| Konu: | Asya Altyapı Yatırım Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 06.01.2016 |
MHP GRUBU ADINA FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 19 sıra sayılı Asya Altyapı Yatırım Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Konuşmama başlamadan önce, önceki gün Diyarbakır'da alçakça şehit edilen Nuh Özdemir'e, bugün Şırnak il merkezinde saat 08.10'da göreve gitmek üzere evinin önünde beklerken alçakça yapılan silahlı saldırı sonucu şehit edilen Ramazan Emet'e Allah'tan rahmet, yine, bugün İstanbul Beyoğlu'nda devriye görevi yapmakta olan polis ekibine yapılan silahlı saldırıda yaralanan polislerimize de acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye acılıdır, Türkiye mutsuzdur. Yedi ayda verilen şehit sayısı 258'dir. Çatışmaların başladığı 1 Temmuzdan bugüne kadar Diyarbakır Sur'da şehit edilen asker ve polis sayısı 15'tir. Her gün sabahleyin televizyonlarını içi titreyerek açıp şehit haberi duymak istemeyen milyonlarca insan sıkıntıdadır, yarınlarından maalesef umutsuzdur. Bu vesileyle aldığı maaşı helal ettirmek için en riskli bölgelere koşarak göreve giden yiğit vatan evlatlarını da saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye terörü yenmeden hiçbir alanda başarılı olamayacaktır. Bu sebeple de bir an evvel terörün son bulması için her türlü tedbirin gecikilmeden alınması acil bir zorunluluk hâline gelmiştir. Belirtmek gerekir ki terörün bir an önce son bulması, ülkesine ve milletine samimiyetle ve sadakatle bağlı yöre insanının da en büyük arzusudur. Bu duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, banka kurarsınız, kurulan bankalara ortak olabilirsiniz, bunlar güzel şeylerdir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tür faaliyetlerden sevinç duyarız, mutluluk duyarız, destek oluruz. Ancak, tekraren belirtmek gerekirse Türkiye olarak terörü behemehal önlemeliyiz. Türkiye'nin başka çaresi yoktur. İçeride yaşanan terör olaylarıyla dışarıda meydana gelen gelişmelerin, özellikle Suriye'de oynanan oyunların perdelenmemesi de en büyük arzumuzdur.
Değerli milletvekilleri, az sonra konuyla ilgili açıklamalara geçmeden bir hususu öncelikle belirtmek istiyorum: Asya Altyapı Yatırım Bankasının kuruluşuna ülke olarak taahhüt ettiğimiz sermaye miktarı 2 milyar 609 milyon 900 bin ABD dolarıdır. Başta da belirttiğim gibi, Hükûmetin bu tür faaliyetlerini desteklemekle beraber ülkemizin içine düştüğü terör belasından bir an evvel kurtarılması için de yeterli kaynak zaman geçirmeden ayrılmalı ve ihtiyaç duyulan, şehit sayımızın artmasını engelleyecek her türlü donanım, araç ve gereç, ne gerekiyorsa o bir an önce temin edilmelidir. Bugün itibarıyla, terörü bir an önce yenmenin, bankaya ortak olmaktan, önemli miktarda sermaye koymaktan çok önce geldiğine kuşku bulunmadığını düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarı metninden de anlaşılmakla birlikte, Asya Altyapı Yatırım Bankası hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse Asya bölgesinde kalkınmayı desteklemek, refahı artırmak, altyapı imkânlarını iyileştirmek, bölgesel iş birliğini teşvik etmek ve diğer kalkınma kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde kalkınmanın önündeki engelleri kaldırmak amacıyla Asya Altyapı Yatırım Bankası adıyla çok taraflı bir kalkınma bankası kurma çalışmalarına Çin Cumhuriyeti Hükûmetinin girişimiyle 2014 yılında başlandığını; ülkemizin de kuruluş çalışmalarına katılım için 2015 tarihinde Pekin'de, Mayıs 2015 tarihinde de Singapur'da düzenlenen müzakerelere iştirak ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Söz konusu bankanın kuruluş anlaşması imza töreni 29 Haziran 2015 tarihinde Pekin'de gerçekleştirilmiş ve ülkemiz de söz konusu anlaşmayı imzalamıştır.
