GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ülkemizde ve İzmir'de sağlık turizmine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:24
Tarih:06.01.2016

ALİ YİĞİT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık turizmi konusunda gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

"Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun."

demiş Cahit Sıtkı Tarancı.

Ben de silahların sustuğu, barış, hoşgörü ve kardeşliğin egemen olduğu bir yıl dileyerek sözlerime başlıyorum.

Değerli milletvekilleri, ne şanslıyız ki göğün mavi, dalın yeşil, güneşin kızıl, tarlaların sarı olduğu, bütün medeniyetlere ve kültürlere ev sahipliği yapan on iki bin yıllık tarihî bir coğrafyaya sahibiz. Bunun için "Anadolu" denilmiş bu topraklara. Biz Anadolululara düşen ise bu değerlerin kıymetini bilmek, onu yaşamak ve onu yaşatmaktır, ancak ne yazık ki bu misyondan da bu vizyondan da çok uzağız.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de turizm ve özellikle de sağlık turizmidir. Çünkü biz özellikle sağlık turizmi alanında dünya 1'incisi olma potansiyeline sahip bir ülkeyiz ama şu anda hedeflerin çok gerisindeyiz. Çünkü ülkemizde turizm genel olarak orta sınıf yabancı turist grubuna hitap eden bir anlayış ve pazarlama üzerine kurgulanmıştır. Bu durum turist sayısını artırmakta ama yabancı turistin ülkeye sağladığı ekonomik katma değer anlamında yetersiz ve düşük kalmaktadır. Oysaki dünyada ve ülkemizde sağlık turizmi son yıllarda hızla yükselen önemli bir turizm alanıdır. Yapılan araştırmalara göre geleneksel diye adlandırdığımız deniz, kum, güneş turizminin gelirleri ile sağlık turizminin gelirleri karşılaştırıldığında aradaki fark 4 kata kadar çıkmaktadır. 100 milyar dolarlık bu pazarda sahip olduğumuz sağlık geliri sadece 2 milyar dolar civarındadır. Dünya sağlık turizmi gelirleri içerisinde bu oran çok düşük kalmaktadır.

Değerli milletvekilleri, temel olarak sağlığı esas aldığı ve tedaviyle birlikte tatili de kapsadığı için doğası, denizi, kumu, güneşi, ulaşımı, altyapısı, yer altı ve yer üstü zenginlikleri, tabii termalle İzmir sağlık turizminin başkenti olma potansiyeline sahip bir şehirdir. İzmir, üç yüz gün güneşli iklimiyle, tarihî ve kültürel yapısı, termal alanları, denizi, gastronomisiyle büyük bir değerdir. Antik Çağ'ın ve Anadolu'nun en eski sağlık merkezlerinden olan Bergama'daki Asklepion aynı zamanda dönemin ünlü hekimlerinin yetiştiği bir tıp okulu ve dünyanın ilk psikiyatri hastanesidir. Rönesans'a kadar neredeyse bin beş yüz yıl boyunca alanında adından en çok söz ettiren, cerrahiden psikiyatriye, anatomiden fizyolojiye, felsefeden farmakolojiye kadar 20 ciltlik eser bırakan Galen Bergamalıdır. Efes'i, Meryem Ana'sı, Bergama'sı, Şirince'si, Urla ve Foça'sıyla İzmir geçmişten geleceğe bir medeniyetler köprüsüdür. Ancak İzmir bütün bu değerlerine ve zenginliklerine rağmen hak ettiği yerde değildir. Bu bağlamda, bölgesel destek ve teşviklerin yanı sıra sektörel bazda teşviklerin oluşturulması önemlidir.

Sonuç olarak, yalnızca sektörün tüm paydaşlarının değil Hükûmetin de taşın altına elini koyması gerekir. İzmir'in marka şehir olması için gerekli adımların bir an önce atılması gerekmektedir. Nitekim, 2015, 2020 EXPO için İzmir aday olarak gösterilmiş, teması ise sağlık olarak işlemiştir. Şu anda dünyada sadece Dubai'de bulunan, Dubai ekonomisine ciddi gelir sağlayan sağlık serbest bölgesi Türkiye için, özellikle İzmir için güzel bir modeldir. Aynı şey İzmir'de yapılamaz mı? Dün "EXPO" diyen anlayış, bugün bu işten nasıl, niye vazgeçti, onu bir türlü anlayamıyorum. Hükûmeti bu konuda bir an önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Sonuçta kazanan Türkiye olacak, kazanan İzmir olacak.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)