| Konu: | Milletvekillerinin nezaket ve nezaheti gözeterek belli bir üslup içerisinde konuşmaları gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 19.01.2016 |
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, zaman zaman bu kürsüde, kâh kürsüden kâh oturduğumuz yerden, bazen kastetmediğimiz, belki arzulamadığımız konuşmalar yapıyoruz. Eğer bir konuşma, neticesinde kişinin arzulamadığı bir konuşmaysa tekrar etmemek suretiyle, yinelememek suretiyle, bunun kastımahsusasını aştığını ifade edebilir. Fakat, bir konuşma, içinde problem de içeriyorsa, hakaret de içeriyorsa, yinelenerek, tekrarlanarak yapılıyorsa artık bu konuşma belli bir kasıtla, kastımahsusayla yapılmış sayılmalıdır çünkü bu işin doğası, tabiatı böyledir.
Bu konuşmalarda görüldüğü gibi, kimi konuşmalarda görüldüğü gibi, bir taraftan bir şahsa, diyelim Sayın Cumhurbaşkanına ithafen bir dizi anlatı yapıp, bir öykü oluşturup arkasından da "Ben Sayın Cumhurbaşkanını kastetmedim." demek, doğrusunu söylemek gerekirse buradaki 550 milletvekilinin her birisine karşı, en hafifinden, en azından onların zekâsıyla alay etmek demektir. O bakımdan, biz hakikaten bu dilimizi, üslubumuzu her defasında gözden geçirmek durumundayız.
Öte taraftan, bir konuşma düşünün ki değerli arkadaşlar, müktesebatı olan, yetişkin, erişkin, olgun bir milletvekilimiz, tecrübeli bir milletvekilimiz konuşmasında karşı tarafa bazen "Milletvekilliğimi yakarım.", bazen "Milletvekilliğini yakarım." bazen de "Seni yerim, bitiririm." gibi cümlelerle bir konuşma kuruyorsa, doğrusunu söylemek gerekirse, bu konuşmayı kim yaparsa yapsın ve bu konuşmanın muhatabı kim olursa olsun buna tahammül göstermesi tabiatıyla güçtür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Sayın Başkan, tamamlıyorum izin verirseniz.
BAŞKAN - Sayın Çakır, tamamlayınız lütfen, ek süre veriyorum.
Buyurun.
COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
O bakımdan, burada hiç kimse istisna tutulmaksızın her birimize düşen şey, bu nezaket ve nezaheti gözetmek, belli bir üslup içerisinde konuşma yapmak; hem kendimizi, bu yüce çatının altındaki arkadaşlarımızı hem de bizi izleyen, dinleyen vatandaşlarımızı, yurttaşlarımızı bu anlamda yanlış bir kanaate sevk etmememiz gerekir. Öncelikle bu vazife bizlere düşmektedir.
O bakımdan, ben gerçekten bu konuşmayı yapan arkadaşlarımı tekrardan nezahete ve güzel üsluba davet ediyorum.
Teşekkür ederim.