Ülkemiz de dâhil olmak üzere, kuruluş anlaşmasını imzalayan ülkelerin kurucu üye sıfatını alabilmeleri için 31 Aralık 2016 tarihine kadar iç hukuk süreçlerini tamamlamaları gerekmektedir. Bankanın 2015 yılı sonunda faaliyete başlaması öngörülmüştür. Bankanın faaliyetine başlaması için, kuruluş anlaşmasının, sermaye taahhütlerinin toplamının en az yüzde 50'sini teşkil eden asgari 10 üye ülke tarafından onaylanması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bölgede, altyapı ve yatırım finansmanı alanında faaliyet gösteren Asya Kalkınma Bankası haricinde başka bir finans kuruluşu yoktur. Bu banka da daha çok ABD ve Japonya tarafından kontrol edilmektedir. Hâl böyle olunca, öteden beri eksikliği hissedilen, ABD ve Japonya kontrolü dışında, altyapı ve finansman alanında faaliyet göstermek üzere yeni bankalar kurulması düşüncesi doğmuştur. Bunun sonucu olarak da, ilk önce "BRICS" olarak ifade edilen Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Afrika'nın ortaklığıyla yeni kalkınma bankası kurulmuştur 2014 Temmuzunda. Ardından, 21 Asya ülkesinin imzaladığı mutabakat zaptıyla 2014 yılında Asya Altyapı Yatırım Bankasının kurulmasına başlanmıştır. Asya Altyapı Yatırım Bankasının kurulmasına ABD ve Japonya'nın bankaya yönelik eleştirilerine, hatta ABD'nin üye olunmaması çağrılarına rağmen, bölgesel ve bölge dışı toplam 57 ülkenin katılımıyla bankanın kuruluşu büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Kurucu üyelere bakıldığında, Batılı birçok ülkenin de kurucu üye olması, iyi yönetilebilirse bankanın gelecek vadedebileceğini söyleyebiliriz.
Gerek BRICS ülkelerinin kuruluşunu duyurduğu yeni kalkınma bankasının gerekse söz konusu Asya Altyapı Yatırım Bankasının küresel finans sisteminin patronları, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonuna bir alternatif karşılık verme girişimi olarak ortaya atılmış ise de, başta da belirttiğimiz gibi, bu teori bankanın iyi yönetilmesi hâlinde gerçekleşebilecektir.
Belirtmek gerekir ki İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japonya, ardından da "Asya Kaplanları" olarak ifade edilen Tayvan, Singapur, Hong Kong ve Güney Kore küresel ekonomide dikkat çekmiştir. Son dönemde ise Çin'in gerçekleştirdiği yüksek oranlı büyüme ve üretim, Asya Kıtası'nı geçmişle kıyaslanamayacak oranda küresel finansmanın gündemine sokmuştur.
Her geçen gün daha fazla enerjiye ve ham maddeye ihtiyaç duyan Çin'in, ihracatta ve diğer alanlarda tedarik ve ulaşımda, ihracat yaptığı ülkelerle ciddi altyapı yatırımlarını yapması gerektiği düşüncesi bu alanda faaliyet gösterecek bir bankaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Zira, uluslararası ekonomik kuruluşlarda Çin yeterli oranda temsil edilmemektedir. Dünya Bankasında Çin'in oy gücü yüzde 4, ABD'nin 16, Japonya'nın 7,5'tur. IMF'de Çin'in oy oranı 3,8, ABD'nin 16, Japonya'nın 6'dır. IMF'de Çin'in gücü 2010 yılında yüzde 6'ya çıkarılmış ise de henüz yürürlüğe girmemiştir. ABD ve Japonya öncülüğünde 1966 yılında kurulan Asya Kalkınma Bankasında Çin'in oy gücü yüzde 5,4 iken, ABD'nin 12,7, Japonya'nın oy gücü 12,8'dir. Asya için kurulan bir kalkınma bankasında dahi Çin'in gücü ABD ve Japonya'nın yarısı kadar değildir, üstelik bankanın başkanı devamlı Japonlardan oluşmuştur.
