| Konu: | Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan'ın, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde terör örgütüne yönelik yapılan mücadeleye ve Cizre'de yaşanan olaylara ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklaması nedeniyle HDP Grubu adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 20.01.2016 |
HDP GRUBU ADINA ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bugün çok acil bir durumu ifade etmek istedik.
Aslında bu kürsüde, Parlamentoda, günlerdir, aylardır yaşananları anlatmaya çalıştık, tüm Türkiye kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Her ne kadar sesimiz kısılmaya çalışılsa da, basın yüzümüze kapatılsa da yine de biz bulunduğumuz yerlerde gerçekleri tüm Türkiye halkıyla paylaşmak istedik.
Evet, bugün de yine aynı şekilde, son bir gelişmeyle, milletvekilimizin de içinde olduğu, seçilmişlerin içinde olduğu Cizre'de yaşayan halkımızın ateş altında olduklarını ifade etmek ve bu Parlamentonun bu konuya ilişkin sorumluluk alması gerektiğini bir kez daha burada dile getirmek istedik. Yalnız, bunu ifade ederken özelde Hükûmetten bu konuya ilişkin açıklama istediğimizi, beklediğimizi, Sayın Milletvekilimiz Faysal Sarıyıldız'ın da içerisinde bulunduğu seçilmişlerle birlikte durumunun ne olduğuna dair bilginin bu Parlamentoya verilmesi gerektiğini ifade ettik. Ama ne yazık ki Sayın Bakandan Sayın Faysal Sarıyıldız ve oradakilere ilişkin bilgileri alamadık, son durumu alamadık ama biz dakika dakika sayın milletvekilimiz ve bu Parlamentonun bir üyesi olan Faysal Sarıyıldız'la görüştük.
Sayın Bakan şunu ifade ediyor: "Vatandaşların huzurunu temin ediyoruz." diyor; görüntüler ortada, çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Vatandaşın huzurunu temin etmek Silopi'de ve Cizre'de otuz sekiz gün boyunca oradaki halkın, vatandaşın sokağa bile çıkmasını engellemek ve sokağa çıktığı an itibarıyla ya keskin nişancılar ya da zırhlı araçlarla katletmek ya da evindeyse de top ve tanklarla, ateşli silahlarla atılan araçlarla evlerini başına yıkıp hayatını kaybetmesine neden olmak mı? Örnekleri çoktur, bunların hepsini listeleyebiliriz, isimleri söyleyebiliriz.
BAŞKAN - Sayın Demirel, bir saniyenizi rica ediyorum.
Sayın bakanlar lütfen... Sayın milletvekilleri, sizlerden rica ediyorum, sayın bakanların bu konuyu dinlemesini talep ediyorum. Önemli bir konuyu görüşüyoruz, diğer görüşmelerinizi Genel Kurul dışında yaparsınız.
Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ne ayıp şey ya, vallahi çok ayıp ya!
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Arkadaşlar, bu ne ya! Kadın gününe çevirdiniz bu Meclisi.
BAŞKAN - Buyurun.
ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Süremi sonra telafi ederiz Sayın Başkan.
Hükûmetin ve Parlamentodaki milletvekillerinin ve iktidarın bu konuyu ne kadar önemsediği aslında yan tarafta çok da belli oluyor; bunu bir kez daha ifade edelim.
Evet, Sayın Bakan Cizre Kaymakamlığıyla görüştüğünü ve ambulansın gönderildiğini ve ambulansa yaralıların götürülmediğini ifade etti. Ben de birey olarak şu anda grubumuz adına da Faysal Sarıyıldız'la görüştüm. Ve bütün Parlamento grubumuzdaki milletvekillerinin o bölgelere giderek yaşadıkları aynı şeyleri, bire bir olguları paylaşabiliriz burada. Evet, hiç muhatap yok, sadece zırhlı araçlar var ve üzerinize ateş açılıyor. Böyle bir şeyi sadece empati etmenizi istiyorum; bunu ifade edeyim.
Ambulans o bölgeye gönderilmiyor. Kayıtlar çok net; 112 kayıtları, 155 kayıtları, bizim Faysal Sarıyıldız'ın ve oradakilerin 112'yi arama kayıtları, adres bildirmeleri çok net ifade edilebilir. Buradan çok net bunu söyleyebiliriz. Evet, Faysal Sarıyıldız ve milletvekili arkadaşımızla birlikte belediye başkanımız, meclis üyelerimiz -seçilmişler- ve halktan yaralıların olduğu bilgisi üzerine -adresi vereceğim birazdan- o bölgeye giderken kaymakama bilgi vererek gidiliyor, mesaj çekiliyor. İçerisinde İMC kameramanı Refik'in de olduğu bir grupla, o bölgede yaralıların ambulansa alınması için, yaralılara müdahale etmek için almaya gidiyorlar ve ambulans o bölgeye gelmiyor, çok net ifade edeyim. Şimdi o bölgenin adresini vereceğim, o zaman Sayın Bakan o adrese ambulans göndersin. Faysal Sarıyıldız'ın o bölgede, orada, bahçede ambulansı gördüğü an itibarıyla 3 yaralının oradan ambulansa alınacağını bir kez daha ifade edeyim. Şu anda farklı şeyler ifade ediliyor, farklı bireyler olduğunu, farklı yerlerde olduğunu... Adresini veriyorum... Faysal Sarıyıldız Vekilimizin ve onun yanındakilerin eğer -çünkü en son yazdığı yazıda "Yaşamımız tehlikededir." diyor- başlarına bir şey gelirse sorumlu bu Hükûmettir, bu iktidardır, bu Parlamentodur yani bunun çok net bilinmesi lazım. Direkt adres veriyorum: Şu anda Faysal Sarıyıldız ve 10-15 kişi -seçilmişlerin olduğu kişiler- Dağkapı Mahallesi, Uçkun Sokak, Dere Caddesi No:13/14'teler. Oraya ambulans gönderin; 3 yaralının orada olduğunu ve daha önce de yaralanmış -birlikte gittiklerinde- 10'dan fazla yaralının oraya gönderilen cenaze aracıyla zorla hastaneye gönderildiklerini biliyoruz. Karşılarında kimin olduğunu bilmiyor, sadece zırhlı araçlardan ateş açılıyor.
