| Konu: | İzmir İl Özel İdaresinin taşınır ve taşınmaz mallarının devredilmesine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 20.01.2016 |
ALİ YİĞİT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli Meclis üyesi arkadaşlarım; İzmir'de Özel İdare mallarının devredilmesiyle ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, farkında mısınız bilmiyorum ama bugün İzmir ayakta. Urla Ovacık'ta binlerce zeytin ve çam ağacı RES için katledilmektedir. Dün Karadeniz'de HES için, bugün İzmir'de RES için yapılmaktadır bu katliam. Doğanın intikamını devamlı aldığını biliyoruz. Hepinizin bildiği gibi... Daha dün Artvin ve Hopa'da yaşananları hepiniz gördünüz. Meclisin bu konuya mutlaka el atması gerekir. En azından yargı kararı çıkana kadar katliamın durdurulmasını İzmirliler adına sizlerden talep ediyorum.
Değerli milletvekilleri, on üç yıldır tek başına iktidar olan AKP, partizanca uygulamalarına adaletsizce devam etmektedir. Bunun en iyi örneğini de İzmir'de verdi. Bu yaklaşımın ve bu anlayışın en çarpıcı örneklerinden biri, İl Özel İdaresinin mallarının dağıtımında oldu. Şimdi bu çifte standardı, AKP'nin partizanca yaklaşımını çeşitli örneklerle sizlere sunmaya çalışacağım.
6360 sayılı Yasa'yla kapatılan özel idarelerin sahip olduğu malların paylaşımında AKP'li belediyelere farklı, CHP'li belediyelere farklı davranılmıştır. Örneğin, Bursa, Denizli, Trabzon, Samsun, Balıkesir gibi illerde özel idarenin malları ve varlıkları o kentteki belediyelere devredildiği hâlde, İzmir'de bunun tam tersi olmuştur. 4,5 milyar lira değerindeki serveti, İzmir Valiliği bünyesinde kurulan bir paylaşım komisyonu tarafından, İzmir Büyükşehir Belediyesi dışarıda tutularak Maliye hazinesine devredilmiştir. Aralarında Balçova Termal Tesisleri, Kaya Termal Otel, Şaşal Kaynak Suyu Tesisleri, Selçuk Havaalanı, Pınarbaşı yarış pisti, Çeşme Barajı, eski Sümerbank Basma Fabrikası, Tavşan Adası olan değerli arazilerin ve gayrimenkullerin tamamı hazineye veya bakanlıklara bağlı kurumlara devredilmiştir. 30 Mart seçimlerinden sonra kapatılan yüz kırk bir yıllık Alaçatı Belediyesinin malları ve dükkânları, meydanı, tamamı Diyanete devredilmiştir. Yıllarca köy muhtarlarının kullandığı, köy odası diye kullandığı odalar muhtarlardan alınarak Diyanete devredilmiştir ve Diyanetin hiçbir işine de yaramamaktadır değerli arkadaşlar. Camisi var, lojmanı var, niye Diyanete devredilir, niye köylüler bundan mahrum edilir, anlamakta güçlük çekiyorum.
Yine, Özel İdarenin bünyesinde bulunan ne kadar araç gereç varsa Karayollarına devredildi ve kalan personeliyse belediyeye devredildi.
Bu hukuksuzluklara karşı İzmir Belediyesi 197 tane dava açtı. Bu 197'nin 153'ü iptal edildi, süreç devam etmektedir.
İzmir'de yaşananların tam tersi Balıkesir'de yaşanılmıştır değerli arkadaşlar. Oradaki valilik, bünyesinde bulunan malların tamamını yerel yönetimlere devretmiş, Trabzon'da aynı şey yapılmış, Denizli'de benzer bir uygulama yapılmıştır. İzmir'in bütün suçu oy vermemesi midir? İzmir'in bütün suçu laik demokratik cumhuriyete sahip çıkması mıdır? Nedir İzmir'den alıp veremediğiniz? Aynı yasa, aynı kanun AKP'li belediyelere farklı, CHP'lilere farklı uygulanıyor. Bursa, Trabzon, Denizli Valileri nasıl yapıyor da İzmir Valiliği yapamıyor? Niye oradaki uygulama farklı, İzmir'deki uygulama farklı oluyor? Kazanılmış davalara rağmen, mallar teslim edilmiyor.
On üç yıldır İzmir'in ve İzmirlinin dik duruşunu kırmak için her türlü yola başvuranlar bilmelidirler ki bu kafa yapısını, bu anlayışı değiştirmedikleri sürece İzmir'i yanlarında göremeyeceklerdir.
Bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)