Çin'in finansal kuruluşlarda gücü, karar alma ve yönetim mekanizmalarında ABD, Japonya üstünlüğü, kısa ve orta vadede de Çin lehine dönüşüm beklentisinin olmaması, Çin öncülüğünde ve Çin'in büyük sermaye koyarak yeni kalkınma bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankasının kurulması düşüncesini başlattığı düşünülmektedir. Olayın siyasi boyutu bir tarafa, olaya ekonomik açıdan, yatırım potansiyeli açısından bakıldığında ise, Asya Kalkınma Bankasına göre Asya'da yıllık 800 milyar dolarlık yatırım ihtiyacı bulunmaktadır. Mevcut şartlarda bu ihtiyacın finanse edilmesi mümkün görünmemektedir. 100 milyar dolar sermayeli Asya Altyapı Yatırım Bankasının da sorunu tek başına çözemeyeceği doğru ise de altyapı yatırımlarının bir kısmını fonlayabilecek olması Asya'nın finans açığını bir miktar azaltabilecektir.
Değerli milletvekilleri, tabii, Çin deyip geçmemek lazım. Son dönemde, özellikle 2014 yılı Çin'in ekonomik bazı istatistiklerini sizlere sunmak istiyorum: Çin'in gayrisafi yurt içi hasılası 10,4 trilyon ABD dolarıdır. Dünya ekonomisindeki payı yüzde 16,7'dir. Büyüme oranı 7,36'dır, 2014 rakamları. 10,4 trilyon ABD doları gayrisafi yurt içi hasıla ile büyüme oranını birlikte değerlendirdiğimizde Çin'in gerçekten büyük bir büyümeyi gerçekleştirdiğini söylemek mümkündür.
Dünya mal ihracatı sırası 1'dir, mal ithalatı sırasında ise 2'nci durumdadır. Toplam mal ithalatı 1 trilyon 959 milyar dolardır. 2014 yılında dünya mal ihracatından aldığı pay yüzde 12'dir. 2014 yılında dünya mal ithalatından aldığı pay yüzde 10'dur; ihracat yüzde 12,3, ithalat yüzde 10. Rakamlara bakıldığında Çin imalat, ihracat ve ithalat rakamları bakımından hatta ihracat içinde teknoloji ihracatı bakımından önemli bir ülkedir. O kadar önemlidir ki gayrisafi yurt içi hasılanın 10,4 trilyon ABD doları, 2014 büyümesinin yüzde 7,36 olduğu göz önüne alındığında Çin Asya'da çok önemli bir ekonomik güçtür, dünyada da önemli bir ekonomik güçtür.
Belirtmek lazımdır ki ekonominin ekseni Asya'ya kaymaktadır, Çin'e kaymaktadır. Bunun sonucu olarak da küresel ölçekli şirketler yatırımlarını ve iş odaklarını Asya'ya çevirmektedirler. Asya'da hayata geçirilecek altyapı yatırımlarında yer almak büyük şirketler için önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz ile Çin arasındaki dış ticaret verileri de şu şekildedir: 2013 yılında biz Çin'e 3 milyar 600 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirmişiz; ithalatımız bunun hemen hemen 2 katı, 24 milyar 686 milyon dolardır, neredeyse 8-9 katı civarındadır. İthalat-ihracat dengesi Türkiye aleyhine yüzde 21'dir.
Türkiye'yle Çin arasında dış ticaret hacmi 2013 itibarıyla 28 milyar dolara, bir önceki yıla göre yüzde 17 artarak gerçekleşmiştir. 2009 yılı itibarıyla bu artış yüzde 100'e yakındır. Bu sebeplerle, kurulacak Asya Altyapı Yatırım Bankasının önemli fırsatlar sağlayacağı düşünülmektedir.
