| Konu: | Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, şehitlere Allah'tan rahmet dilediğine ve Hrant Dink'in ölümünün 9'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 19.01.2016 |
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Ben de, öncelikle, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye buradan bir daha geçmiş olsun diyorum ve Allah acil şifalar nasip etsin diyorum.
Öte taraftan, dün ve bugün sayıları artan şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan gani rahmetler diliyorum.
Elbette şehitlerin her gelişi yüreğimizi yakmaktadır; sadece ateşin düştüğü yeri değil, bütün ülkemizi, vatanımızı yakmaktadır, kavurmaktadır. Diliyoruz, temenni ediyoruz ve dua ediyoruz ki, inşallah bundan sonra şehitlerimiz gelmez, inşallah bundan sonra huzur ve barış içerisinde yaşarız.
Yine, bugün, rahmetli Hrant Dink'in 9'uncu ölüm yıl dönümüdür. Bununla da ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
2007'de aramızdan ayrıldı, Allah rahmet eylesin. Hiç kuşkusuz herkes eşittir ama aydınların, entelektüellerin, sanatçıların, toplumsal karşılığı anlamındaki sembolik değerleri vardır. Hâlâ, dokuz yıl geçtikten sonra bunları konuşuyorsak, konuşmaya devam ediyorsak bu dediğime örneklik eden, kanıt olan bir husus olarak ortadadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerek bugün gerekse geçen hafta biz, hem Ermeni kökenli milletvekili arkadaşlarımızın ağzından hem de diğer arkadaşlarımızın ağzından Ermeni meselesiyle ilgili konuşmalar dinledik, hep beraber burada bu konuşmalara şahitlik ettik. Şunu öncelikle söylemek gerekir: Bizim tarihimiz ve toplumumuzda belki de ortaya koymuş olduğumuz en önemli dünya başarılarından bir tanesi bir arada yaşama kültürüdür. Bunun yüzlerce yıllık örneğini kanıtlamış, ortaya koymuş bir tarihe, kültüre sahibiz. O bakımdan, bütün farklılıklarımız, etnik farklılıklar dâhil olmak üzere, bölüşmenin ve ayrışmanın değil, beraber olmanın, zenginliğin, özellikle kültürel zenginliğin bir göstergesi olarak alınmalı ve okunmalıdır. O bakımdan da hiç kuşkusuz, adına "milletisadıka" denen, "tebayısadıka" denen bir milletin, Osmanlı milleti sistemi içerisinde Ermenilerin, yüzyılın sonunda yahut yeni yüzyılın başında karşı karşıya kaldığı ama sadece Ermenilerin değil, bütün Anadolu'da yaşayan milletimizin karşı karşıya kaldığı acılar söz konusudur. Bu acıları yarıştırmak niyetinde değiliz, yarıştırmamalıyız ama hakkı da teslim etmeliyiz. Kuşkusuz, yine kuşkusuz son yıllarda bu meseleyle ilgili olarak, başta arşivlerin açılması olmak üzere, olağanüstü, ciddi, hatırı sayılır öneriler ortaya kondu. Özetle söylemek gerekirse, Hrant Dink'in öldürülmesi, bir yazar olarak, bir aydın olarak ama daha önemlisi bir Ermeni olarak, Ermeni Türk vatandaşı olarak öldürülmesi bizim hepimizi üzmüştür, herkesi yaralamıştır. Diliyoruz bir an önce ama bir an önce bu konudaki flu kalan, yeterince vuzuha kavuşmayan noktalar da açığa kavuşur; bundan eminim ki 78 milyon insanımız, milletimiz, vatandaşlarımız memnuniyet duyacaktır.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde ben de tekrar Hrant Dink'i rahmetle anıyorum, ailesine de yeniden başsağlığı diliyorum, teşekkür ediyorum.