü Hükûmetin 2016 yılı Programı'nı açıklıyor, orada diyor ki: "İstisna ve muafiyetleri azaltacağız." Orada, "Dâhilde işleme rejimini şu, şu, şu mahzurları yönüyle gözden geçireceğiz, hatta neredeyse kaldıracağız." diyor, biz burada bunların süresini beş yıl uzatan kanun yapıyoruz, sizlerin oyuyla. Şimdi, bu tutarsızlıkları nasıl izah edeceğiz? Çalışılmadan, kötü çalışılarak getirilmiş kanunları, bütçeleri nasıl izah edeceğiz? Ben bunu sizin takdirinize bırakıyorum.

Aynı şey AKP'nin seçim beyannamesinde de vardı. Bakın, seçim beyannamesinde bir eski bakan şunu söyledi, dedi ki: "Beyanname matbaaya gidecek, son yarım saate kadar biz asgari ücretin 1.300 lira olup olmaması konusunu tartıştık." Bu bir marifet değil arkadaşlar. Asgari ücretin ne olacağının daha önceden kararını vereceksin ve seçim beyannamesinde bunun bütün yüklerini veya bunlarla ilgili alınması gereken diğer tedbirleri de oraya yansıtacaksın. Yani böyle, parça parça, birbirleriyle tutarsız olan dokümanlarla bu Hükûmet Türk milletinin karşısına çıkıyor.

Kaldı ki geçen hafta geçici vergilerle ilgili kanun görüşülürken bir önerge verdik, sizin dün akşam vermeye çalıştığınız önergeyi verdik, önergede bizim de imzamız vardı, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdik, o önerge reddedildi. Yani yükün bir kısmı devlet tarafından üstlenilsin, hepsi işverene bırakılmasın şeklindeydi.

Ben bu duygularla hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)