Çin ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye'nin yararına olacaktır. Zaten globalleşen dünyada bu gelişmelere de kayıtsız kalmak mümkün olamamaktadır. Nitekim, söz konusu bankanın kuruluşunun ilanından hemen sonra, ABD, bankaya muhalif olduğunu açıklayarak üye olunmaması çağrısı yaptığı hâlde, birçok Batı ülkesi uzun süre bekledikten sonra bankaya kurucu üye olarak başvurmuştur. Bunlardan Avusturya 500, Danimarka 369, Finlandiya 310 milyon dolar yatırmıştır. Almanya 4 milyar 484 milyon civarında sermaye koymuştur, İngiltere'nin koyduğu sermaye 3 milyar civarındadır ve diğer birçok Batı ülkesinin önemli miktarlarda sermaye koyduğu göz önüne alındığında, bankanın gelecekte önemli işlevler yürütmesi beklenebilir.
Avrupa ülkeleri finans sisteminin değişim ve dönüşümünden uzak kalmak istememişlerdir, Asya'da gerçekleşecek projelerden ülkesi ve şirketleri açısından azami fayda sağlamayı amaçlamaktadırlar. Ekonomik anlamda belirli bir büyüklükteki bazı Avrupa ülkelerinin -Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa gibi- peş peşe üye olmaları, bankanın kurulmasına karşı çıkan ABD'nin baskısının önünü almış gibi gözükmektedir.
Türkiye'nin de Asya'da gerçekleşecek projelerden azami fayda sağlaması yönündeki gayretler takdire şayan olacaktır. Burada ABD ve Japonya'nın tereddütleri daha çok, kurulacak kurulacak bankanın uluslararası finans kurallarına uymayacağı ve iyi yönetim sergilemeyeceği gibi tereddütlere dayandığını da belirtmek gerekmekte ise de bankanın kurucuları arasında önemli Batılı ülkelerin yer almasının bu tereddütlere fazla bir itibar etmediğini göstermektedir. Burada gerek Dünya Bankasını gerekse Asya Kalkınma Bankasını, hatta IMF'yi elinde tutan hâkim güçlerin söz konusu bankanın kuruluşuyla göreli olarak önemlerinin azalacak olması, hâkimiyetin de koyduğu sermaye miktarıyla Çin'de olması tereddüdün gizli sebebi olması ihtimal dâhilindedir.
Değerli milletvekilleri, bankaya kurucu başkan olarak Çin Maliye Bakanı Yardımcısı ve Asya Kalkınma Bankası Başkan Yardımcısı Jin Liqun atanmıştır. Liqun yaptığı konuşmada, bankanın 21'inci yüzyıl yönetim yapısına uygun, finansal şeffaflık, yüksek standartlar ve yönetim özelliklerine sahip bir banka olacağını ifade etmiştir. Bu ifade gerçekleşirse ABD kaynaklı tereddütler de ortadan kalkacaktır. Bankanın 12 kişiden oluşan bir yönetim kurulu olacaktır. Kurulun 9 tanesi bölgesel ülkelerden, 3 tanesi de bölge dışı ülkelerden oluşacaktır. Merkezi Pekin'de olacak bankanın birden fazla başkan yardımcısı olabilecektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, Türkiye'nin yönetim kademelerinde yer alması önemli fırsatları takip etme imkânı sağlayacaktır. Dileğimiz, bu yöndeki gayretlerin artmasıdır.