Evet, Sayın Bakan söyledi. 7 kentte, 20 ilçede, onlarca mahallede şu ana kadar 56 kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı var ve toplamda üç yüz on üç günü bulmuş. Bu halkın nasıl da yaşamını idame ettiğini bir kez daha sorguladı mı Hükûmet, bir kez daha onu sormak istiyoruz. Evet, çok yakinen bildiğim, sokak sokak, mahalle mahalle bildiğim Sur ilçesi bugün ellinci gününde arkadaşlar. Sur'da elli gündür halk sokağa çıkamıyor. Sadece sokağa çıkma yasağının olduğu bölgeler değil, sokağa çıkma yasağı olmayan mahallelerimiz de abluka altındadır ve bu mahallelerimizde de insanlar sokağa çıkamıyor. Bırakın Sur, Yenişehir'de, evinin içinde, sofrasının başında katledilen insanlar var. Havan toplarıyla katledilen insanlar var. Şu anda da yine aynı şeyler uygulanıyor. Tankla, topla siz bir ilçeye, bir kente giremezsiniz, suçtur. AİHM'in almış olduğu tedbir kararına bile uymuyorsunuz şu anda Cizre'de. AİHM tedbir kararı aldı, kim için? Serhat Altun ve Orhan Tunç hakkında tedbir kararı aldı. Direkt ambulansların gitmesi gerektiği üzerinden bir tedbir kararı var ama bunu uygulamıyorsunuz.
Çok net söylüyoruz, bugün Parlamentonun gündemi torba yasadaki bazı değişiklikler değil, acil gündemi Cizre'dir, Sur'dur, Silopi'dir. Bir kent, bir ilçe ateş altındayken siz burada bir yasa değişikliğini gündeme alırsanız oradaki insanlar size sorar: Bizim yaşamımızı garantiye almayan bir Meclis, bir Hükûmet burada torba yasayı nasıl ifade edecek? Bunu bütün herkes sorar size.
Değerli milletvekilleri, ben şunu bir kez daha ifade ediyorum. Şu anda gerçekten kim olduğu bilinmiyor. Faysal Sarıyıldız'a da sorduk, telefonu var, arkadaşlarımız açıp sorabilirler. Şunu çok net söyleyelim, "Kimdir size ateş açan?" dediğimizde "İki zırhlı araçtır, başka da kimse yoktur. Bu adrese gelsinler." diyor. Siz valinin vermiş olduğu bilgilerle hareket ediyorsunuz.
Geçen hafta Şırnak'a gitmek isteyen altı vekil... Milletvekili arkadaşlarımızdan biri, ben grup başkan vekiliyim, Sayın Meclis Başkanımızla da görüştüm. Bir ilçede sokağa çıkma yasağı olmamasına rağmen, herkesin rahatlıkla girebileceği bir ile ve ilçeye Meclis milletvekillerinin, grup başkan vekillerinin girişine izin verilmiyor. Kim izin vermiyor? Vali vermiyor. Vali telefona da çıkmıyor. Bu kadar dillendirdik burada, Şırnak Valisi hiçbir şekilde telefonlarımıza cevap vermiyor arkadaşlar ve Şırnak Valisinin verdiği bütün bilgiler çok açık ve net söyleyeyim yalan ve yanlıştır.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Vali yalan konuşmaz.
ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Çünkü, orada yaşayan milletvekillerimiz, orada bizzat yaşayan milletvekillerimiz vardır. Bize orada verilen bilgileri grup başkan vekilleri açıkladı ama Sayın Faysal Sarıyıldız bu Parlamentonun bir üyesidir, telefonu vardır, isteyene verebiliriz, kendileri arayıp görüşebilir. Biz Sayın Bakandan açık ve somut, net olarak sorulara cevap istiyoruz. Şu anda...
Başkan, sürem bitti ama bir dakika, sözümü bitirmek istiyorum.
BAŞKAN - Vereceğim Sayın Demirel.
Buyurun.
ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Çok açık ve net ifade ediyoruz ve soruyoruz. Sayın Bakan, şu anda, bu Parlamentonun bir üyesinin yaşamı tehlike altındadır. "Biz halkın, vatandaşın yaşamını koruyacağız." dediğiniz ifadeye rağmen şu anda Parlamentonun bir üyesi, seçilmiş milletvekili, belediye eş başkanı, meclis üyeleri ve halktan oluşan insanların yaşamları tehlikededir. Biz bunu buradan haykırıyoruz, tüm Türkiye kamuoyuna haykırıyoruz. Biz hiçbir bireyin yaşamını yitirmesini istemiyoruz, burada defalarca söyledik. Ne polisin, ne askerin, ne gerillanın, ne kadının, ne çocuğun, ne yaşlının, hiç kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - "Gerilla" diye bir şey yok, vatan hainleri var.
RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Ne teröristin.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Vatan hainleri var be!
ÇAĞLAR DEMİREL (Devamla) - Biz hiç kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Ablukalarla, sokağa çıkma yasaklarıyla bu sorun çözülmez. Bu sorun Parlamentoda çözülecektir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)