Değerli milletvekilleri, söz konusu banka özellikle altyapı projelerinin finansmanını sağlayacaktır. Ulaşım alanında otoyollar, tren yolları, havaalanları; enerji alanında santraller ve boru hatları; iletişim alanında telekomünikasyon projeleri bankanın önem verdiği projeler olacaktır. Dünya Bankasıyla karşılaştırıldığında faaliyet alanı daha kısıtlıdır. Zira, Dünya Bankası, Cinsiyet Eşitsizliği Projesi'ne dahi kaynak aktardığı göz önüne alındığında, söz konusu banka daha dar alanda faaliyet gösterecektir. En önemli konulardan biri kaynakların verimli kullanılmasının sağlanmasıdır. Asya'daki kötü yönetim ve yaygın yolsuzluk sorunları nedeniyle, finanse edilecek projelerin çok iyi takip edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple, banka yönetiminin ve çalışanlarının yüksek vasıflı, ehliyetli kişilerden oluşması güveni sağlayacaktır.
Türkiye'ye getirileri ne olabilir? Türkiye'nin bankaya kurucu üye olarak başvurmasında İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerin üyelik başvurusu yapması etkili olmuştur. Söz konusu banka Türkiye'yi Asya ülkesi olarak kurucu üyeliğe kabul etti. Türkiye, Asya Kalkınma Bankasından farklı olarak Batılı ülkelerle aynı statüde bulunmayacaktır. Asya Kalkınma Bankasında bölge dışı üye statüsüne ve binde 5'lik oy gücüne sahip Türkiye, bu bankada bölge ülkesi olarak kabul edildi, Avrupa ülkeleriyse bölge dışı kurucu üyeler olarak kabul edildi. Asya ülkesi olarak yer almak, kuruluş aşamasında Türkiye'ye önemli maddi yükümlülükler getirecektir. Bankanın ekonomik büyüklükleri oranında paylaşılan yüzde 75'lik oy gücü Asya ülkelerinde bulunmaktadır. Türkiye, bankanın hisse paylaşımı yapılmasında ilk 10 ülkenin hemen arkasından yüzde 2,6 payla 11'inci sırada yer almıştır.
Değerli milletvekilleri, tabii, son söz olarak şunları söylemek istiyorum: Şimdi, Singapur merkezli bir enstitü başkanı, Benigni isimli enstitü başkanı, bu bankayla ABD'nin Asya'daki ekonomik etkisinin azalacağını ifade etmektedir. Benigni, Türkiye'nin de üyelik başvurusu yaptığı Asya Altyapı Yatırım Bankasının ABD'nin bölgedeki ekonomik etkisini azaltacağını savunuyor. Bir başka kişi, Lahey Stratejik Araştırmalar Merkezinden Oosterveld diye bir adam, Çin'in söz konusu bankayı kurmasındaki en önemli amaçlarından birinin Asya Pasifik Bölgesi'nde ABD'nin etkisini azaltmak olduğunu söylemektedir. Asya Yatırım Bankasının ABD egemenliğindeki Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası ve IMF gibi uluslararası finans kuruluşlarının karşısına farklı bir aktör olarak çıkacağını belirterek "Çin'in bu oluşuma girmesindeki diğer bir faktör de bölgede avro ve dolar dışında kendi para biriminin kullanıldığını göstermek istemesidir." diye konuşmaktadır.
Tabii, konuyla ilgili çok ciddi şeyler var ama son sözüm şudur: Bankaya üye olan ülkelerin Çin ile geliştirecekleri olumlu ticari, ekonomik ve hatta siyasi ilişkilerin Çin'in özellikle Doğu Türkistan'da yaptığı etnik ve dinî ayrımcılıkla insan hakları ihlallerine sessiz kalmalarına neden olmaması en büyük temennimizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, çok zor olsa da söz konusu bankanın Avrupa ofisinin...
Bir dakika uzatabilir misiniz?
BAŞKAN - Süre uzatamıyorum maalesef, siz böyle buyurun.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) - Çok zor olsa da söz konusu bankanın Avrupa ofisinin Türkiye'ye getirilebilmesi bir başarı olacaktır. Türkiye'nin karar alma mekanizmalarında etkili olması yeni fırsatların açılmasında önemli bir aşama olacaktır. Hükûmetin bu yöndeki gayretlerini artırması düşüncesiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)